GenelGüncel

Ukrayna seçimlerinde Zelenskiy’nin ikinci turdan da galip çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor

Türkiye’deki yerel seçimlerle aynı gün Ukrayna’da devlet başkanlığı seçimleri yapıldı. Türkiye’de seçimlerin yapılması ve genel olarak Türkiye’deki gündemin yoğun olması dolayısıyla ülkemizde bu seçimlere pek ilgi gösterilmedi. Gerçi Ukrayna halkının seçimlere katılım oranı (yüzde 63.52) epey düşüktü. Bunu birkaç hususla açıklamak mümkün.

En başta genel olarak eski Sovyet coğrafyasındaki vatandaşlar, hâlâ siyasete karşı mesafeli duruşlarını devam ettiriyorlar. Bundan dolayı seçimlere katılım oranı da genellikle yüzde 50-60 arasında değişmekte. Diğer taraftan Ukrayna’nın bir türlü istikrara kavuşmaması, yapılan birçok seçime rağmen neticelerin meydanlarda belirlenmesi ve adayların hiçbirinin halkın güvenini kazanamamasının da şüphesiz katılımın düşük kalmasında etkisi büyük oldu. Yine Ukrayna’nın doğusundaki olaylar dolayısıyla Rusya’ya göç etmek zorunda kalan yaklaşık dört milyon Ukrayna vatandaşı oy kullanamazken (Ukrayna, Rusya’da seçim sandıkları açmadı), Ukrayna’dan ayrıldığını ilan eden ayrılıkçı Lugansk ve Donetsk yönetimlerinin kontrolündeki topraklarda da seçim yapılmadı.

Zelenskiy ise siyasette yeni ve yıpranmamış bir “aktör” olması, film ve dizilerinden dolayı sevilen bir lider olması, kampanyasını kavgacı olmayan bir üslupla yürütmesi (seçimleri kaybettiği takdirde halkı sokağa çıkarmayacağını ileri süren belki de tek adaydı), ve genç nüfusla kadınların kendisini desteklemesi gibi etkenlerin sayesinde birinci turun galibi oldu. 

31 Mart seçimleri, rekor seviyede adayla (39) gerçekleşti. Ancak baştan beri üç isim ön plana çıktı. Mevcut Devlet Başkanı Petro Poroşenko, eski başbakanlardan Yuliya Timoşenko ve oyuncu Vladimir Zelenskiy. Devlet başkanının seçilmesi için adaylardan birinin yüzde 50+1 oy alması gerekiyor. Bunun gerçekleşemeyeceği çok önceden belliydi. Dolayısıyla ilk turda aslında mücadele, ilk ikiye kalmak için yapıldı. Nitekim sayımı iki günden fazla süren seçim sonuçlarına göre ikinci tura Vladimir Zelenskiy (yüzde 30) ile Petro Poroşenko (yüzde 16) kaldı.

Seçim kampanyası başladığında aslında Poroşenko’nun reytingi çok düşüktü (yüzde 7). Ancak çok güçlü bir kampanya yürüterek çok kısa sürede oy oranını ikiye katladığı görülüyor. Poroşenko’yu genellikle iş adamları, memurlar ve emeklilerin desteklediği biliniyor. Yurtdışındaki Ukrayna vatandaşlarının çoğu da Poroşenko’yu desteklediler. Aşırı Rusya karşıtlığının da Poroşenko’nun ikinci tura kalmasındaki etkisi büyük. 

Seçim kampanyası başladığında aslında Poroşenko’nun reytingi çok düşüktü (yüzde 7). Ancak çok güçlü bir kampanya yürüterek çok kısa sürede oy oranını ikiye katladığı görülüyor. Poroşenko’yu genellikle iş adamları, memurlar ve emeklilerin desteklediği biliniyor. Yurtdışındaki Ukrayna vatandaşlarının çoğu da Poroşenko’yu desteklediler. Aşırı Rusya karşıtlığının da Poroşenko’nun ikinci tura kalmasındaki etkisi büyük. Nitekim seçim günü dahi ilk açıklaması Rusya’yla ilgili oldu. Poroşenko, 1 Nisan’da süresi dolan Rusya ile Dostluk Antlaşması’nın süresini uzatmadı.

Zelenskiy ise siyasette yeni ve yıpranmamış bir “aktör” olması, film ve dizilerinden dolayı sevilen bir lider olması, kampanyasını kavgacı olmayan bir üslupla yürütmesi (seçimleri kaybettiği takdirde halkı sokağa çıkarmayacağını ileri süren belki de tek adaydı), ve genç nüfusla kadınların kendisini desteklemesi gibi etkenlerin sayesinde birinci turun galibi oldu. Hatta tüm bunlardan dolayı Zelenskiy, “protestonun yüzü” olarak da adlandırılıyor. Seçimlerin kaybedeni ise renkli devrimin sembollerinden biri olan eski Başbakan Yuliya Timoşenko (yüzde 13) oldu. Bu seçimler aslında devlet başkanlığı için belki de onun son şansıydı. Bundan dolayı Timoşenko bu seçimlere büyük önem verdi. Ancak halk, ülkenin parçalanmış ve istikrardan uzak olmasının müsebbiplerinden biri olarak kendisini gördüğünden dolayı Timoşenko ikinci tura kalamadı.

İkinci turun 21 Nisan’da yapılması planlanıyor. Poroşenko’nun birinci turdaki bu durumu değiştirmesi için üç haftası olsa da Zelenskiy’nin ikinci turdan da galip çıkacağına kesin gözüyle bakılıyor, zira Timoşenko’nun partisinin de kendisine destek vereceği düşünülüyor. Diğer bir deyişle aslında bugüne kadar yalnızca dizide (Halkın Hizmetçisi) devlet başkanlığı rolünü oynayan Zelenskiy’nin gerçek bir devlet başkanı olma şansı yüksek görünüyor. Ancak seçimleri kazandığı takdirde şüphesiz Zelenskiy’nin de işi zor olacak. En başta başkent Kiev’de aldığı oy oranı çok düşük olduğu gibi Ukrayna diasporası da Poroşenko’dan yana tavır sergiledi. Diğer yandan siyasette yeni olması ve bugüne kadar insanların önüne yalnızca komik şovlarla çıkması kendisine oy verenleri dahi kaygılandırıyor ve Zelenskiy’nin nasıl bir devlet adamı olacağı konusu sorgulanıyor. Nitekim Poroşenko, seçim günü dahi onun oyuncu olduğunu bir kez daha vurgulayarak “Zelenskiy, devlet başkanı seçildiği takdirde Rusya ile görüşmelerde kendisi gibi komedi sanatçısı Galkin ya da Petrosyan ile değil, Putin ile görüşeceğinin farkında mı?” şeklinde bir soru sordu.

Zelenskiy’e yönlendirilen ikinci önemli eleştiri ise Ukrayna’nın önde gelen iş adamlarından ve Poroşenko’yla arası bozuk olan İhor Kolomoyskiy’in “adamı” olduğu yönünde. Privatbank adlı bankasına devlet tarafından (Poroşenko döneminde) el konulan Kolomoyskiy, yurtdışında yaşıyor ve Ukrayna siyasetinde etkisini devam ettirmek istiyor. Zelenskiy, Kolomoyski’nin hem çok eski bir arkadaşı hem de kendisinin televizyon kanalında program yapıyor. Ancak tüm bunlar eskiden beri bilinmesine rağmen birinci tur seçimlerine etki etmediğine göre ikinci turu da etkilemeyeceği muhakkak.

Zelenskiy’nin devlet başkanı seçildiği takdirde yapması gereken ilk işlerden biri de kendi partisini kurmak olacaktır. Zira Ukrayna, yarı başkanlıkla yönetilen bir cumhuriyet. Bu açıdan 27 Ekim 2019’da Ukrayna’da yapılacak parlamento seçimleri büyük önem arz ediyor. Dolayısıyla kendi partisi olmadan ve parlamentoda temsil edilmeden Zelenskiy’nin tek başına ülkeyi yönetmesi mümkün değil. Bundan dolayı gerek seçimleri kaybeden adaylar gerekse de Poroşenko ile Zelenskiy ikinci turun yanı sıra parlamento seçimleri hazırlıklarına da başlamış bulunuyorlar.

Yine tüm bu seçim süreçleri nasıl olursa olsun gerek devlet başkanlığı seçimlerini kazanan adayın gerekse de parlamento seçimlerini kazanan partinin işinin zor olduğunu söylemek gerek. Zira yaşanan renkli devrimler, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ve ülkenin doğusunda başlayan iç savaş, bir zamanlar Doğu Avrupa’nın en istikrarlı ve güçlü ülkesine büyük bir darbe vurdu. Ülkenin toprak bütünlüğü bozulduğu gibi, milyonlarca insan da ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Ekonomik durum da gittikçe kötüleşiyor ve en önemlisi, düzelmesi için herhangi bir sebep bulunmuyor. İstikrarsızlık, yabancı yatırımcıları korkuturken, Rusya’yla gittikçe gerginleşen ilişkiler de ekonomiye büyük zarar veriyor. Dolayısıyla Ukrayna’nın başta ekonomik ardından da diğer sorunlarının çözümü aslında büyük ölçüde Rusya’yla ilişkilerine bağlı. Bu ilişkilerin iktidarda kim olursa olsun radikal kararlar alınmadığı takdirde düzelmesi de mümkün değil. Batı’nın Ukrayna’ya verdiği destek daha çok sözde kalıyor. Zaten AB’nin de ABD’nin de çok daha öncelikli meseleleri bulunuyor. Ayrıca 40 milyonluk bir ülkenin uzun yıllar boyunca dışarıdan maddî olarak desteklenmesi de çok mümkün görülmüyor.

Netice itibarıyla Ukrayna’daki devlet başkanlığı seçimlerinin birinci turunu ülke siyasetinin yeni yüzü Zelenskiy kazandı. İkinci turda da onun kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Ancak zaferini pekiştirmesi için en kısa sürede bir parti kurup parlamentoda güçlü bir desteğe sahip olması gerekiyor. Bu husus, hem kendisinin işini kolaylaştıracak hem de ülkenin nispeten istikrara kavuşmasını sağlayacaktır. Aksi takdirde arzu ettiği hiçbir politikayı hayata geçiremeyecektir.

[Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesidir]

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest