GenelGüncelKültür Sanat

Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey, 10 Nisan 1919 günü idam edilmiştir – İsmail CİNGÖZ

MİLLİ ŞEHİT MEHMET KEMAL BEY

İsmail CİNGÖZ

Birinci Dünya Savaşı ve ardından Millî Mücadele yıllarında işgal kuvvetleriyle iş birliği yapan, binlerce masum Türk halkını katleden, savaşta arkadan vuran, cephe gerisinde her türlü hainliği ve caniliği yapan gerçek soykırımcı Ermenilerin yaptıklarını görmezden gelerek; Sözde Ermeni Soykırımı(!) yalanlarıyla, sırf işgal kuvvetlerini memnun edebilmek için Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey, 10 Nisan 1919 günü idam edilmiştir.

***

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Boğazlıyan Kaymakamı olarak görevli olan Kemal Bey, zamanında aldığı tedbirlerle sorumluluk bölgesinde Ermenilerin katliamlarını önlemesi ve merkezi hükümet tarafından alınan ‘tehcir kararının’ yerine getirilmesinde aktif rol oynaması nedeniyle Ermenilerin en önemli hedeflerinden biri haline gelmiştir. Kemal Bey’e kinlenen Ermeni komitacılar, Mondros Mütarekesinin hemen ardından yerli işbirlikçilerinin de destekleriyle İstanbul’a ayak basan İngiliz ve Fransız işgal kuvvetlerine müracaatları neticesinde en büyük işbirlikçilerden olan “Damat Ferit Hükümeti” nin memuriyetten azletmesini sağlamışlar ve mahkemeye sevk ettirmeyi başarmışlardır.

Konya İstinaf Mahkemesi’ne yaptırılan araştırmalar neticesinde suç unsuru tespit edilemeyen Kemal Bey hakkında beraat kararı verilmiş olmasına rağmen, işgal kuvvetlerine şirin görünmek isteyen işbirlikçiler, Kemal Bey’i tekrar tutuklatarak Divan-ı Harp Mahkemesine sevk ettirerek İstanbul’a getirtmişlerdir.

Gümrük Başkâtipliğinden emekli olan babası Arif Bey, bütün çabalarına rağmen “Tedbirsizlik yüzünden bazı Ermenilerin ölümüne sebep olmak” suçu isnat edilen Kemal Bey’e bir avukatdahi bulamadığı görülmektedir. Ermeni azınlığın adeta şova dönüştürdüğü ve yalancı şahitlerle suçlamaları karşısında bütün deliller Kemal Bey’in suçsuzluğunu göstermesine rağmen yerli işbirlikçilerin baskılarına dayanamayan Divan-ı Harp Reisi Hayret Paşa istifa etmiştir.

Hayret Paşa’nın yerine atanan İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyesi Nemrut Mustafa, işbirlikçi efendilerinden aldığı “talimat” gereği, sözde bir duruşma ve alelade yapılan yargılama neticesinde Kemal Bey’in idam kararını vermekte tereddüt etmemiştir. İşgal kuvvetlerini kızdırabilir endişesiyle olsa gerek Padişah tarafından onaylanan idam kararı hakkında fetva istenen Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi “Kemal Bey hakkında istenilen fetva değildir, kazaya aittir, benim ise kazaya yetkim yoktur”sözleri dikkat çekicidir.

Nihayetinde 10 Nisan 1919 günü etrafta nöbetçi olarak görevlendirilmiş İngiliz ve Fransız işgal kuvvetleri askerlerinin de yer aldığı Beyazıt Meydanı çeşitli semtlerden akın akın gelen Ermenilerin ablukası altında olduğu halde gündüz vakti kurulan idam sehpasına,Bekirağa Bölüğü’nde tutuklu bulunan getirilerek çıkartılan Kemal Bey, idam sehpasında son sözleri sorulduğunda;

“Ben Türk devletinin bir memuruyum. Aldığım talimatı yerine getirmekten başka bir suçum yok. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki ben masumum, son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun böyle adalet” diye haykırmıştır.

Son sözleri ise;

“Çocuklarımı asil Türk Milleti’ne emanet ediyorum. Eminim bu Kahraman Millet gereğini yapacaktır”

olmuş ve Yüce Türk Milleti’ne vasiyette bulunmuştur.

Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey, İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyesi Nemrut Mustafa Başkanlığındaki mahkeme tarafından idamına karar verilen, Ermeni Lobisi ve Ermeni terörüne Şehit verdiğimiz ilk devlet görevlisidir.

Haksız ve düzmece bir mahkeme ile sırf işgal kuvvetlerine şirin görünmek için şehit edilen Mehmet Kemal Bey’in darağacındaki son dileği; 14 Ekim 1922 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çıkartılan özel bir kanun ile “Milli Şehit” kabul edilerek yerine getirilmiştir.

Sonuç Olarak;

19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren isyan hareketlerini başlatan, 1895 Sason İsyanı ile organize hale dönüşen bir şekilde Anadolu’nun birçok bölgesinde soykırım ve katliamlarını Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadele yıllarında sürdüren Ermeniler, yüzlerce kasaba ve köylere düzenledikleri baskınlarda yüzbinlerce (1.000.000’a yaklaştığı değerlendirilmektedir) Türk’ü tarihte az görülür vahşetlerle katlettiklerini tarihkaydetmiştir.

Talat Paşa, Cemal Paşa ve 40’tan fazla Türk diplomatınıdünyanın çeşitli ülkelerinde kahpece şehit eden Ermenilerin katliam ve soykırımları görmezden gelinerek, utanmadan 24 Nisan tarihini sözde “soykırım günü” olarak ilan ettikleri bilinmektedir.

Diaspora ve işbirlikçilerinin organize çalışmalarıyla birçok ülke, parlamentosundan “Türkler’in soykırım yaptığını kabul ediyoruz” şeklinde çıkartılan kararlara karşılık Türkiye Büyük Millet Meclisi de karşı hamlelerle, o ülkelerin gerçek soykırım tarihlerini gündeme almalıdır. Ayrıca Kaymakam Kemal Bey’in şehadet tarihi olan “10 Nisan”, Türkiye Cumhuriyeti tarafından “Milli Yas Günü” ilan edilerek, bütün dünyaya gerçek soykırımcının Ermeniler, gerçek mazlumun ve soykırıma maruz kalan kesimin de Türk halkı olduğu her vesilede icraatlarla gösterilmelidir. Artık Türkiye sözde soykırım yalanlarına karşı savunmada kalmamalıdır. Bilakis Anadolu, Azerbaycan ve Bulgaristan sahalarında Türk Milleti’ne kaşı gerçek soykırımcı kesimin Ermeniler ve işbirlikçileri olduğu üzerine, uluslararası kamuoyunda, karşı politikalar geliştirilmelidir.

                               :

İsmail CİNGÖZ, Uluslararası Siyaset Uzmanı/M.A.-BULTÜRK Ankara Temsilcisi, TDPB Basın Kulübü Başkanı. [email protected]

Kaynakça;

İsrafil K.KUMBASAR; “Ermenileri Memnun Etmek İçin Kellesi Alınan Kahraman: Kemal Bey”,

Samuel A. Weems, “Ermenistan-Terörist-Hıristiyan Ülkenin Sırları”, İleri Yayınları.

JustinMcMarthy; Ölüm ve Sürgün, Osmanlı Müslümanlarının Etnik Kıyımı (1821-1922), Türk Tarih Kurumu

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest