ABD düşünce kuruluşu CFR’de Kırım’ın ilhakı konuşuldu
ABD düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR), Rusya tarafından 2014’te yasa dışı ilhak edilen Kırım’daki son durum tartışıldı.
New York CFR’de düzenlenen “Kırım’da ifade özgürlüğü: Ukrayna’dan sesler” başlıklı panele PEN Amerika Başkanı Suzanne Nossel, Ukraynalı yazar ve film yapımcısı Oleg Sentsov, PEN Ukrayna Başkanı Andrew Kurkov ve Ukrayna İnsan Hakları Medya Girişimi kurucusu Maria Tomak katıldı.
Kırım’ın yasa dışı ilhakında gelinen son duruma ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı panelde Kırım Tatarlarının durumu da ele alındı.
Tomak, Kırım’ın Rusya tarafından ilhakıyla Kırım Tatarlarının işgalin ilk kurbanları haline geldiğini belirterek, “Kırım Tatarları en fazla kovuşturmaya uğrayan ilk topluluk oldu, hakları elinden alındı, bazıları öldürüldü. Hala baskılar sürüyor.” diye konuştu.
Kırım Tatarlarının Rusya tarafından “sadık bir topluluk” olarak görülmediğini aktaran Tomak, bunda 1940’larda yaşanan Stalin tarafından uygulanan toplu sürgün gibi tarihi sebeplerin de bulunduğuna dikkat çekti.
Tomak, “Bütün baskılara rağmen Kırım Tatarları, Rusya’ya karşı bugün barışçıl bir şekilde direnmeye devam ediyor. Tekrar bir sürgün yaşamak istemiyorlar, vatanlarından çıkarılmaktansa ölmeye bile hazırlar.” ifadelerini kullandı.
– Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı
Ukrayna’nın başkenti Kiev’de 2014’te Batı yanlılarının protestoları sürerken dönemin Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’in Rusya’ya kaçması Kırım’ın ilhakına giden yolu açtı.
Batı yanlısı grupların ülkede yönetimi ele geçirmesiyle Rus yanlıları Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılması çabalarını hızlandırdı ve 25 Şubat 2014’te Kırım’ın bağımsızlığını ilan etmesi için Kırım Parlamentosunu bastı.
Ukrayna yönetimi yanlısı Kırım Tatarları ile Rus yanlıları arasında gerginlik sürerken, üstlerinde hiçbir arma veya işaret bulunmayan asker kamuflajlı silahlı milisler Kırım Parlamentosu ve hükümet binalarını ele geçirerek Kırım’ın Rusya’ya bağlanması için referandum baskısı yapmaya başladı.
Uluslararası tepkilere ve Rusya’nın veto ettiği Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantılarına rağmen bir sonuca ulaşılamadı.
Rus yanlısı silahlı milislerin baskısı altında yarımadanın kaderini belirleyen sözde referandum 16 Mart 2014’te yapılarak Kırım’ın Rusya’ya bağlanması yönünde karar çıktı.
Referandumun hemen sonra 21 Mart 2014’te Kremlin’de düzenlenen imza töreni ile Kırım’ın Rusya tarafından yasa dışı ilhakı resmen onaylanmış oldu.
Dünyada pek çok ülke gibi Türkiye de bu yasa dışı ilhakı tanımazken, ilhakla birlikte Kırım Tatarlarına baskılar arttı, Rus güvenlik güçlerince evleri, camileri, okullara basıldı, hakları ihlal edilmeye ve tutuklanmaya başlandı.
