İSTANBUL DEPREMİ ÜZERİNDEN HAYATİ ÖNERİLER
İSTANBUL DEPREMİ ÜZERİNDEN HAYATİ ÖNERİLER
İsmail CİNGÖZ
Türkiye, 6 Şubat 2023 günü büyük bir felakete uyanmıştır. Saat: 04:17’de 7,7 ve dokuz saat sonra 7,6 şiddetlerinde Pazarcık ve Elbistan merkezli yaşanan iki deprem; Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Osmaniye, Adana ve Elâzığ illerini doğrudan etkilemiştir.
Türkiye’de doğrudan 11 ilde etkili olan bu depremler; etki alanı ve sebep olduğu yıkımların büyüklüğü açısından Anadolu’da son 2 bin yılda yaşanan depremlerin en büyüğü olarak değerlendirilirken[1], Suriye, Irak, Lübnan, Kıbrıs Adası ve Mısır’dahissedilmesi, Suriye’de yıkımların görülmesi[2] depremin şiddetini ve etki alanını göstermesi açısından dikkat çekmektedir.
Yıkılan veya hasar gören binaların enkazları altında kalan yüzbinlerce insandan; 5 Mart 2023 tarihi itibariyle Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan resmî açıklamalara göre 4.267’si Geçici Korunma Saikiyle Türkiye’ye gelmiş Suriyeli olmak üzere 45 bin 968 kişinin hayatını kaybettiği[3] duyurulmuştur. Suriye tarafında yaşanan yıkımlarda ise 3.688 kişinin hayatını kaybettiği, 14.749 kişinin de yaralandığı[4] çeşitli basın kuruluşlarında yer almıştır. Kapsadığı alanın büyüklüğü, yaşanan can kayıpları, maddi-manevi yıkımları ile Anadolu coğrafyasında olduğu kadar dünya çapında sayılı büyüklükteki depremler arasında olduğu görülmektedir.
Uluslararası basın kuruluşlarının verdikleri haberlerde de son 100 yılın en büyük doğal felaketi[5] olarak tanımlanan deprem sonrası yaşanan ve hala devam etmekte olduğu görülen artçı sarsıntıların bir kısmının 5 ila 6 şiddetlerinde olması[6] hayatta kalan bölge insanlarına çok büyük oranlarda endişe ve panik yaşatmaktadır. Dolayısı ile Türkiye açısından sadece 11il ile sınırlı kalmamıştır. Ev ve iş yerlerini kaybeden insanların birincil olarak batı illeri olmak üzere Türkiye’nin nerdeyse bütün bölgelerine göç ederek hayata tutunmaya çalıştıkları bir gerçektir.
6 Mart 2023 tarihli Kahramanmaraş merkezli depremler; can kayıpları, konutlarda ve sanayi tesisleri, kara yolları ve hava alanlarında yaşanan korkunç yıkım ve tahribatlar, binlerce insanın enkazlardan kurtarılması, yaralıların sevk-nakil ve tedavileri ile birlikte kurtulanların/kurtarılanların barınma ve iaşeleri başta olmak üzere hayatın her alanında ihtiyaçlarının karşılanması gibi sorunlar, deprem ülkesi olmasına rağmen Türkiye’de depreme hazırlıklarda ve koordinasyonlarda nelerin eksik veya hatalı olunduğunu acı deneyimlerle gözler önüne sermiştir. Bu arada birçok akademisyen ve yer bilimi uzmanlarının yıllardır dikkat çekmeye çalıştıkları olası İstanbul depremi olması durumunda Türkiye’yi ne kadar büyük bir tehlikenin beklemekte olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
İstanbul merkezli Marmara Bölgesi Türkiye’nin kalbi durumundadır. Zira resmi rakamlarla Türkiye nüfusunun 24.465.689’ununMarmara Bölgesi’nde olduğu görülmektedir[7]. Bununla beraber Türkiye ekonomisi ve sanayi sektörü açısından binlerce stratejik tesis, fabrika, kurum ve kuruluşların ekser çoğunluğu da Marmara Bölgesinde yer almaktadır. Büyük bir deprem durumunda Türkiye’yi nelerin beklediğini Kahramanmaraş depremi adeta bir kez daha hatırlatmış ve karar alıcı mekanizmalar ile özel sektör yöneticilerine çok önemli mesajlar vermiştir.
***
17 Ağustos 1999 Gölcük depreminden sonra İstanbul merkezli Marmara bölgesinde olası bir depreme karşı bir dizi çalışmalarla bazı hazırlıkların yapılmakta olduğu görülmektedir.
Bilim insanlarının, İstanbul’da 7,5 büyüklüğündeson derece yıkıcı bir deprem beklendiği konusundaki uyarıları dikkate alınarak, İçişleri Bakanlığı koordinasyonunda İstanbul Valiliği, İl Jandarma Komutanlığı, AFAD ve diğer kamu kurumları ile birlikte olası depremi minimum hasarla atlatabilmek için detaylı bir eylem planı oluşturulduğu, kara, hava ve deniz yolları üzerinden tespit edilen 23 adet tahliye alanlarından İstanbullu depremzedelerin 11 il merkezine tahliyelerinin planlandığı, bu işlemin aksamadan yürütülebilmesi için koordinasyonların tamamlandığı[8]Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından kamuoyuna ilan edilmiştir.
Ayrıca “Türkiye’deki Sanayi Bölgeleri İçin Acil Müdahale Çerçevesinde Deprem Afet ve Risk Yönetimi” projesi kapsamında çeşitli çalışmaların[9] yapıldığı da görülmektedir. Bu çalışmalar önemli ve iyi gelişmeler olarak değerlendirilmekle birlikte, 6 Şubat 2023 günü yaşanan korkunç depremler, kâğıt üzerinde yapılan bütün planları işlevsiz bıraktığı görülmüştür. Zira hazırlık planlarına görev dağılımı yapılmış kişilerin de birer deprem mağduru olabilecekleri, planlanan görevlerinin başına gidemeyecek durumlarla karşı karşıya kalabildikleri bir gerçektir.
Hatta kara, hava ve demir yollarının yer yer kullanılamaz hale gelen kesimleri nedeniyle arama, kurtarma ve tahliye ekiplerinin dahi felaket bölgelerine ulaşamamaları nedeniyle yapılması gereken müdahalelerde gecikmeler olmasına bağlı olarak can kayıplarının arttığı yönünde çeşitli haberler ulusal ve uluslararası basın kuruluşlarında yer almıştır. Dolayısı ile yapılan planların, planlara göre yapılan tatbikatların, maalesef gerçek büyük felaketlerde beklenen olumlu sonuçları vermediği ne yazık ki tecrübe edilmiştir.
İstanbul ve Marmara Bölgesi için yapılan planların da böyle bir felaket karşısında yeterli olamama ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Zira resmi verilere göre sadece İstanbul’da 14.612.273 kişinin yaşadığı görülmektedir[10]. Çevre illerin de etkileneceği varsayılırsa yaklaşık 25-30 milyon kişinin depremle karşı karşıya oldukları görülmektedir.
Bu kadar insan içerisinde hayatlarını kaybedenler, enkaz altında kalanlar, kurtulmuş ama tahliye edilmeyi bekleyenler, arama kurtarma, ilk yardım ekipleri keşmekeşliği, planlara göre görev verilenlerin de birer deprem mağduru olabilecekleri gibi bir dizi nedenlere bağlı olarak yapılan planların hiçbirini ilk birkaç gün içerisinde kullanılmasını nerdeyse imkânsız kılacağı muhakkaktır.
Sonuç Olarak;
Bu nedenle Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma Protokolü (EMASYA) planı eksenli illerde Valilerin kontrolü altında olmak kaydıyla; İçişleri Bakanlığı Millî Savunma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve uygun görülecek diğer kurumlar arasında bir koordinasyon sistemi oluşturularak taşra teşkilat yapılanmalarına mesai içi ve mesai dışı saatleri belirtilerek mesaide olan personel kadrosu üzerinden sürekliliğe esas reel duruma göre görev dağılımları yapılmalıdır.
