Kırım TarihiKültür Sanat

KIRIM KATLİAMI VE “MAVİ ALAY” OLAYI

2. Dünya Savaşı sonunda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) Devlet Başkanı Stalin, Kırım Türkleri’nin savaş sırasında Almanlarla işbirliği yaptığını iddia ederek top yekûn sürgüne gönderilmesini emretti. Emir, 18 Mayıs 1944 gecesi Kırım Türkleri’ne iletildi. İki saat içerisinde, evlerinden hiçbir eşyayı almaksızın, bulundukları köyün – kasabanın – şehrin meydanında toplanmaları isteniliyordu. Evini terk etmek istemeyenler zorla götürüldü. Direnenler, dipçik darbeleriyle hemen oracıkta öldürüldü. Çığlıklarla inleyen gökyüzünün karanlığını delmeye çalışan güneş, kana bulanmış Kırım topraklarına ilk ışıklarını gönderirken, 423.100 kişiden oluşan Kırım Türkleri, hayvanların taşınmasında kullanılan tren vagonlarına, âdeta istif eder gibi yerleştirildiler. Vagonlara doldurulanların 57.000’i 0–5 yaş arası çocuk, 68.000’i ise 60’ın üzerinde yaşlı insanlardı.

Ertesi gün, Arabat bölgesinde bir köyde, 150 civarında Türk’ün unutulduğu anlaşıldı. Haber Stalin’e ulaştırıldığında emir verdi: ‘Bunların işini 24 saat içerisinde bitirin !’ Emir yerine getirildi: Bebek, ihtiyar ve genç… köy halkı, küçücük bir tekneye dolduruldu. Tekne, kıyıdan bir-kaç mil açılınca batırıldı. Karadeniz’in hırçın dalgaları soydaşlarımıza mezar oldu. Türkler’le birlikte Kırım’da yaşayan Musevî dinine mensup Türkler ile aynı dine mensup Yahudiler de sürgün edildiler. Çünkü bu iki gruba mensup insanlar, Kırım Türkleri ile iyi ilişkiler içerisinde idiler.

Yapılan işlem, Kırım Türkleri’ni yok etme politikasının, o günün öncesinde ve sonrasında, tarihin yazmadığı bir vahşetle uygulanması idi. Bir aydan fazla süren yolculuk sırasında, kimsenin vagonlardan inmesine asla izin verilmedi. Her türlü ihtiyaçlar, vagon içerisinde karşılanıyordu. Ölenlerin cesetleri kokmaya başlayıp esasen zor teneffüs edilen hava, tehlikeli ölçüde zehirlenince, pencerelerden rast gele atılıyordu. Yolculuk sırasında 195.371 kişi öldü.

“Mavi Alay” Olayı!

Rusya’da yaşayan Türkler ilkin Stalin’in emriyle Kızılordu, esir düşünce de Göbels’in talimatıyla Alman ordusu saflarında görev aldı. Gerek savaş öncesi gerekse Kızılordu’da görev yaparken herhalde ölümlerden ölüm beğenmek diye tarif edilebilecek derecede ıstırap çeken, zulüm gören Kırım Türklerini, esir kamplarından çıkarıp cepheye sürerken “Ata yurdunuzu Ruslardan kurtaracağız” diyordu Almanlar. İnanmıyorlardı bu söze ama hiç değilse işkence görmedikleri için ses de çıkarmıyorlardı. Hitler’in hayal perdesi yıkılıp savaş Almanya’nın yenilgisiyle sonuçlanınca Stalin ‘hain’ ilan edip bir bir avlamaya başladı Türkleri. Özellikle Berlin’de Türk komitelerinde görev yapanların peşindeydi Ruslar.
Kimlikleri tespit edilen bu kişilerin başına ödül bile koydu Stalin. Bulundukları Avrupa şehirlerinden toplanan Türkler kafileler halinde İngiliz ve Amerikan askerleri nezaretinde trenlere bindirilip SSCB’ye gönderilmeye başlandılar. Kaçabilenler İtalya’ya sığındı. Kızılordu teslim aldıklarını uzun uzadıya sorgulamak zahmetine katlanmıyor, kafileleri Rus topraklarına adım attıkları anda, kaçmasından endişe ettikleriniyse daha elçilik binalarındayken öldürüyordu.

Kendilerini nehirlere attılar

Yüzlerce Türk trenlere nezaret eden Amerikalıların şaşkın bakışları altında kendilerini uçurumlara, nehirlere atarak intihar ettiler. Ama bunun için dahi inzibatlara kendilerine yol vermeleri için yalvarmaları gerekti. Kırım Türklerini en fazla yaralayan ise Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun büyükelçi olarak bulunduğu İsviçre hariç bütün Türk temsilciliklerinin kapısının kendilerine kapanması oldu. Daha da acısı 200 kadar esir Kırımlı 1945′te trenle getirildikleri Türkiye üzerinden Rusya’ya teslim edildi. Ve hepsi hudut kapısında Türk subayların gözü önünde kurşuna dizildi. Kars’a yaklaştıkları günlerde inzibatlar yalvarmalarına dayanamayıp bir kısmının Kızılçakçak baraj gölüne atlayarak intiharına göz yumdu o kadar…

HAZIRLAYAN: YILMAZ KARAHAN

Kaynak: Türk Dünyası

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest