KIRIM’A FRANSIZ KALMAK
Ruslar, Kırım’daki varlıklarını göçlere borçlular.
Tarihsel olarak Kırım, Müslüman bir Türk-Moğol topluluğu olan Tatar toprağıdır. 15. Yüzyılda Kırım Hanlığı Osmanlı İmparatorluğunun himayesine geçti. Rusların ilk işgal girişimi Karadeniz’e bir çıkış arayan Çar Büyük (deli) Pedro tarafından gerçekleştirilmesine rağmen başarısızlıkla sonuçlandı. Kırım’ın Ruslarca ilhakı 1736-1739 ve 1768-1774 Osmanlı –Rus savaşları sonrasında 1783 yılında Çariçe II. Katerina döneminde gerçekleşti.
Kırım’ın Tatar nüfusu, gerek savaş kayıpları ve gerekse Osmanlı İmparatorluğuna göç dalgaları sonucunda hatırı sayılır ölçüde azaldı. Bundan sonra Rus İmparatorluğu bütün 19. Yüzyıl boyunca yeni bir nüfus politikası sürdürdü. Bazen köylülerini, bazen soylularını ve bazen de askerlerini Kırım’a yerleştirdi. Kırım’ın güney kıyıları Tatar köy yerleşiminden yavaş yavaş Rus soylularının yerleşim yerlerine dönüştüler.
Ve sonra, Kırım Savaşı.
Çatışma, 1854-1856 arasında Rus İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu-Birleşik Krallık ve III. Napolyon’un Fransa’sından oluşan ittifak arasında çıktı ve Sivastopol kuşatmasıyla zirvesine ulaştı. Sonuçta Ruslar yenildi. Bu savaş Tatar Halkının yeni bir göç dalgasına neden oldu. Kırım Tatarları bir asır sonra Stalin tarafından sürgüne maruz bırakıldılar. II. Dünya Savaşından sonra Rus İmparatorluğu Kırım’a sadece Rusları değil Ukraynalıları da yerleştirdi.
Tatarlar, Kırım’a ancak Perestroika sonrasında dönebildiler. 80 li yılların sonlarında ve 1994 te 180.000 kadar Tatar Kırım’a yeniden yerleşti. 2 Milyon nüfusu olan bir toprak parçası ölçeğinde bu, azımsanmayacak bir rakamdır. Yeniden yerleşen bu Tatarlar Rus topluluğunun önyargılarıyla ve ayrımcılıkla karşılaştılar. Altyapısız ve yoksul kırsal bölgelere yerleşimin 90 lı yıllardaki zorlukları yüzünden Tatarlar kendilerini yine arka plana atılmış buldular. Bu yüzden yasadışı yollarla şehirlerin yakınlarında arazi satın alma yoluna başvurdular, bu da tansiyonu arttırdı.
Günümüzde Kırım’daki etnik dağılım ne şekilde ?
Kırım Halkının etnik kökeni üzerine son nüfus sayımı 2001 tarihlidir. Buna göre; halkın % 58,5 i Rus, % 22,4 ü Ukraynalı ve % 12,1 i Tatar olduğunu söylemektedir.
Kırım Halkı Ukrayna’dan ayrılıp Rusya Federasyonuna bağlanmak istiyor mu ?
Rusya’ya bağlanmak hususunda bir fikir birliği bulunmamaktadır. En yeni kamuoyu araştırması 2013 yılı Mayıs ayı tarihlidir ve buna göre halkın sadece % 23 lük bir kesimi Rusya’ya bağlanılmasına taraftar olduğunu belirtmiştir. Bu sonuç, ayrılıkçı duyguların yeniden alevlendiği bu günlerde yapılmış olsaydı şüphesiz çok önemli ve anlamlı olurdu. 30 Martta bir referandum yapılması kararlaştırıldı. Ama fikrimce Kırım’daki çoğunluk için –buna Ruslar da dahil- Ukrayna’da özerk bir cumhuriyet olmak, Rusya Federasyonundaki parçalardan herhangi birisi olmaktan daha iyidir.
Kırım, Moskova Ruslarınca nasıl algılanıyor ?
Ruslar için Kırım, Rus milli varlığının bir parçasıdır. Onlara göre Kırım II. Katerinadır, Rus İmparatorluğunun deniz kuvvetleridir, Yalta’dır, İmparatorluk saraylarıdır, Puşkin’in şiirleridir, Çehov’un eserleridir… 1991 yılında Ukrayna bağımsızlığına kavuştuğunda Kırım’ın da kaybının Ruslarca ne kadar zor kabullenildiğini bu bağlılıkla açıklamak mümkündür. İmparatorluğun devamı olmak problematiğini anlamadan Rusya’nın günümüzde niçin Ukrayna ve Kırım konusunda bu kadar çok titizlendiğini anlayamayız. Vladimir Putin’e göre Ruslar ve Ukraynalılar geçmişte ve ortak kaderde tek ve aynı halktırlar.
90 lı yıllardan bu yana Kırım, Ruslar açısından daima Kiev’in araya mesafe koyma girişimlerini frenleme aracı olmuştur. Ukrayna, daha bağımsız hareket etmeye kalkıştığı her defasında Rusya Kırım’ın ayrılıkçı akımlarını körükledi ve yarımadadaki askeri varlığını hatırlattı.
Kırım’da bir silahlı çatışma olacağına inanıyor musunuz ?
Ruslar açısında silaha başvurulmasını belki engelleyebilecek olan şöyle bir zorluk var : Ruslar Ukraynalıları bir yabancı gibi görmüyorlar; yakınlık, derin ve iki halk arasındaki bazen ailevi bağlar, Kırım ve Ukrayna’da çok yaygın olan Ukraynalı-Rus evlilikleri…Bazı Ukraynalı askerler Rus askerlere çok zor ateş açabileceklerini söylüyorlar. Rus askerler için de aynı şey söz konusu. İşte bu nedenle 2008 de Gürcistan’da meydana gelen olaylar Ukrayna’daki durumla tamamen farklı. İki halkın birbirini algılaması aynı değil.
Buna karşılık durumun daha da kötüye gidebileceği fikrine tabii ki katılıyorum. Ukrayna ile Moldava arasında Transnistrie gibi dondurulmuş yeni bir anlaşmazlık tekrar gün yüzüne çıkabilir. Benzer durumlar Rusya yanlısı toplumun güçlü olduğu Ukrayna’nın doğusundaki bölgeler için de ortaya sürülebilir. Bütün bu hususlar durumu belirleyici olacaktır. Kiev için zorluk, domino etkisidir. Ukrayna topraklarının diğer kısımlarında da ayrılıkçı niyetlerin ortaya çıkabilecek olmasıdır.
Liberation Gazetesinde 5 Mart 2014 tarihinde yayımlanan Emmanuelle Armandon (Doğu Medeniyetleri ve Dilleri Milli Enstitüsünde Ukrayna ve Kırım Uzmanı. Rusya ve Ukrayna Arasında kalan Kırım isimli kitabın yazarı) röportajının çevirisi.
Cordelia Bonal