DOLGAN TÜRKLERİ
Dolgan Türk’leri de dünyada soyu tükenmekte olan azınlık halklardandır. Günümüzde 5 bin kadar nüfusa sahiplerdir (bazı kaynaklarda 7 bin denilmekte). Rusya Federasyonunun Taymır bölgesinde yaşamaktadırlar.
Bunların içinde 900 kadarı Yakutia ve Anabarsta’dadır. Dilleri Türk dil grubunun Altay ailesinin Dolgan şivesidir. Dolganlar kendilerine “tıa-kihi”, “orman insanları” yada “göçebe insanlar” demektedirler. Halk genelde geyikçilik, avcılık ve balıkçılıkla geçimlerini sağlamaktadırlar.
Dolganlar Kuzeyin en genç halklarından sayılır. Onlar hakkındaki ilk bilgiler Taymırda yaşayan halk diyerek, 1841yılında yazılmıştır. Doldanlar; tungusların Dolgon, Dongot, Erdan ve Karanto ırklarından oluşmaktadır. En yakın akrabaları egenkiler ve yakutlardır. Dinleri Hrestyanlık olmasına rağmen Şamanizm ve Animizm de görülmekte. Diğer Kuzey halkları gibi onlar da evrenin üst, orta ve alt tabakadan oluşturulduğunu düşünürler. Tanrıya inanırlar ve ruhları göze görülmeyen iyi ve köyü olarak ayırırlar. Ruhları sadece Şamanlar uygulamaları sırasında göre bildiklerini sanırlar. Dolganlar kendi aralarında şamanları küçük (ılgın), orta (orta) ve büyük (atıır) diyerek güçlerine göre ayırırlar. Onlar doğaya her zaman dikkatli ve koruma iç güdüsü ile yaklaşırlar.
Dolgan Türkleri’nde bir çok gelenek ve adetler hala devam etmektedir. Bunların arasından en ilginç olanlarına yer verelim. Onların adetleri genelde doğa ve avcılıkla daha çok bağlantılıdır. Ünlü Doğan şairi Orgo Aksenovanın şu mısraları vardır ” Dolganlarda bir gelenek var ki, avını her zaman paylaşacaksın, bunu hiç unutma oğul!” demektedir. Dolganlar tüm avlarını komşu ve akrabalarıyla paylaşır, üstelik en iyi parçaları yaşlı ve çocuklara verirler. Avlarını bazen de gelen tüccarlardan silah, ok, un, şeker ve çaya da değişirler. Herkesin kendine ait av bölgeleri vardır, oralara kapan da kurarlar. Kapan kurarken bazı kurallara uymak zorundadırlar. Eğer bölgelerinin güney tarafına kuracaklarsa komşu bölgenin sahibinden izin almazlar, kuzeye doğru kurarlarsa izin almak zorundalar. Çünkü tüm geyikler kuzeyden gelirler ve av kaçınılmaz olur, başarıyla sonuçlanır. Dolganların günlük hayatında ve yaşam biçimlerinde geyiklerin önemi büyüktür. Geyik derilerini kıyafetlerden, ev eşyalarına kadar kullanılmaktadır. Kışlık kıyafetlerinde deriyi çift yönlü kullanırlar.
Bir başka ilginç gelenekleri ise Dolgan mezarlıklarının yanı avcı öldüğünde geyik derisi ve geyik başı ile süslenir. Cenaze merasimleri genelde Hrestyan geleneklerine göre yapılır ve ölen insanın kıyafetleri, sevdiği eşyalarıyla birlikte gömülür.
Dolgan Türkler’inin evleri tahtadan yapılıp sade ve sıradandır. Evin tam ortasına soba kurulur. Evin sol tarafı kadınlara, sağa tarafı ise erkeklere aittir. Erkek misafir geldiği zaman onun yeri kapının tam karşısı, baş köşedir. Evleri toplanabilir olup bir yerden diğer yere göçtükleri zaman taşınılmıştır. Evlerinin çadırları da geyik derileriyle örtülmüştür. Dolganlar hayatlarının her noktasında geyiklerde iç içe yaşayan bir küçük halktır.