ÇARESİZLİĞİN ÇIĞLIKLARI
Çığlık çığlığa ağlıyor çiçeklerin tomurcukları
Gökteki yıldızlar mateme bürünmüş
Kırım’ın her yeri simsiyah
Rüzgarın sesi hüzün çalıyordu
Postaların sesleri
Kayalara her vurduğunda….!
Kapılar, dipçiklerle parçalandığında
Açlığın, acımasızlığın, vahşetin
Ayrılığın ve ölümün habercisiydi ….!
Hain Rus’un tüm iğrençliğiyle
Ucu, bucağı bitmeyen bu ölüm yolculuğu
Düşüncelerinin sorunsuz bir soykırımıydı…!
Körpe ve diri filiz gibi canların
Soğuyan kefensiz bedenleri
Tren raylarına her atıldığında
Çırpınıyordu masum yürekler…..!
Ağlamaktan, kan oturmuş göz kapaklarına
Gül yapraklarındaki yağmur taneleri gibi
Ölümü sabırla taşımaya çalışıyorlardı
Kelebekler gibi narin bağırlarında ….!