GenelGüncelKırım TarihiKültür SanatTürk Dünyası

Türk dünyasının büyük düşünce adamı: İsmail Bey Gaspıralı

İsmail Gaspıralı

Molla Abbas
(d. 21 Mart 1851 / ö. 24 Eylül 1914)
Gazeteci, Yazar, Fikir Adamı
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Türkiye Dışı)
ISBN: 978-9944-237-86-4

İsmail Bey Gaspıralı (İsmail Mirza Gasprinskiy), Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy’de Nevruz Bayramı’nda dünyaya gelir. İsmail Bey Gaspıralı, 1810’da Kırım’ın sahil kısmında Yalta ile Alupka şehirleri arasında bulunan Gaspıra köyünde doğmuş olan Mustafa Ağanın oğludur. Köyün ağalarından olan Mustafa Ağa’nın babası Ali Ağa (İsmail Bey’in dedesi)’nin Yalta ve Alupka’da yazlığı bulunan Kafkasya genel valisi Knyaz Varantsov-Daşkof’la yakın ilişkileri olmuştur. Bu sebeple Mustafa Ağa, Gürcü zadegânından Kafkasya vali-i umumîsi Kinaz Varantsof tarafından Odesa’da “Dük dö Rişelyö” lisesine tahsile gönderilmiş ve bilâhare Kafkasya’da Kinazm tercümanlığında bulunarak (paruçik) birinci mülâzım rütbesini almış ve 1848’de bu vazifeden istifa ederek Kırım’a dönmüştür. (Kırımer, 2015: 35) Bu ailenin ilk çocuğu olan İsmail Bey 1851’de Bahçesaray’a iki saatlik mesafede bulunan Avcıköy’de dünyaya gelmiştir. Babasının Gaspıra köyünden olmasına binaen İsmail Bey de Gaspıra manasına gelen Gaspirinski lakabını almıştır. İsmail Bey, ilköğrenimine Bahçesaray’da Hacı İsmail Efendi adlı birinin yanında, muhtemelen Zincirli Medrese’de anadilinde olan bu tahsilini 10 yaşına kadar sürdürdü. Daha sonra Akmescit Erkek Gimnazyumu’nda iki yıl eğitim görmüştür. Buradan mezun olduktan sonra önce Voronej’de bir askeri okula, daha sonra Moskova’daki Harp Okulu’na girdi. (Akpınar, 1996: 392). Rusların Türk düşmanlığına varacak düzeyde panslavist görüşleri ve Müslüman unsuru görmezden gelişiyle genç İsmail’i oldukça sıkıntıya sokmuştur. İşte bu sebepten dolayı, 1867’de okulunun altıncı sınıfına geçtikleri bu yılda yaz tatilini Kırım’da geçirmektense, Girit’te asilere karşı kan döken Türk kardeşlerini yardımına koşmaya can attılar. İdil (Volga), Özü (Don-Dinyester) nehirleri üzerinde kürek çekerek Tsaritsin, Rostof, Taganrok, Kerçten geçerek 45 günde Kırım’a gelip çıktılar, buradan da gizlice Odesa’ya kaçtılar ve İstanbul’a gitmek üzerine vapura binmeye çalıştıkları sırada pasaportları olmadığından jandarmalar tarafından yakalanarak Bahçesaray’a gönderilen gençlerden birisi İsmail Bey Gaspıralı iken diğeri de Mustafa Mirza Davidoviçtir. (Kırımer, 2015: 38) Odesa’da yakalanmasının ardından İsmail Bey Moskova’daki mektebine dönmemiş, 1868’de henüz 17 yaşında iken 400 ruble maaşla Bahçesaray’da Mengili Giray Han tarafından kurulmuş ve Kırım’ın yüksek bir medresesi olan Zincirli Medresesi’nde Rusça muallimliğine tayin edilmiştir. (Kırımer, 2015: 39) 1869’da maaşı 600 rubleye çıkarılarak Yalta’da Dereköy mektebine muallim tayin edildi ve maarif müdüriyetinden takdirnameler adlı. İki sene sonra gene Bahçesaray’a gelip medresede yeniden Rusça dil dersleri vermeye başladı. (Kırımer, 2015: 24) İsmail Bey, Fransızcayı öğrenmenin gerekli olduğunu, İstanbul’u tanıyan Kırımlılardan ve bu şehirdeki akrabalarından öğrenmiştir. Böylece öğrenimini tamamlamak ve askeri lisede belirli ölçüde edindiği Fransızcayı iyice öğrenmek amacıyla 1871’de Viyana, Münih, Stuttgart üzerinden Paris’e gitti. (Akpınar, 1996: 24) Paris’te bulunduğu dönemde meşhur Rus edibi Turganiyef’in teveccühünü kazanarak onun eserlerini ve makalelerini tebyiz ediyor (temize çekiyor); oldukça Fransızca öğrendikten sonra bir ilânat şirketinde Tercümanlık ve tercüme işleriyle uğraşarak bidayette (önceleri) haftada 50, sonraları 80 frank kazanıyor ve bütün vaktini garp medeniyetinin bu mühim merkezini tetkikle geçiriyor. (Kırımer, 2015: 40)

İsmail Bey Gaspıralı’nın gençliğinden beri hayalini kurduğu Osmanlı zabiti olma fikriyle 1874 yılında İstanbul’a gitti. Paris’te bulunduğu yıllar içerisinde yalnızca Fransızcasını geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda garp medeniyetinin kuvveti kadar da zaafını, dışı kadar da içyüzünü esaslı tetkik etmiştir. İstanbul’a geldiği dönemde İsmail Bey Gaspıralı, Ceride-i askeriyede mütercimlik eden amcası Halil Efendi’nin yanında kalır. Rusçanın yanına Fransızcasını da katan Gaspıralı İstanbul’a ümit ettiği Osmanlı zabiti olma fikrini iyice benimseyerek, birçok başvurularda bulunmuştur. Tabi Osmanlı zabiti olma fikrine genç Osmanlı aydınları Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi’nin etkisi de olmuştur. Fakat devrin sadrazamı Mahmut Nedim Paşa Türklük için çırpınan bu Kırımlı gencin temiz duygularını değil, Ruslar elinde Türkiye’yi bile unutacak kadar alet olmuş bir adam olduğundan, İsmail Bey’in müracaatını Rus sefiri İgnatief’ten sormaya kalkıştı. Bu suretle İsmail Bey’in müracaatı uzun boylu sürüncemede kaldı ve nihayet akamete uğradı. Kendisi de 1875 senesi kışında Kırım’a döndü. (Kırımer, 2015: 41) 1878’de Bahçesaray’da belediye başkan yardımcısı seçilen İsmail Bey ertesi yıl belediye başkanlığına getirildi ve 1884 yılına kadar bu görevde kaldı. (Kırımlı, 392) İsmail Bey 1877’de birinci defa Dereköy’de evlenmiş ise de, refikasının fikrî seviyesi kendisini anlayabilmekten uzak olduğundan, bu izdivaç ancak iki sene devam etmiştir. 1882 ‘de Kazan eşrafından Akçuralar ailesinden fabrika sahibi İsfendiyar Bey’in kızı Zühre Hanım ile evlenen İsmail Gaspıralı’nın sekiz çocuğu olmuştur. Rıfat, Şefika, Behiye, Leyla, Danyal, Nigâr, Mansur ve Haydar. Leyla küçük yaşlarında vefat eder. İsmail Bey’in büyük oğlu Rıfat, 1914’ten sonra Tercüman gazetesi ve matbaa ile ilgilenir, 1924’te Kırım’da vefat eder.

Şefika ve Nigâr hanımlar, Mansur ve Haydar beyler, Rus ihtilalinden sonra Türkiye’ye göç ederler. Şefika Hanım Türkiye’de iken, ileride Millî Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilk bakan ve başbakanlarından biri olan Genceli Nesip Bey Yusifbeyli ile evlenmiştir. Kırım milli hareketinde ve Rusya Türkleri arasındaki kadın hareketinde önemli roller üstlenmiş bulunan Şefika Gaspıralı, 31 Ağustos 1975’te İstanbul’da vefat eder. (Akpınar, 2005: 34) 1914’te yeni yapılan seçimlerde Rus Meclisi (IV. Duma) Petersburg’da toplanmış, Rusya Müslümanları’nın İttifakı’nda bazı işler istenilen şekilde yürümüyordu. 1914 Şubat’ında İsmail Bey, Petersburg’a gider. İttifak’ın küçük kurultayda kendisini soğuktan koruyamaz, iyice üşütür. Yaza kadar Kırım’da hekimlerin tedavi etmesinden de bir sonuç alınamaz. Bazı hekimler bronşit olduğunu bazıları da akciğerinde başka bir hastalık olduğunu iddia ederler. Akmescit (Simferepol)’te Alman hastanesine yatırılır; üç gün yapılan araştırmalar sonunda kronik bronşit ve kireçlenmeden mustarip olduğu teşhisi konulur. 4 Ağustos’ta evine döner. 8 Eylül’de iyice fenalaşır. 9 Eylül’de çocuklarını, damadı Nesip Yusufbeyli’yi ve Hasan Sabri Ayvazof’u yanına çağırıp vasiyette bulunur. (Akpınar, 2005: 56) 24 Eylül 1914 tarihinde Bahçesaray’da vefat eder.

Çok yönlü bir kişilik olan İsmail Gaspıralı, gazetecilikten, siyasete; edebiyattan, gezi yazılara değin birçok alanda eser vermiş birisidir. İsmail Bey’in ilk muharrirliği İstanbul’da bulunduğu bu devirde başlar. Buradan yazdığı yarı hakiki, yarı hayali mektupları “doğulu renklerle süslü, yarı hayâli mektuplar” (Akçura, 1891: 66); Moskova ve Petersburg’da çıkan Rus gazetelerinde basılmıştır. (Kırımer, 2015: 41) Kırım’a döndükten sonra gazete çıkarma fikri ile gündeme gelen Gaspıralı’nın gazete çıkarma fikri Rusya Türkleri arasında orijinal bir fikir değildi. Çünkü bundan önce de bu konuda teşebbüsler olmuş, hatta gazete bile çıkmıştı. Bilinen ilk teşebbüs yarısı Türkçe, yarısı Rusça olmak üzere Kazanskie İzvestiya (Kazan Haberleri) adlı gazete çıkarmak için yapılmıştı. Fakat resmi makamlar izin vermemişlerdi. Bundan sonraki Bahrül-AhbarYıldız ve Tanğ Yıldzı adlı gazeteleri çıkarma teşebbüsleri de akamete uğramamıştı. Ancak 1870’te Türkistan Genel Valisi Kaufmann’ın emir ve yardımları ile Taşkent’te Özbekçe Türkistan Vilâyetinin Gazeti (1870-1917) adlı yayın organı neşredilmeye başlanmıştı. Fakat bu gazeteye Türk gazetesi demek mümkün değildir. İlk Türk gazetesi ise, Azerbaycanlı Hasan Zerdabî’nin (1837-1907) kısa ömürlü Ekinci (1875-1877) gazetesi idi.

Yine bunların yanında etkisi az olan Azerbaycan Türkçesinde yayınlanan Ziya (1879-1884), Ziyaiî Kafkas (1880), Keşkül (1883-1891), Şarkiy Rus (1903-1904), Hayat (1904), Kazakça çıkarılan Dala Vilâyetinin Gazetesi’ni (1882-1912) saymak mümkündür. (Devlet, 1996: 405). Neticelerinin sonunda nihayet “1881 senesi Şubat ayında “Genç molla” namı ile kendisinin daha sonra kitap şeklinde de basılan Russkoe Musulmanstvo (Rusya Müslümanları) makaleleri Akmescit’te çıkan Tavrida gazetesinde tefrika olarak bir yazı dizisi yazdı. Gaspıralı, gazete çıkarmak teşebbüsünün yanında diğer yayın faaliyetlerini sürdürmeyi de ihmal etmedi. Gazete yerine geçebilecek sekizinin adı tespit edilen (TonguçŞafakKamerAyYıldızGüneşHakikat ve Latail) 12 adet, her biri bir iki sayfadan ibaret, broşürler yayımladı. Bu broşürler genel konularla birlikte dil meselesini de inceliyorlardı. (Devlet, 1996: 405) Gazete çıkarmak hususundaki müracaatının reddedilmesine binaen bu maksadı yaşatabilmek için 1881 senesi 8 Mayısından itibaren kendi tabirince Tiflis’te “Yoklama ve İzleme” kabilinden olarak muhtelif namlarda küçük risaleler çıkardı. Nihayet 1883’te, bütün muhteviyatının Rusçası ile birlikte yayımlanması şartıyla Tatarca bir gazete neşrine muvaffak oldu. İlk nüshası 22 Nisan 1883’te Bahçesaray’da Tercüman adıyla çıkan bu gazete haftada bir gün yayımlanıyordu. (Kırımlı, 1996: 392) Bu eserlerin dışında, çocuklar ve kadınlar için çıkardığı gazeteler de mevcuttur.

Tercüman gazetesinde Molla Abbas Fransevî imzasıyla ilk defa Frengistan Mektupları yayımlanır. Bu anlatı, bir yazı bütünlüğü şeklinde kurgulanan Gaspıralı’nın anlatılarının teşkili oluşturan Molla Abbas adındaki kahramanın çeşitli ülkelere yaptığı seyahatlerin belli bir kurgu etrafında şekillenmesiyle oluşur.

Taşkentli Molla Abbas yirmi iki (22) yaşında bir Kırımlıdır. Babasından kalan mal ve serveti nakde dönüştürerek, eski bir kitapta gördüğü Avrupa’da zamnı-ı Arap ve Türk’ten kalmış azizleri ziyaret etmek üzere yola çıkar. Bu yolculuk sırasında başından geçenleri, dikkatli bir şekilde inceleyerek, gördükleri olayları mektuplar vasıtasıyla gazetede yayımlattırır. Bu mektuplarda genellikle Molla Abbas’ın gözünden Batı medeniyeti, doğulu-batılı, Müslüman-Hristiyan, batının yaşayış biçimi ve bilgi/bilim tecrübeleri gibi konulara değinilir.

Frengistan Mektupları’nın ikinci kısmı olarak da değerlendirebileceğimiz Darürrahat Müslümanları’nın yine ilk anlatıda olduğu gibi başkahramanı Molla Abbas’tır. Paris’teki işlerini bitiren Molla Abbas bu sefer rotasını İspanya’ya Endülüs’e çevirir. Yine mektuplar halinde ilk anlatısının devamını bu sefer başka bir başlık altında okuyucu ile paylaşır. Molla Abbas İspanya’da Endülüs medeniyetinin kurulduğu coğrafyayı ve bu medeniyetin oluşturduğu İslami kültürünü ve İslam mimarisini kendi gözüyle okuyucularıyla paylaşır. Molla Abbas İspanya’daki süresi boyunca sık sık araya girerek -ki ilk anlatısında da yapar- bu medeniyetin ve İslam’ın dünya üzerindeki etkisini okuyucusuna dikkatle sunar.

Sudan MektuplarıFrengistan Mektupları ve Darürrahat Müslümanları’nın şeklen devamıdır. Molla Abbas, İspanya’dan Paris’e döner, ama çok geçmeden eski Fransız sevgilisi Margarita’nın teşviki ile Paris’ten üç Fransız’la birlikte (bunların biri mühendis, biri doktor, biri de topçu subayıdır) İngilizlere karşı mücadele etmekte olan Sudan Araplarının lideri Mehdilik tarikatının kurucusu Muhammed Ahmet’e yardım etmeye gider. Dikkati çekmemek için Cezayir’de kendilerini Şeyh Şamil’in müritleri olarak tanıtırlar. Eserde bu yolculukta başlarından geçen hadiseler anlatılır. Bu kısımda dikkatimizi çeken İngiliz emperyalizminin ifşasıdır. (Akpınar, 2005:67-68, 277)

Kadınlar Ülkesi de Sudan Mektupları’nın şeklen devamıdır. Sudan’da Mehdilik iddiasında bulunan Muhammed Ahmet’e yardıma giden Molla Abbas ve arkadaşları Büyük Sahra’da bir çöl fırtınasında yollarını kaybedip kadın askerlere esir düşerler. Yavuz Akpınar, eser hakkında “Burada aslında İslâm toplumunun ters yüz edilmiş bir şekli ile karşılaşırız. Bu fantezi sayesinde Gaspıralı, İslâm toplumunda kadının düşürüldüğü konumu alaycı bir dille sergileme imkânı bulur.” tespitinde bulunmuştur. (Akpınar, 2005: 68)

Frengistan Mektupları ile başlayan Molla Abbas’ın maceraları, Kadınlar Ülkesi ile yarıda kalmış bir hikâye izlenimi verir. Daha sonra İsmail Bey’in bu macerayı devam ettirmek istediği anlaşılmaktadır. Nitekim bir ara gazetesinde “İstanbul Mektupları” adı altında Molla Abbas Fransevî’nin yeni “mektup”larını yayımlayacağını da duyurmuştur, ama bu “İstanbul Mektupları” hiçbir zaman yayımlanmaz. Daha sonra İsmail Bey, “Molla Abbas’ın Şakirdi” imzasıyla Molla Abbas Fransevî’ye Tesadüf adlı kısmı yayımlar. Böylece roman, kendini Molla Abbas’ın öğrencisi olarak kabul eden bir başka “anlatıcının” Molla Abbas’la karşılaşması ve aralarındaki konuşmalarla, bir dereceye kadar tamamlanmış görünür. (Akpınar, 2005: 69)

Kaynakça

Akçura, Yusuf (1981). Yeni Türk Devletinin Öncüleri. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

Devlet, Nadir (1988). İsmail Bey (Gaspıralı). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.

Devlet, Nadir (2011). Unutturulan Türkçü, İslamcı, Modernist İsmail Gaspıralı. İstanbul: Başlık Yayın Grubu.

Gankeviç, Viktor Yuriyeviç (2009). “Küçük Molla’nın Düşünceleri” (İsmail Gaspıralı’nın İmzası ve Bilinmeyen Bir Eseri Hakkında). Çev. Hacali Necefoğlu – Dr. Yavuz Akpınar, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 39: 241-246.

Hablemitoğlu, Necip (2014). Gaspıralı İsmail. İstanbul: Pozitif Yayınları.

İsmail Gaspıralı / Seçilmiş Eserleri 1/ Roman ve Hikayeleri (2005). (Neşre Hazırlayanlar: Yavuz Akpınar, Bayram Orak, Nazım Muradov). İstanbul: Ötüken Neşriyat A.Ş.

İsmail Gaspıralı / Seçilmiş Eserleri 2 / Fikri Eserleri (2015). (Derleyen: Prof. Dr. Yavuz Akpınar). İstanbul: Ötüken Neşriyat A.Ş.

İsmail Gaspıralı / Seçilmiş Eserleri 3 / Dil-Edebiyat-Seyahat Yazıları (2017). (Derleyen: Prof. Dr. Yavuz Akpınar) İstanbul: Ötüken Neşriyat A.Ş.

Kırımer, Cafer Seydahmet (1996). Gaspıralı İsmail Bey (Dilde, Fikirde, İşte Birlik). (Yay. Haz. Ramazan Bakkal), İstanbul: Avrasya Bir Vakfı Yayınları.

Kırımer, Cafer Seydahmet (2015). Gaspıralı İsmail Bey (Dilde, Fikirde, İşte Birlik), (Yay. Haz. Cezmi Bayram), İstanbul: İstanbul Türk Ocağı Yayınları,

Kırımlı, Hakan (1996). “İsmail Bey Gaspıralı”, İslam Ansiklopedisi, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.

Ortaylı, İlber (1968). Çarlık Rusyasında Türkçülük Hareketleri ve Gaspıralı İsmail Bey. Ankara: Anadolu Matbaası.

Uzunkaya, Ferhat (2017). “İsmail Gaspıralı Anlatılarında Yapı ve İzlek”. Ardahan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.

Madde Yazım Bilgileri

Yazar: ARAŞ. GÖR. FERHAT UZUNKAYA
Yayın Tarihi: 09.09.2018

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

2 thoughts on “Türk dünyasının büyük düşünce adamı: İsmail Bey Gaspıralı

  • Anonim

    Türk birliyi yolunda böyük işlər görürsünüz.Bu gözəl tarixi işlərinizdə uğurlar arzulayıram.
    Qəzetin səhifəsində bizlərə də yer ayırdığınız üçün sizə dərin minnətdarlığımı bildirirəm.
    Yaşasın dünya türkləri!

  • Nübar Eldarqızı

    Türk birliyi yolunda böyük işlər görürsünüz.Bu gözəl tarixi işlərinizdə uğurlar arzulayıram.
    Qəzetin səhifəsində bizlərə də yer ayırdığınız üçün sizə dərin minnətdarlığımı bildirirəm.
    Yaşasın dünya türkləri!

Yorumlar kapatıldı.

Pin It on Pinterest