Kültür Sanat

HAVAYA SUYA TOPRAĞA DOST OLMADAN İNSANA DOST OLUNMAZ

Bütün insanlığın ortak hayat kaynağı olan tabiatta, her şey yerli yerindedir, hiçbir şeyin eksikliği hissedilmediği gibi, hiçbir şeyin fazlalığı da hissedilmez. Denizleri, dağları ve ovalarıyla, tabiatın bağrında taşıdığı canlılar arasında, eşsiz bir yardımlaşma ve dayanışma vardır. Son yıllarda büyük bir gelişme gösteren Çevre mühendisliği insanların, tabiatta yol açtıkları görünen ve görünmeyen kirlenmeleri, araştıran yeni bir bilim dalıdır.
*
Termodinamik Biliminin Birinci Kanununa göre, tabiatta var olan madde ve enerji, bir yapıdan başka bir yapıya dönüşebilir, ancak hiçbir zaman yok edilemez. Bu yüzden insanların tükettikleri ürün ve hizmetlerden, geride kalanları denizlere atarak, onlardan kurtulmaları mümkün değildir. Taşı, toprağı, suyu ve havasıyla, tabiatın doğal kaynaklarına dayanılarak, yapılan her üretimin ve tüketimin bir bedeli vardır. Tabiat insanlara karşılıksız ürünler sunan,bir alışveriş merkezi değildir.
*
Doğal bilimlerin olduğu kadar, sosyal bilimlerin de odak noktasını, nimet ve külfet arasındaki ilişkilerin araştırılması ve değerlendirilmesi oluşturur. Ekonomide hiçbir nimet, külfetsiz değildir. Hayatın hiçbir alanında külfetsiz nimet, nimetsiz külfet olmaz. Nimetlerle külfetlerin arasındaki dengelerin gözetilmesinde, kayıpların önlenmesi, en büyük ekonomik kazanımdır. Her şeyin doğal olduğu bir toplumda, nimetler ile külfetler arasında eşsiz bir uyum ve düzen vardır.
*
İnsanlığın ortak hazinesi olan tabiatın doğal kaynaklarından yararlanmada, nimet ve külfet dengesini korumada, doğal ve sosyal bilimlerin kanunları, kutup yıldızları gibi, bütün toplumlara yol gösterirler. Çünkü doğal hayat gibi, ekonomik hayat da birbirleriyle, uyumlu ve düzenli bir biçimde, çalışan çarklardan oluşan, büyük bir saate benzer. Bütün insanlığın hayat kaynağı, tabiattan ihtiyacından daha fazlasını alanlar, farkında olmadan saatin çarklarına taş atarlar.
*
Tabiatın kaynakları dünyada, herkesin karnını doyuracak kadar bol, kimsenin gözünü doyuramayacak kadar da kıttır. Hiç kimse tabiatın genel geçer, doğal yasalarına meydan okumayı, aklından bile geçirmemelidir. Çevre mühendislerinin sürekli vurguladıkları gibi, tabiatın sınırlı kaynaklarıyla, insanların sınırsız istekleri karşılanamaz. Ekonomi bilmek, her gelirin bir gideri olduğunu bilmektir.Bunun için, İzzet Molla: “Kimse aç kalmaz cihanda / Bilse nimet kadrini” demektedir.
*
İnsanı bilen tabiatı bilir, tabiatı bilen hayatı bilir, hayatı bilen ekonomiyi bilir.Tabiatta kimse ekmediğini biçemez, üretmediğini tüketemez.Ekonominin doğal yasalarına savaş açılamadığı gibi,doğal yasal, doğal değerler, halk oylamasına da sunulamazlar.
*
Al Gore’un “Küresel Denge” kitabında, Kızılderili Şef Seattle’dan aktardığı gibi: “Dünya insana ait değildir, insan dünyaya aittir.Her şey bizleri birleştiren kan gibi birbiriyle bağlantılıdır. Hayat ağını insan örmedi, insan bu ağın içinde bir teldir.Ağa ne yaparsa kendine de onu yapmış sayılır.”
*
İnsanların tabiattan yaralanmada sınır tanımazlarsa,iklim değişikliği ve küresel ısınmanın, en büyük destekçisi olurlar.

Pin It on Pinterest