GenelGüncelKültür SanatTürk Dünyası

Hafızaya yazılan günler: Nahçıvan Haydar Aliyev Müzesi Prof. Dr. Lütviyye Asgerzade

Hafızaya yazılan günler: Nahçıvan Haydar Aliyev Müzesi

GERÇEKLİK, BELLEK VE HATIRA Ebu Türhan yazır: “Bazen sen yolu seçersin, bazen de yol seni seçer.” 1999` yılında kaderime çizilen yol beni Nahçıvan’da yeni kurulan “Haydar Aliyev Müzesi”ne getirdi. Milli liderin doğrudan şahit olduğumuz Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, devlet açısından önemli, kader niteliğindeki karar ve emirler, belgeler ve materyaller, mektuplar, sahada imzalanan anlaşmaların nüshaları Türkiye Cumhuriyeti ve İran İslam Cumhuriyeti ile işbirliği, ulusal lider Haydar Aliyev’in ailesine, çocukluğuna ve gençliğine adanmış stantlar, fotoğraflar, farklı yıllarda verilen devlet ödüllerinin kopyaları, onuruna verilen pul ve madalyalar 17 Kasım 1990’da Nahçıvan’da büyük liderin 80. 85. ve 90. yıldönümleri ve hediyelik eşyalarının yanı sıra alınan devlet bayrağının tutulduğu müzede çalışacak kadar şanslıydım. Müze, milli lider Haydar Aliyev döneminde ülkemizde oluşturulan ilk müzedir. Nahçıvan şehrinin Haydar Aliyev caddesinde yer alan müze, 10 Mayıs 1999 tarihinde, yani milli lider Haydar Aliyev’in doğum gününde halka hizmete aaçılmıştır. Haydar Aliyev Müzesi, Nahçıvan’ın en şiddetli abluka altında olduğu yıllarda Nahçıvan halkıyla dayanışma gösteren ve kurtarma görevini yürüten Büyük Azerbaycanlıya halkın şükran ifadesidir.Ulusal liderin yaşamını, sosyo-politik ve devlet faaliyetlerini yansıtan müzenin oluşturulması ve halka hizmete açılmasının Özerk Cumhuriyetimizin hayatında, gelecekteki inşasında ve gelişmesinde çok önemli bir yol gösterici olduğunu belirtmek isterim. Müzede Haydar Aliyevin Nahçıvan’da aldığı kararlar: “Nahçıvan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti”nin adından “Sovyet” ve “Sosyalist” kelimelerinin çıkarılması, “Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti” olarak adlandırılması ve aynı zamanda Nahçıvan MR Yüksek Konseyi’nin Yüksek Meclis olarak adlandırılması (17 Kasım, 1990), “Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Bayrağı Hakkında Kanun”un kabulü (5 Şubat 1991) ve bu kanunla üç renkli bayrağımızın yeniden cumhuriyetin Devlet bayrağı olarak ilan edilmesi, karar taslağının geliştirilmesi” Ocak 1990’da Bakü’de işlenen olayların siyasi değerlendirmesinin yapılması ve tam da Haydar Aliyev’in siyasi nüfuzunun bir sonucu olarak “Dünya Azerbaycan Türklerinin Milli Dayanışma ve Birlik Günü” kararının alınması (16 Aralık 1991) yanısıra milli liderin hayatını ve faaliyetlerini yansıtan dergi, albüm ve kitap, film ve gazete materyallerinin yer aldığı bir kütüphane oluşturulmuştur.

Haydar Aliyev
Haydar Aliyev

Öncelikle belirtmek isterim ki, müzedefaaliyete başladığımdan beri (19 Mayıs 1999) tüm materyallere aşinaydım.Burada sergilenen fotoğraflar, stantlarda muhafaza edilen kararlar hakkında müze ziyaretçilerini bilgilendirmek benim için hem bir sorumluluk hem de bir onurdu.1 Nisan 2000 tarihinden itibaren Haydar Aliyev Müzesi müdürü olarak faaliyetlerimi sürdürdüm.Müzeye her gün sayısız ziyaretçi gelirdi.Esas da en Nahçıvan`I ziyaret edenler; büyükelçiler, milletvekilleri, bakanlar, yabancı konuklar, gazeteciler vb. müzeyi büyük bir ilgiyle gezir, yüksek görüş bildirdiler.Haydar Aliyev’in 13 Ekim 1999’da Nahçıvan MR’ın 75.Yıldönümü kutlamalarına katılmak üzere Nahçıvan’a geldiği sırada müzeye gelişi ve sergiyi yakından tanıması, tüm camia mahsus damüze çalışanları için yaddaşa kazınan ve unutulmaz gün olmuştur.Sevincimizi sözlerle ifade etmek zor.Büyük bir heyecan içindeydik.Sabah mesai saatinden önce işe geldik.Haydar Aliyev’e çok sayıda devlet görevlisi, milletvekili, kültür ve sanat adamı eşlik etmesine rağmen, milli lider birkaç kişiyle müzesine girdi.Görevimiz olduğu gibi, milli lidere rehberlik etmek için tribünlerin yanında duruyorduk.Haydar Aliyev müzeye girer girmez, “Neden orada duruyorsunuz?”Buraya gelin.”Büyük bir sevinçle O`nayaklaştık. Milli liderle çok içten bir şekilde tanıştık ve yüzünden öptük.Ardından milli lider müzenin sergisini gezmeye başladı.Müzenin girişinde aile fotoğrafının önünde duran ulu önder, büyük bir coşkuyla aile fotoğrafıyla ilgili bilgileri bizzat kendisi vermeye başladı.

Haydar Aliyev
Haydar Aliyev

“Bu babam Alirza Aliyev ve bu da annem İzzet Hanım.Babamın kucağındaki çocuk ağabeyim Agil, annemin kucağındaki çocuk ise kardeşim Celal’dir.Annemin yanında kardeşim Hüseyin Aliyev oturuyor.Burada 7-8 yaşındayım.Bu ablam Sura hanım.Annemin arkasında duran yeğeni.” Herkesi ismiyle tanıtan ulu lider birdenbire şöyle dedi: “Bu bizim yakın komşumuz, Hursud hanım.”

Bilgilerin yanı sıra bize tavsiyelerini veren milli liderle o günü ölümsüzleştirmek için birçok fotoğraf çekildi.Haydar Aliyev büyük bir şahsiyet olmasının yanında çok samimi bir insandı. Sevincimiz sınır tanımıyordu. O gün tarihi gününü yaşadık. Dünyaca ünlü siyasi lideri yakından görme, konuşma ve tavsiyelerini dinleme zevkini yaşadık. Doğrudur, daha sonra katıldığım kongrelerde (YAP II kongresi – 20-22 Kasım 2001 ve 2003 yılında yapılan Azerbaycan Kadınlarının II. Kongresi).Ancak ulu önderle müzede yaptığımız 2 saatlik görüşme benim ömür boyu hafızama kazındı. O günün akşamında Nahçıvan sanat ustalarının katılımıyla büyük bir bayram konserine katıldık (13 Ekim 1999). Milli liderin konuşmasını dinledik.Yaratıcı ekiple yaptığı toplantıda milli lider, “Sevgili arkadaşlar!Bugünkü törende Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin 75.kuruluş yıldönümü ile ilgili güzel sözler söylendi. Nahçıvan sanatçılarının bugünkü konseri, Nahçıvan kültürünün ne kadar zengin olduğunun ve bugün Azerbaycan kültürünü ne kadar geliştirdiğinin açık bir örneğidir. Özel olarak buraya sahneye geldim.Hepsine teşekkür ediyorum. Nahçıvan’da, bu kadim topraklarda, Azerbaycan’dan ayrılan Azerbaycan topraklarında böyle genç sanat ustaları yetişir. Müzisyenler, şarkıcılar, söz yazarları, milli müziğimiz, Avrupa müziği, senfoni orkestrası, koro şapeli ve burada gördüğümüz her şey, Nahçıvan’ın Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olarak demokrasi, laik devlet inşası, hukuk ve adalet yolunda olduğunu gösteriyor.Hepinize teşekkür ederim!”

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ve özerk bir cumhuriyet olarak kuruluşunun 75. Yıldönümü kutlamaları Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla devam etti. Milli lider Nahçıvan MR Yüksek Meclisi’nde (14 Ekim 1999) yapılan toplantıda bu günlere ilişkin izlenimlerini dile getirmiş ve şöyle demiştir: “Değerli dostlar! Beşinci gündür Nahçıvan’dayım.Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti halkı ve sakinleri ile birçok görüşmem oldu.Bunlardan en önemlisi, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının ve özerk bir cumhuriyet olarak kuruluşunun 75.yıl dönümünü hep birlikte büyük bir gururla kutlamamızdır. “Kalbim Nahçıvan’la o kadar dolu ki ne kadar söylesem de bitmeyecek. Bunu ayın 12’sinde söyledim ve bugün de söylüyorum ki Nahçıvan’da doğmak, büyümek ve eğitim görmek benim için vatanım kadar değerlidir. Azerbaycan’ın başında bulunduğum dönemde Nahçıvan’daki kuruculuk işlerindeki faaliyetim de benim için değerlidir. Ancak bunların içinde benim için en değerlisi 1990’dan 1993’e kadarburada sizlerle birlikte yaşamağım, çalışmağım olmuştur. Nahçıvan’da doğdum, biyografimi biliyorsunuz.16 yaşında buradan Bakü’ye gittim ve enstitüye girdim. Sonra savaş sırasında birkaç yıl burada çalıştım, ardından tekrar okumak için Leningrad’a (Sankt Petersburg)  ve ardından Moskova’ya gittim. 1950’de oradan döndükten sonra Bakü’de çalıştım.Bu dönem, yani benim burada doğup çalıştığım dönem, sonrasında ben Azerbaycan’ın başındayken Nahçıvan’da birlikte yaptığımız işler, bunların hepsi önemlidir. Ancak, tüm bu yıllar boyunca Nahçıvan’ı sonra – daha önce 1990’dan 1993’e kadarolan gibi hiç hissetmemiştim. Tabii ki ben ülkemi çok seven bir insanım.60 yıl önce burada bana ders veren hocaların isimlerini bugün bile unutmadım. O tek değil. Dün ve bugün Nahçıvan’da dolaşıyorduk.Bugün mezarlığa gittim ve babamın mezarını ziyaret ettim.””Geçmişte de bugün de 1990-1993’ün düşünceleri ve hatıralarıyla hep burada yaşıyorum.Bu salona girdiğimde aziz bir salon olarak bakıyorum. Bu salon neler görmedi! 1990 yılında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’nin ilk toplantılarının burada yapıldığını hatırlıyorum.Burada hararetli müzakereler oldu, insanlar birbirini anlamadı.Milletvekili olarak orada, kapının yanında oturduğumu hatırlıyorum.Sonra Eylül 1991’de Nahçıvan halkının ricası ve sizlerin ricası üzerine Yüce Meclis başkanlığına başladım.Çok zor ve sıkıntılı günler geçirdik. Bunu söyledim, o zamanlar Nahçıvan’ı ne kadar ezip yıkmak istiyorlardı. Bakü’deki liderler de -çünkü Nahçıvan onlar için bir felaketti- ve ne yazık ki içimizdeki yıkıcılar Nahçıvan’ı yıkmak istediler.”Bütün bunlar Nahçıvanların başına gelen ve hafızalarına kazınan olaylardı. O günler geride kaldı.”

Haydar Aliyev
Haydar Aliyev

Bu görüşmelerden edindiğim izlenimle özellikle milli liderin müzeyi ziyaret ettiği gün, milli lider Haydar Aliyev’e 3 şiir ithaf ettim. Hem Azerbaycan TV kanallarının hem de Nahçıvan TV’nin programlarını genellikle doğrudan müzede çektiğini belirtmeliyim. Bir gün müzeye bir adam geldi. “Lütviyya Hanım, sizi “Şark gapısı” gazetesine verdiğiniz röportajdan tanıyorum: “Bana ahlaklı kadınlar verin, size gelecek vereyim” demiştiniz(Bu röportajı “Sark gapısı” gazetesine “Cumartesi konuğu” olduğum sırada vermiştim). Aynı zamanda kendisini de tanıttı: “Ben Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti milletvekili, Geyret yayınevi müdürüyüm. Meğerse Vagif Hoca’nın müzeye geliş amacı “Bir Çınar Hayatı” programının çekimleri ile ilgiliymiş.

Yaratıcılıkla da uğraştığımı röportajımdan bilen Vagif Bey, beni Haydar Aliyev Müzesi’nden yayınlanacak “Bir Çınar Hayat” programına davet etti. “Programınkonusu “Şiirimizde Haydar Aliyev teması” idi. Çekim başladı.Vagif Memmedov’un programda bana ilk şu soruyu sorduğunu hatırlıyorum: – “Lütviyye Hanım kaç yıldır bu müzede çalışıyorsunuz, nasıl oldu da milli lider Haydar Aliyev’e arka arkaya üç şiir yazdınız ve bu şiirleri yazmak için neden bu kadar beklediniz?”

Vagif Bey, bu şiirleri yazabilmen için o kutsal duyguları yaşamış olmalısın dedim. Şiirin oluşum süreci, milli lideri yakından görmek, o büyük şahsın tavsiyelerini dinlemek ve onun büyük samimiyetine hayran olmakla geçiyormuş.”

Haydar Aliyev ne zaman anavatanına – Nahçıvan’a gelse, vatan sevgisi, vatan sevgisi eski topraklarda bir deniz gibi kabarıyordu.Ulusal lidere adadığım üç şiir bu aşkın ifadesi idi.Program boyunca Vagif Bey ile bu konuyu çok konuştuk. Nahcivan Özerk CumhuriyyetininEmektar incesanat adamı Şemseddin Gasimov, yazdığım 3 şiirden birinin müziklerini besteledi.Şarkı, ulusal liderin 80.doğum gününde koro tarafından seslendirildi. Aynı yıl düzenlenen “Haydar Aliyev’in siyaseti, Haydar Aliyev’in irfanı” yarışmasını kazananlardan biri oldum.Ulusal lider Haydar Aliyev’in 80.yıldönümüne adanan yarışmada “En iyi analitik yazılar” ödülüne layık görüldüm. Sonraki ziyaretlerinde (2002) milli liderin müzede olmamasına rağmen katıldığı etkinliklerin çoğuna ben de katıldım ve konuşmalarını dinledim.15 Haziran 2002’de ulusal lider tekrar Nahçıvan’a geldi. Bu mutlu tarihler günlüğüme not edildi: “15 Haziran. “Bugün Ulusal Kurtuluş Günü. Milli lider Haydar Aliyev Nahçıvan’da.”

“17 Haziran. Haydar Aliyev bugün Şehitler Hiyabanı`nıziyaret etti. Biz de oradaydık.Saat 12’de işe döndüm.Saat 6’da milli lider Askeri okulda olacak.Ben de Harp Okulu’nda öğretmenlik yaptığım için davet edildim.Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev saat 8’de okula geldi. O harika adamı bir günde iki kez görecek kadar şanslıydım. Kim bilir belki müzesine gelir ve bu büyük adamı yeniden görürüz.Doğrudur, milli liderin müzeyi 3 yıl önce ziyaret etmişti. Ama keşke tekrar gelse…”

“18 Haziran. Bahruz Kangarlı’nın ev müzesi bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Haydar Aliyev’in katılımıyla açıldı. Akşam saat 8’de Yüce Meclis’te bir toplantıya katılmam gerekiyor.”

“İstişare başladı.Milli liderin yönettiği harika bir toplantıya tanık oldum.”Günlüğümde de belirttiğim gibi, Haydar Aliyev’in Cemşid Nahçıvanski Askeri Lisesi’nde öğrencilerle görüşmesine (şimdi Haydar Aliyev Askeri Lisesi), Şehitler Hiyabanın`nı  ziyaretine (17 Haziran) ve Bahruz Kangarlı’nın ev müzesinin açılışına da katılmıştım. Etkinliğin bir katılımcısı olarak, milli lideri yeniden yakından görme onuruna eriştim.Bu önlemlerden biri, 18 Haziran 2002 tarihinde Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’nde devlet yetkililerinin temsilcileriyle yapılan toplantıydı. Toplantıda ulu önder geniş bir konuşma yaptı: “Sizinle birkaç gündür görüşüyoruz ve Nahçıvan’a geliş amacımı ve yaptığım çalışmaları size bildiriyorum. Bu günlerin benim için, Azerbaycan cumhurbaşkanı için çok etkili ve çok önemli olduğunu düşünüyorum.Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti halkı ve yetkililer için çok etkili ve önemli olduğunu düşünüyorum.Yani, birkaç kez görüştük ve konuştuk.Düşüncelerimi biliyorsun.Bugün Bahruz Kangarlı müzesinin açılışını yaparken Nahçıvan’da bulunan askeri birliğin komutanlarıyla yaptığım görüşmeyi anlattım.Ancak özerk cumhuriyetin devlet yetkililerinin temsilcileriyle doğrudan görüşmezsem anlaşılmaz olur.Nahçıvan’a yaptığım gezide planımda bu vardı.Ama önce başka şeyler yapalım, sonra sizinle görüşelim diye bunu sona erteledim.Bu amaçla Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti devlet yetkililerinin temsilcilerinin bugün buraya davet edilmesini rica ettim.Buluşalım, konuşalım, işinizin nasıl olduğunu ve daha da iyi olması için bundan sonra ne yapılması gerektiğini görelim.”

Eski günleri yad eden ulu önder, “Değerli arkadaşlar! Sevgili iş arkadaşlarım! On iki yıl önce, 1990’da burada sizinle yaşamaya başladım ve ondan sonra çalışmaya başladım.Sizlerle birlikte çok zor ve sıkıntılı bir dönemden geçtik, zor sorunlarla karşılaştık.Bazen öyle tehlikeler oluyordu ki yok olabileceğimizi veya genel olarak Azerbaycan ve Nahçıvan’ın da yıkılacağını düşündüm.Böyle zor günler geçirdik.Bu salon, bu duvarlar zor günlerimizin şahididir.Burada oturumlar yaptık, toplantılar yaptık, kararlar aldık.

Ben geldim.Nahçıvan’da beni milletvekili seçtiniz, Azerbaycan’da milletvekili seçtiniz. Bu nedenle seçmenlerime ve tüm Nahçıvan halkına teşekkür ediyorum. Ama sonra durum öyle bir hale geldi ki, benim Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti liderliğim konusu gündeme geldi. Buna katılmadığımı biliyorsun.Ama o günleri bazılarınız hatırlıyorsunuz.Burada bir kriz ortaya çıktı.Sessiya çağırdılar, sessiyaya gelmedim.Oturumda büyük bir kafa karışıklığı yaşandı.Kimseyi seçemiyorlardı. Halk Cephesi`ninkendi adayları vardı. Başından beri burada çalışanların kendi adayları vardı.Onlar bunlarla aynı fikirde olmadılar, bunlar onlarla aynı fikirde olmadılar.Birçok kez yaşadığım eve geldiler.Beni toplantıya davet ettiler.Toplantıya gelmek istemedim.Çünkü o davaya ortak olmak istemedim.Sonunda geldim – o zaman toplantı burada yapılmadı, Nahçıvan’ın yönetici organı binasında bir salon var, orada yapıldı.Bura kapatılmış ve mühürlenmişdi – Size yardıma hazır olduğumu defalarca söyledim.Ben millet vekiliyimm ve tavsiyemi dinlerseniz yardımcı olurum.Ancak, bir pozisyon tutmak istemedim. Meydanda 20.000 kadar insan toplandı. Sonlar da seçilmesi için baskı yaptılar ki, Haydar Aliyev seçilsin.Sonunda oldu, seçildim ve çalışmaya başladım.Ama bu salonda pek çok yüzle tanıştım.Çoğu eski milletvekili ve milletvekili olmayan kişilerdi.Öyle sıska insanlar burada durup söz söylüyorlardı ki, hem de nerede – Haydar Aliyev gibi birinin yürüttüğü meclis oturumunda.Ama katlanmak zorundaydık.Bir yandan hoşgörü gösterdik, bir yandan da ilkelerimizi ve irademizi gösterdik.Son olarak ilkeli olmamız ve irademiz bizi başarıya götürdü.Sonraki olaylar ve süreçler sizin tarafınızdan bilinir.Nahçıvan böyle bir dönemde yaşamıştır. O dönemi Azerbaycan da yaşadı ama Nahçıvan çok zor bir dönem yaşadı. Burada, bu binada, buradaki sağlıklı güçlerle birlikte çalışıyoruz – çoğu bugün hala burada, o zamandan beri çalışıyor ve çalışmaya devam edecek.İşte böyle bir zamanda bu binada, bu salondaydım.Şimdi buraya geldiğimde o günleri hatırladım.Bu yüzden birkaç kelime söylemek istedim. “Haydar Aliyev, Azerbaycan’da ikinci hakimiyeti sırasında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nde yapılan büyük çaplı çalışmaları sürekli destekledi. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nde yapılan külliye inşaat çalışmalarını tanımak ve bir takım sosyal ve kamu tesislerinin açılışına katılmak için 4 kez Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni ziyaret etti. İlk gezi 29 Ekim 1996’da, ikincisi 10 Ekim 1999’da, diğerleri ise aynı yılın 15 Haziran 2002 ve 10 Ağustos’unda gerçekleşti. Bu gezilerden 3 tanesinin yakın tanığıyım.

1990-1993 yıllarında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi milletvekili ve Yüksek Meclis Başkanı olarak tarihi karar ve emirler hazırlayıp kabul etti, protokol ve anlaşmalar imzaladı, mektup ve telgraflar, portreler, tarihi fotoğraflar ve belgeseller, kullandığı hediyelik eşyalar, şerefine dokunan halılar zengin fon malzemeleri, orijinal belgeler ve sergilerle halkımızın anlamlı yaşamı, refahı ve iyi geleceği adına siyasi faaliyetin farklı dönem ve aşamalarının aydınlatıldığı bir müzede çalışmak benim için onurdu. Her gün müzelere sığamayacak kadar zengin bir dehanın yaşam yolunu yansıtan değerli bir sergi salonunda yürümek, gelen konukları ağırlamak, büyük önderin çocukluk ve gençlik dönemi, eğitim yılları, ilk çalışma faaliyeti, 1969-1982 yıllarında Azerbaycan’ın ilk liderlik dönemi, Moskova’da çalışıp yaşadığı dönem, Nahçıvan’a dönüşü, bağımsız Azerbaycan’ı yönettiği yıllar, kısacası faaliyet dönemini yansıtan zengin materyaller arasında gezinmenin mutluluğu unutulan değil.

Dünyaca ünlü siyasi liderin 12 Aralık 2003’te ABD’de Cleveland Clinic’te seksen yaşında kalp yetmezliğinden yaşamını yitirdiği haberini duyunca ne yapacağımı bilemedim. İşe vardığımda müzenin önünde ellerinde çiçek tutan bir insan seli ile karşılaştım.Kapıyı açar açmaz herkes müzeye girdi.Kadınlar bayat okur, dua edirdi. Herkes soruyordu: “Haber doğru mu?” Kimse bu ölümü kabul etmek istemiyodu. Çok ağır, hüzünlü bir andı.

Haydar Aliyev’in naaşı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 13 Aralık’ta cenaze töreninin düzenlenmesine ilişkin Devlet Komisyonu yaradılması kararnameyini imzalamasından bir gün sonra (14 Aralık) Bakü’ye getirildi.Cenaze töreni 15 Aralık (2003) tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin başkenti Bakü’deki Cumhuriyet Sarayı’nda düzenlendi. Törene Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Ukrayna Devlet Başkanı Leonid Kuchma, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Moldova Devlet Başkanı Vladimir Voronin, eski Gürcistan Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze, Moskova Belediye Başkanı Yuri Luzhkov ve diğer siyasi ve tanınmış kişiler katılmıştı. Nahçıvandan cenazeye özel uçakla gelen temsilciler arasında ben de bulunuyordum.Büyük lidere Cumhuriyet Sarayı’ndan yürüyerek son mekanı olan Fakhri Khiyaban’a kadar eşlik ettik. Ruhu şad olsun.

Yaşadığım tarihi günler, hafızama kazınanlar, Azad hareketi, 20 Ocak faciası, milli liderin Moskova’dan Nahçıvan’a gelişi, hilaskarlık misionu, vesaireo yıllarda yazdığım “Atoportre” şiirimde yansıtılır:

Bir yаndаn dа bаkmаktаydım dünyаnın

gerdişine.

Tоphаnа hаdisəsine, özgürlük hareketine

аz kаlа yаşıt kızım.

1990`dа yаndım.

Şehit sözün duymuştum 1979`da

gazete ve televizyondan.

Bu kez kendi gözlerimle gördüm

şehidi olan oğulları – Bakü’müzde.

Yаndım özgürlük için kurbаn geden

Şehidlerime.

Аğlаdım, günаhlаrı ne?

Özgürlük аrzusu kаnlаrındаymış dime

Bu dа bir dаğ, şehid dаğı…

Аnаlаr saç yоldu, söyledi аğı.

Üzüntüdeyim.

Kаn gölünde bоğulmаk istedi Аzerbаycаn.

Bir gözümle sеvindim, geyretli hаlkım vаr,

Dimə hаlkım yаtmаmışmış, yаtmışsа dа,

artık gaflet uykusundаn аyılmış.

Bele аğır günümüzde sеvinmiştim

hаkk sesini ucаldаndа

Mоskovdаn ulu önder,

sеvinmişdim;

Аzerbаycаn, аrkаndа dаğ vаr!

Büyük insаn, ulu önder.

1990`dа geldi Nаhçıvаn`а.

Bütövlükde Аzerbаycаn`а hilаskаr!

İnаnmırdım düzeler bеlimiz,

gelişiyle hem düzeldi bеlimiz,

hem аrtdı geleceye ümidimiz.

Ben de sürünmedim kalktım,

düzeldim, аhır ki, kendime gelldim.

Çalıştım, elleşdim, çаlıştım.

90`dа ilk defe gördüm ulu önderi yаkındаn,

görmeye gelen 30`minin içinde ben de vаrdım.

1992`de yаrаnmış pаrtiye,

ben 1998`de kеçtim.

Her şеye оlduğu gibi bu defa da gеcikmiştim.

1999`da yаzılаrım yayınlanmağa bаşlаdı,

аzdаn-çоktаn tаnındım, çоkacelem vardı

her şеye gеcikmiştim.

Vахt az, iş çоk,

Növbeti görüşüm ulu önderle,

ikinci defa

-Hеyder Aliyеv muzеsinde, 

en mutlu günlerimden birinde.

2000`de аrtık nelerseеtmiştim.

En şereffli muzеye dirеktоr sеçilmiştim.

Kaderimde kurultаylаrа kаtılmаk,

о dаhi insаnı

üçüncü defa görmek vаrmış.

2003`de аnаmı iki defa sеvindirdim,

аrtık iki kitаb muallifiydim.

Yаşаmаğа dаhа çоk heveslendim, iyi çalışmak,

Büyük kuruculuklа аyаklаşmаk оldu аndım.

Bu defa da yаndım; 12 Ocak, bizlerden uzаktа-

Klivlendde, gözün yumdu ulu önder!!!

Yаsа bаtdı Аzerbаycаn.

Neşinin önünden kеçsem de,

 dilimde fаtihe ve rahmet, inаnmаdım… “

13 Mayıs 2004 tarihinde Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin 80. yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere Nahçıvan’a gelen Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Azerbaycan’ın Birinci Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mehriban Aliyeva ile cumhurbaşkanının Nahçıvan’ı ziyareti sırasında tanışma mutluluğuna daHaydar Aliyev Müzesi.eriştim.

14 Mayıs’ta Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin 80. Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen törende yaptığı konuşmasına “Aziz Nahçıvan halkı!” başvurusuyla başladı. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin 80. kuruluş yıldönümü vesilesiyle herkesi tebrik ettikten sonra, “Haydar Aliyev’in dediği gibi Nahçıvan halkı çok kahraman insanlardır. Çok yüksek bir milli gurur duygusuna ve milli bilince sahiptirler. Nahçıvan, Azerbaycan’a büyük düşünürler, bilim, sanat, kültür, siyasi figürler ve büyük generaller verdi. Nahçıvan, Azerbaycan’a ve dünyaya halkımızın milli lideri Haydar Aliyev’i verdi. Haydar Aliyev her zaman halka, millete ve devlete hizmet etmiştir.” Ardından Nahçıvan halkının asla unutmayacağı o günleri hatırladı: “1990 yılında Haydar Aliyev Nahçıvan’a döndü. Burada Nahçıvan halkıyla birlikte çok zor koşullarda yaşadı ve çalıştı. O yıllar, özerk cumhuriyetin geleceği için belirleyici bir dönem olan Nahçıvan için çok zordu. Haydar Aliyev’in itibarı, uluslararası tecrübesi o yıllarda Nahçıvan’ı korudu.Ermenistan’ın saldırısının da Nahçıvan’a yönelik olduğu,planlarının buranın işgalini içeriğdiği kimse için sır değil. Ermeniler Nahçıvan’a saldırdı.Ancak Nahçıvan halkı, Haydar Aliyev önderliğinde tüm bu saldırıları engelledi.Nahçıvan burada yaşanmış, huzur ve sükunet sağlanmıştır. Haydar Aliyev, halkın talebi üzerine 1993 yılında Azerbaycan’da yeniden iktidara geldi. O yıllardan itibaren Azerbaycan’da yeniden canlanma dönemi başladı – savaş sona erdi, ateşkes rejimi uygulandı, kalkınma için iyi koşullar yaratıldı, asayiş sağlandı, yasadışı silahlı gruplar silahsızlandırıldı ve halkımız rahat yaşamaya başladı.

Sayın Cumhurbaşkanımızın da konuşmasında vurguladığı gibi 1990’lı yılların zor, meşakkatli ve kimi zaman ümitsiz gerçeklerinin dünyadaki modern Azerbaycan devleti ile karşılaştırılması, büyük liderin Azerbaycan devletine hizmetlerinin boyutunu daha net görmemizi sağlamaktadır.ve halkımızın bilinçaltında derin izler bırakan bir dahinin imajı.” Milletimizi belalardan koruyup aydınlık istikbaline kavuşturan, büyük düşünürlerin, paşaların ve dahilerin yurdu Nahçıvan’ın yetiştirdiği şahsiyetlerin üzerinde duran milli lider Haydar Aliyev, tarihi günlerin şahidi olarak diyebiliriz ki, vatanını vakfetmiştir.bütün hayatını vatanının ve halkının, ülkemizin, aynı zamanda doğduğu Nahçıvan’ın hizmetine sunmuştur. Kişilik, gelişmesi ve büyümesi için tüm gücüyle hizmet eden bir olgudur.

Büyük liderin derdi Karabağ sorunuydu. 2003 sonbaharında, bu sorunun siyasi halefi İlham Aliyev tarafından çözüleceğini büyük bir güvenle söyledi: “İlham Aliyev benim bitiremediğim her şeyi bitirecek!”

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Başkomutan İlham Aliyev, ulu önder Haydar Aliyev’in bu vasiyetini yerine getirdi. 27 Eylül 2020’de başlayan Vatanseverlik Savaşı’nın başarıları güç, sabır, soğukkanlı diplomasi ile elde edildi, devlet sınırlarımız ve işgal altındaki topraklar kurtarıldı. Azerbaycan’ın Birinci Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mehriban Aliyeva’nın “Allah her Azerbaycanlıyı mukaddes Karabağ topraklarını öpmeyi nasip etsin” dileği yerine getirildi. Büyük Zafer Azerbaycan’ın askeri, diplomatik ve siyasi başarısıdır.Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Büyük Zaferimizin ardından Nahçıvan’ı ziyaret etmesi ve ziyaretin 10 Mayıs 2021’de Haydar Aliyev’in doğum gününde gerçekleşmesi tesadüf değildir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in vurguladığı gibi: “Tarihi Zaferden sonra bugün babamın birinci doğum günü. Bu nedenle, geleneksel olarak mezarını ziyaret ettikten sonra anavatanı Nahçıvan’a gelmem gerektiğini düşündüm.Bu gezinin büyük bir sembolik anlamı olduğunu düşünüyorum.Bahsettiğim gibi Nahçıvan’a 15.kez geliyorum. Ama 10 Mayıs’ta ilk kez Nahçıvan’dayım.Bu doğum gününde kesinlikle burada olmalıyım.”Devlet başkanımızın da vurguladığı gibi, “Babamın vasiyetini yerine getirdiğim için mutlu bir insanım.” Şuşa’yı özgür bıraktık! Bu büyük bir kazanç! Bugün şehitlerimizin ruhu şad, ulu önder! Açık ol Azerbaycan! Gözünüz aydın olsun ey dünya Azerbaycanlıları!”

“Milliyet her insan için bir gurur kaynağıdır. Azerbaycanlı olmakla her zaman gurur duydum ve bugün de gurur duyuyorum”, – Azerbaycanlı olmaktan gurur duyan ulusal liderin sözleriyle: – ” Küçücük bir evde yaşıyorum, ailemde çalışkanım, bir bahar günü dünyaya doğurdum.Doğduğumda muhtemelen beş on kişi, uzaktan otuz kırk kişi sevindi.Şimdi belki, edepsiz gibi geldi ama söylemeliyim ki annem beni bir bütün olarak Azerbaycan’ımız için doğurdu.Doğma Canım kadar sevdiğim Azerbaycan’ım kıblemdir.Bütün bilinçli hayatımı onun gelişimine adadım. ve ilerleme.”

“Nahçıvan’da doğmak, büyümek ve okumak benim için değerlidir.Azerbaycan’ın lideriyken Nahçıvan’da inşaat işleri yürütme faaliyetim de benim için değerlidir. Ancak benim için en değerlisi 1990’dan 1993’e kadar burada sizinle birlikte yaşamak ve çalışmak.”

Geçmiş bir hatıradır.Dün, bugün, bugün yarındır.Bu yüzden “Geçmiş aynı zamanda gelecek” derler.Geçmişi olmayanın geleceği de yoktur.Geçmişi anlamak için yaşam yoluma ve yakın geçmişimize baktım, gerçekleri ve yaşadıklarımızı hatırladım.Çünkü zaman su gibi akar. Su gibi akan bu zamanda insan ve insanın hayatı da akar ve akar, zamanla karışır. Ve kurtarıcılar gelir, zamana hükmeder, tarih yazar ve tarihe yazılır.Kaderini milletin kaderine bağlayan insanların ömrü milletin ömrü kadardır ( Ebu Türhan).

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest