Genel

KIRIM’DAN AKŞEHİR’E BİR GÖÇ HİKAYESİ

Günümüzden 237 yıl önce, 8 Nisan 1783 tarihinde; Kırım Hanı’nın da esir alındığı işgal ile başlayan toprak gaspı, demografik yapıyı değiştirme çabaları, baskı, şiddet ve sürgün gibi nedenlerle göç kararı alan Kırım Tatarlarının Akşehir’de Kaha adıyla kurduğu, 1963 yılında değişen ismiyle Köklüce köyü, 1990 yılında ilçe olan Tuzlukçu’ya bağlandı. Göç edenlerin Kırım’da kalan soydaşları ise 1944 yılında soykırıma tabi tutuldular ve sürgün edildiler.

İşgalin ardından 1792 yılında başlayan ilk göç dalgasını, 1800’lü yıllarda diğerleri takip etti. İkinci Dünya Savaşı’nda Kırım’a giren Alman ordusuna esir düşmeleri sonucu Almanların yanında Kızıl Orduya karşı savaşanlar oldu. Kırım Tatarları, yaşananlar gerekçe gösterilerek 1944 yılında topraklarından sürüldüler.

Büyükşehir Yasası ile mahalle olan 100 haneli Köklüce köyünde; 2019 nüfus sayımına göre, 225’i seçmen statüsünde olan 250 kişi yaşıyor. Yazın taşrada yaşayanların köye dönmesi ile bu rakam 2 katına çıkıyor.

Köy sakinlerinden Servet Odaman; uzun yıllar süren araştırmaları sonucunda, Kırım’dan Akşehir’e uzanan göçün hikayesini kitaplaştırdı. Odaman’ın “Kırım 1903 / Akyar’dan Akşehir’e Bir Göç Hikayesi” adını verdiği kitabında okuyucusuyla buluşturduğu trajik hikayenin dayandığı araştırmasından önemli başlıklar şöyle:

servet odaman
servet odaman

“Akyar, Akmescit, Yalta, Bağçasaray ve Sudak’a bağlı köylerden göç ederek gelen Kırım Tatarları; ilk önce geçici olarak, bugün Devlet Hastanesi’nin bulunduğu bölge ve Hasan Paşa Camii civarına, daha sonra Kaha Dereleri mevkiinde yapılan konutlara yerleştiriliyorlar. O tarihlerde kurulan köy, 1963 yılında Köklüce adını alıyor.

Klasik Kırım Tatar mimari tarzının bütünüyle muhafaza edildiği köyün kuruluşu ile birlikte yapıldığı söylenen cami, 1985 yılında yıkılarak yerine yenisi inşa ediliyor. 1940-1950 arasında 3 sınıflı olarak eğitim veren köy okulunun ilk eğitmeni Mustafa Kapçı oluyor.

Köy halkından pek çok kişi, göçten kısa bir süre sonra katıldıkları savaşlarda, çeşitli cephelerde ve Kurtuluş Savaşı’nda şehit ve gazi olmuşlar. Hemen her aileden bir şehit, bir Kurtuluş Savaşı gazisi var. Kıbrıs Barış Harekatı’nda gazi olan İdris Dalcı halen sağ.

Köyde unutulmayan bir olay da 1960 yılında yaşanan kuraklık. Köy, ziraati ve sosyal dayanışması ile örnek köy seçiliyor. Köy halkı, gelenek ve göreneklerini yaşamaya ve yeni kuşaklara aktarmaya devam ediyorlar.”

Kitap Hakkında
Kırım’ı işgal ile başlayan, toprak gaspı, baskı, şiddet, demografik yapıyı değiştirme, sürgün gibi sebeplerden dolayı “Aktopraklar”a kitlesel göçler olmuştur.
8 Nisan 1783 tarihinde Grigory Potemkin, komutasındaki bir orduyla Kırım’ı işgal ederek, Kırım Han’ını esir alması, felaket günlerinin başlangıcı oldu. Potemkin, işgali kabul etmeyen Kırım Tatarlarının tepki ve isyanlarını durdurmak için binlerce insanı katletti. 1 Müslüman olmayan bir ülke tarafından, işgal edilmeyi içine sindiremeyen Kırım Tatarları, yapılan şiddet ve katliamlar neticesinde kitleler halinde göçe başladı. Yüz yılı aşkın süren bu göç hareketine direnip, Vatan Kırım’da kalan insanların akıbeti ise daha feci oldu!
Rusların yaptığı uyğulamaların, Kırım Tatarlarını toptan yok etme, “JENOSİT” 2 hareketi olduğu, yaşanan tarihi süreçte görülmüştür. 20 Mayıs 1944’te Kırım’da bir Türk ferdi dahi kalmadı!..

Yıl 1783;
Vurdular Kırım’ın göğsüne hançeri!
İnledi dağ, taş, toprak derinden.
Yürüdükçe namerdin ayağı üzerinde!
Feryatlarla döküldü, yaş gözlerinden.

*****

Çöktü vatanıma, acı ve zulüm
Yağma edildi Kırım! Bağçalar, bağlar,
Yankılanınca kiliseden çan sesleri,
İnsanlar akın, akın, yollarda ağlar.

*****

Serpildik! Dünyanın her bir yerine,
Ayrılık, hasretlik, yangın yürekler!
Tutsak bir kuş gibi, göçte, sürgünde,
Bir gün yurduna dönmeyi bekler…

*****

Kırım! Hayatım, sevdam, mabedim,
Vatanım! Bağında bir avuç toprağım,
Bağçasaray’ında ulu bir çınar,
Gül dalında gonca, sararmış bir yaprağım…

Servet ODAMAN
16.08.2020

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest