Genel

ORTADOĞU’DA YENİ SÜREÇ

Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yönetiminin ilk yılı dolmadan
“yönetimin giderek otoriterleştiği, laik kesime ve hukukun üstünlüğüne aldırmaksızın İslamcı
politikalar uygulandığı” iddialarıyla başlayan halk olaylarının giderek şiddetlenmesi üzerine, 3
Temmuz 2013 tarihinde Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi komutasında askeri darbe
yapılmıştı. Türkiye, Mısır’da yaşanan bu gelişmeye en sert tepkiyi gösteren ülke olarak öne
çıkmış ve iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesine düşürülmüştü. Bu
süreçte devam eden Arap Baharı olaylarının da etkisiyle Ortadoğu’da yeni ittifakların
kurulduğu, olan ittifaklara yeni katılımlar yaşandığı, safların yeniden belirlendiği bir dönem
yaşanmıştı.
Türkiye-Mısır ilişkileri birçok dalgalanmalar silsilesinden geçmiş olmakla birlikte
Mısır’ın 18 Şubat 2021 tarihinde, Doğu Akdeniz’de 18 Numaralı parsel alanı için açtığı ihale
sahasını belirlerken Türkiye’nin 13 Kasım 2019 tarihinde Bileşmiş Milletler’e bildirdiği kıta
sahanlığını dikkate alarak hareket etmesiyle başlayan olumlu gelişmeler, karşılıklı diyalog
hamleleriyle devam etmiştir. Esasında Mısır’ın beklenmedik bir zamanda Türkiye’nin tezlerini
kabul edici hamle yapması, birçok kesimle birlikte muhakkak ki en başta Yunanistan’ı
şaşırtmıştır. Zira Mısır’ın bu hamlesi, bölge üzerine stratejik planı olan bölgesel ve küresel
güçleri tedirgin etmiştir.
Türkiye-Mısır dostluk ilişkilerinin olumlu yönde evrilmeye başlamasının devamı
niteliğinde görüşmelere kısa sürede başladığı görülmüştür. Zira 8 yılı bulan gergin ikili
ilişkilerde gözle görülür derecede yaşanan olumlu gelişmeler nihayetinde istikşafi görüşmeler
düzeyinde devam etmiştir. 5-6 Mayıs 2021 tarihlerinde Kahire’de, Türkiye Dışişleri Bakan
Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal ile Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Hamdi
Sanad Loza başkanlıklarında gerçekleşmiştir. Heyetler arasında yapılan görüşmelerde, ikili
ilişkilerle birlikte; Libya, Suriye ve Irak’taki durumlar başta olmak üzere bölgesel konuların da
ele alındığı, görüşmeler sonrası yapılan açıklamalarda yer almıştır. Zira Doğu Akdeniz ve
bölgesel sahalarda da normalleşmenin hedeflendiği anlamına gelen bu açıklama, bölgesel
güvenliğin tesis edilebilmesi açsından önemlidir.
Türkiye-Mısır ilişkilerinde yaşanan yeni sürecin hemen öncesinde 4 Mayıs 2021 günü
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan Kralı Selman
bin Abdülaziz el-Suud ile telefonla görüşerek iki ülke ilişkilerini değerlendirdikleri uluslararası
basında yer almıştır. Ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile ilişkilerde de olumlu gelişme
sinyallerinin geliyor olması[1] Türkiye’nin Ortadoğu politikalarında bir resetlemeye gittiği
şeklinde yorumlanabilir.
Ancak Ortadoğu’da Türkiye’den ziyade Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın politika
değişikliğine gittiği muhakkaktır. Zira Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) iktidarla birlikte
bölge ülkelerine olan bakış açısının da değişmesi Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ı Türkiye’yle
diyaloğa zorladığı hatırda tutulmalıdır. ABD Başkanı Joe Biden ve ekibinden eski Başkan
Donald Trump dönemindeki kadar destek göremeyeceklerinin ortaya çıkması üzerine, bu
ülkeleri ulusal çıkarları gereği Türkiye ile yakınlaşmaya zorlamıştır.
ABD yönetiminin İran ile arasındaki sorunları çözme konusunda diyaloğa açık olduğu
beyanının da Suudi Arabistan ile BAE’ni Türkiye’ye yönelttiği göz ardı edilmemelidir. Zira
ABD desteği olmadan Suudi Arabistan ve BAE’nin İran ile karşı karşıya gelmeyi göze
alamayacakları muhakkaktır. Bu durumda Türkiye ile ilişkilerini geliştirmekten başka
seçeneği olmayan Suudi Arabistan ile BAE yönünü Türkiye’ye döndürmüştür.
Türkiye’nin de gelişmelere sıcak bakması ile gelişen sürecin bölgesel dengeleri ciddi
manada değiştireceği muhakkaktır. Çünkü yeni gelişmeler Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Libya
ve Suriye sahasında elini muazzam şekilde güçlendirecektir. Hatta Yunanistan ve Güney
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) bölge üzerine olan planlarını alt-üst edecektir. Nihayetinde
Türkiye’nin bölgesel tezlerinin zımnen kabul göreceği bir süreci de beraberinde getirecektir.

Türkiye’nin Ortadoğu ilişkilerinde olumlu gelişmeler yaşandığı bir süreçte İsrail’in
Mescid-i Aksa baskını ile bölgesel gerginliğe sebep olması, şimdilik İsrail-Türkiye ilişkilerinin
de diğer ülkelerle eş zamanlı olarak gelişmeye evrilmesini geciktirecektir. Ancak illaki
Türkiye-İsrail ilişkilerinde olumlu yönde bir ivme yaşanmak zorundadır. Çünkü iki ülke
çıkarlarının bunu gerektirdiği ve hatta zorladığı bilinmektedir.
Bu arada EasMed Boru Hattı Projesi ile Avrupa’ya ulaştırılması planlanan Doğu
Akdeniz doğalgaz boru hattının yapılabilirliğinin her geçen gün menfi yönde etkileniyor
olması da Mısır ve İsrail’i Türkiye’yle diyaloğa yönelttiği muhakkaktır. Zira EasMed ile
Avrupa’ya arz edilemeyecek olan doğalgazlar için Türkiye’nin fevkalade müşteri olabileceğini
değerlendirmeye başlayan Mısır ve İsrail’in Türkiye’yle diyalog geliştirmek için bir başka
sebep olarak görülebilir.
Sonuç olarak;
Mısır’ın ani bir kararla Doğu Akdeniz sahasında Türkiye lehine hareket etmesi
bölgesel dinamiklerini esaslı bir şekilde harekete geçirmiştir. Hemen ardından Suudi
Arabistan ile BAE’nin de Türkiye’yle diyaloğa geçmesini tetiklemiştir. Bu durum ise başta
Yunanistan, GKRY ve Fransa’nın bölgesel planlarını bozmuş ve Türkiye’nin bölgesel
çıkarlarını koruma ve savunmasında elini güçlendirmiştir.
Suudi Arabistan ile BAE’nin İran’a karşı Türkiye’yle yakınlaşması sürecinde
Türkiye’nin İran politikaları ve ilişkilerinin olumsuz etkilenmemesi için Türkiye karar alıcı
mekanizmalarına önemli görevler düşmektedir.
Son söz olarak; Mısır ile başlayan, Suudi Arabistan ve BAE ile devam eden yeni
süreci çok iyi değerlendirmesi gereken Türkiye karar alıcı mekanizmaları, Mısır ile Doğu
Akdeniz Münhasır Alan Anlaşmasına hazırlıklı olmalıdırlar. Ayrıca Mısır, BAE ve Suudi
Arabistan ile birlikte olası Libya, Suriye sorunlarının çözümü planları ve kalıcı barış üzerine
de Türkiye tarafından ivedilikle çalışmalar başlatılmalıdır.

:

İsmail CİNGÖZ; Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı/M.A. – BULUTÜRK Ankara Temsilcisi. [email protected]
[1] Turan SALCI; “Türkiye’nin Ortadoğu ve Körfez’le İlişkilerinde Denklem Değişiyor”, Sputnik News, 05.05.2021.
Harita: Yorgo KIRBAKİ; “Doğu Akdeniz’de Yeni Kriz: Atina ile Kahire’nin 18’inci Parsel Kavgası”, Hürriyet, 27.02.2021.

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest