FİLİSTİN/HAMAS-İSRAİL SAVAŞININ PERDELEDİKLERİ – İSMAİL CİNGÖZ
FİLİSTİN/HAMAS-İSRAİL SAVAŞININ PERDELEDİKLERİ
İsmail Cingöz
HAMAS’ın 7 Ekim 2023 günü füzelerle, predatörlerle ve tanımlanmış sınırları aşarak eşzamanlı ve beklenmedik bir zamanda İsrail’e karşı başlattığı saldırılar üzerine başlayan çatışmalar yoğun bir savaşa evrilmiş halde devam etmektedir. Bu sürecin ilk dakikalarından itibaren içeriden ve uluslararası kamuoyu tarafından İsrail’in güvenliği, istihbarat teşkilatı, demir kubbe sistemi ve daha birçok fonksiyonel yapılanması sorgulanmaya başlanmıştır.
Zirayere göğe sığdırılamayan dış istihbarat kurumu MOSSAD, HAMAS operasyonunu nasıl haber alamamış olabilirdi?! Milyarlarca dolar harcanılarak kurulan ve çok güvenilen “demir kubbe sistemi”[1]neden işlevsiz olabilirdi? İsrail ordusu neden reaksiyon göstermekte geç kalmıştı? Gibi sorulara cevap aranırken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Başkanı Michael McCaul, Mısır’ın Hamas’ın saldırılarından 3 gün önce İsrail’i uyardığını açıklaması[2]durumu daha da karmaşık hale getirmiştir; çünkü ya MOSSAD devlet kademelerinden bilgi saklamıştır ya da HAMAS’ın saldırı yapmasına bilerek müsaade edildiği gibi bir anlam ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca İsrail ve bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerde neredeyse hiç olmadığı kadar ilişkilerin normalleşme süreci yaşanmaya başlandığı dönemde bu savaşı kim, ne için çıkartmış olabilir? Gibi birçok soru ortaya çıkmıştır.Bir şey daha var ki bu savaş sürecinde ve sonrasında kim/ler karlı çıkacaktır? Dolayısı ile karlı çıkması muhtemel taraf/lar bu savaşı tetiklemiştir denilebilecektir.
O halde büyük resme bakılmalıdır. Büyük resimde yeni bir dünya sisteminin inşa sürecine girdiği görülmektedir.
Bu eksende Soğuk Savaş sonrası kontrollü bir dağılma süreci yaşayan Sovyet Rusya merkezli Doğu Bloğu’nun muazzam gücü Rusya’nın, ihtişamlı mazisinden geriye doğalgaz başta olmak üzere enerji kaynakları ile tahıl tedarikçisi bir ülke olarak stratejik konumunu muhafaza etmekle birlikte Ukrayna savaşı ile artık küresel güç olmaktan bölgesel bir güce indirgenmiş olduğu ortaya çıkmıştır.
Batı Bloğunun lideri ABD de her ne kadar ihtişamını koruyor görüntüsü sergiliyor olsa da iç dinamiklerinde ekonomik sıkıntılar yaşadığı, bazı eyaletlerde iyiden iyiye ayrılıkçı söylemlerin yükselişe geçmekte olduğu[3], petro-dolar sisteminde eskisi kadar etkili olamadığı ve Çin’in önlenemeyen yükselişi karşısında artık küresel hegemonik gücünü kaybettiği görülmektedir; çünküyaptığı küresel hamleleri eskisi kadar karşılık görmemektedir.
Ayrıca Çin’e karşı Asya-Pasifik bölgesine güç kaydırma planları kapsamında Afganistan’ı kaçarcasına terk eden ABD’nin[4], Ortadoğu sahasında etkinliğini de kaybetmeye başladığı Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’ın ABD Başkanı’nın telefonlarına cevap dahi vermezken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile telefonda görüşmesi[5]ile gün yüzüne çıkarken, bazı müttefiklerinin ise Çin başta olmak üzere başka ittifaklara yönelmeleri gibi bir dizi gelişmeler de ABD’nin ihtişamlı günlerinin geride kalmakta olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Bu süreçte Doğu Akdeniz sahasında zengin doğalgaz ve petrol yataklarının tespit edilmesi, aynı dönem içerisinde Çin’in; Afrika, Ortadoğu ve bazı Akdeniz ülkeleri ile dostluklar geliştirmesi, ticari anlaşmalar yaparak limanlar, hava alanları ve demir yollarını kullanım imtiyazları elde etmeye başlaması dikkatleri Çin’e yöneltmiştir. Yine bu arada Çin’in arabuluculuğu ile Suudi Arabistan-İran arasında ilişkiler kurulması[6], İsrail’in Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)[7] ve Suudi Arabistan[8]ile dostluk anlaşmaları imzalaması, Mısır’ın Türkiye ile gerilimli devam eden ilişkilerinde normalleşmenin başlaması, İsrail’in Doğu Akdeniz sahasında çıkartılması planlanan doğalgaz ve petrolün Türkiye üzerinden Avrupa’ya arz edilmesi endeksli olarak ilişkilerin olumlu gelişme sürecine girmesi, Kafkaslar bölgesinde Azerbaycan’ın topraklarını Ermenistan’ın işgalinden kurtarması ve o bölgede Türkiye, Azerbaycan, Rusya, İran ve Ermenistan arasında uzlaşma görüşmelerinde önemli merhaleler kat edilmesi gibi gelişmeler güç kaybetme sürecindeki ABD’yi elbette rahatsız ettiği hatırda tutulmalıdır.
Ortadoğu sahasında ABD’nin Akdeniz’de konuşlu 6. Filo’suna üslük yapan İsrail/Hayfa limanının Çin’in kontrolüne verilmesi de ABD’yi tedirgin etmiştir[9]. Ayrıca Çin’in, İsrail’in ithalatının %60’ını gerçekleştirdiği Aşdod limanının hemen yanına yeni bir liman ihalesini alması, İsrail stratejik altyapılarına önemli oranlarda ortaklıklar kurmasının yanı sıra Pakistan’ın Gvader, Yunanistan’ın Pire limanlarına yatırımlarına ilaveten Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’nu tutan Cibuti’ye askeri deniz üsleri açması örneklerinden de anlaşılacağı üzere küresel boyuttaki önemli su yolları üzerinde konuşlanması[10] Çin’in yeni dünya sisteminin küresel gücü olarak tarih sahnesine çıkmakta olduğunu göstermiştir ki, ABD’nin adeta kabusu ve yaklaşan sonunu hızlandırdığını gözler önüne sermiştir.
Bu arada Türkiye’nin güney sınırlarının güvenliğini sağlamak maksadıyla; Birleşmiş Milletler (BM) 51. Maddesi dahilinde uluslararası hukuk çerçevesinde Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG terör örgütüne karşı yürüttüğü harekatlar kapsamında Türk SİHA’sının ABD F-16 savaş uçakları tarafından düşürülmesinin[11] de önemli bir ayrıntı olduğu unutulmamalıdır; çünkü NATO dahilinde ilk defa müttefik bir ülkenin hava aracı bilerek ve kasten düşürülmüştür. Dolayısı ile ABD, PKK/PYD/YPG terör örgütü yanında konumunu açıkça ortaya koymuş ve Türkiye’ye karşı düşmanca bir tutum sergilemiştir.
Lakin ABD, kolay lokma olmadığını göstermek adına küresel hamlelerle Çin’in hamlelerini kesebilmek için çeşitli oyunlar kurduğu gözden kaçırılmamalıdır. Zira Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin, Rus saldırısı harekâtı öncesinde “ABD’nin siyasi manevra alanı kazanmak ve Kremlin ile Moskova’nın Donbass üzerindeki kontrolünü güçlendirecek bir anlaşma yapmak için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaş tehdidini özellikle abarttığı”[12] açıklamalarından da anlaşılacağı üzere Rusya’nın Ukrayna ile savaşa tutuşturulması, Ermenistan ile sembolik de olsa askeri tatbikatlar düzenlemesi[13], HAMAS üzerinden İsrail’in Filistin ile savaşa sokulması gibi bir çok bölgesel gelişmelerin perde arkasında ABD’nin olduğunu düşünenlerin azımsanmayacak kadar çok olduğu muhakkaktır.
Zira Ortadoğu ve Doğu Akdeniz sahasında yaşanan olumlu gelişmeler; HAMAS’ın İsrail’e saldırısı ve başlayan HAMAS-İsrail savaşı ile eş zamanlı olarak Türkiye tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda itidal ve ateşkes çağrıları yapmış olmakla birlikte İsrail ile anlaşma imzalayan ülkeler ise “İsrail ile yapılan anlaşmalar askıya alınmıştır” açıklamalarının ardarda geldiği görülmüştür. Türkiye’nin ısrarla itidal çağrılarına rağmen İsrail ile ilişkilerin yeniden gerilme eğilimine doğru evriliyor görünümü de dikkate alındığında sürecin ABD lehine ve ABD’nin tam da istediği kaos doğrultusunadoğru evrilmesi önemlidir.
HAMAS-İsrail savaşı devam ederken yıllar önce ortaya atılan bir iddiayı hatırlatmış[14] ve bu savaşın arkasında kimvar? Sorusunun cevabını arayanları bir kez daha ABD’ye yönelttiği görülmüştür; çünkü Doğu Akdeniz sahasında tespit edilmiş olan doğalgaz ve petrol yataklarından Gazze Şeridi karşısında yer alan kısımlarının çıkartılması ve arzı hususunda “Gazze Şeridi’nin kuzey bölgelerinin İsrail’in kontrolüne geçmesi, güneyde kalan kısmının Filistin Hükümeti’nden kopartılarak ABD güdümünde ayrı bir Filistin Hükümet yapılanması ile kurulacak olan ve İsrail’e alternatif bir uydu devlet ile hem yeraltı kaynaklarının denetimi hem de Çin’in yerleştiği/yerleşeceği alanların kontrolünün sağlanması gibi planlarının olduğu” çok önemli bir ayrıntı olarak öne çıkmıştır.
Bu arada Türkiye’nin Kudüs hassasiyeti ile HAMAS-İsrail savaşına fiilen dahil olmasını isteyenlerin olduğu, bu kesimin İslami açıdan Kudüs’ün dini/manevi yönünün öne çıkartılma gayretleri ile birlikte insani açıdan mazlum Filistinlere yardım gerekçeleriyle Türk Askerinin Gazze ve Kudüs’ün İsrail’e karşı savunmada aktif rol üstlenmesi gerektiği iddiaları ile adeta ajan provokatörlük yaptıkları görülmektedir. Zira uzun bir süredir ABD’nin adım adım Türkiye’yi kuşatmakta olduğu, olası bir fırsatta Türkiye’ye savaş ve işgal girişiminde bulunabileceği gibi iddialar[15] dikkate alınmalıdır. Hatta Rusya’nın da Türkiye’yi yoğun bir şekilde çevrelemekte ve kuşatmakta olduğu[16] göz ardı edilmemelidir. Dolayısı ile böylesine ciddi kuşatma ve çevrelenmeye maruz durumda olan Türkiye’nin bir maceraya sürüklenmemesi gerektiğini Türkiye karar alıcı mekanizmalarıhatırda tutmalıdır.
Ancak Arap ülkelerinin Ortadoğu sahasında olduğu gibi HAMAS-İsrail savaşında da Türkiye’nin aktif olarak yer almasını istemedikleri de unutulmamalıdır. Dolayısı ile Türkiye olası sıcak bir savaşa girmesi halinde yapayalnız kalacağı alenen ortaya çıkmıştır. Zira Türkiye’nin ilk andan itibaren arabuluculuk girişimleri ve taraflara bu konuda çağrılarına rağmen HAMAS’ın serbest bıraktığı rehineler için “Mısır ve Katar’ın arabuluculuğu ile rehineleri bıraktık”[17] açıklamalarında Türkiye’den söz etmedikleri ve adeta bypass ederek görmezden geldikleri dikkat çekicidir. Bu arada İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Gazze özelinde Kahire’de yaptığı toplantıda Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bütün gayretlerine rağmen tavsiyelerden öte bir karar alamadığı[18] ibretle görülmüştür.
Sonuç olarak;
Gözden kaçırılmaması gerek bir diğer ayrıntı ise İsrail BaşbakanıBinyaminNetanyahu’nun ABD menfaatleri hilafına Çin ile ilişkiler geliştirmesi nedeniyle HAMAS saldırılarında yaşanan zafiyetler bahanesi ile savaş sonrası “ABD aleyhine hareket edenlerin sonu budur” dercesine ve ibret olarak “Vatana İhanet” suçlaması ile yargılanma sürecinin başlatılabileceği kuvvetle muhtemel görülmektedir.
Türkiye’nin Kudüs hassasiyeti ve bin yıldan fazla Türk yönetiminde kalan Filistin ve Filistinliler için olağanüstü yapıcı girişimleri ile ilk etapta çatışmaların ve yaşanan savaşın durması için arabuluculuk teklifler, Mısır üzerinden gönderdiği insani yardımları, garantörlük sistemi ve 1967 dönemi şartları ile iki devletli barış teklifleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Fidan’ın yoğun diplomasilerine rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin görmezden gelinmesi tutumu sergileyen taraflarla olan ilişkilerin, karar alıcı mekanizmalar tarafından yeniden gözden geçirilmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkarttığı hatırda tutulmalıdır.
Filistin’de yaşanan savaş üzerinden Armagedon Savaşı başladı söylemleri ile bölgesel bir savaş çıkartmaya çalışanların olduğu ve asıl hedefin Büyük İsrail’e uzanması planlanan süreçte en büyük engel olarak görülen Türkiye’nin bertaraf edilmesi(!) için bir savaşın planlandığı gibi komplo teorilerinin göz ardı edilmemesi önem arz etmektedir ve Türkiye, olası her durumu değerlendirerek hazırlıklı olmadır.
Dolayısı ile ABD’nin; Filistin/HAMAS-İsrail savaşı planı üzerinden Ortadoğu’da sarsılan müesses sistemini yeniden kurgulamış olduğu, kontrolünden çıktığını düşündüğü Netanyahu’nun ibret olacak şekilde cezalandırılmasının planlandığı, Doğu Akdeniz doğalgaz ve petrol yataklarının kendi kontrolünde üretilerek küresel gücünün sürdürülebilirliğini uzatmaya çalıştığı, inşa süreci devam eden yeni dünya sisteminde Türkiye ve Türk Dünyasının önünün kesilmeye çalışıldığı, ve aynı zamanda Türkiye’nin Mavi Vatan hedefinin de ortadan kaldırılmaya çalışıldığı değerlendirilmekte olup, Ortadoğu ülkeleri ile birlikte Türkiye ve Türk Dünyası karar alıcı mekanizmalarının ABD’nin emperyalist projelerine karşı tedbirli olması gerekliliği ortaya çıkmıştır.
:
İsmail Cingöz; Uluslararası Siyaset Uzmanı/M.A. – BULTÜRK Ankara Temsilcisi, TDPB Basın Kulübü Başkanı. [email protected]
[1] tr.euronews.com, “İsrail’in Savunma Sistemi Demir Kubbe Nasıl Çalışıyor, Ne Kadar Etkili?”, 07.10.2023.
https://tr.euronews.com/2023/10/07/isral-in-savunma-sistemi-demir-kubbe-nedir-kim-gelistirdi-hangi-ulkeler-kullan-yor
[2] www.sondakika.com, “ABD’den Netahyahu’yu Zora Sokacak İstihbarat İtirafı: Mısır, Hamas Operasyonu Konusunda Bilgi Vermişti”, 11.10.2023. https://www.sondakika.com/dunya/haber-misir-israil-i-hamas-saldirilarindan-once-uyardi-16420109/?ysclid=lo5gmy0zpj26785061
[3] İsmail Cingöz, “ABD Dağılır Mı?”, Tarihistan, 06.01.2021. https://www.tarihistan.org/yazarlar/ismail-cingoz/abd-dagilir-mi/8294/?fbclid=IwAR0HREh8RxW6U-f6QDdeoP3b7vgN-2EC89YgxRq7rjC-5-oO2hIr6TC5qEs.
[4] Yeni Şafak, “ABD Afganistan’ı Kaderine Terk Etti”, 17.08.2021. https://www.youtube.com/watch?v=GQ61_wetTsk
[5] Dünya Bülteni, “Suudi Arabistan ve BAE Veliaht Prensleri Biden ile Ukrayna’yı Konuşmayı Reddetti”, 09.03.2022. https://www.dunyabulteni.net/amerika/suudi-arabistan-ve-bae-veliaht-prensleri-biden-ile-ukrayna-yi-h524470.html
[6] Euro News, “Suudi Arabistan ve İran’ın Çin’in Arabuluculuğunda Anlaşması ABD’de Nasıl Yorumlandı?”, 13.03.2023. https://tr.euronews.com/2023/03/13/suudi-arabistan-ve-iranin-cinin-arabuluculugunda-anlasmasi-abdde-nasil-yorumlandi
[7] Vatan Gazetesi, “İsrail ve BAE Anlaşması Nedir? İsrail BAE Anlaşmasının Kapsamı, Ülkelerden Gelen İlk Tepkiler”, 15.08.2020. https://www.gazetevatan.com/gundem/israil-ve-bae-anlasmasi-nedir-israil-bae-anlasmasinin-kapsami-ulkelerden-gelen-ilk-tepkiler-1336778
[8] Yeni Şafak, “Mossad Duyurdu: Suudi Arabistan Da İsrail’le Anlaştı”, 17.09.2020. https://www.yenisafak.com/dunya/mossad-duyurdu-suudi-arabistan-da-israille-anlasti-3567588
[9] Star Gazetesi, “İsrail’in ABD’nin 6. Filo’suna Üslük Yapan Hayfa Limanını Çin’in Kontrolüne Vermesi ABD’yi Huzursuz”, 14.02.2019. https://www.star.com.tr/foto-galeri/israilin-abdnin-6-filosuna-usluk-yapan-hayfa-limanini-cinin-kontrolune-vermesi-abdyi-huzursuz-galeri-711407/
[10] 7 Deniz, “Çin Hayfa Limanıʹnı Aldı, 6. Filo Telaşlandı”, 19.09.2018. https://www.7deniz.net/cin-hayfa-limanini-aldi-6-filo-telaslandi
[11] Euro News, “Pentagon’dan Suriye’de Düşürülen Türk SİHA’sı ile İlgili Açıklama: Meşru Müdafaaydı”, 05.10.2023. https://tr.euronews.com/2023/10/05/abd-f-16si-suriyede-turk-insansiz-hava-aracini-dusurdu
[12] Sputnik News; “Politico: Zelenskiy, Biden’ın Rusya ile Anlaşmaya Varmak İçin Savaş Tehdidini Abarttığından Korkuyor”, 29.01.2022.
[13] www.haberler.com, “Putin Uyardı Ama Dinlemediler! Ermenistan ile ABD’nin Ortak Tatbikatı Başladı”, 11.09.2023. https://www.haberler.com/dunya/ermenistan-abd-eagle-partner-2023-askeri-tatbikati-basladi-16318292-haberi/
[14] Time Türk, “ABD, Gazze’de Ayrı Bir Devlet Kurmaya Hazırlanıyor”, 15.03.2018. https://www.timeturk.com/abd-gazze-de-ayri-bir-devlet-kurmaya-hazirlaniyor/haber-865963
[15] İsmail Cingöz, “ABD Türkiye’yi Kuşatırken İran Karışıyor”, Ticari Hayat Gazetesi, 03.08.2018.
[16] Çınar Demir, “Yaycı: ABD ve Rusya Türkiye’yi kuşatıyor”, Akit, 23.03.2021. https://www.yeniakit.com.tr/haber/yayci-abd-ve-rusya-turkiyeyi-kusatiyor-1639045.html
[17] Olgun Kızıltepe, “İsrailli Rehineye “Neden Hamas Militanının Elini Sıktın?” Diye Sordular, Cevabı Netanyahu ve Avanelerini Çıldırtacak”, www.haberler.com, 25.10.2023. https://www.haberler.com/haberler/israilli-rehineye-kameralar-onunde-soruldu-hamas-16464309-haberi/
[18] CNN Türk, “İslam İşbirliği Teşkilatı: Filistin’in Meşru Müdafaa Hakkını Destekliyoruz”, 18.10.2023. https://www.cnnturk.com/dunya/islam-isbirligi-teskilati-filistinin-mesru-mudafaa-hakkini-destekliyoruz Resim Kaynak: Çınar Demir, a.g.y.