GenelGüncelKültür SanatTürk Dünyası

AZERBAYCAN SEVDASI

Nazim Əhmədli /Kırımın sesi qazetesinin Azərbaycan təmsilcisi

Orhan Aras

AZERBAYCAN SEVDASI

Orhan Aras
Orhan Aras

20 Ocak 1990 tarihinde Frankfurt’daydım. Akşam Bakü’den daha yeni gelmiş bir video kaset izlemiştim. 1989 yılındaki bir mitingde Halil Rıza şiirler okuyor ve binlerce insan sloganlar atarak onu alkışılıyorlardı. O video kasetleri izledikçe Azerbaycan’nın bağımsızlığı konusundaki ümitlerimiz de artıyor, gelecekle ilgili hayaller kuruyorduk. Bağımsız olan Azerbaycan’nın elbette ki ilk ziyaretçileri de bizler olacaktık.

Sabah uyandığımda telefonlar peş peşe çalmaya başladı. Avrupa’nın çeşitli şehirlerinden arayan arkadaşlar Bakü’de olaylar olduğunu ve Sovyet askerlerinin halka tankler ve ağır makineli tüfeklerle ateş ettiklerini söylüyorlardı. Hemen televizyonu açtım. Alman ve İngiliz kanallarında herhangi bir olağnüstülük yoktu. Haber veren radyolarda ise sadece bir cümle ile Bakü’deki isyan hareketinin bastırıldığı haberi veriliyordu. Öğle haberlerinde televizyon Bakü’den kısa bir görüntü yayınladı ve Sovyet askerlerinin Bakü’deki radikal gruplara karşı harekete geçtiği bildirildi. Münih’den yapan Azadlık radyosu ise olayların çok vahim olduğunu duruyordu. Mirze Xezer’le telefonda görüştükten ve 19 Ocak gecesinde ortaya çıkan katliamın boyutunu öğrendikten sonra  Avrupa’daki arkadaşlarla telefonalştık ve toplantılar, mitingler yaparak olaylar hakkında Avrupa kamuoyunu aydınlatmaya yapmaya karar verdik.

O gece uyumayan ve Bakü’den sağlıklı haberler almaya çalışanlardan biri de Hollanda’dan İlhan Aşkın’dı. Onun de dedeleri Azerbaycan’dan Iğdır’a göç etmişlerdi ve Azerbaycan’a yönelik mecnunvari bir tutkuya sahipti.

20 Ocak nasıl Sovyetler Birliği’nin yıkılmasında büyük rol oyandı ve Azerbaycan’nın bağımsılzığının önünü açtıysa, Avrupa’da da Azerbaycan bayrağının yükselmesine ve adına dernekler açılmasına yol açtı.

İlhan Aşkın 1990 yılından itibaren Hollanda’da açılan Azerbaycan derneklerinin en faal üyelerinden biri oldu. Oraya her gittiğimde  onu ön sıralarda görüyordum. Bütün çalışmalara gönüllü katılıyor ve yorulmak, yılmak nedir bilmiyordu. Bir süre sonra Hollanda Türk-Azerbaycan Derneği Başkanı oldu. Başkan olarak Den Haag belediyesi ile ortak çalışmalar yürütttü. Spor, dil kursu gibi gibi çeştitli kurslar düzenledi ve gençleri de derneğe çekti.

Avrupa’da düzenlenen mitinglerde en başta o vardı. Brüksel’den Berlin’e kadar her yere koşuyor, otbüslerle, trenlerle insanları mitinglere taşıyor ve heyecanlı konuşmalar yapıyordu.

Bazen kıskançlık, bazen, cahillik bazen de kötülük olsun diye karşısına inanlımaz engeler çıkıyordu. Ama bütün bunlara rağmen asla yılmıyor ve yorulmuyordu.

Bütün Avrupa’da ilk kez Hocalı adına bir anıt onun çabalarıyla açıldı. O sadece Den Haag’da değil diğer şehirlerdeki derneklerle de koordinali çalışıyor, özellikle gençlerin Azerbaycan davasına sahip çıkmalarını istiyordu. Özellikle nevruz bayramlarında büyük toplantılar düzenleyerek. insanların özlerini kaybetmelerine, yabancılaşmamalarına çalışıyordu. Hollanda’daki basın ve siayset dünaysıyla da iyi ilişkiler kurmuştu. Zaman zaman Hollanda gazeteleri ve televizyonlarında derneğin faaliyetleri ile ilgili haberler yapılıyordu. Onun çalışmaları elbette Ermenilerin de dikkatlerini çekiyordu. Kaç kez dernek taşlanmış ve camları kırılmıştı. Bir mitingte yaptığı konuşma nedeniyle mahkemeye verilmiş ve hapse atılması istenmişti. Bir mahkemesine katıldığımda, mahkemenin de adeta bir mitinge dönüştüğünü görmüş sevinmiştim.

Azerbaycana Mecnunun leylasına sevdası gibi sevdalanan İlhan Aşkın son dönemler başka önemli bir işe imza attı. Önce Türkiye’ye, Iğdır’a yüzlerce engelli arabası götürdü. Binlerce euroya mal olan ve Avrupa’daki işadamları tarafından finanse edilen bu arabalar yürüyemeyen insanlara büyük kolaylıklar sağlıyordu. Şimdi aynı arabalar bu kez “Gurbetten Karabağ’a” sloganıyla Azerbaycan’a gönderildi. Bakü, Masallı, Lenkeran, Ağstafa, Gence, Kazak, Berde gibi bölgelerde özellikle Karabağ gazilerine verilen bu arabalar Avrupa’da yaşayan insanlarımızın duygularını da oraya taşımış oldu.

İlhan Aşkın, artık yirmi günden beridir Azerbaycan’da hem gazilerimizi sevindirmekte hem de Şuşa’ya kadar yollarda yüreğindeki bayrağı dalgalandırmaktadır. Onu kah gülen, sevinen bir gazinin yanında, kah şehidler xıyabanında görünce bizim 1990 yılındaki endişelerimiz ve korkularımızdan sonra ortaya çıkan sevincin ve ümidin coşkusunu görür gibi oluyorum.

Onu orada karşılayan Adil Aliyev gibi milletvekillerimiz…. kadar herkes burdan oraya giden sevdayı yüreğinde hisseden insanlardır.

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest