GüncelKültür SanatTürk Dünyası

BABU’L MENDEB KRİZİ ÜZERİNDEN KÜRESEL MÜCADELE – İsmail CİNGÖZ

BABU’L MENDEB KRİZİ ÜZERİNDEN KÜRESEL MÜCADELE

İsmail CİNGÖZ

İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde dönemin “Üç Büyük” devleti Amerika Birleşik Devletleri ABD), İngiltere ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB/Sovyet Rusya) liderleri Sir Winston Churchill, Franklin Roosevelt ve Josef Stalin 4-11 Şubat 1945 tarihleri arasında SSCB’nin önde gelen tatil yeri Yalta’nın 3 kilometre güneyinde bulunan Livadia Sarayı’nda bir araya gelerek savaş sonrası dünyanın nasıl şekilleneceğini tartışarak inşa ettikleri İki Kutuplu Dünya Sistemi ancak 45 yıl yaşayabilmiştir.

Dönemin Sovyet Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, çok uluslu bir yapı içerisinde olan Sovyet Rusya’nın parçalanma veya dağılma sürecine doğru hızla ilerlediğini görmesi üzerine 1980’lerin sonunda Glastnost (Açıklık) ve Perestroyka (Yeniden Yapılandırma) hamleleri ile kontrollü bir şekilde dağılmayı tercih ederek, İki Kutuplu Dünya Sistemini lağvetmiştir.

Rusya’nın küresel güç olmaktan çekilmesi ile başlayan süreçte adeta dünyanın tek lideri haline gelen ABD’nin liderliği beklediği gibi devam etmemiştir. İmparatorluk geleneğinden gelen Rusya, zengin enerji kaynaklarının da verdiği avantaj ile kısa sürede toparlanmayı başarmış ve bölgesel bir güç olarak konumunu belirlemiştir. Ancak bu süreçte Çin, yıllardır SoftPower (Yumuşak Güç) stratejisinden Hard Power (Sert Güç) stratejisini uygulamaya almıştır.

ABD’nin Çin’i frenleme ve kuşatma hamlelerinde başarılı olamaması ve Çin’in, küresel güç olma yolunda önemli mesafeleri hızla kat etmeye başladığını gören İngiltere,Güneş Batmayan İmparatorluk geçmişinin depreşmesi ile eskisi gibi küresel güç olmaya karar vermiştir; çünkü ABD’nin de artık eski hegemonik gücünde olmadığı ortaya çıkmıştır. Zira ABD’nin ekonomik kaoslar, hızla yükselen bütçe açıkları ve küresel yaptırım gücünün zayıflamaya başlaması gibi argümanları iyi okuyan İngiltere 31 Ocak 2020 tarihi itibariyle Avrupa Birliği (AB)’nden ayrılmıştır.

İngiltere’nin AB’den ayrılmasındaki en büyük sebebin kuşkusuz ki müstakilen rahatça dış ve uluslararası politik kararlar alabilmek gerekliliğini kavramasına bağlı olduğu hatırdan çıkartılmamalıdır. Zira İngiliz derin devleti küresel atılımlarında AB’nin ayağına dolanacağını kavramıştır.

21. yüzyılın ilk çeyreğinin son iki yılı olan 2024’ün ilk günleri yaşanırken gelinen süreçte; ABD, Rusya ve Avrupa’nın üstü kapalı bütün girişimlerine rağmen Doğu’da Çin, Batı’da İngiltere’nin yeni bir dünya sistemini hızla inşa ettikleri görülmektedir. Zira bir süredir Çin, başta Afrika Kıtası olmak üzere Pasifik sahasından İngiltere’ye uzanan sahalarda uygulamış olduğu sıra dışı hamleler ile birçok ülkeyle ekonomik ve ticari bağlantılar kurmayı başarmıştır. Yine bu süreçte Pekin-Londra arasında Kuşak Yol Projeleri ile ülkeleri demir yolları ve deniz yolları üzerinden bağlama girişimlerinin sürdüğü görülmektedir.

Pekin ve Londra merkezli Yeni Dünya Sistemi’nin hızlanması için olduğu her geçen gün daha da belli olmaya başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı, Gazze Şeridi’nde Hamas (Filistin)-İsrail Savaşı dikkat çekicidir; çünkü Rusya, ABD ve Avrupa dikkatlerini bu sahalara yoğunlaştırırlarken ve enerjilerini bu sahalarda tüketirlerken Çin ile İngiltere’nin kendi sistemlerini inşa ile meşgul oldukları muhakkaktır.

Bu arada Tunus’ta 2010 yılında patlayan ve bütün Ortadoğu ülkelerini etkilen Arap Baharı sürecine bağlı olarak iç savaş halinde olan Yemen’de Husilerin, Babu’lMendebBoğazı’ndan İsrail’e giden tüm gemileri hedef alarak Gazze Şeridi’nde devam eden savaşa müdahil olması, küresel petrol ve enerji ticaretinin geleceğine ilişkin endişeleri arttırmıştır[1].

7 Ekim 2023 günü Filistin’in Gazze Şeridi bölgesinde yer alan HAMAS tarafından beklenmedik bir şekilde İsrail’e karşı başlattığı komplike harekatlar üzerine başlayan İsrail ile Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplar arasında savaş devam ederken, Yemen’de başkent Sana dahil ülkenin önemli bir kısmının kontrolünü elinde bulunduran İran desteğine sahip Şii Husiler, Filistin’in yanında savaşa dahil olabileceklerini beyanlarından kısa bir süre sonra ABD Savunma Bakanlığı, (Pentagon) tarafından bir açıklama ile “İsrail hedeflerine olduğu Yemen’den insansız hava araçları ve füzeler ile İsrail’e doğru fırlatılan üç seyir füzesi ile birkaç insansız hava aracını önlediğini” duyurulmuştur[2].

Özellikle Kızıldeniz’den Umman Denizi ve okyanuslara çıkış kapısı olan Babu’lMendebBoğazı’nda seyreden gemilere de Husiler tarafından saldırıların yoğunlaşması üzerine ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin “Kızıldeniz’de artan Husi saldırılarının serbest ticaret akışını tehdit ettiğini, masum denizcileri tehlikeye attığını ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini, bu nedenle bugün OperationProsperity Guardian (Refah Muhafızı Operasyonu) adıyla çok uluslu deniz gücü kurulduğunu ve bünyesinde ABD’nin yanı sıra İngiltere, Bahreyn, Kanada, İtalya, Fransa, Hollanda, Norveç, Şeyseller ve İspanya’nın yer aldığı”[3] duyurulmuştur.

Dünyanın en önemli enerji ve ticaret rotası üzerinde yaşanan gelişmeler üzerine Hindistan Savunma Bakanlığı “Hindistan Deniz Kuvvetleri’nin, İsrail’e bağlı bir kimyasal tankere kıyı açıklarında düzenlenen saldırının ardından Umman Denizi’ne savaş gemileri gönderdiğini” açıklayarak[4] Hindistan’ın da çok uluslu deniz gücüne dahil olduğunu göstermiştir.

Umman Denizi, Babu’lMendebve Kızıldeniz sahasında Husilerin saldırılarının arkasında İran’ın olduğu suçlamaları yapılırken, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, bütün suçlamaları reddederek “Saldırıları Yemenlilerin kendilerinin yaptığını ve Yemenlilerin bunu yapacak füzeleri, insansız hava araçları (İHA) ve güçlü askeri donanımları ile yüksek imkan ve kabiliyetlerinin olduğunu, bu donanımlara yeni değil geçmiş yıllardan beri sahip olduklarını, Yemenli yöneticilerin İsrail’e karşı açık tavır alarak duruşlarını gösterdiklerini” beyanla[5]Husileri İsrail’e ve gemilere saldırtan taraf olmadıklarını açıklamıştır.

***

Uluslararası Ticaret Odası (ICC) verilerine göre, dünya ticaretinin yaklaşık %80’inin deniz taşımacılığıyla gerçekleştirildiğinden hareketle Kızıldeniz’i Akdeniz’e bağlayan Süveyş Kanalı’ndan günde ortalama 50 gemi[6] ile yılda yaklaşık 18.250 geminin, Kızıldeniz’in Hint Okyanusu’na bağlantısı olan bölge dünya petrol tüketiminin yaklaşık beşte birini geçtiği Babu’lMendebBoğazı’ndan ise yılda yaklaşık 33.000 geminin[7] geçtiği göz önüne alındığındabölgenin küresel olarak stratejik önemi ortaya çıkmaktadır.

Ortadoğu ve Afrika sahasının kesişiminde yer alan Babu’lMendebBoğazı ve Kızıldeniz havzasında yer alan ülkeler insani müdahaleler ve iç çatışmaların yaşandığı bir bölgedir. Bu saha aynı zamanda dünya ticaretinin en az %10’u, Avrupa ticaretinin ise %40’ının geçtiği bir su yoludur. Buna bağlı olarakhavza ülkeleri aynı zamanda uluslararası ekonomi için önemli bir pazar konumundadır. Ayrıca Avrupa-Asya fiber optik ağlarının geçtiği güzergahı da kapsadığı dikkate alındığında bu ağların güvenliği meselesi[8]bölgeselden ziyade küresel bir sorun halini almaktadır.

Güvenlik kaygısıyla Babu’lMendeb ve Kızıldeniz’i kullanılmadan Afrika’nın güneyinden Ümit Burnu’nun dolaşılması deniz ticaretine bir alternatif seçenek görülmekle birlikte bu rota başta süre ve maliyeti arttırmaktadır. Ayrıca Gine Körfezi bölgesinde yaşanmakta olan korsancılık tehditleri bu güzergahın da güvenli olmadığını göstermektedir. Zira günümüzde yaşanan korsan saldırılarının %90’ı Gine Körfezi’nde görülmektedir[9].

Dolayısı ile bu kadar stratejik bir coğrafyanın, başta küresel güçler olmak üzere birçok ülke ve güçlerin hedefinde olduğundan hareketle her hal ve şartta Babu’lMendebBoğaz’daki trafiğin güvenliği ve emniyetinin uluslararası toplum tarafından yakından takip edildiği muhakkaktır. Zira uzun yıllardır ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İsrail’in Boğaz’a yakın ülkelerde askeri üslere sahip olmak istedikleri bilinmektedir.

Bu ülkeler içerisinden Çin’in, 2017 yılında Cibuti’de üs açmasıyla[10], ABD ile küresel mücadelesinde bir adım öne geçmiş olsa da ABD’nin gerek kendi donanması ile gerekse çok uluslu deniz donanmaları ile bölgede gücünü dengelemeye çalıştığı görülmektedir.

Bu arada Kızıldeniz’e uzak olsa da Türkiye’nin28 Nisan 2016 tarihinde Basra Körfezi ülkelerinden Katar’da bir ortak askeri üs kurarak[11] dünyanın en önemli enerji sahalarından birisi olan bu coğrafyada varlık göstermesi önemli bir aşama olarak kabul edilmelidir.

Sonuç olarak;

Gelişmeler üzerine uluslararası stratejistler, Umman Denizi, Babu’lMendebBoğazı ve Kızıldeniz sahasında İran’ı suçlayan ABD merkezli taraf ile İran arasında bir savaş olasılığı üzerine değerlendirmeler yapıyor olsalar da bu savaş olasılığının oldukça düşük olduğu değerlendirilmektedir. Zira dünyanın en önemli petrol ve doğalgaz sahası Basra Körfezi’nin en önemli ülkelerinden birisi olan İran ile savaşın göze alınamayacağı hatırda tutulmalıdır. Zira İran, önemli bir petrol ve doğalgaz tedarikçisidir Hem de Basra Körfezi’nin çıkış kapısı Hürmüz Boğazı’nı kontrol altında tutabilme imkân ve kabiliyetleri olduğu göz önünde bulundurulacağı için İran ile doğrudan sıcak savaşın göze alınması zayıf bir ihtimal olarak ortaya çıkmaktadır.

Ancak ABD’nin müttefikleri nezdinde uluslararası sistemin hâkim gücü bir aktör olarak konumunu sürdürebilme hedefleri kapsamında Kızıldeniz’in güvenliğini sağlama mücadelesine başat güç olarak dahil olmakla küresel gücünü hala muhafaza ettiğini gösterme gayretinde olduğu görülmektedir.

Umman Denizi, Babu’lMendebBoğazı ve Kızıldeniz sahasındaki mücadelelerin, devam eden yeni dünya sisteminin inşa süreci dahilinde olduğu muhakkaktır. Zira ABD eski gücünü muhafaza ettiğini gösterme gayretindeyken Çin, rüştünü ispatlamaya çalışmaktadır. Bu süreçte İran hedef gösterilerek bir taraftan hedef saptırma amacıyla kullanılırken, bir taraftan da İran’ın iltisaklı olduğu Şii Hilali kapsamındaki ülkelerin dizayn programına alınarak yeni dünya sisteminin içerisinde saflarını belirlemeye empoze edildikleri şeklinde değerlendirmek isabetli olacaktır.

Bu süreçte Türkiye ve Türk Devletleri Teşkilatı ülkelerinin karar alıcı mekanizmaları aklı selimle hareket ederek olabildiğince tarafsız kalmaya ve yeni dünya sistemindeki üçüncü kutup olma çalışmalarınısürdürmeleri önem arz etmektedir.Zira Ukrayna-Rusya Savaşı, Hamas/Filistin-İsrail Savaşı,Babu’lMendebKrizi ve sessiz sedasız ama derinden derine devam eden Arktika Sahası’ndaki (Kuzey Kutbu) mücadeleler ile küresel güçler enerjilerini harcarlarken, güçlerini birbiri üzerine tüketirlerken bu süreçten Türkiye ve Türk Devletleri Teşkilatı güçlenerek çıkacaktır.

İsmail Cingöz
İsmail Cingöz

                        :

BABU’L MENDEB KRİZİ ÜZERİNDEN KÜRESEL MÜCADELE
BABU’L MENDEB KRİZİ ÜZERİNDEN KÜRESEL MÜCADELE
BABU’L MENDEB KRİZİ ÜZERİNDEN KÜRESEL MÜCADELE
BABU’L MENDEB KRİZİ ÜZERİNDEN KÜRESEL MÜCADELE

İsmail CİNGÖZ; Uluslararası Siyaset Uzmanı/M.A. – BULTÜRK Ankara Temsilcisi. TDPB Basın Kulübü Başkanı. [email protected]

[1] Selami Kökçam, Kızıldeniz’de Neler Oluyor? TRT Haber, 19.12.2023.

htps://www.trthaber.com/haber/dunya/kizildenizde-neler-oluyor-821685.html

[2] euronews, “Pentagon: Yemen’den İsrail Yönüne Fırlatılan Füzelere Müdahale Ettik”, 20.10.2023.

[3] Selami Kökçam, a.g.m.

[4] Rukiye Selçuk, “Hindistan Donanması Savaş Gemilerini Umman Denizi’ne Gönderdi” Yeniçağ Gazetesi, 26.12.2023.

[5] Fars News, “Emir Abdullahiyan: Kızıldeniz’de Koalisyon Kurmak Çözüm Değil”, 25.12.2023.

[6] Kaan Devecioğlu, “GÖRÜŞ -Husi Saldırıları ve Babu’lMendeb’de Küresel Rekabet”, aa, 29.12.2023.

[7] Selami Kökçam, a.g.m.

[8] Kaan Devecioğlu, “a.g.m.

[9] TRT Haber, “Gine Körfezi’nde 16 Denizci Korsanlar Tarafından Kaçırıldı”, 05.05.2020.

[10] Kaan Devecioğlu, a.g.m.

[11] Celalettin Yavuz, “Türkiye Katar’da Neden Askerî Üs Kuruyor?”, Devlet Dergisi, 27.06.2016.

devlet.com.tr/makaleler/y188-TURKIYE_KATARDA_NEDEN_ASKERI_US_KURUYOR_.html

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest