GenelGüncelKültür SanatTürk Dünyası

AZERBAYCAN OFTALMOLOJİSİNİN GURURU: ZARİFA ALIYEVA – Lütviyye ASGERZADE

Lütviyye ASGERZADE

AZERBAYCAN OFTALMOLOJİSİNİN GURURU: ZARİFA ALIYEVA

      “Hayatın anlamı az ya da çok yaşamakta değil, asıl anlamı kişinin bu hayatta yerini almak, pozisyonu tanımlamak, başkalarına örnek olmaktır”  Milli lider Haydar Aliyev

Tarihin en eski yazılı örnekleri olarak kabul edilenSümer efsanelerinde, evrende var olan her şeyi Nammuadlı tanrıçanın (kadın-tanrı) yarattığı söylenir. Efsaneyegöre kadın ilkel madde ve ilahi başlangıçtır. Latince”materia” kelimesinden türetilen, farklı dillerde annekelimelerinin anlamı, İngilizce “mother”, Latince”mater”, Rusça “мать”, Almanca “die Mutter” ilkel, birincil madde anlamına gelir. Türk toplumunda aslimadde ve ilahi başlangıç ​​olarak kabul edilen kadınınyeri yüksek olmuştur. Türk toplumunda Kağan’ın ilhamve güç kaynağı, silah arkadaşı, güvenilir dostu vedesteği olarak kabul edilen kadın, Kağan’la birliktedevlet yönetmiş, diplomatlık yapmıştır. Tek kelimeyle, tarih boyunca kadınlar ahlaki niteliklerine göreseçilmişler ve ulusal ahlaki sistemin oluşumundaistisnai bir rol oynamışlardır. Ulusal ahlaki sisteminoluşumunda istisnai bir rol oynayan ve ahlakinitelikleriyle öne çıkan kadınlar arasında büyükşahsiyet, Milli lider Haydar Aliyev’in ilham ve güçkaynağı, silahdaşı, güvenilir arkadaşı akademik ZarifaAliyeva’nın adı büyük bir iftiharla, sevgiyle, gururlaanılır.

Oftalmoloji alanında önemli bilimsel yeniliklere imzaatan büyük bilim adamı, sadık bir eş, güzel bir anneolan Zarifa Aliyeva, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ninŞarur ilçesine bağlı Sahtahtı köyünde zamanının seçkinbir devlet adamı olan Aziz Memmedkerim oğluAliyevin ailesinde dünyaya geldi (28 Nisan 1923). Devlet ve bilim adamı, tıp bilimleri doktoru, profesörAziz Aliyev, 1929’da Halk Sağlığı Komiserliği’nintedavi dairesi başkanı, 1929-1932’de AzerbaycanKlinik Enstitüsü rektörü, Bakü sağlık dairesi başkanı, Halk Sağlığı Komiseri yardımcısı ve 1937’de Azerbaycan Devlet Üniversitesi rektörüydü. Derinzekası ve teşkilatlanma becerisiyle toplumda büyükitibar kazanmış Aziz Aliyev’in şanlı ve çalkantılı hayatıçocukları için gerçek bir hayat okulu olmuş, Tamerlan, Cemil ve Zarife babalarının yolundan gitmiş, tıp mesleğinde ünlü olmuşlar. Bir doktor olarak yaptığı işile yetinmeyen Aziz Aliyev, aynı zamanda toplumunyaralarını saran seçkin bir devlet adamıydı. Babasınıörnek alarak yoluna devam etmek isteyen ZarifaHanım, 1942 yılında Azerbaycan Devlet Tıp Enstitüsünün tedavi-profilaksi fakültesine girdi veoradan üstün derecelerle mezun oldu (1947). Gözhekimliği mesleğinde ustalaşma, insanlara nur, ışıkverme arzusuyla Genç Zarifa Hanım, All-Union Merkezi Hekimler Eğitim Enstitüsü’nde iki yıllık bireğitim kursunu tamamlayarak göz doktoru uzmanlığınıelde etti. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıİlham Aliyev, Zarifa Hanım’ın 90′ yıl dönümütöreninde yaptığı konuşmada, “Zarifa Hanım’ın babasıAziz Memmedkerim oğlu Aliyev, büyük bir bilimadamı, tıp bilimleri doktoru ve aynı zamanda birprofessor, ünlü bir devlet adamıydı. Azerbaycan’dasağlık ve tıp biliminin gelişmesinde yaptığıhizmetlerden dolayı halk arasında itibar ve saygıkazanmıştı. Sayısız bilimsel çalışmalarıyla sağlığımızabüyük başarılar kazandıran Aziz Aliyev, onurlu yolunuçocuklarına da aşılamıştı. Zarifa Hanım babasınınyolundan gitmekten gurur duyuyordu. Yayımladığıyüzlerce makale, icat ve etkili öneriler ve çok sayıdamonografi ile bilim dünyasını hayrete düşüren ve millitıbbımıza ışık tutan Zarifa hanım, babasının yolunundevamcısı olmasından gurur duyuyordu. “Bununlababamın ruhunu yaşatıyorum” deyen Zarifa hanımbilim dünyasını hayrete salan yüzlerce makale, icat veakılcılaştırma önerileri ve çeşitli monografileryayınlayarak birbiri ardına milli tıbbımıza ışıktutmuştur. O, bu eserlere “Babamın Hayatı” derdi. Bu yolla kendi hayatını babasına adıyordu” (Prezidentİlham Aliyev). Zarifa Hanım, sadece hekimliği ve”Babamın Hayatı” adını verdiği bilimselmonografileriyle değil, insanlığı, samimiyeti, insanlaraolan sevgisi ve ilgisi, dünyanın yaralarını sarmamisyonuyla da babasının yolundan giden örnek birevlattı. Milli lider Haydar Aliyev, Nahçıvan’da(Nahçıvan, 13 Ekim 1999) akademik ZarifaAliyeva’nın adını taşıyan poliklinikte yaptığıkonuşmada Zarifa Hanım’ın bu özelliklerina vurguyaparak dedi: “Doktorlardan bahsettiğimde hepHipokrat yemini hatırlıyorum. Bu tesadüfi değil. Başkabir mesleği olan veya diploma almış hiçbir uzmanhiçbir şeye yemin etmez: diplomasını aldı – özgürce, işe gidiyor, çalışıyor. Ama doktorların Hipokrat yeminivardır. Tıp, diğer tüm mesleklerden farklı bir sanatolduğu için, farklı bir alandır – tıp alanı. Bu nedenle, bir doktor gerçek bir doktor olmalı, bunun içinmükemmel bir tıbbi bilgiye, iyi bir deneyime sahipolmalı, hastayı doğru teşhis edebilmeli ve tedaviyollarını belirleyebilmelidir. Ama aynı zamanda doktorharika bir insan olmalı, doktor ahlakı yüksek bir insanolmalı. Bir doktor, insani nitelikleriyle diğer tümmesleklerden daha yüksekte durmalıdır. Bu nedenle tıp biliminde böyle bir alan var – deontoloji. Yani doktorlarmuhtemelen bunu biliyor. Ama bilmeyenler için birazaçıklayayım – yani tıbbın manevi özelliklerini.Deontoloji, Hipokrat Yemini’nden kaynaklanan eski birkavramdır. Biliyorsunuz merhum Zarifa Hanım gözdoktoruydu ve mesleğini çok iyi biliyordu. İşi ve tıbbî faaliyetleri esnasında pek çok insanın gözlerine nur vermiştir. Çok iş yapmıştı. Aynı zamanda büyük ilmi faaliyetlerde bulunmuş ve ilmi eserler yazmıştı. Ancak Azerbaycan’da liderliğe başladığımda ve Azerbaycan’da insanların ahlaki niteliklerinin daha da gelişmesi için çalıştığımda, yani kişi saf olmalı, kişi ahlaklı olmalı, kişi topluma özverili hizmet etmeli, kişi rüşvet ve benzeri kötü davranışlardan kaçınmalı, kişi kendini topluma hizmet için adamalıdır. Biliyorsunuz 1969’da Azerbaycan’ın başına geçtiğimde negatifdurumlar çok yaygındı. Onlarla mücadele etmeye başladım ve elbette Zarifa Hanım mücadelemi gördü, deontoloji üzerine birçok kitap okudu ve deontoloji üzerine bir kitap yazdı. O zamanlar, Sovyetler Birliği’nin farklı yerlerinde – Moskova ve diğer şehirlerde – bilimsel konferanslarda çok başarılı bir şekilde bildiriler sundu.”

Zarife Hanım her şeyden önce nurlu, zeki bir insan, eğitimli ve dürüst, kendini mesleğine adamış bir doktordu. Doktoru güneşe benzeterek, “doktorun insanlar için güneş kadar önemli olduğunu” düşünerek, insanlara sağlık vermek, karanlıkta kalanlara ışık tutmak gibi kutsal bir meslek edinmiştir. Göz doktoru. “Zarifa Hanım’ın tıp bilimi alanındaki hizmetlerinden biri de göz tedavisi ve araştırmasıydı. Bana öyle geliyor ki iki değerli mirası var. İlk olarak, deontolojiyi bir bilim olarak Azerbaycan’da ilk kez o yarattı. SSCB Tıp Bilimleri Akademisi başkanı akademisyen Blokhin’in Bakü’ye geldiğini hatırlıyorum. Benimle birlikte Zarifa Hanım ile tanıştı ve konuştu. Şaşırmıştı. Sonra gidip deontoloji ile ilgili bir kitap da o yazdı. Bu, Zarifa Hanım’ın diğer alanlardaki ilk mirasıdır. İkincisi, milletimiz için en önemli konu – kalıtsal, kromozomal hastalık. Zarife hanım gelecek nesillerimizi bu hastalıktan kurtarmaya ve sağlıklı kılmaya çalıştı” (Milli Lider Haydar Aliyev). Milli liderin Zarifa Hanım’ın adını taşıyan poliklinikte oluşturulan müzenin hatıra defterine yazdığı yürek sözleri, Zarifa Hanım’a olan sonsuz sevgi ve saygısının bir ifadesidir: ” Hayat arkadaşım merhum Zarifa’nın adını taşıyan poliklinikle tanışmak ve anısına ayrılan köşeyi görmek beni heyecanlandırdı. Aklımdan hiç çıkmamış, benim için çok değerli olan bir insanın hayatını ve yaratıcılığını yansıtan bu köşe beni heyecanlandırdı.Bütün bunlar, onun insani niteliklerinin, büyük kalbinin, büyük bilimsel ve tıbbi hizmetlerinin değerli anıtlarıdır.” Sıradan bir doktorluktan akademikliğe kadar yükselen Zarifa Hanım, göz biliminin gelişimine değerli katkılarda bulunmuş ve bu alanda yüksek nitelikli eleman yetiştirilmesi için yoğun çaba sarf etmiştir. Akademisyen Zarifa Aliyeva’nın zengin mirası, tıbbın çeşitli alanlarındaki araştırmaları ve temel eserleri Azerbaycan tıp biliminin parlak sayfalarıdır. Rusya Tıp Bilimleri Akademisi asil üyesi, Göz Hastalıkları Bilimsel Araştırma Enstitüsü yöneticisi, Devlet Ödüllü M.M.Krasnov Zarifa Hanım’dan bahsederken tıp dünyasına yaptığı katkıların yoğun bir çalışmanın ve yoğun araştırmaların sonucu olduğunun altını çiziyor: “Zarifa Aliyeva tıp dünyasına yeni bir katkı sağladı – yoğun çalışma ve yoğun aramalar nedeniyle “Iridodiagnostics” gibi devasa bir bilimsel monografi, bu değerli kitaplar mağazaların raflarında göründüğü anda “ortadan kayboluveriyordu.”

Azerbaycan tıp biliminde silinmez izler bırakan akademik Zarife Aliyeva, SSCB Tıp Bilimleri Akademiki M.I.Averbakh Ödülü’ne layık görülen ilk kadın oldu (1981).Yüksek bilimsel başarılarından dolayı Azerbaycan’ın Onurlu Bilim İnsanı unvanını (1980) alan akademik Zarifa Aliyeva, All-Union Oftalmologlar Derneği Başkanlığı, Sovyet Barışı Koruma Komitesi, Azerbaycan Oftalmoloji Derneği Yönetim Kurulu ve ve “Vestnik Oftalmolog” dergisinin (Moskova) yayın kurulu üyesiydi.

Akademik A.Nesterov’un “Akademiyanın ödülü Azerbaycanlı bilim adamına verildi” başlıklı makalesinde (makale “Science and Life” dergisinin 5. sayısında, 1982’de yayınlanmış) kayd olunur ki, “SSCB Tıp Bilimleri Akademisi tarafından önde gelen Sovyet bilim adamı Akademik Mihail Iosifovich Averbakh’ın onuruna verilen ödül, her dört yılda bir oftalmoloji alanındaki en iyi bilimsel araştırmalar için verilmektedir. Ödül alan eserler arasında “Lastik endüstrisinde mesleki göz patolojisi” kitabı, “Kauçuk endüstrisi işçilerinde göz hasarının önlenmesi” ve “İyot endüstrisi işçilerinde göz hasarının önlenmesi” metodolojik kılavuzları ve yanı sıra merkezi oftalmolojik dergilerde yayınlanan bir dizi bilimsel makale ve rapor ve bilimsel konferans çalışmaları yer almaktadır. Z.A.Aliyeva’nın Aliyeva’nın araştırmalarında incelediği soruna karşı derin ve kapsamlı tavrı dikkat çekiyor. Deneysel ve laboratuvar çalışmaları, uzun yıllara dayanan klinik gözlemlerle yakından bağlantılıdır. Lastik ve iyot endüstrisi işçilerinde mesleki göz hastalıklarının araştırılmasına özel önem verdi. Ülkemizde kimya sanayinde lastik üretiminin giderek artan bir yer kaplamasına rağmen, Z.Aliyeva`nın araştırmalarına kadar ülkemizin veya yabancı ülkelerin İyot ile uzun süreli çalışma sürecinde göz hasarının özellikleri yeterince çalışılmamıştı…” Makalede ayrıca Zarifa Aziz kizi Aliyeva’nın SSCB’nin bu en yüksek ödülüne layık görülen ilk kadın bilim adamı olduğuna vurğu yapılır. Sadece akademik A. Nesterov değil, dünya oftalmoloji biliminin bir bütün olarak tanınmış isimleri Zarifa Aliyeva hakkında olumlu görüşlerini dile getirmişler. Moskova Göz Hastalıkları Bilimsel Araştırma Enstitüsü Müdürü Akademisyen K.Trutneva, Zarifa Hanım’ın bilimsel araştırmalarının karakteristik özelliklerine büyük değer verdiğini belirterek der: “Bu tür çalışmalar, çok emek gerektirmesine rağmen kapsamı ve önemine göre seçiliyor, ancak sosyo-ekonomik açıdan paha biçilemez. Nadir bulunan bu çalışmalar sonucunda, zararlı üretim alanlarındaki işçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik metodik öneriler geliştirilmiş ve üretime uygulanmıştır. Zarifa Hanım’ın araştırmasının ana özü budur.”

Zarifa Aliyeva`nın bilimsel faaliyetini çok takdir eden Prof. Z.Skripnichenko der: “Zarifa’nın bilimsel ilgi alanları çok genişti. Yeni kitap için sahip olduğumuz fikirleri genel bir deftere kaydetmişti. Bunlar, esas olarak toksik kataraktlara ve toksik glokomlara adanmış bilimsel çalışmalardan ve öğrencilere ve göz doktorlarına yönelik derslerden oluşuyordu.” Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Azerbaycan Devlet Müzikal Tiyatrosu’nda akademik Zarifa Aliyeva’nın 90. doğum yıldönümüne adanmış törende yaptığı konuşma ise ayrı bir önem taşımaktadır: “Zarifa Aliyeva büyük bir doktor, büyük bir bilim adamıydı. Devlet düzeyinde 90. yılını kutlamak için Cumhurbaşkanı olarak ilgili Kararnameyi imzaladım. Sıralamaya göre çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bu önlemlerin büyük bir anlamı vardı. Çünkü bu etkinliklerde ve bilimsel sempozyumlarda göz bilimindeki süreçler bir kez daha irdelenmiş, çok değerli fikirler dile getirilmiş ve bu etkinlikler göz sanatına ve göz hastalıkları bilimine yeni bir katkı olmuştur. Zarife Hanım kelimenin tam anlamıyla harika bir doktordu. Azerbaycan Oftalmoloji Okulu’na değerli katkılarda bulunmuş, genç personelin eğitiminde çok aktif olmuşdu. Aynı zamanda laboratuvarları, insanların görüşünü olumsuz etkileyen sektörlerde faaliyet gösteriyordu. Bu laboratuvarlarda bir yandan zararlı üretimlerin insan sağlığına etkileri araştırılırken aynı zamanda hastaların tedavileri organize ediliyordu. Bir bilim adamı olarak, Zarifa Hanım büyük zirvelere ulaşmayı başardı. Çalışmaları ve bilimsel monografileri bugün bile ilgilerini kaybetmiyor. Tüm faaliyeti, yaptığı tüm işler insan faktörünü esas alıyordu. Çünkü hem profesyonel bir doktor hem de çok nazik bir insandı ve her doktorda bu iki unsurun bir arada olması gerekir. Doktor profesyonel olmalı ve insanlara hizmet etmelidir. Aynı zamanda doktor iyi bir insan olmalıdır. Zarifa Hanım’ın da bu konularda görüşleri ve yazıları vardı. Doktorun etik davranışları hakkında çok değerli fikirleri vardı. Bu fikirlerin bugün her doktorun temeli olması gerektiğine inanıyorum” (Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev).

“Profesör Zarife Aliyeva, makalelerinde Azerbaycan’da kimya endüstrisinin hızla gelişmesi nedeniyle meslek hastalıklarıyla mücadelenin en önemli tıbbi-biyolojik sorunlardan biri olduğunu belirtti. Geniş çapta yürütülen önleyici ve tedavi edici önlemler sonucunda, kimya endüstrisinde artık görme organının meslek hastalığı vakaları nadirdir ve kendini intoksikasiyanın hafif, subklinik bir şeklinde gösterir. 1970’lerde Haydar Aliyev Azerbaycan’ın birinci sekreteri iken, Haydar Aliyev’in eşinin elbette çeşitli ayrıcalıkları ve avantajları olabilirdi. Ancak Zarifa Hanım çok sade bir insandı, birinci katip Haydar Aliyev’in karısı olduğunu asla açıklamadı. Her zaman sıradan insanlarla çevriliydi. Çok mütevazıydı.

Toplumda özel bir statüsü olduğunu hiçbir zaman sözleriyle veya eylemleriyle göstermediğini bir kez daha söylemek istiyorum ve bu doğaldır, hatta öyle olmalıdır. Ancak çoğu durumda bunun böyle olmadığını ve belirli bir statüye sahip kişilerin veya yakınlarının kendileri için özel ayrıcalıklar talep ettiğini biliyoruz. Zarifa Hanım’ın bu alandaki hareketleri ve davranışları da örnek olmalıdır. Zarifa Hanım çok kültürlü, yetenekli ve bilgili bir insandı. Sadece mesleğinde değil, aynı zamanda her yönüyle yetenekli bir insandı ve bazıları için deyim yerindeyse umudun son adresi, umudun adresiydi. Hatta yabancılar çeşitli istek ve şikayetlerle işyerine geldi. Herkese yardım etmeye çalıştı. Bilinmeyen kişilerin isteklerini gelip babama iletirdi ve o sorunların çoğu kendi kendine çözülürdü. Yani hep insanlara hizmet etme, insanlara yardım etme hayalleri ve eylemleriyle yaşadı” (Cumhurbaşkanı İlham Aliyev).

Zarifa’nın alçakgönüllülüğü, samimiyeti, büyüklüğü ve aynı zamanda sadeliği tüm meslektaşları tarafından defalarca vurgulanmıştır. Profesör Zahra Guliyeva yazıyor ki, “Zarifa hanımın Averbakh ödülüne layık görüldüğü haberini duyduğumuzda, Azerbaycan Oftalmologlar Derneği toplantısında önemli olayı ciddiyetle kutlamaya karar verdik. Haber Zarife Hanım’a ulaştığında çok heyecanlandı ve meslektaşlarını bu fikirden caydırmaya çalıştı. Toplumun bir temsilcisi olarak, bin bir acıdan sonra, bu gerçeğin tüm Azerbaycan oftalmolojisinin onuru ve gururu anlamına geldiğine sonunda onu ikna edebildim. Doğal tevazu, yüksek kültür, kendi başarısını öne çıkarmama, gösterişten kaçınma özellikleri Zarifa Hanım’ı bize daha da sevdirdi, tanıdık yaptı. Uzun uğraşlardan sonra, Cemiyet’in bahsettiğim toplantısı gerçekleştiğinde, kendisine hayran olunmasına izin vermeden yalnız yaptığı çalşmalardansöz etti. Onun kalbini sevindirmek için tebrikler hazırladık. Zarifa Hanım tebriklerimizi sunmamıza izin vermedi. Bütün bunlar onun büyüklüğünün ve sadeliğinin kanıtıydı. Onu sevdik ve onunla gurur duyduk. Zarifa Hanım, Azerbaycan halkının, Azerbaycan biliminin ve Azerbaycan oftalmolojisinin gururuydu. Aynı zamanda Zarife Hanım, alışılmadık derecede alçakgönüllü ve ciddi bir insandı. Hayatı boyunca kadın düşmanlığına, maneviyat eksikliğine, ahlaki fikirlerin kaybolmasına karşı uzlaşmaz bir şekilde mücadele etti. Kristal derecede berrak, dürüst ve temennasız bir insan olarak, yüksek niteliklerin habercisiydi.”

Yunan filozofu Platon şöyle yazmıştı: “Doktorların yaptığı en büyük hata, ruhu düşünmeden sadece bedeni tedavi etmeye çalışmalarıdır.” Akademik Zarifa Aliyeva, “Yüksek inanç: tıp etiği, doktorun kalbinin ve düşüncelerinin saflığı” (2003) adlı kitabında şu sözleri yazmıştır: “Hastaya karşı doğru tutum, doktorluk sanatının temel özlerinden biridir. Bazen hekim, hastalığın özelliğine göre hastaya yardım ederken hasta ve yakınlarının uygunsuz sitemlerini, acı sözlerini ve hatta tehditlerini dinlemek zorunda kalır. Diğer sanat sahipleri buna küser ve kendisine hakaret edeni reddeder, bağırır ve kovalarlardı. Ancak doktor böyle bir davranışa tahammül edemez, hakarete uğramış duygularını ve heyecanını ifade etme iradesine sahip değildir… Doktor, hastanın çıkarlarını her şeyin üstünde tutmalıdır, mesai bitmesine rağmen hastanede kalır ve hastasına yardımcı olur, birkaç gün başucunda dahi olsa, kalır ve hastanın tepkisi minnet dolu gülümsemelerdir…

Doktor nazik olmalıdır… Tıbbi faaliyetin özelliği, hasta ve doktor arasındaki gerçek saygıya dayanmalıdır, doktor hastanın acısını hafifletmelidir… İnsan hasta ve yatalak olduğunda, doktor ona bir gelir kaynağı olarak bakır. Bundan daha utanç verici bir durum tasavvur etmek mümkün değil. Bunu kabul edemeyiz… Ancak gerçek doktor, hastanın acısını kendi acıları gibi kabul edendir; İyileşmiş, sağalmış bir insanın gülümsemesi ve neşesi, bir hekim için en büyük mükâfat ve şereftir… Bir hekimin dikkatsizce söylediği bir söz, hastalığa yol açabilir… Beyaz önlüklü bir doktorun kayıtsız kalması en tehlikeli ve korkunç şeydir. Bir doktor kendini insanlardan ayırmamalı, kendini beğenmiş ve kayıtsız olmamalıdır.” , şöyle yazar: “Zarifa Hanım’ın tavsiyeleri bunlardı… Kibar, asil insan, nazik Kalbi çocuklarının ve torunlarının sevgisiyle çarpan şefkatli bir anne, vatansever ve özverili bir Türk kızı olan Zarifa Hanım kısa sürede bu dünyadan göçüp gitmiş olsa da, gerçekte adresi milyonlarca insanın sevgi dolu kalbi, ebedi, kutsal bir yer oldu.

Zarifa Aliyeva, 150’den fazla değerli bilimsel çalışmanın, 10 monografinin, 12 etkili önerinin ve öğretim yardımcısının yazarı, tıp dünyasında kendi el yazısı ile yenilikçi bir bilim adamıydı. Oftalmolojinin çeşitli alanlarında yaptığı araştırmalar ve yazdığı temel eserler bugün bile büyük önem taşımaktadır.

Örnek hayatı, parlak işleri, hikmetli ilmi fikirleri, hassas duyguları, kutsal aile şerefi ile Azerbaycan kadınının ismine ve ailesine her zaman şeref kazandıran Zarifa Aliyeva, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Başkomutanı ve Cumhurbaşkanıİlham Aliyev gibi milletimize hikmetli, aydın, ileri görüşlü, kararlı evlat vermiş, milli lider Haydar Aliyev ile birlikte yüksek terbiye ve eğitim vermiş, en önemlisi onu vatansever bir evlat olarak yetiştirmiştir. Bugün, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önderliğinde Azerbaycan’ın her alanda istisnasız elde ettiği tarihi başarıların, en önemlisi de büyük zaferimizin şahidi ve katılımcısıyız. Milli lider Haydar Aliyev’in ve Zarifahanımın ruhu şad olsun.

Akademik Zarifa Aliyeva’yı hoş duykularla anan Cumhurbaşkanı İham Aliyev der: “Zarifa Aliyeva gibi bir annem olduğu için çok mutluyum. Ne yazık ki onu çok erken kaybettik. Hayatı zamanından önce terk etti, hala çok şey yapabilirdi. Bugün bile onun unutulmaz imajı benim için çok değerli. Aynı zamanda Zarifa Hanım yüksek davranış standartlarına sahipti. İnsanlara karşı samimiyet ve nezaket, aynı zamanda yüksek kültür, cömertlik – tüm bu harika faktörler onda birleşmişti. Zarifa Hanım gerçek bir entelektüeldi, Azerbaycan hanımına özgü tüm olumlu nitelikleri bünyesine kattı, somutlaştırdı” (İlham Aliyev).

“Azerbaycan hanımına özgü tüm olumlu nitelikleri bünyesinde barındıran” Zarifa Aliyeva arkasında değerli bir okul bırakaran bizlerden ayrıldı. Zarifa Hanım’ın hatırası her zaman halkımızın kalbinde yaşıyor.–

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest