Prof. Halil İnalcık Hoca ile Tarihi Buluşma
Nazim Əhmədli /Kırımın sesi qazetesinin Azərbaycan təmsilcisi
Cengiz ABDULLAYEV
Almaniya-Azərbaycan Cəmiyyətinin sədri,
Bakı Slavyan universitetinin professoru.
Prof. Halil İnalcık Hoca ile Tarihi Buluşma
Onunla Nisan 2011’de tanıştım. Ankara’daki tedavim sırasında bilim adamı arkadaşlarım sıkılmamak için beni çeşitli etkinliklere davet ettiler. Gazi Üniversitesi Profesörü Selma Yel beni Türk Tarih Kurumu’nda düzenlenen “Türk-Rus Tarihi İlişkileri” konulu bir konferansa davet etti. Konferansın arifesinde birçok tanınmış bilim insanı ile tanıştım. Türk Tarih Kurumu’nun Azerbaycan temsilcisi Profesör Süleyman Aliyarlı, kurumun en yüksek ödülünü o sırada aldı. Genel tanışıklığım da beni Türk Dil Kurumu’na gitmeye yöneltti.
Bir sonraki davet edildiğim etkinlik, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nin yıl dönümü töreniydi. Bakü Slavyan Üniversitesi’nde tanıştığım Ankara Üniversitesi rektörü ile görüştükten kısa bir süre sonra öğretmen ve öğrenciler eşliğinde üniversitenin salonuna giren kişinin kimliği merak konusu oldu. Salonda oturanlar ayağa kalkıp onu saygıyla alkışladılar ve kürsüye davet ettiler.
Pembe çiçeklerle süslenmiş bir masada oturan bilim insanı, Türkiye’nin tarihi anlarına sükûnetle dokundu ve izleyicilerin dikkatini çekti.
Yorgun bir şekilde yanımda oturan Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısına adamın kim olduğunu sordum. Sessizce “Sonra söylerim şimdi dikkatli onu dinle,” dedi
Hoca kapsamlı konuşmasıyla herkesi kendine hayran bıraktı. Ege Denizi, Karadeniz, Kafkaslar ve Kazaklar ile ilgili olarak değindiği çeşitli konular Türk dünyası coğrafyasını kapsıyordu.
Dolayısıyla akademik konuşmasının dikkatimi çeken en önemli anlarından biri Çanakkale Savaşı ile ilgili kısmı oldu. Çanakkale’ye “Kilit Kala” demesi beni çok etkiledi. Aslen Göyçalı olan dedemi de “Kilit Kala” dediğini hatırladım.
Ardından Mustafa Kemal Atatürk‘ün inisiyatifiyle mezun olduğu Dil Tarih Coğrafya Fakültesinin kurulmasından bahsetti.
Son olarak, ilk mezun olduğu fakültenin 31. diplomasının Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine bizzat takdim edilmesinin unutulmaz bir anı olarak mutluluğunu dile getirdi. Törenin sonunda üniversite tarafından ona jübile ödülü verildi. Bunun yerine teşekkür ederek, “Bu ödüller bana ilham veriyor ve beni yaşatıyor” dedi.
Kürsüden indiğimde kendisiyle “Azerbaycanlı Profesör Cengiz Abdullayev” olarak tanıştırıldım. Konulara atıfta bulunarak “Kilit Kala” kelimesinin altını çizdim ve “Dedelerim de öyle söylerdi” dedim.
Karabağ meselesine de değinerek, “Sabırlı olun, zamana ihtiyacı var. Türk dünyasının gücünü görecekler!” sözleriyle bizi teselli etti. Sonra “fotoğrafımızı çekin!” dedi.
Salondan alkışlarla ayrılan hocanın Halil İnalcık olduğunu meslektaşlarımdan öğrendim.
Gerçekten de zaman sözünü söyledi. Güçlü Azerbaycan Ordusu, 44 günlük savaşta kazandığı zaferle Türk Dünyasının gücünü ve büyüklüğünü bir kez daha göstermiştir.