GenelGüncelKültür SanatTürk Dünyası

Hindistan’ı Fetheden Çılgın Türk; Babür Şah

Babür İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı. 1526 yılında kurulan imparatorluk, günümüzdeki Afganistan ve çevresi üzerinde kurulmuş, ve hüküm sürmüş Türk-Moğol kökenli devlet. Batı tarafından Mughal İmparatorluğu olarak da bilinir. Babür İmparatorluğu’nun hakimiyet alanı, en geniş olduğu dönemde bugünkü Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan’ı kapsamaktaydı. Babür Şah 1483 yılında (Özbekistan) Fergana’da doğdu 1530 (Hindistan) Agra’da vefat etti. Babür Şah’ın Soyu, baba tarafından Timur anne tarafından  Cengiz Han’a dayandığı bilinmektedir. Son derece engin bir kültüre sahip olan Babür, okumaya karşı büyük bir ilgi duymaktaydı. Kendisini unutarak bütün gününü kütüphanelerde geçirebilirdi. 

babür şah
babür şah

Babür Şah babasının ani ölümüyle, daha küçük bir çocukken tahta geçmiş. amcası ve dayısının bunu kabul etmemesi üzerine, pek çok mücadele yapmıştır. Asıl ağır mağlubiyeti, Özbek hükümdarı Şibani tarafından gerçekleşmiştir. Bünün üzerine tehlikeli, ve çileli dönem sonunda yurdunu terketmiştir. Çevresindeki bir avuç askeri ile, geçit vermez Hindukuş Dağlarını aşıp Afganistan’a gelmiş, kan dökmeden Kabil’i ele geçirmiş ve hükümdarlığım, burada sürdürmeye başlamıştır. SAFEVİ İTTİFAKI  Şibani Han, 1510 yılında Şah İsmail tarafından yenilip öldürülünce, bölgede doğan boşluk sonucu, Babür ata topraklarını kurtarmak için Safeviler ile, ittifak eder ve yardımıyla 1512-1513’te Buhara ve Semerkand’ı yeniden ele geçirdi. Sünni olarak yetişmesine rağmen, Şah İsmail’e tabi olmuştur. Semerkant’ta kılınan ilk cuma namazında hutbeyi kendi adına değil, Şah İsmail ve 12 imam adına okutmuş, Şah İsmail’e bağlananlar gibi kırmızı başlık giymek zorunda kalkmıştır. Hatıratında pek bahsetmediği bu yıllarda, Şiilik inancının esaslarını kabul eder gibi görünmüştür. OSMANLI İTTİFAKI VE HİNDİSTAN SEFERİ 1514’te Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail’i yenilgiye uğratması sonucu üzerindeki Safevi baskısı kalkınca Babür Şah, Özbekler karşısında yenilgiye uğramış ve vatanından tekrar ayrılmak zorunda kalmıştır. Bundan sonra Safevi hanedanı ile bağları tamamen kopmuş, artık Osmanlı ile dost ilişkiler kurulmuştu. Hindistan’a yönelen Babür, Osmanlılardan gelen toplar sayesinde, buradaki hükümdar İbrahim Ludi’nin 100.000 asker ve 1.000 filden oluşan muazzam ordusunu, 13.500 kişilik küçük bir orduyla 7 saat içerisinde, büyük bir mağlubiyete uğrattı. Başkent Dehli’yi ve Agra’yı ele geçirmiştir. 1527 den Hintlileri’de yenerek, Gazi ünvanını almış ve Hind-Türk Devletini kurmuştur. Babür bu hızlı ve hareketli hayatının sonlarına yaklaştığında, kurduğu devlet devrinin en büyük ve en güçlü devletlerinden biri halindeydi. BABÜRNAME Babür Şah’ın en önemli eseri Çağatay Türkçesi ile kaleme aldığı Babürname’dir. Babür, bu eserinde çocukluğundan hayatının sonuna kadar bütün hayatını hikaye etmiş, gezip gördüğü yerleri, tanıştığı insanları, kültürleri, coğrafyaları anlatmıştır. Ekber Şah zamanında Çağatay dilinden Farsça’ya çevrisi yapılan Babürname, ilerleyen dönemlerde Urduca, İngilizce, Fransızca, Rusça, Japonca başta olmak üzere birçok dile çevrilmiş, 1943-1946 yıllarında kusursuz bir Türkçe çevirisi Arat tarafından yayımlanmıştır. TAJ MAHAL İslam türbe mimarisinin en önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilir.

taç mahal
taç mahal

Babür İmparatorluğunun 5. hükümdarı Şah Cihan’ın 1631 tarihinde genç yaşta ölen eşi için yaptırmıştır. Şah Cihan’ın eşine olan büyük aşkı, günümüzde tüm dünyada dilden dile dolaşmaktadır. Şah Cihan, ile eşi Mumtaz Mahal arasındaki sevginin de sembolüdür. 1983’ten bu yana UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır. Yılda tahmini 3 milyon kişi tarafından ziyaret edilir. Taj Mahal’in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe, Mimar İsmail Efendi tarafından yapılmış ve 1648 yılında tamamlanmıştır.

babür şah
babür şah

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest