GenelGüncelKültür SanatTürk Dünyası

KARAÇAY – MALKARLARDA EVLİLİK VE DÜĞÜN GELENEKLERİ

Doğumla başlayıp ölümle biten insan hayatının önemli kavşak noktaları vardır. Bunların başında da aile kurmak gelmektedir. Böylece neslin devamı sağlanmakta ve aynı zamanda toplumun en küçük temel yapı taşlarından olan aile oluşturulmaktadır. Tarihsel süreçten beri sağlıklı bir ailenin temelleri de evlilik yoluyla atılmaktadır. Aslında insan hayatının kilometre taşlarından birisi olan ve nesilden nesile aktarılarak gelen evlilik adet ve gelenekleri toplumdan topluma değişmektedir. Karaçay-Malkarlar bir Türk kavmi1 olup tarihsel süreçte Kuzey Kafkasya’da Mingi Tav denilen Elbruz Dağları’nın eteklerinde yaşamışlardır. Onların bir kısmı XIX. yüzyılın son çeyreğinden itibaren de Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmışlardır. Anadolu’ya gelen Karaçay-Malkarlar çeşitli vilayetlere yerleştirilmişlerdir ki bunların içerisinde Konya vilayeti de bulunmaktadır. Konya’ya gelen Karaçay-Malkarlar Sarayönü ilçesine 7 km. uzaklıkta bulunan ve Ümran-ı Hamidiye adıyla inşa edilen köye yerleştirilmişlerdir. Cumhuriyet devrinde Başhüyük olarak adı değiştirilen bu köyde yaşayan Karaçay Malkarlıların gelenek ve görenekleri komşu köylerinden oldukça farklıdır. Bu farklılık özellikle evlilik ve düğün geleneklerinde belirgin bir şekilde kendini göstermektedir. Neredeyse başlangıçtan itibaren kendilerine özgü evlilik ve düğün gelenekleri olan Başhüyük Karaçay-Malkar Türklerinde bu adet ve gelenekler korunak günümüze kadar getirilmiştir. Başhüyük Karaçay-Malkar Türklerinin evlilik ve düğün gelenekleri ile ilgili en önemli derleme kendisi de Başhüyüklü olan ve Türkiye’de KaraçayMalkarlılar ile ilgili çok önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Ufuk Tavkul tarafından yapılmıştır . Bu araştırmada Başhüyük Karaçay-Malkarlılarındaki evlilik ve düğün gelenekleri derlenmeye çalışılmıştır. Derleme yapılırken birden fazla kişiye (3 kişi) müracaat edilmiş ve bunlardan derlenen bilgiler karşılaştırılmak suretiyle eksiklik ve hataların giderilmesi yöntemine başvurulmuştur.

Derleme için aslında kendisi Başhüyüklü olup şu anda Konya’da yaşayan ve 79 yaşında bir ev hanımı 1 Ufuk Tavkul (“Karaçay-Malkarlıların Etnik ve Sosyal Yapısı”, Karaçay-Balkarlar Tarih, Toplum ve Kültür, Ankara 2003, s. 62) Karaçay-Malkarlıların etnik kökenlerinin Hunlar, Bulgarlar, Hazarlar, Alanlar ve Kıpçaklar gibi Türk kavimlerine dayandığını ifade etmektedir.

2 Ufuk Tavkul, “Başhüyük Köyünden Derlenen Karaçay Âdet ve Gelenekleri”, Kırım Dergisi, 12 (47), 2004, s. 47-53; aynı mlf., Kafkasların Kalbine Yolculuk, Ankara 2012, s. 265-274. Ufuk Tavkul bu derlemeyi 1982 yılında Appo soyundan olan, Başhüyük’te yaşayan, köyde Cicçi adıyla bilinen ve bu sene (2015) vefat eden Mediha Teke’den yapmıştır. Tavkul, a.g.m., s. 47. olan Feride Karaçay ile 2014 yıl içerisinde aralıklarla yapılan görüşmeler kayıt altına alınmıştır. Ayrıca Başhüyük nüfusuna kayıtlı Konya’da ikamet eden ve 67 yaşında bir Emekli olan Özdemir Uğurlu ile de yine 2014 yılı içerisinde birkaç defa yüz yüze görüşme yapılarak bu görüşmeler de kaydedilmiştir. Sonra bu ses kayıtları yazıya dönüştürülerek bir plan dâhilinde bu çalışma oluşturulmuştur. Bu esnada aynı zamanda kendisi de Başhüyüklü olan eşim Emine (Uğurlu) Solmaz’ın verdiği bilgiler ile eksiklikler tamamlanmış ve bazı hatalar düzeltilmiştir.

Düğün ÖNCESİ Gelenekler

Karaçay-Malkar kültüründe eskiden beri akraba evliliği yoktur. Bunun nedeni de akrabalık bağlarının güçlü olmasındandır. Evliliklerde yedi göbek ötesinden kız alma geleneği mevcuttur. Bundan dolayı amca, dayı, hala ve teyze çocukları birbirlerini kardeş olarak görmekte, rahatlıkla beraber oturup kalkmakta, eğlenmekte ve bir arada bulunmaktadırlar. Aynı durum evlerine girip çıkılan komşular için de geçerlidir . Kafkasya’dan Anadolu’ya göç eden Karaçay-Malkarlıların gelenek ve kültürleri Anadolu’da yaşayanlardan oldukça farklıdır. Bu farklılık aile hayatı ve sosyal hayatta da kendini göstermektedir. Karaçay-Malkarlılar uzun süre kapalı toplum yapısını benimseyerek hayatlarını sürdürdüklerinden dolayı, akraba olmamasına dikkat ederek ya kendi içlerinde ya da kültür ve gelenekleri birbirine benzer olması nedeniyle Çerkezlerle veya Tatar, Nogay gibi Kafkas kavimleriyle evlilikler yapıyorlardı. Karaçay-Malkar toplumunda görücü usulü evlilik yoktur. Delikanlılarla genç kızların birbirlerini görüp tanıdıkları ortamlar vardır. Karaçay-Malkar kızları ve delikanlıları düğün, bayram ve festivallerde aynı ortamda bulunurlar. Beraberce çeşitli oyunlar oynarlar, Kafkas halk danslarını icra ederler. İşte bu ortamlarda delikanlılar ve kızlar birbirlerini tanıma fırsatı bulurlar ve beğenirler. Delikanlılar beğendikleri kızlara duygu ve düşüncelerini açarlar, kızlar da onlara olan ilgilerini belli ederler. Bu esnada delikanlı ile kız arasında konuşma ve şakalaşmaya “nakırda” denilmektedir. Bir delikanlı bir kız ile nakırda yapıyorsa başka gençler o kız ile ilgilenmezler. Bunun sonucunda evlilikler gerçekleşmektedir.

Kız İsteme ve Söz Kesme

Delikanlı bir kızı beğenirse durumu ailesine açar. Ailesi de uygun gördüğünde kız istemeye karar verilir. Erkek tarafı kız istemek için kız evine 3 defa gider. İlk önce kız istemede erkek tarafının yakın akrabalarından birkaç kadın, kız tarafının yakın akrabalarına durumu bildirmeye giderler. Delikanlının kızlarını beğendiğini ve onunla evlenmek istediğini ifade ederler. Kızın yakın akrabaları da durumu kızın ailesine iletir. Bu evliliğe kız tarafı gönüllü olursa “düşünüp taşınalım, akrabalara büyüklere danışalım” derler. Karşı taraftan olumlu yaklaşım alan erkek tarafı, yakın dünür gönderip kız evinden söz alır ve söz kesim gününü de tespit eder. Dünürün 3. kere geldiği gece ise söz kesilir. Söz kesmeye Karaçay-Malkar dilinde “Söz Tavushan” denilir. Söz kesiminde sadece aile büyükleri hazır bulunur, evlenecek kız ve erkek yer almaz5 . Söz kesildikten sonra dua edilir. İki taraf da birbirlerine hayırlı olsun diyerek kucaklaşıp tebrik ederler . Sözün kesildiği gece erkek evinde kurban kesilir, yemekler hazırlanır ve yakın akrabalar ile genç kız ve delikanlılar çağrılarak onlara yemek verilir. Münasip olan kişilerle yemeğin bir kısmı kız tarafına gönderilir. Onlar da yemek getirenlere elbiselik kumaş, gömlek gibi hediyeler verirler. O gece yemekten sonra topluca gelini kutlamaya ve yüzük takmaya kız evine gidilir. Bu gidiş oldukça görkemli olur. Yakın akrabalar, genç kız ve delikanlılar arabalara binerek, müzik eşliğinde köyü dolaştıktan sonra kız evine gelirler. Kadınlar, geline yüzük takma merasimini icra ederler. Yüzük, erkek tarafının gelini varsa, onun tarafından, yoksa akrabaların en genç gelini (gicce kelin) tarafından takılır. Kız tarafı da gelen misafirlere lokum, bisküvi ikram eder. Orada toplanmış olan kız tarafının akrabaları ile genç kız ve delikanlılar birleşerek “toy” adı verilen Kafkas halk danslarını icra ederler. Bu ortamlar aynı zamanda yeni evliliklere de zemin hazırlamaktadır.

Kız Kaçırma Geleneği

Diğer Kafkas halklarında olduğu gibi Karaçay-Malkarlılarda da kız kaçırma geleneği vardı. Delikanlı ve genç kız birbirlerini beğenip evlenmek istediklerinde erkek tarafı kızı istemeye giderdi. Ancak kız tarafı çeşitli nedenlerle kızlarının o delikanlı ile evlenmesini istemediği durumlarda delikanlı, evlenmek düşüncesiyle kıza kaçmayı teklif ederdi. Kız da bu teklifi kabul ederse delikanlı kızı kaçırırdı. Ama burada kızın rızasının olma şartı vardı. Kız sevmediği ve istemediği halde zorla kaçırılırsa bu durum Karaçay-Malkar toplumunda hiç de hoş karşılanmazdı. Kaçmaya karar veren kız yakın akrabalarından bir genci yanına alarak kaçardı ve erkek tarafının uygun gördüğü bir akrabasının evine yerleştirilirdi. Bundan sonra kızın ailesine “merak etmeyin kaybınız bizde” diye haber yollanırdı. Ortalık yatıştıktan sonra erkek tarafı, kız tarafı ile barışıp düğünü geleneklerine göre yapmak için elçiler gönderirdi. Kız tarafı bu teklifi kabul edip düğüne iştirak ederse bütün adetler uygulanarak yerleştirildiği evden kız, gelin olarak çıkardı. Bundan sonra o aile, kızın ikinci ailesi olarak kabul edilirdi. Düğün oluncaya kadar evlenecek kız ile erkeğin bir araya gelmemesine özen gösterilirdi. Dini Bayramlar ve Hıdırellezde Hediyeleşme ve Bayramlaşma Söz kesimi ile düğün arasındaki zamana dinî bayramlar ile Hıdrellez denk gelirse bu günler iki taraf arasında mutlaka kutlanırdı. Ramazan Bayramında erkek tarafı kalabalık bir şekilde geline ve ailesine hediye olarak çeşitli kıyafetler alarak bayramlarını kutlamaya giderler. Kurban Bayramında ise geline bir koç alınıp süslenerek erkek tarafının yakınları kızlı-erkekli olarak kız evine götürülür. Kız tarafı ise onlara kumaş ve giyecek türünden hediyeler verir. Hıdrellez günü (6 Mayıs) erkek tarafının ailesi bir kamyonun kasasını halı, minder ve yastıklarla adeta ev gibi döşerler ve üzerine çadır çekerlerdi. Bu kamyona hem erkek tarafının hem de gelinin akraba ve arkadaşlarından oluşan delikanlı ve genç kızlar bindirerek bir mesire yerine götürülürdü. Bir koyun ile yemek yapmak için gerekli malzemeler de başka bir araç ile taşınırdı. Erkek tarafından gelen her genç kız berberinde bir yiyecek getirirdi. O gün öğleye doğru koyun kesilir, kazanlar kurulur, yemekler yapılırdı. Yemekler hazırlanırken de delikanlılar yanlarında getirdikleri yumurtaları beyaz ve mor soğan kabuklarıyla birlikte kaynatırlardı. Bu yumurtalar mora ve sarıya boyanmış olurdu. Delikanlılar bu renkli yumurtaları sevdikleri kızlara ikram ederlerdi. Gelinin o gün bütün olumsuz hava şartlarından korunmasına özen gösterilirdi. Başının üzerine yağmur ve güneşten korumak için şemsiye açılır, altına halılar, minderler serilirdi. Yemekten sonra delikanlılar ve genç kızlar birlikte Kafkas dansları (toy) yaparak eğlenirlerdi. İki dini bayramda kız tarafının 8 Başhüyük Köyünden Özdemir Uğurlu. 9 Başhüyük Köyünden Emine (Uğurlu) Solmaz, Ev hanımı, 46 yaşında. delikanlı ve genç kızları da damadın evine giderek onların bayramlarını tebrik eder ve beraberlerinde getirdikleri hediyeleri sunarlar.

Nikâh Merasimi

Eskiden düğüne yakın bir tarihte nikâh için merasim düzenlenirdi. Bunun için kız tarafı 9-10 koyun keselerek ziyafet verirdi. Bu ziyafete kız tarafının çok yakın akrabaları davet edilirdi. Erkek tarafı da genç kız ve erkekler ile yaşlılar da olmak üzere kız tarafına nikah kıymak üzere giderlerdi. Nikâh kıyıldıktan sonra hediye olarak yanlarında getirdikleri gerdanlık, bilezik, yüzük gibi ziynet eşyalarını takı olarak takarlardı. Karaçay-Malkar toplumunda düğün esnasında özellikle erkek tarafının akrabaları madden ve manen büyük destek verirlerdi. Bu durum akrabalık bağlarının güçlü olmasından kaynaklanmakta olup, Karaçay-Malkar toplumunun en önemli özelliklerinden birisidir. Bunun en somut örneği “Soyum adeti”nde görülmektedir. Şöyle ki; düğüne sayılı günler kala damadın sülalesi tarafından düğün öncesi ve sonrasında kullanmak üzere soyum adeti uygulanırdı. Soyum âdetinde akrabaların her biri erkek tarafına büyük baş veya küçük baş hayvan hediye ederdi. Bu hediyeler maddi olarak aileye ve düğüne büyük bir katkı sağlardı. 1970 lere kadar hayvan hediye edilirken, bu tarihten sonra bu adet, yerini düğün günü yemek yiyenlerin para vermesine bırakmıştır.

Düğün esnasındaki Gelenekler

Başhüyük Karaçay-Malkar Türklerinin evlilik ve düğün gelenekleri
Başhüyük Karaçay-Malkar Türklerinin evlilik ve düğün gelenekleri

Düğüne Davet Düğün tarihinden birkaç gün önce erkek tarafından 2 gelin Kafkasya’dan gelme, büyük, saçaklarının ucunda gümüş tokaları olan başörtülerini örterek köydeki bütün evleri tek tek dolaşarak düğüne davet ederlerdi. Sokakta onları görenler, onların düğüne davet için dolaştıklarını anlarlardı. B. Boluş ve Boluş Üyü Karaçay-Malkar kültüründe düğünün birkaç gün öncesi ve sonrasında damat ortalıkta görünmez. Düğün esnasında da adına damat, “Boluş Üy” denilen sağdıç olabilecek bir akrabası veya arkadaşının evinde bulunur. Damadın ortalıkta ve büyüklere görünmesi ayıp sayılır. Damat, sağdıcın evine Cuma günü gider ve kendisine tahsis edilen odaya yerleşir. Düğünün eğlence ve coşkusu damadın olduğu Boluş Üyünde yaşanır. Düğün boyunca her iki tarafın düğüne gelen delikanlı ve kızları buraya gelirler. Damat ve sağdıç onlara kolonya, şeker, çay, kahve, sigara ikram eder. Eskiden Boluş Üyüne gelen delikanlılar da yanlarında sigara getirerek damada hediye ederlerdi. Burada gençler arasında çeşitli oyunlar oynanır, toy yapılır.

Gelinin Çeyizinin Hazırlanması Söz kesiminden düğüne kadarki süreçte kız tarafının kızları ve gelinleri çeyizin hazırlanmasına önemli katkılarda bulunurlar. Çeyiz hazırlığı sırasında damadın annesi hazırladığı özel yemekleri kız tarafına gönderip, çeyiz hazırlayan kızlara ve gelinlere ikram ettirir. Buna “Mammat Aşı-Yardım Yemeği” denilir. Düğüne bir hafta kala gelinin baba evinde sergilenen çeyizleri, bütün akrabaları tarafından görmeye gidilirken, beraberlerinde düğün hediyeleri de götürülür. Bu hediyeler genellikle gelinin kullanacağı mutfak eşyaları cinsinden olur. Böylece gelinin mutfak eşyalarındaki eksiklikler tamamlanır. Gelinin düğünden bir gün önce paketlenip hazırlanan çeyizleri damat tarafından gelen sağdıç ve bir kaç genç gelin ile damadın evine götürülür. Bu sırada gelinin sandığına oturan genç kızlara bahşiş verilir. Gelen gelinler kızın anne-babasına hediyeler verirler. Çeyizle birlikte kız tarafından damadın evine giden birkaç gelin çeyizi yerleştirir. Damadın ailesi de onlara bahşiş verir. Eskiden çeyiz odasını ziyarete gelen ve çeyizleri gören damadın akrabaları kız tarafından gelen gelinlere bahşiş verirlerdi.

Eğlence:Toy Gelin almadan bir gün önceki gece her iki tarafın da delikanlıları ve genç kızları toplanırlar. Sabaha kadar sürecek toy denilen Kafkas dansları eşliğinde oynarlar, eğlenirler, aralarında sohbet ederler. Eğlence günü akşamında damat tarafından güvenilir bir erkek ile birkaç kız, ev ev gezerek kızları toplayıp düğün evine getirirler. O gece boyunca yapılan şenlik, eğlencelerde bir tarafta genç kızlar, diğer tarafta da delikanlılar ayakta beklerler. Her iki tarafın da adına “Toyçu Başı” denilen olgun, aklı başında, halk nazarında saygınlığı olan birer başkanı olur. Bütün eğlence bu Toyçu Başıların nezaret ve gözetiminde yapılır.Eğlence sona erdikten sonra toplanan kızlar, onları toplayan erkek ve kızlar tarafından evlerine götürülür.

Gelin Alma Düğünün son günü öğleden sonra gelin alma merasimi düzenlenir.

Erkek tarafından hareket eden düğün alayı dualarla uğurlanır. Hatta bu sırada damadın annesinin düğün alayının sağ salim, kazasız-belasız gelmesi dileğiyle sadaka vermesi adettendir. Düğün alayı, müzik eşliğinde, coşkulu bir şekilde sokakları dolaşarak kız evine varır. Gelin alayı damat evinde hazırlanan üzerinde gömlekler, kumaşlar, başörtüler, havluların asılı olduğu bir ağaç sopaya takılmış olan ve bir gencin taşıdığı bayrağı da beraberinde götürür. Bu bayrak, aynı şekilde kız tarafının da hazırladığı bayrakla değiştirilir. Gelini alıp geri dönülürken delikanlılar bu bayrağın üzerindekileri kapmak için birbirleriyle yarışırlar17 . 1. Cezalar Damat tarafından gelin almaya gelen delikanlılara kız tarafının gençleri şaka niyetiyle bir takım cezalar verir. Para veren gençler cezalandırılmaktan kurtulur. Eskiden para vermeyenler bir fıçının içine koyup yuvarlanırdı, ters çevrilen at arabasının tekerleklerine bağlanan gençlere tekerlek çevrilerek ceza uygulanırdı. Bazen de yüzleri boyanır. Bu cezalarla toplanan paralara yiyecek alınarak delikanlılar ve genç kızlar bunları beraberce yerler18 . 2. Gelinin Damadın Evine İndirilmesi Gelin alayı damadın evinin önüne geldiğinde arabadan inmeden bir hoca tarafından Arapça dua yapılır. Gelin bir tarafında kendi yengesi diğer tarafında da damadın yengesi olduğu halde arabadan indirilir. Bu sırada gelinin başında “av” adı verilen büyük bir başörtü örtülüdür. Ellerinde de iki tane başörtüsü bulunur. Gelin bu şekilde ayakta beklerken “Algış”19 denilen geline ve ailesine iyi dileklerin temenni edildiği, kötülüklerden korunmalarının dilendiği Karaçay Türkçesi ile dua okunur. Bu duayı okuyacak kişide toplumda saygınlığı ve itibarı olmasına dikkat edilir. Bu kişi eline bir tas şerbet alarak yüksekçe bir yere çıkar ve orada algışı okumaya başlar. O dileklerini sıraladıkça orada bulunanlar her dileğin sonunda yüksek sesle “amin” diyerek bu duaya iştirak ederler. Bu Algış’ın sözleri şöyledir: Karaçay Türkçesi: Türkiye Türkçe: Tok sanlı tolu ayak Sağlam yapılı, dolu, dolu kâse Algış ayak, bal ayak Dua kâsesi, bal kâsesi Kolubuzga alayık Elimize alalım Tilibizge salayık Dilimize koyalım İçine karayık İçine bakalım Teyri ongarsın Allah mutlu etsin Ong aylandırsın, cürütsün Mutlu gezdirsin, yürütsün Kelgen kelin nasıblı bolsun Gelen gelin kısmetli olsun Işara kelsin, küle kelsin Gülümseyerek, gülerek gelsin Eter işin bile kelsin Yapacağı işi bilerek gelsin Kelgen cerin süye kelsin Geldiği yeri severek gelsin Kartha Kurtha baçhış bolsun Yaşlılara merdiven olsun Nasıblı caşavga açhış bolsun Kısmetli hayata anahtar olsun Kelgen kelinni ayagından Gelen gelinin ayağından Cıluv ursun cayagından Sıcaklık yayılsın yanağından Süyüm bersin közleri Müjde versin gözleri İynak bolsun sözleri Tatlı olsun sözleri Kelgen kelin kutlu bolsun Gelen gelin uğurlu olsun Köb cönesin curtlu bolsun Çok çoğalsın yurtlu olsun Taza bolsun turgan üyü Temiz olsun yaşadığı evi Cıltırab össün üyürü Parlayıp büyüsün ailesi Tabıvçu bolsun egizleni İkiz çocuklar doğursun Caşı ceksin ögüzleni Oğlu koşsun öküzleri Kızı ursun küyüzleni Kızı dokusun halıları Allah bersin ögüznü tarthanın Allah versin öküzün çekenini Atnı çabhanın Atın koşanını Şkoknu athanın Tüfeğin atanını İtni kabhanın Köpeğin ısıranını Koynu tüklüsün Koyunun yünlüsünü İynekni sütlüsün İneğin sütlüsünü Eşikge çıgıb camçı urgan Dışarı çıkıp yamçı giyen Atha minib kamçi urgan Ata binip kamçı vuran Balaları bolsunla Evlatları olsun Algış bu üyden ketmesin İyi söz bu evden gitmesin Kargış bu üyge cetmesin Beddua bu eve ulaşmasın Bu toyga kelgenleni colları mamukdan Bu düğüne gelenlerin yolu pamuktan Caşavları bolsun zavukdan Hayatları dolsun zevkten Bizni süymegenni üyü davur bolsun Bizi sevmeyenin evi hır-gür olsun Mingen atı cavur bolsun Bindiği atın sırtı yara olsun Etilgen algışha amin demegen Yapılan duaya amin demeyen Orusdan aman gâvur bolsun Rus’tan beter gâvur olsun Kelin bla küyöv Gelin ile damat Etgen muratların tabsınla Niyet ettiklerini bulsunlar Birbirlerin caratsınla Birbirlerini beğensinler Suv bla mürzöv caraşhan kibik Su ile tahılın yakıştığı gibi Alay caraşsınla Öyle yakışsınlar Toyga kelgenle nasıbdan tolsun Düğüne gelenler kısmetten dolsun Kelgenleni colları mamır bolsun Gelenlerin yolları düzgün olsun Acalları sabır bolsun Ecelleri sabırlı olsun Akılları tüz bolsun Akılları düz olsun Ömürleri cüz bolsun Ömürleri yüz olsun Bu kız bla caşnı toyudu Bu kızla delikanlının düğünüdür Ömürleri uzak bolsun Ömürleri uzun olsun Birbirlerin bek süysünle Birbirlerini çok sevsinler Nasıblı işge alçı bolsunla Kısmetli işe öncü olsunlar Kelgen cavga açı bolsunla Gelen düşmana acı olsunlar Algışçıla algış etsin Dua edenler dua etsin Tıngılagan amin desin Dinleyenler amin desin Sıylı Allah kabıl etsin Yüce Allah kabul etsin Amin degen tilegin tabsın Amin diyen isteğine kavuşsun Amin demegen tilin kabsın 20 Amin demeyen dilini ısırsın Algış söylendikten sonra ilk önce Algış’ı okuyan kişi o şerbet dolu tastan içer, elden ele dolaşan tastaki şerbetten gençler tükeninceye kadar birer yudum içerler. Bu arada damadın annesinin daha önceden hazırladığı bir seccade ve bir elbiselik kumaş, Algış’ı okuyan kişinin omuzlarına konulur. Duadan sonra ayakta bekleyen geline hoş geldi vermek için ailenin yakınlarından yaşlı kadınlar gelinin yanına gelirler. Gelini kucaklayarak başında avı ve ellerindeki başörtüleri alırlar. Başındaki örtü damadın yeğenine, ellerindeki örtüler de damadın en yaşlı halasına verilir. Gelinin yanında bulunan iki tarafın yengeleri, gelinin kollarına girerek ağır adımlarla damadın evine doğru ilerlerken, bu sırada çoşkulu bir şekilde akordiyon eşliğinde gençler tarafından söylenen “Orayda Şarkısı” ile gelin eve girdirilirken dama veya balkona çıkan damadın akrabalarından bir erkek ve bir kadın bol miktarda gelinin başına ve orada bulunan davetlilere şeker ve para atarlar. Gelin eve girdikten sonra bütün köyün kadınları gelini görmek için birbirleriyle yarışırlar. Daha sonra bahçenin ortasına bir örtü serilir ve kız tarafından hazırlanıp gönderilen “Berne” adı verilen hediyeler burada düğüne gelen kadınlara gösterilir. Bu hediyeleri kız tarafından gelen bir kadın orada bulunanlara tanıtır. Bu tanıtım yine kız tarafından gelen bir erkeğin yüksek sesle bağırması ile ilan edilir. Bu hediyeler tanıtılırken damadın annesine, babasına, kardeşlerine, dedesine, nenesine, amcasına, dayısına, halasına teyzesine şeklinde bir sıra takip edilir. En sonunda da bir torba içinde hazırlanmış olan hediyeler “bunlar da orada bulunan misafirlerin hakkı” denilerek havaya fırlatılır. Oradakiler de bu hediyeleri almaya çalışırlar. Düğün Yemeği ve Eğlence Gelin eve indikten sonra orada bulunan misafirlere 10-15 koyun kesilerek yemek hazırlanır. Kesilen koyunlar bütün olarak kızartılır. Çorba, pilav, hoşaf eşliğinde davetlilere sunulur. Tatlı olarak da helva ikram edilir. Yemeğe kız tarafından da kalabalık kadınlı-erkekli bir grup katılır. Bu topluluğun gelişine “Cıyın kelgen” denilir. Bunlar kızın annesi tarafından hazırlanan ve damadın akrabalarına dağıtılmak üzere “Gardoş hıçın” adı verilen 100-150 kadar patates böreği getirirler. Bu grup yemekten sonra hemen kız evine döner. Düğün yemeğine gelen her kadın yakınlık derecesine göre 1 veya 2 kg şeker getirir. Bu, Karaçay-Malkarlıların en önemli adetlerindendir. Getirilen bu şekerin damat ve gelinin hayatlarına tatlılık ve muhabbet katacağına inanılır. Yemekten sonra delikanlılar ve genç kızlar kendi aralarında eğlence düzenlerler ve gece yarısına kadar Kafkas toyu yaparak eğlenirler .

Düğünden Sonraki Gelenekler

Damadın Boluş Üyünden Çıkarılması Düğünde en son yapılan merasimlerden birisi de damadın “Boluş Üy” denilen ve düğün boyunca kaldığı sağdıcın evinden çıkarılmasıdır. Damat, 21 Başhüyük Köyünden Emine (Uğurlu) Solmaz. düğünün ertesi gününün gecesinde sağdıcın evinde hazırlanan yemeği arkadaşlarıyla beraber yer. El ayak çekildikten sonra arkadaşları damadın kollarına girerek akordiyon eşliğinde “Orayda Şarkısı” söyleyerek evine getirirler. Gelinin yanında bulunan genç kızlar “Orayda” sesini duyunca damadı ve arkadaşlarını karşılamak üzere kapının önüne çıkarlar. Daha sonra hep beraber eve girilir. Burada bir müddet aralarında şakalaşırlar, sohbet ederler. Damadı evinde bırakarak orada bulunanlar evlerine dönerler. Böylece düğün merasimi sona erer.

SONUÇ

1905 yılında Kafkasya’dan Anadolu’ya göç ederek Konya’nın Sarayönü İlçesi yakınlarındaki Başhüyük’e yerleştirilen Karaçay-Malkar Türklerinin kendilerine özgü gelenek ve görenekleri vardır. Kafkasya’dan göçlerinin üzerinden bir asrı aşkın bir süre geçmesine rağmen bu gelenek ve göreneklerin önemli bir kısmı korunarak günümüze kadar getirilmiştir. Bunların içinde en dikkat çekenlerden birisi de evlenme ve düğün adet ve gelenekleridir. Başhüyük’te yaşayan KaraçayMalkarlılar, Kafkasya’daki evlenme adetlerini önemli ölçüde yaşatarak bugünlere gelmesini sağlamışlardır. Akraba evliliği yapılmayan Başhüyük’te akrabalar arasında yedi göbeğe kadar kız alıp verilmemektedir. Akraba genç kız ve delikanlıları bacı-kardeş anlayışı içerisinde rahatlıkla aynı ortamda bulunmakta, birbirleriyle görüşüp konuşmakta ve eğlenmektedir. 1960lara kadar kapalı bir toplum yapısı yaşayan Başhüyük Karaçay-Malkarlıları dışarıya kız vermedikleri gibi, dışarıdan da pek kız almamışlardır. Bunlardan dolayı evlilik kurumunun sürdürülebilmesi için genç kız ve delikanlıların birbirlerini görüp beğendikleri düğün, bayram, hıdrellez gibi festival ve eğlence ortamlarından yararlanılmaktadır. Buradaki tanışmalar ve birbirlerini beğenmeler gelecekteki evliliklerin de alt yapısını hazırlıyordu. Akrabalık ilişkileri çok güçlü olduğundan düğün yapacak aileye yakın akrabaları tarafından madden ve manen elden geldiğince destek veriliyordu. Aradan bir asır geçmesine rağmen kız istemeden, damadın sağdıcın evinden çıkarılması sürecine kadar Başhüyük Karaçay-Malkar Türklerinin kendilerine özgü evlilik ve düğün geleneklerinin nesilden nesile aktarılarak ve büyük ölçüde yaşatılarak günümüze kadar getirilmesi sağlanmıştır.

sefer solmaz
sefer solmaz

KAYNAK : Sefer SOLMAZ

BAŞHÜYÜK KARAÇAY-MALKAR TÜRKLERİNDE EVLİLİK VE DÜĞÜN GELENEKLERİ 291 TARİH, KÜLTÜR, SANAT, TURİZM VE TARIM AÇISINDAN ULUSLARARASI SARAYÖNÜ SEMPOZYUMU (24-26 EKİM 2014 KONYA)

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest