Sudak-KIRIM
Yalta’nın 120 km kuzeydoğusunda, Karadeniz kıyısında tarihi bir sahil kasabasıdır.
7. yüzyılda Hazar Kağanlığı tarafından ele geçirilen şehre Suğdaq adı verildi. Hazarlar şehri, 800’lü yılların başından 1016’daki Doğu Roma İmparatorluğu ordularının Hazar hakanı Georgius Tzul’u şehirden kovana kadar ellerinde tutmuşlardır. Sonraları Bizans’a bağlı özerk bir şehir olarak kalan Sudak, 9. yüzyıldan 12. yüzyıla akdar Kiev Knezliği ile yoğun ticaret ilişkileri geliştirmiştir. 12. ve 13. yüzyıllarda İpek Yolu üzerinde önemli bir konuma sahip olan şehir, Kıpçakların ve daha sonra da Tatarların saldırılarına maruz kaldı. Bir süre Venediklilerin de egemenliği altında kalan şehir, sahip olduğu Soldaia Kalesi’yle adlandırılmaya başlandı. Sultan Alaeddin, Selçuklu tüccarlarının şikayetleri üzerine Kastamonu emiri Hüsameddin Çoban’ı Karadeniz donanmasıyla KırımSeferine memur etti. Emir Çoban önemli bir ticaret şehri olan Sudak’ı fethetti. Şehirde bir cami inşa ettirdi ve askerlerini yerleştirdiği bir garnizon kurdu. Ruslar 1224 yılında Sudak’ın Selçuklu hakimiyeti altına girmesini tanımak zorunda kaldılar.
1475’te Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilen şehir, Osmanlı’da özerk bir yönetime sahip olan Kırım Hanlığı’na bağlandı.
1771’de şehir, Rumyantsev’in orduları tarafından ele geçirildi ve 1783’te Kırım Yarımadası’nın diğer kısımları gibi Rus İmparatorluğu’na bağlandı. 1778’de büyük bölümü tahliye edilen şehir, küçük bir köy görünümüne büründü.