GENCE BAKLAVASI – NEVRUZ KUTLAMASI
Nevruz asırların derinliğinden gelip bizim günlere çıkmış eski bayramlarımızdan biridir. Eski İran şemsi takvimi ile ferverdin ayının birinci gününe, Grigori takvimi ile mart ayının 21-22-ne veya nadiren 23-ne düşüyor. Nevruz’u somut bir dinle, etiqadla bağlamak doğru değil. Eski dönemlerden beri halkımız Nevruz’u yeni yılın başlangıcı olarak kabul etmiş, onu bolluk, bereket ve huzuru ezeli gibi sembolize etmişler. Nevruz bayramını kutlamak taze ili, baharın ilk gününü karşılamak demektir. Alimlerin fikrince bu bayramın tarihi çok eskidir. Eski Vavilon da bu bayram nisanın (Mart, Nisan) 21. günü anılırdı ve 12 gün devam ediyordu. Ama bu 12 günün her birinin kendi ritüelleri (tören, ayin), kendi eğlenceleri vardı. İlk yazılı kaynaklarda belirtiliyor ki, Nevruz Bayramı MÖ. 505 yılında oluşmuştur. İslam militanları bu bayrama hep dini renk vermeye çalışırlar. Ama Nevruz’un İslam’dan da önce oluşan görkemli maarifçilərdən Firdevsi, Rudaki, Avisenna, Nizami, Sadi, Hafız ve başkaları da kabul ederler. Nevruz bayramının oluşması tarihine ilişkin yazılan Ömer Hayyam’ın “Novruznamə” sini ve başkalarını örnek verebiliriz. Nevruz bayramının kökeni, onunla ilgili esatirler, mitler eskidir. Araştırmacılar Nevruz bayramının işte yakın doğunun eski tarımla uğraşan halklar arasında meydana geldiğini söylüyorlar. Nevruz bayramının ayrı tarihi ve efsanevi figürler (efsanevi İran şahları Kəyumərs (Avestada Qaye Merdan), Cemşid ve başkaları) adı ile kapatmaya çalışmışlar. İslam dini, Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinde yayıldıktan sonra Arap hilafeti bu ülkelerin halklarının geleneklerini, bayramlarını takip etmeye başladı. Yüzyıllar boyunca dini figürler çeşitli tarikat mensupları bu bayramı doğal ve tarihi köklerinden ayırmaya çalışmış, ona dini, mövhumu libas geyindirmeye gayret göstermişlerdir. Hatta bazı din adamları böyle bir varsayım uydurmuşlar ki, Nevruz Bayramı güya IV halife Ali’nin iktidara (656-661) geldiği günle ilgilidir. Halbuki İmam Ali Temmuz ayında iktidara gelmiş, Nevruz ise ilkbaharda tatil edilir. Aslında, halkın bayramla ilgili yaptığı törenler hiçbir dini ehkamlarla bağlı değildir. Çoğu uluslar bahar bayramının gerçek mahiyetinden doğan bir takım gelenekleri, oyunları şimdiye kadar saklamışlar. Ortaçağ yazarları doğu ülkelerinde islam dini yayıldıktan sonra da Nevruz bayramında yaz geleneklerinin, tarım takvimi inançlarının sağlam yer tuttuğunu gösterirler. Ebu Reyhan el-Biruni (XI yüzyıl) Nevruz Bayramı hakkında çeşitli rivayetlerden onun oluşumu sebeplerinden, bu bayram vesilesiyle halk arasında yayılmış gelenek geleneklerden bahsetmiş, Nevruz bayramının doğanın uyanması, tarımsal üretimin başlaması ile ilgili asıl dünyevi bayram olduğunu kaydetmiştir. Nizamül Konut (XI yüzyıl) “Siyasetname” eserinde Nevruz bayramından yazın gelişi ile ilgili yapılan kitlesel halk bayramı olarak bahsetmiştir. Nevruz’un gelişi klasik doğu, o cümleden Azerbaycan şiirinde yaygın “Bahariyyə” adlı lirik şiirinde de tarif ve terennüm edilir. Nevruz yazın gelişi, toprağın uyanması, bitkilerin canlanması demektir. Nevruz’un gelişi ile insanlara yeni ruh gelir. Nevruz temizlik bayramıdır. İnsanlar sanki kışın bulaşığından temizlenmeye çalışılır. Evlər temizlenir, qapı- baca seliqeye salınır. Aynı zamanda Nevruz bayramının simgeleyen özel tatlılarda vardır. Qoğalın üzerinde Güneş’in açıklamaları, şəkərburanın Hilal – Ay biçiminde bükülmesi, paxlavanın ise Yıldız şeklinde kesilmesi ve s. şeker ve cevizden hazırlanan şekerleme türü – baklava tatlı şekerlemelerimizdendir. Özellikle de Gence şehrinde pişen baklava özellikleriyle seçilir. Örf-adetlerimize göre baklava pişirilmesi sırasında bir grup kadın bir araya toplanır. Bu bir ekib işi. İlk olarak belirtmeliyiz ki, Gence baklavası fırında değil, odun üstünde bişir. Paxlavanın bişirilme kuralları: hamur: 1 kg un, 4-5 yumurta, 100 gr eritilmiş tereyağı, 50 gr gül suyu, 2 adet ekşi krema biraz tuz. İç: soyulmuş ceviz, şeker tozu, arasına: 1 kg tere yağı. İçine şerbet: 2 bardak su ve 2 su bardağı toz şeker. Üzerine safran, ceviz veya badem katılır.