18 MAYIS 1944 SÜRGÜNÜ ALMANYA VE RUSYA TARAFINDAN HAZIRLANDI
18 MAYIS 1944 KIRIM TATAR SÜRGÜNÜ VE SAKLANAN GERÇEKLER
18 Mayıs 1944 Kırım sürgünü öncesi Almanya ve Rusya işbirliği belgelerle ortaya çıkarıldı. Dünya Kırım Tatar Derneği Başkanı Mustafa Sarıkamış bu belgeleri dünya kamuoyuna açıklıyor.
Dünya Kırım Tatar Dernek başkanı Mustafa Sarıkamış yaptığı açıklamada ‘’18 Mayıs 1944 de Kırım’dan Almanlarla işbirliği yaptılar gerekçesiyle vatanlarından sürüldüler. Bu koskoca yalan,iftira düzmece ve alçaklıktır. Bu bir milleti yok etmek için Faşist Almanya ve Komünist Rusya tarafından hazırlanan bir senaryodur.
18 Mayıs 1944: Kırım Türklerinin vatanlarından sürgün edildikleri tarih. Sürgüne gerekçe olarak gösterilen neden ise Kırım Türklerinin Almanlar ile işbirliği yapmış olmaları. Fakat Almanlar Kırım’a girdikleri zaman, Sovyetlerin bırakmış oldukları bir evrak dolabında, Stalin’in Kırım Türklerini Kazakistan’a sürme tasavvurunda olduğu bir belge bulmuşlardır. Dolayısıyla “sürgün” kararının daha önceden verilmiş olduğu çok açıktır.
Sovyetler, Kırım Türklerini yurtlarından tamamen çıkartmak için aradıkları
bahaneyi Almanya sayesinde bulmuştur. Almanya’nın Kırım’a dair planları ve
uygulamaları özellikle II. Dünya Savaşı ertesinde Kırım Türklerinin sürgüne
gönderilmesinin bahanesini ve zeminini hazırlamıştır. Sürgün sırasında çekilen
eziyetler ve nüfusun yarısının kaybı haricinde, gönderildikleri yerlerde
yaşamış oldukları sıkıntılar ile suçlu muamelesi görmeleri de incinmelerine
sebep olmuştur. Ayrıca vatanlarına dönememeleri de içlerinde büyük bir yara açmıştır.
Savaş esnasında düşmanla işbirliği yapan halk damgasını yemek, Kırım
tatarlarını elbette ki olumsuz yönde etkilemiş ve onlara karşı olumsuz bir imaj
ortaya çıkarmıştır. “Hain, işbirlikçi” tarzında Sovyetlerin yapmış oldukları
propaganda, sürgün edildikleri yerlerde Kırım tatarlarını çok zor durumda
bırakmıştır. Bu olumsuz imaj, Kırım tatarlarının üzerinden uzun süre
kalkmamıştır. Almanlarla işbirliği iddiası sürgüne gerekçe olmanın ötesinde,
Kırım tatarlarına her fırsatta ayrımcılık yapılmasına da neden olmuştur.
Tarihsel olaylar Kırım Türklerinin hem Rusya’ya hem de Almanya’ya da güvenemeyeceklerini açık bir şekilde göstermiştir. “Kırım Türklerinin haklarını korumak” gibi söylemler, tarihin ortaya çıkarmış olduğu büyük bir yalandan başka bir şey değildir. Çünkü Kırım Türkleri bölgede tehlike olarak görülmüş, kendi milli devletlerini kurmalarından çekinilmiş ve Türkiye ile birlik kurmalarından kaygılanılmıştır. Oysa Kırım Türkleri, II. Dünya savaşından sonra kendilerinden zorla alınan haklarını talep etmektedirler. Bu haklı talepleri ise elbette ki herhangi bir tehlike teşkil etmemektedir.
Bir gecede, evlerinin kapıları dipçiklenerek açılan ve 15 dakika içerisinde hayvan vagonlarına zorla bindirilerek sürülen Kırım Türklerine uygulanan bu vahşetin adı elbette ki soykırımdır. Kırım Türklerinin haklı davalarına sahip çıkma hususunda kamuoyu oluşturmanın önemi de burada ortaya çıkmaktadır. Zorla vatanlarından sürülen Kırım Türklerinin hakları iade edilmemiş, vatanlarına dönmelerine izin verilmemiş, dönenler ise zorbalıkla karşılanmışlar ve evlerinde başkalarını bulmuşlardır. Ayrıca mallarına mülklerine de el konulmuştur. Üstelik Sovyet askerleri tarafından, Kırım Türklerinin son kez arkalarına dönüp bakmaları ve bir daha vatanlarını göremeyecekleri hususunda bir de alay edilmiştir.
“VATAN KIRIM”, Kırım Türklerinin olduğu kadar bizlerin de kalbimizde büyük bir yaradır. İsmail Gaspıralının da ifade ettiği gibi: “Milletine Hizmet Etmek İstiyorsan Elinden Gelen İşle Başla” sözüne ithafen amacımızın Türk Dünyasına hizmet ve mensup olduğumuz millete bir katkıda bulunmak olduğunu ifade ederek; Sovyet ve Alman zulmü sonucunda ve özellikle sürgün esnasında büyük acılar sonucu hayatlarını kaybetmiş olan tüm soydaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.
Evet, gözleriniz sizi aldatmıyor – bunlar faşist SSCB solucanlarından müttefiklerinin propaganda geçit töreninde kıdemli Reich memurları .
Ve ondan önce:
– Goebbels’in günlüğünden: “Ruslar (SSCB) bize istediğimizden daha fazlasını sağlıyor. Stalin bizi memnun etmek için hiçbir çaba sarf etmiyor. Muhtemelen bunun için yeterli sebebi var. ”
– “SBKP Merkez Komitesi Politbürosu kararından alıntı (b)”: ROM / 176, 03.06.41g
1. Özel Komitelerin Komiserinin
sözleşmenin imzalanmasıyla Almanya’ya teslim edilmesine izin vermek : – bakır 6.000 ton, nikel 1.500 ton, kalay 500 ton, molibden 500 ton, tungsten 500 ton
2.
UGR’nin Halk Satış Komiserliği’ne ,
içerik katsayısı ile ferromolibden karşılığında% 51 metal içeriği ile 300 ton molibden konsantresi vermesine izin verin . “Post. SNK No. 1461-532ss. 3 / VI-41g ”(Not 11 *)
– Stalin 28 Eylül 1939: “Almanya zor bir konumdaysa, Sovyet halkının Almanya’nın yardımına geleceğinden ve Almanya’nın boğulmasına izin vermeyeceğinden emin olabilirsiniz. Sovyetler Birliği güçlü bir Almanya ile ilgileniyor ve Almanya’nın yere atılmasına izin vermeyecek ”(Not 8 *)
– Litvinov:“… Almanya Sovyet ihracatında ilk sırada yer alıyor… ”(Not 9 *)
Kaynak : Natalya Ivushka – Aybike GÜZAY