Bu plana göre; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, sahil bölgesi olan illerde Sahil Güvenlik Komutanlığı, İl Sağlık Müdürlükleri il ve ilçe teşkilat yapılanmaları, Belediye Başkanlıkları “Teşkilat, Malzeme, Kadro” durumuna göre planlarda görevleri belirlenmelidir. Bu plana göre personel gerçekçi eğitimlere tabi tutulmalı, personel ve araçların günlük olağan görev durumları dikkate alınarak, personel olası bir felaket durumunda o anki mevcut durumu ve konumuna göre nelerle yükümlü oldukları/olabilecekleri ve proaktif ne gibi kararlar alabilecekleri üzerine eğitimlerini tamamlamaları sağlanmalıdır. Ancak insanların bu tür hazırlıklara ilkokuldan itibaren alacakları eğitimlerle donanımlı olmaları gerektiği hatırda tutulmalıdır. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşı bu konularda ortalama bir bilgiye sahip olması sağlanacaktır. Ancak daha öncesinde ilköğretimden lise son sınıfa kadar her yıl Türkiye’nin deprem kuşağı olduğu eğitim ve öğretim programlarına dahil edilerek öğrencilerin bu bilinçle yetiştirilmeleri ileriki hayatlarında depreme hazırlık konusunu daha kolay kavramalarını sağlayabileceği hatırda tutulmalıdır.
Bütün resmi kurum ve kuruluşlar ile özel sektörde arama-kurtarma ekibinin kurulu olduğu bilinmektedir. Ancak bu ekibin ciddi manada kurs görmüş sertifikalı kişilerden oluşturulması, kurs görmeyenlerin de gerçek manada kurslara gönderilerek sertifika almaları yasal zorunluluk olmalıdır. Personeli mesai ve vardiyaları da bu durum gözetilerek teşkil edilmelidir.
İnsanların hayatlarının kurtarılması ve nakilleri kadar önemli bir diğer husus ise; Marmara bölgesinde olası bir deprem kuşkusuz ki stratejik tesisleri, sanayi tesislerini ve fabrikaları da olumsuz etkileyecektir. Kuvvetle muhtemel buralarda da yıkımlara sebep olacaktır. Gölcük Limanı’nda yer alan tersaneler başta olmak üzere liman ve etrafında konuşlu tesislerin de bu felaketten nasibini alacağı muhakkaktır.
Bütün bu olası felaket yaşanırken Türkiye’nin ayrıca bir de bölücü terör eylemlerine ve düşman saldırılarına maruz kalmayacağı garantisinin olmadığı aşikardır. Dolayısı ile tahliye planları, binaların depreme karşı güçlendirilmesi gibi yapılması gerekenlere ilaveten ve acilen stratejik tesisler başta olmak üzere fabrikalar ile sanayi kuruluşlarının “deprem riski az olduğu tespit edilen bölgelere” yani Mersin’den kuzeye doğru Karaman ve Aksaray sahasına olmak üzere Türkiye geneline nakilleri için acilen master planları hazırlanmalı ve planı tamamlananların da eş zamanlı olarak nakillerine başlanılması hayati öneme haizdir. Zira bu durum Türkiye’nin gerçek beka sorunlarından birisi olarak orta yerde durmaktadır.
Tesislerin Türkiye geneline yayılması doğal olarak İstanbul nüfusunu da rahatlatacak, göçlerin yönünü değiştirecektir.
Bu arada tesislerin Türkiye geneline yayılması planlanırken aynı grup tesislerin bir bölgeye toplanmamasına dikkat edilmelidir. Zira yeni plana dahil edilen bölgelerde de olası felaketler veya düşman saldırıları gibi durumlar yaşanması halinde aynı eksenli tesislerin topyekûn işlevsiz hale gelmesinin önüne geçilerek, Türk ekonomisinin en az zararlarla süreci atlatabilmesi hesaplanmalıdır.
Ayrıca kendi sektörleri kapsamında parça üretimi yapan fabrikalardan birbiri ile iltisaklı olanları örneğin bir otomobil fabrikasının her bir parçası farklı bölgelerde üretilerek montaj için belirlenen bölgeye bu parçaların nakli planlanmalıdır. Bu formül savunma sanayi dahil olmak üzere mümkün mertebe her sektör için zorunlu kılınmalıdır. Tesis kurmak isteyen özel sektör de bu konuda kontrol ve yönlendirmeye tabi tutulmalıdır. Ancak maksat yatırımda zorluk çıkartmaktan ziyade teşvik edici olmalı ve karar alıcı mekanizmalar tarafından; ülkenin uzun vadeli bekası için ortaya çıkan zorunluluk gerekçelerine vurgu yapılarak yasal zemine oturtulmalı ve bu işleyiş garanti altına alınmalıdır.
Bu uygulamalar için belirlenen bölgelerde üretici firmaların ihracat ve ithalatlarını kolaylıkla yapabilmeleri için altyapı, ulaşım ve gümrükleme sorunları da hazırlanacak master planlarına en başta dahil edilmelidir.
Son söz olarak; yerleşim birimleri, fabrika ve tesisler için imar planları yenilenmelidir. İnşaat mühendisi veya inşaat teknikeri unvanı olmayanlar müteahhitlik yapamamalı ve mühendis ile teknikerlerin ne kadarlık sahalara kadar yetkili olacakları belirlenmelidir.
Ayrıca deprem ve her türlü felaket durumunda; zemin etüdü yapan, imar planı hazırlayan, inşaat planını çizen ve onaylayan, yüklenici firma ve mühendisler, müteahit, inşaatta çalışanlar, çimento dahil malzeme temin eden firmalar, kontrol kurumları ve görevlileri, oturulabilir/kullanılabilir onayı veren kurumlar ile kişiler nizami olarak bina inşaat envanterinde yer almalı ve kusurları oranında sorumlu olacakları yasal zemine bağlanmalı, uygulanacak cezalar caydırıcı ve aftan muaf tutulmalıdır.
Resim Kaynak: Milliyet Gazetesi, “Türkiye Deprem Haritası: Deprem Bölgeleri Nerelerdir? 1. 2. 3. 4. Ve 5. Derece Deprem Bölgeleri”, 04.03.2023.
:
İsmail CİNGÖZ; Uluslararası Siyaset Uzmanı/M.A. BULTÜRK Ankara Temsilcisi. TDPB Basın Kulübü Başkanı. [email protected]
[1] Akşam Gazetesi, “Afet Bölgesine Dahil Olan 11. İl Hangisi? Depremden Etkilenen 11 İl Hangileri?” 17.02.2023.
[2] Haber 7; “7,7 ve 7,6’lık Depremler Suriye’yi de Yıktı: Binlerce Ölü ve Yaralı Var”, 11.02.2023.
[3] Haber 7; a.g.y.
[4] BBC News, “İngiltere Basınında Kahramanmaraş Depremleri: Son 100 Yılın En Büyük Doğal Felaketi”, 07.02.2023.
[5] Haber Türk, “Deprem Bölgesinde Artçılar Sürüyor! İşte 6 Mart 2023 Pazartesi Son Depremler Listesi”, 06.03.2023.
[6] Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, “Türkiye’nin Nüfus Haritası”, 11.07.2019. https://www.icisleri.gov.tr/turkiyenin-nufus-haritasi
[8] Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, “Olası İstanbul Depremi İçin Büyük Hazırlık”, 26.04.2021. https://www.icisleri.gov.tr/olasi-istanbul-depremi-icin-buyuk-hazirlik
[9] Haber Türk, “Sanayi Kentinde Deprem Riskleri Çalıştayı”, 03.04.2018.
[10] Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, “Türkiye’nin Nüfus Haritası”
Resim Kaynak: Milliyet Gazetesi, “Türkiye Deprem Haritası: Deprem Bölgeleri Nerelerdir? 1. 2. 3. 4. Ve 5. Derece Deprem Bölgeleri”, 04.03.2023.