Tatar’ı öldürmek? – Nadir Bekirov
Tatar’ı öldürmek?
Önsöz yerine, ya da Neden bu işin içine girdim
Ben, elimden geldiği kadar, geniş topluluk karşısında bizim halkımızın adı hakkında konuşmasından sakındım. Bu konuda bir fikir sahibi olmadığımdan değil, aşağıda belirteceğim sebeplerden dolayı. Bu zamana kadar gazetelerdeki makaleler üzerinde devam eden tartışmalar bu sorunun ne kadar hassas ve zamansız göstermekle birlikte, maalesef beklediğim gibi, yani bu konuda asıl bilgiler verebilecekleri etnologlar, tarihçiler, filologlar, kültürologlar vs. gibi bilim adamlar arasında bilgi paylaşıma dönüştürülmedi. Kırım tatar halkı arasında belli çapta bilinen insanlar, kendi itibarını ve onlara karşı olan insanların güvenini kullanarak inatla ve hiç bir gerçeğe bakmadan bu tartışmalar sadece teorik sınırından çıkıp pratik hayata da girmesi için çalışmaktalar.
Bu tartışmayı devam ettirmek istediğimden veya halkımızdaki bölmeyi ağırlaştırmak istediğimden değil, ben bundan sonra da suskunluğu devam ettiremem, çünkü hepimiz – bu tartışmaya giren ve zorla dahil olanlar – ilk önce kendimizde farkındalık yaratmalıyız ki sonuca – her hangi bir sonuç olursa olsun – katlanayabilelim. Bu sonuçları şimdiden düşünmemiz gerekiyor, sadece hayalimizdeki değil gerçekten olanları da. Kendi milletini düşünen insana ‘Ben bunu istememiştim!’ ya da ‘Beni yanlış anladılar!’ söylemek layık olmayabilir, çünkü gerçek hayatta «iyi» niyetler değil katlandığımız gerçekler önemli olacaktır.
Kırım Tatar milli hareketinden bir takım insanlar son yirmi sene yazılı ve sözlü olarak milleti ‘Kırım Tatarlar (Qırım Tatarlar)’, ‘Kırım Tatar halkı (Qırım Tatar halqı)’ gibi isimlerden vazgeçerip ‘Kırımlı (Qırımlı)’, ‘Kırım halkı (Qırım halqı)’ ve ‘Kırımlar (Qırımlar)’ gibi isimleri kabul ettirmeye çalışmaktalar. Bu seçeneklerin Kırım Tatarca versyonu bilerek gösterdim çünkü herhangi bir dile çevirince direk bir takım sıkıntılar çıkmaktadır.
İlk önce masum bir hataya benziyordu. Nasılsa görüşlerin çeşitlili olmalı, neden bu soruda da olmasın?
Ama bu işin içine girdikçe yeni ve rasyonal cevapları bulundurmayan soruları ortaya çıkmaktadır. Bu tartışmayı başlatan insanlar da herhangi açık ve akademik bir tartışmadan kaçınıp kendi itibarını kullanarak, kendi siyasi ve akademisyen sınırları zorlayıp topluma bu yanıltıcı fikirlerini dayatmaya çalışmaktalar.
Kırım Tatar milli Kurultayın 29 Mart 2014 yılında gerçekleşen son toplantıda Kurultayı’nın Yayın kurulun başkanı olan Bekir Mamutov’un davranışına şaşkın kaldım. Toplantının ana çerçeve çizilmiş sorularından dışına çıkarak Bekir bey birden ortaya atlayıp halkımızın ismini ‘Kırım Tatarlar’dan ‘Kırımlı’ya hemen değiştirmesini teklif etmişti. Zor şartlarda toplan Kurultayı Kırım Tatarlar bir millet olarak kalabilmesi gibi sorunların çözümleri aranmaktaydı. Bu teklifin o döneminde ne sırası ne yeriydi. Muhtemelen teklif eden de tam bunu düşünüyordu, kimse ne karşı çıkmak ne de tartışmak istemeyip ‘evet’ oyunu verip başka sorulara geçmesini ve böylece kendi isteğin yerine getirilmesini bekliyordu.
Fakat umutları hemen yıkılmıştı, Kırım Tatar Kurultayın millet vekillerin dörtte üçü bu teklife direk ‘hayır’ cevabı vermişlerdi (225 millet vekilden sadece 52’si ‘evet’ ve 173’ü ‘hayır’ demişlerdi). Düşündüğünde, entelektüel, doktorayı bitirmiş bir adam, Kırım Mühendisliği ve Pedagoji Üniversitesi’nin Kırım Tatar ve Türk filoloji fakültesi başkanı, milli komitesinin vermiş olduğu kararlarına saygı duymak durumundaydı (ki bu karar daha önce de 2000 yılında verilmişti). Ama yok. Bu karara karşı vermiş olduğu yorum: ‘Peki madem öyle, çalışmalarımıza devam edeceğiz…’ Yani Milli Kurultayı sana uygun olan kararları verince onları yerine getirecek ve başkalarına getirtireceksin. Eğer vermediyse – bu soruya tekrar dönüp duracak mısın? O zaman bu kararların gerçek önemi ne? Senin onlara tepki nasıl? Bu benim bir yerlerden çıkarttığım düşünceler değil, Bekir Mamutov ve onun yandaşların son 15 sene içinde sergilediği davranışları bu gibi sonuçları göstermekteler. Bundan sonra da aynısını yapmaya niyetli…
Milletimizin ismi hakkında en baştan beri sabit ve net fikrim olmasına rağmen, benimle bu fikri paylaşmayanlarla defalarca bir araya gelip akademik bir tartışma ve fikir alışverişi yapma ortamı düzenlemeye çalıştım. Böyle bir girişime 27 Eylül 2014 yılında tekrar başladım, Kırım Mühendisliği ve Pedagoji Üniversitesi’nde ‘Bölgesel ve Avrasya bağlamında Kırım Tatarlar’ın etnik kimliği’ adlı oturumu düzenledim. Bunun için yerel ve Kazan’dan gelen akademisyenleri topladım, ayrıca bu üniversitesinin dekanı olan aynı zamanda da ‘Kırımlı’ ideolojisinin babasını Bekir Mamutov’u da davet etmiştim. Tepkisi? O gelmedi. Telefonda ise, ona söz vereceğimizi bilmediğini söyledi. Biz onu bekleyeceğimizi duyduktan sonra da gelmedi.
Hayret birşey! Onu karşımıza oturtup, ağızını bağlayıp ve biz Kırım Tatar olduğumuzu söyleyeceğimizi mi bekliyordu? Gerçekten mi? Hayır, tabiki de. Artık benim için belli – tarihsel olarak oluşturulmuş, nesnel olarak gerekçeli, doğal ve tamamen gönüllü olarak halk tarafından kabul edildiği ‘Kırım Tatar’ isminin pratik, bilimsel ve tarihsel olarak hiç bir şeyle desteklemediği ve tamamen uydurulmuş ‘Kırımlı’ ismine değişmesi ve saptırılması ideologlarının kalbinden ve gönülden geldiği birşey değil (bilim ve tarihten uzak sıradan insanlardan bahsetmiyorum), yabancı (Kırım Tatar olmayan) siyasi bir projedir. Bu projenin destekçileri herkese ve herşeye rağmen, gerçek (ve özellikle akademik) argümanlarını duymak istemeyip, halkımızın bugünü ve geleceğine karşı olan sorumluluğu unutup bitirmek durumundalar.
En son bu fikri gerçek olduğunu 18 Mayıs 2015 tarihi mitingte görmüş oldum – Kırım Tatar Milli Meclisin vekili ‘Kırımlıların sürgünün 71 yıl dönümü’ başlıklı arka planda asılmış posterle konuşma yaptı. Vay be! 70 yıl boyunca Kırım Tatarlar’ın sürüldüğünü biliyorduk. 71. yılında ise, bizim katılımımız olmadan ancak Milli Meclis vekili himayesi altında, Kırımlılar’ın sürgün edildiğini öğreniyoruz. Asıl onun için Kurultay’ın reddettiği millet isminin değişmesi, herşeyden önce mecburi idi. Ama onun için ne fark eder ki? O önceki alınmış kararları zaman zaman ihlal etmişti, bunu ise… Fakat bu herhangi bir düşüncesizlik değil, tüm dünyaya mesajdır: ‘Biz Kırım Tatar değiliz! Biz Kırımlıyız!’ Ona kim bu hakkı verdi? Elbette Kurultay değil, Kırım Tatarlar’ın kendileri de değil. O zaman kim? Demek ki başka birileri…
Aslında, böyle bir durumda, onun için en dürüst olanı Kırım Tatar Meclis başkanlığı görevinden istifa etmesi ve Kırım/Kırımlı halkının meclis başkanlığında görev almasıdır. Fakan nedense bunu yapmadı.
Bu fotoğrafının R. Çubarov Facebook sayıfasında yayılmasından sonra bir fotoğraf daha yaynlandı, ama son resimde ‘Kırımlılar’ değil ‘Kırım Tatarlar’ anılmıştı. Ama bu neyi değiştiriyor? Kırımlı halkı yoktu şuanda da yok. Kurultay bu sorusunu tartışmaya bile reddetti. O zaman Kırım Tatarlar sürgünü anılan mitingte bunun ne işi var? Meclis başkanın haberi bile olmadan? Böyle birşey olamaz. Bu bir deneme idi, yasal olarak kabul edilmeyen değişimi pratikte kabul ettirilmesinin bir denemesi. Eğer herkes sussaydı, bu böyle devam ederdi. Sonuç olarak da ‘Kırım Tatarlar’ yine basitçe Kırım Tatar Meclis başkanların ‘haberi olmadan’ yok olurlardı.
‘Krımskiye Realii’ olarak bilinen haber ajandasında Özenbaş Kurultay hakkında kendi fikirlerini paylaşmıştı. Daha önceden belirttiğim fikirlerimi tekrarlayacağim. Kurultay ve Kırım Tatar Meclisi 2007 seçiminden, özellikle de 2013 kurallarına göre delege seçilmesinden sonra, benim için ne temsilci ne de meşru kurumlarıdır. Bunlar Kırım Tatar halkı temsil etmiyorlar ve edemezler de çünkü bu halk tarafından seçilmediler. Bu yıllardan sonra toplanan Milli Meclis onun liderin bellirttiği kurallarına ve onun seçliği üyelerle toplanmıştı. Ama bu durum benimle ilgili değil. Milli Meclis başkanı R. Çubarov da, Kurultay Revizyon Başkanı A. Özenbaş da Kurultay’ın en yüksek iki yetkilisi olup onun kararlarını kabul etmek, yerine getirmek ve savunmak zorundadır. A. Özenbaş’ın görevi de tam da Milli Meclis’in kararlarını yerine getirmesini gözetmektedir. Bunu ben icat eden ben değilim, kurallar öyle. Onların arasında geçen anlaşmazlıkları geride bırakıp A. Özenbaş bu konuda ortak bir karar göstermekte. Aferim, ne diyeyim…
Bununla birlikte A. Özenbaş oynatmaya çalışıyor: ‘Yine de yazar, Kurultay’da millet isnimi değişim sorusunu tamamen reddedilişini söyleyerek, basit söylemle, biraz abartıyor.
Soru, tam olarak öyle değildi. Bunu daha ziyade teklif olarak kabul edebiliriz, ve bu teklif de bizim milletin tek adil ismi olarak Kırımlar (Qırımlar) ismini milletin tarihi açısından (Kırım Hanlığı ve Kırım Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nden dolayı) ve inşallah gelecekteki devletçiliği için tek olabilecek isim olarak kabul edilmesi, aynı zamanda da dolaylı olarak yabancı etnik kökenini belirten Kırım Tatar isminden de vazgeçilmesi üzerindeydi. Bu nedenle, Kurultay delegeleri de dahil olmak üzere yurttaşlarımızın kendileri için uyguladıkları ismin yasaklanması veya zorla değişmesi bir soru bile değildi, olamaz da. Sonuçta, böyle birşey kişisel kısıtlanması olarak sayılır. Ancak bunu avukat, felsefe bilimin doçenti, Uluslararası Yerli Halklar Araştıma ve Destek Kurumun başkanı nereden bilebilir…’
O zaman milletin ‘tek adil ismi olarak Kırımlar’ olarak tanınması, hatta geçmiş ve gelecek devletçiliği ile baplanıp ne demek oluyor? Cizvitler Özenbaş’tan ders almalılardı.
Kendi kendini bir cümleyle nasıl inlar edersin: ‘Kurultay delegeleri de dahil olmak üzere yurttaşlarımızın kendileri için uyguladıkları ismin yasaklanması veya zorla değişmesi bir soru bile değildi, olamaz da.’ Öyleyse, bu soruyu Kurultay oturumuna çıkartmadan kendini dilediğin gibi adlandır. Kurultay’ın kararı niye lazım ki?
He! ‘Kırımlar’ milletin tek adil ismi tarihi açısından ve gelecekteki devletçiliği için resmi tanınması için mi? Öyleyse ne tür bir devletçilik olduğunu ve kimin olduğunu da açıklayın lütfen. Sizin istekleriniz o kadar güçlü ki, başka hiç kimseye asıl amacınızı açıklayamıyorsunuz. Neden çocuk tekerlemeler dışında başka aöıklama olsun ki? Bu makale sizin için değil, sizin kafa karştırmaya çalıştıklarınızadır.
Ancak benim görüşüme göre bu tartışma aslında görüldüğünden daha fazlasıdır. Aynı millet için iki farklı ismini ve içerik olarak tamamen farklı sloganları kullanarak bunlar ulusal kimliği ve Kırım Tatarları’nın kimliğinin bozulmasına yol açmaktadır. Tüm bu manipülasyonların asıl amacı bu musur acaba? Son zamanlarda İnternet ve açık mediya sektöründe bir çok gazeteci, siyaset bilimciler, bilim adamları vs. kendi konuşmalarında Kırım Tatar yerine Kırımlılar ismini kullanmaya daha sık başladılar. Muhtemelen bu hareketler Kırım Tatar ‘liderlerin’ fikirlerine göre oluşmaya başlamıştır. Bu nedenle etnik isim meselesi, Kırım Tatarların elinden çıkıp dış aktörlerin kararına bağlanmıştır.
A. Özenbaş’ın coşkula belirttiği gibi: ‘…sürgünün 71. yıldönümüne adanmış konuşmasında Ukrayna Cumhurbaşkanı halkımız için Kırımlılar ismini kullanarak bizim milletimizin Kırım’ın asıl sahiplerimizi olduğunu bütün dünyaya mesaj vererek söylemişti…’
Yani devletin en üst yetkilisini de bunun ‘gerekli’ olduğunu ikna etmişler. Peki.
Bu arada, nasıl olmalı? Böyle işte: ‘Poroşenko, onun girişimi ile Kırım Tatar halkının ulusal-külütrel özerkliği konusunda bir karar alındığını hatırlattı’.
Bir daha bakalım mı? ‘…sürgünün 71. yıldönümüne adanmış konuşmasında Ukrayna Cumhurbaşkanı halkımız için Kırımlılar ismini kullanarak bizim milletimizin Kırım’ın asıl sahiplerimizi olduğunu bütün dünyaya mesaj vererek söylemişti…’ Ardından da bu topraklarının asıl sahiplerinin ‘Kırımlılar’ leyhine ulusal-kültürel özerkliği konusunda bir karar aldı!
Yaşasın! Kimi daha çok övmek lazım bilemiyorum – Özenbaş’ı mı Cumhurbaşkan Poroşenko’yu mu? Ama benim seçimim yine de Özenbaş olacaktır.
Bu arada, Ukraynalılar’ın yerinde olsaydım, bizim etnik ismimizle daha dikkatli olurdum. İnsanların çok farklı fikirleri vardır. Kırım Tatarları (aşapıda göstereceğim gibi) büyük çoğunluğunda kendilerini ‘Kırımlı’ olarak görmüyorlar. Özenbaş veya Çubarov’u memnun etmek için halkımızın ulusal kimliğinin ismini serbestçe değiştirebiliyorlar, ama bu halklarımız arasındaki ilişkilerimizi geliştirebileceğini sanmıyorum.
Farklı fikirlere ve kaynaklara dayanarak, ben veya başkaları ara-sıra Ukraynalılara karşı ‘Küçük Ruslar’ veya ‘Rusiler’ gibi isimleri kullanmaya başlayacağını hayal etmek yeterli olur fikrimce. Başka seçenekler de var. Yani, ne var ki, tarihte de görgük… Ukraynılıların çoğunluğunun tepkisi güzel olacağını düşünmüyorum. Kırım Tatarlar’a karşı bu gibi davranışlardan dostça uyarmak istiyorum.
Bu konuyla ilgili bilimsel bir tartışma yapmak için tekrarlanan önerilere rağmen (15-20 yıl devamında bir zaman bulunabileceğini olduğunu düşünüyorum) bir sonuca varamadı. Niye acaba, kendilerini o kadar haklı olduğunu biliyorlarsa?
Kırım Tatarları’nın tarihi, kültürü ve dili ile ilgili düzenlenen konferans, seminar veya konuşmalarına hiç birine ulusal adımızın sapkınlıları iştirak etmediler ve bilimsel tartışmalarına dahil olmadılar. Hayır. Bunun yerine onlarca yıldan beri kendi varsayımları devlet bütçesiyle çıkan ‘Qırım’ gazetesinde yayınlamaktaydılar, ve sonra bütün yayınlarını ‘Biz Kırımız’ adlı kitapta topladılar.
İyimiş. Bu yayınların seviyesi ‘popüler edebiyatına’ bile yetişmiyor, bilimsel olmasına daha çok var. Fakat böyle metoduyla da okuycuların kafaları da karışabilir, ki bu yıllarca devam etmekteydi. Onların metodu bilimsel bir açıklama depil, sadece tekrarlama, tekrarlama, tekrarlamadır. Belki biri alışır ve yutar.
Kurultay’ın bu konuyu gündem sorularına bile dahil etmemesine rağmen, bu girişimleri/eylemleri, zaman ve kaynaklarını boşa harcayarak, aynı zamanda kendi resmi konumlarını da dahil ederek Kırım’da ve Kırım’ın dışında yaşayanlarını manipüle etmeye çalışmaktaydılar. Yaklaşım son derece basittir – halka tür sotularının çözülmesini söz vermektir – oinsanların da yapacakşarı çok basit – eski isminden ‘Kırım Tatar’ vazgeçip, yeni ve herkesi ve herşeyi yenicek ismini ‘Kırımlı’yı (veya ‘Kırımı’) kabul etmeleridir.
Herhangi bir mantıksal sonucu beklemeden (çünkü öyle birşey mümkün değil) ve insanlara sormadan (niye ki? Ya kabul etmezlerse?), bu yeni adlandırılmayı halk ruhunun en acı ipleri kullanarak topluma açık bir şekilde başlattılar. Kim Kırım Tatarlar’ın hafızasındaki en acı hatıralarla kaplı 18 Mayıs gününde onların yaptıklarını cesaret edebilir ki? Bu, namaz sırasında biri şarkı söylemeye başlamasına benzer. Müslümanların hiçbirisi namazı yarıda kesilmez ve bunu yapan insanı durduramayacağı açıktır. Belki bilmediği biri için böyle birşer normal bile gelebir.
Başka kimse bunu yapamıyorsa, ben bunu yapmaya mecburum.
Niye halk liderleri mantığı bir kenara bırakarak milletimizin zararına bazı hareketler yapmakta. Aslında bunu onların kendi fikirleri değil de, dışarıdan bir görev olduğunu düşünürsek herşey çok kolay olur.
‘Kırımlı’ların bilimsel tartışmalarından kaçmaları beni de akademik argümanları bir kenara bırakmaya zorluyor. Onların argümanları onların davranış ve kaçışmalarında. İster istemez bu soruyu masaya çıkartmak zorunda kaldım, öğnkü başka türlü asıl meseleyi tartışmak şmlkansız olurdu.
Şimdiye kadar bu konuda gerçek bilimsel tartışma organize olmasından umudumu yitirmiş durumundayım, bundan dolayı bu makale meseleye farklı bakanları göstermek amaçlamamaktadır.
Benim görevim farklı – yüzyıllar devamında kendini Kırım yarımadasının gerçek halkı olarak sayan, bu topraklarda milletimizin oluşmasına inanan, kendini Türk-Tatar dünyasının ve Müslüman aleminin bir parçası varsayan insanların göz ardı etmemektir. Ayrıca, akademik ortamında bu konu yeterince işlenmemiş ve birçok bilim adamların ilgi alanıdır. Bundan dolayı da yukarıda söylediklerimi aklımda bulundurarak kendi argümanlarımı akademik kaynakların dışında aramam gerekiyor.
Öyleyse, ‘Kırımlar’ın argümanları var mıdır?
BİR KURTULUŞ OLARAK ANTİ-TATAR HAREKETİ
Bilim adamları da dahil olmak üzere, Kırım dışında yaşayan insanlar bu konuyu neredeyse bilmiyorlar. Bu yüzden, Kırım Tatarlar arasında bilinen ve Kurultay Denetim Komisyonun Başkanı (yani kurumun kararkarını keskin ve istikrarlı bir şekilde uygulanmasını denetmek için kurulan organ) olan Ali Özenbaş’ın son çalışmayı tanıtmak isterdim. Aynı zamanda bu belgeyi ‘Kırımlı’ların Tatar’lığa karşı olumsuz bakan bir belge olarak görebiliriz.
‘HALKIMIZIN DURUMUNU GÖSTEREBİLİCEK VE DÜZELTEBİLECEK BAŞKA BİR ÇARE GÖRMÜYORUM’
Mevcut ulusal durumumuz paradokslarla doludur. Biz halk veya ulus muyuz? Bilindiği gibi, halk etnik toplumun eş anlamı olarak kullanılmalta, fakat biz tam bir etnik toplum değiliz, bununla pek tartışacak biri yok gibi. Ulus ise her zaman bir devlete bağlı, biz de bu devleti iki yüz otuz iki sene önce kaybetmiştik. İkna edeci bir örnek olarak Fransız ulusu verebilirim, onların oluşumundaki ana etnik unsur MÖ 1. Binyılın ortasında bugünkü Fransa topraklarında yerleşen Kelt kabileleriydi (Romalılar onlara Galyalılar derdi). Fakat Frank adlı başka bir Batı Germen kabilesi ile birleşerek, Keltlere aslında yabancı olan ismi ile bugün tanınmaktalar, çünkü onların devletin ismi Fransa’dır. Sırf inatçılığa dayanan argünmanlı rakibi ikna etmek için kelimeleri bulmak çok zor, ama mantıklı bir şekilde geriye bakmaya çalışalım:
Tatar etnik tahallüsını alğan, Çingis han yolbaşçılığı altında olğan istilâcılar Avropa tarihiy arenasında XIII asırnıñ başında peyda oldı.
Entsiklopediyada qayd etilgenine köre, moğol tatarları Qırım ve Qara deñiz yanınıñ saibi olaraq 1223 senesi yanvar 27sinden soñ qabul etildi. Olarnıñ atlı askeri qıpçаqlarnı taru mar etip, birinci kere, Sugdey-Sudaqnı basıp, ketti. Tek on altı yıldan soñ, yani 1239 senesi qaytıp keldi.
Moğol-tatarları, 1242 senesi Polonya ve Macaristan seferinden qaytqan ulu hannıñ baş velisi tarafından idare etilgen ve Altın Ordunıñ ulusı-vilâyeti olğan Qırımda temelli yerleşkenleri qayd etile(?).Yani tarihçılarnıñ iddia etkenine köre, moğol tatar ordunıñ Avropadan qaytqan soñ, Batu-han moğol adeti boyunca fetih etilgen yerlerni qardaşları arasında on dört mustaqil vilâyetke böldi.
Neticede, Qırım adasını, em de Dnepr ve Dnestr arasındaki çöllerni Batınıñ qardaşı, tumenbaşı–emir Noğaynıñ qartbabası Maval aldı.
Bu arada, men bilgenim qadar, moğol-tatarlarnıñ Qırımnı müstemlekeleştirgeni aqqında malümat iç bir ilmiy işte keçmemektedir.
Aksine, XV asırnıñ başlarında Qırım Yurtnıñ Altın Ordudan ayırılğanı iddia etilmekte, 1420 senesi Edigeniñ vefatından soñ, Ordu Qırım üzerinde olğan küçüni coydı. Lâkin, “tatar” müstemlekecileri aqqında bilgi bir yerde keçmese, demek ki, qırım halqnıñ şekillenüvinde iç bir issesi olmağan, yaralı, ya da belli bir sebeplerden askerlik mecburiyetinden boşaltılğan moğol savaşçılarnıñ Qırımda yerleşmesinden başqa, böyle birileri olmağan.
Soñra Qırımda taht içün şiddetli küreş başlandı. Ğalebeni mustaqil Qırımnıñ birinci hanı ve Geray sülâlesiniñ temelcisi I Aci Geraydır. 1427 senesi o özüni Qırım hanlığınıñ ükümdarı olaraq ilân etti. 1441 senesi Ulu Litvan kinâzlığı ve yerli qırım zadekânlarnıñ destegi ile, han olaraq seçilip, tahtqa keçti. Böylece, Qırım tarihında XV asırnıñ ortalarına qadar devam etken altın ordu devri yekünlendi. Tamam mustaqil devletiniñ şekillenmesinen, Qırım hanlığında qırım milletiniñ bar oluvı başlana. Çünki devletlerniñ adı yaşağanlarnıñ adınen bir kelmekte. Başqa türlü olamaz. Resmiy vesiqaları ve kinazlarnıñ mektüpleşmesinde, moskov kinâzlığına qadar III–IV İvanlarğa qadar halqımıznı qırımlı dep adlandırıla.
1783 senesi aprel 8 tarihında olğan işğalden soñ Qırım hanlığı yıqıldı, ealisi ise, Rusiye imperiyasınıñ tebaaları statusına kirsetildi. Lâkin, rusiye müstemlekecileri ile olğan farqlı zihniyet, din, til, em de yerli şartlarğa alışuvında çekken qıyınlıqqa, qarşılıqlı bütünleşüvge baqmadan, neticede, tamır halqnıñ assimilâtsiyası kerçekleşmedi.
Lâkin, rusiye müstemlekecileri ile olğan farqlı zihniyet, din, til, em de yerli şartlarğa alışuvında çekken qıyınlıqqa, qarşılıqlı bütünleşüvge baqmadan, neticede, tamır halqnıñ assimilâtsiyası kerçekleşmedi. Qırımlı milleti kimligini saqlap, qırımlı adını coyıp, Rusiyede umumiy olaraq qabul olunğan, Edil boyu, Sibiryanıñ türkiy halqlarını, em de Qırım hanlığınıñ sabıq tebaaları olğan Qara deñiz yanı ve Kavkaz musulmanlarını tatar dep aytıp başladı.
İşte onıñ içün, meşur qırımtatar alimleri ve içtimaiy erbapları, olar arasında meşur maarifçi İsmail Gasprinskiy, Qırım müftisi Noman Çelebicihan, körümli şair ve filolog Bekir Çoban-zade bu mahlâsnı qullandı. Çünki başqa ad yoq edi. 1921 senesi oktâbr 18zinde Qırım Muhtar Sovet Cumhuriyeti qurulğanda bile yoq edi. Qırım vilâyeti ya da güberniyası da yoq edi, çünki 1783 senesi yapılğan ilhaqtan soñ, Tavriçeskaya güberniya olaraq adlandırılğan edi. Bu arada “Qırım” sözü sıfat olaraq qullanuvda yoq edi. Tek “tatarlar” olaraq, başqa türlü olamazdı. Em de, 1944 senesindeki sürgünlikten evel, bu halqnıñ asılından iç kimse şübelenmey edi. Mustaqillik içün imperiyanen küreşecek biri de yoq edi. Tirenüv potansiyeli de çoqtan tükendi. Zira boyun egmege istemegenler ya elâk oldı, ya da icret etti. Daa çoq, tili, diniy baqışları yaqın olğan topraqlarğa, Osmanlı devletine icret etti. Rusiye böyle deñişmelerni engellemek degil, türlü-türlü yollar ile mecbur etti.
Lâkin, qırımlı halqınıñ Vatanına qaytması kerçekleşmedi (elbette, suçsız sürgün etilgen halqnınıñ esabına, madiy ve maneviy sıqıntılar çekip, kütleviy olaraq Vatanına qaytmasını repatriatsiya olaraq qabul etip olamaymız), şovinist tüşünceli politikacılar ve siyasi danışmanları tarihiy olaraq Vatanı olğan bu halqnıñ aqqına itiraz bildirmek maqsadınen meşğul edi. Bu işine Nikita Hruşçevniñ “Eger tatarlar vatanına istese- Tataristanğa ketsinler” saçma-sapan cinası kelişti. Aynı zamanda, böyle tüşünce, taa Stalin vaqtından yapılğanını esaptan çıqarılmamalı. Çünki “diger” tatarlar Sovet Sotsialistik Cumhuriyetler Birligi qurulğanda cumhuriyetiniñ adlarınen bir kelgen adları berildi.
Mına şimdi, eki asırdan ziyade vaqıt keçken soñ, birinci kere muhtar olsa da, devletçilik ümütü peyda olğanı vaqıt, Qırımnıñ aziz emiyetini taşığan nazariye meydanğa çıqtı. Em de bu nazariye Hersoneste hristianlıqqa döndürgen Kiyev Rusyasınıñ kinazı Vladimirniñ torunları olğan slavlardan degil de, o rus slavlarınen şübeli aqrabalıq bağı olğan moskovalı torunlarından çıqa.
Bugün ise, Qırımnıñ tamır halqına utanmazca kelmeşek-tatar dep aqaret eteler, sanki XIII asırdan evel o yerge adam ayağı basmağan. Tesadüfen ziyaret etken yunanlarnıñ toprağı, o vaqıt yunanlar da yoq edi, ellinler bar edi, ya da o vaqıt bu yerlerde izi olmağan ruslarnıñ toprağı, işte, qırımlılardan ğayrı, er kim ola bile. Keçmişke nazar taşlağanda (retrospektiva) ise, şübesiz, bizim qırımtatar halqımız bu topraqlarğa icret etken ve Qırım hanlığınıñ meydanğa kelmesinen bir arada millet olaraq soñ kez birleşmesi çeşit türlü etnoslarnıñ qarşılıqlı bütünleşmesi ve beñzeşmesi neticesinde şekillengen, bir çoq asır devam etken evrimniñ meyvasıdır.
Böyle olsa da, belli bir vesiqa olmadan saipligini, ya da biriniñ pasaportu ve doğum şeadetnamesinen şahsiyetini bildirmek ne qadar qıyın olsa, öyle de, bir halqqa öz qanuniy territoriyası olğan halqnıñ adını taşığan yerniñ saibi olğanını isbat etmek o qadar imkânsız ola.
Eñ deşetli olğan şu ki, halq uydırılğan etnonimni taşımağa devam etmeknen birlikte, yalan fikirlerinen özüni qandıra. Dünyada bizni tatarlar olaraq bileler: sibir tatarları , güryev tatarları ve digerleri. Lâkin olar özlerni özgün ve yekâne millet olaraq tanıtsa da, başqalar içün bu iç bir şeyniñ isbatı olmaz. Çünki cemiyetimizde “Miş” (Memetov vs.), “Saş” (Seytnebi vs.), “An” (Anife ve çeşitleri) yayğın olğanı kibi, Rusiye de çeşit-türlü tatarlarnen toludır. Bu milletlerniñ çoqusı, bir vaqıt içinde belli olğan moskvitler ve suzdalliler, urânhai ve urartu, qırımlı ve bulğarlar (birden episini sıralamazsıñ) ğayıp oldı ve adınıñ ğayrından tiklenmesine bile şansı yoq. Bizim eñ azından şansımız bar, bu sebepten Qırım vatanperverleri – menim fikirdeşlerim, TATARLAR polietnonimini kesen-kes qullanmamağa, ve semetdeşlerimizniñ Qırım hanlığınen doğrudan-doğru bağlı olğan QIRIMLILAR sözünen özüni adlandırmağa çağıralar.
Öz halqınıñ ayatta qalmağa tırışqanını em İsmail bey Gasprinskiy, em de Norman Çelebicihan aydınlattı, lâkin olarnıñ vaqtında halqımız mazlum olsa da, ölüm alında degil edi. Şimdi ise,qırımlı halqınıñ vaziyeti kanser hastalığınıñ soñki stadiyasınen qıyaslana. Metastazlar onıñ ayatiy müçelerini, meselâ milliy ğururını harap etti. Ümütsizlik ve mecalsızlıq sebebinden kelip çıqqan, añlaşılmağan ve kösterişli olğan milliy kibirlikni degil de, içki, halqnıñ temel çizgilerine uymasını talap etken, yüksek ikmetniñ degerine zarar berdi. Halqnıñ temel hususiyetleri arasında ecdatlarnıñ faaliyeti ve adına ürmet, milliy ananelerini yaşatma, ana tilini bilme ve onı künlik ayatta, farqlı cemiyette olsa bile qullanuvından vazgeçmeme, balalarnı aynı tuvğan tilinde terbiyeleme kibi…o öyle bir milliy ğururdır ki, tarihı ve, elbette, adı olmadan olamaycaq bir milliy ğurur. Belli halqnı aynılacaq, öz adı olmadan.
Qırımlılar adını ğayrıdan tiklemek ve tesbit etmek meselesiniñ eñ müim maqsadı ulu devletni qurğan ecdatlarına aqqı olğan sayğını köstermektir. İşte, bu adnıñ olmaması, cezasızlığından emin olğanlarğa sözlerniñ seçilmesinde (bu sözler arasında qul tuccarlar, aydamaqlar, tenbel kibi, em bu aytılğan sözlerniñ yımşaq tabirleri daa) iç çekinmeden, utanmadan ve elinde bir qanıtı olmadan olarnıñ itibarını tüşürmege bol imkân bermekte. Bir binanıñ qurulmasında qoyulğan temel ne qadar müim olsa, bu meseleniñ o qadar emiyeti var.
Bu maqale çerçevesinde “tatarlıq”nıñ peyda olmasına açıq bir talilni yapmaq ve degerlendirmek, em de onıñ menfiy taraflarını köstermek imkânsızdır. Em de ne içün yapayım ki bunı, çünki onıñ peyda oluv yollarını ve bergen zararını “Qırım” gazetasında basılğan Amet Demirciniñ sade bir til ile yazılğan “Biz Qırım toprağınıñ yekâne ballarımız ve kendimizni onıñ adınen adlandırmaq kerekmiz” monografiyasında raat-raat tapa bilemiz. Monografiyanı oqumağa tevsiye eterim, aynıqsa, tatarlarnıñ peyda oluv fikrine qarşı çıqqanlar oqusın.
Bu maqaleniñ maqsadı qırım ve ukrain siyasetçilerniñ, siyasetşınaslarnıñ, medeniyet ve sanat erbaplarnıñ(birinciden qırımlı), daa eñ birinci sırada turğan, blogerler, gazetacı, kütleviy haber vastalarındaki hadimleriniñ ilgisini çekmek ve olarnı halqımızğa “tatarlar” lağabınen hitap etmemege çağıram. O kelimeni qırımlı sözüne deñiştiriñiz, “qırımtatarlar” söz birikmesini de, saiplerine bıraqıñız, yani Tataristandan kelgen ve Qırımda yaşağan tatarlarğa bıraqıñız. Bu termin qanuniy vesiqalarda ve diger resmiy devlet vesiqalarında daa güzel qullanıla bile.
Em de vatandaşlarımızğa, bu arada ukrainlerge de, ne qadar acınıqlı bir alda olğanımıznı aydınlatmaq içün başqa bir yolumız yoq ki. Aynıqsa olar, tek anlayışı ve itiraf etmeleri ile, bizge yardımcı ola bilir ediler.
A. Özenbaşlınıñ daa bir qattı qanıtı, “Biz Qırım toprağınıñ yekâne ballarımız ve kendimizni onıñ adınen adlandırmaq kerekmiz” monografiyasıdır.
Lâkin, A.Özenbaşlı bu işniñ müellifi “Eskender Amet Demirci” uydırılğan bir adam olğanını, vatanperver duyğusından olmalı, tahallüsi, yaşağan yeri, vazifesi ve milleti arqasında saqlanğanını neçindir qaçıra. Bu kerçek bir munaqaşamı, Qurultaynıñ qaidelerine riayet etemi ya da öyle bir kelgenindenmi? Belkim de, Ali Özenbaş qırımtatarlarnı Vatanını nasıl sevecegini ögretken biriniñ adını, vatandaşlığını ve yaşağan yerini aytmağa cesaret etermi aceba? Bundan çoq şey belli olur. Eminim ki, müellifniñ “çıqış malümatını” bilgen A.Özenbaşlı içün belli ve kerekli olmasada, saqlamaq niyetinen,”avtoritet”ke berilgen sahte ad yerine, kerçegi qullanılsa, oquyıcı bir çoq şeyni añlardı.
HALQNIÑ KENDİNİ TANIMLAMASI
Madem ki, bu meselede ilmiy munaqaşası degil de, yüz bergen adiselerniñ siyaseti bulunmaqta. Demek ki, başta meseleni er taraftan baqmaq kerek! Bu olan-geçenler aqqında halqnıñ özü ne teşüne?
Yüzbergen vaziyetni soñki yıl içinde olıp keçken bir çoq şey az-çoq aydınlata. Aynıqsa, 2014 senesi küzde Qırımda nüfus sayımı yapıldı. Bu işniñ neticesini endi tahmin etken edim. 2001 senesi nüfus sayımı yapılğanda Ukraina qırımtatar halqınıñ sayısını azaltmağa tırışqanı (Ukraina İçki işler nazirliginiñ yapqan doğru esabında) 1998 senesi 276 000den 249 000 ge tüşürildi) kibi, rusiye nüfus sayımında da aynı areket yapılıp, amma şimdi daa az miqdar berildi 232 340 adam.
soñki neticeler yaqın vaqıtta yapılmaq kerek.
Ne içün öyle olğanı müimdir, elbet, amma bu ayrı mevzudır. Em de kelecekte, bu mevzuğa bağışlanğan maqaleni yazmaq yerli olur. Elbet, nüfus sayımınıñ neticeleri kesen-kes belli olğanda daa yerli olur, elbet. Açıqçası, elimizdeki neticelerniñ mevzumızğa ayırıca faydası toquna.
“Qırımtatarlar” ve “tatarlar” nüfus sayımında ayırı olaraq qayd etildi. Soñkileri doğma Orta Rusiye, Ural yanı, Edil boyu ve Sibiryalı olıp, evel yapılğan nüfus sayımına köre, Qırımda 10-12 biñ adam olmaqta. Mında qararlı dinamika bar, ne patlayıcı doğurğanlıqnı, ne de Qırımğa kütleviy aqımını közetemiz. Qırımda yaşağan qırımtatar ve tatarlar bir birini yahşı bile, ve er biri kim kim olğanı bile. Em bu meseleni, nüfus sayımını yapqanlar (daa çoq Qırımlı) da, pek yahşı bile.
Faqat, beklenmeden, bu nüfus sayımı boyunca Qırımda 44 996 tatar qayd etildi. 1989 senesi yapılğan nüfus sayımına köre, raqamlar 10 762 tatar, 2001 senesi ise 13 602 tatar buluna edi. “2014 senesi 2001 senesine baqqanda, özüni tatar dep adlandırğanlarnıñ sayısı 3,3 kerege arttı. Olar arasında özüni tatar dep adlandırğan 21,5 biñ kişilerniñ doğum yeri Özbekistan olğanı belli oldı. Kendini qırımtatarlar dep adlandırğan kişilerniñ sayısı 2014 senesi 2001 senesine baqqanda yaqlaşım 13 biñ insanğa, ya da 5 % eksildi. Bu arada bunı da qayd etmelimiz ki, 2014 senesi devlet statistikasınıñ federal hızmeti keçirgen nüfus sayımından soñra, yapılğan teşkerüvden cevap bericiniñ milleti olaraq “tatar” degeni, aslında qırımtatar olğanını, ve tilini “tatar tili” degeni, qırımtatar tilini köz ögünde tutqanı açıqlandı. Bunen birlikte, qırımtatarlarnıñ sayısı eksiltilgenine baqmadan, Qırım ealiniñ umumiy sayısındaki payı (milletini qaydetilmek şartınen) 0,3 % köterildi. 2014 senesi qırımtatar ve tatarlarnıñ cemi sayısı 277,3 biñ insannı, ya da kendi milletini qayd etken er 10000 kişige 1262 kişini teşkil etti. 2001 senesi olarnıñ cemi sayısı 7 % eksik olıp, 258,9 biñ insannı teşkil etti (milletini qayd etken er 10000 kişige 1083). Devamında:”Qırım ealisi tarafından eñ çoq ana tili olaraq qaydetilgen tiller arasında, qırımtatar tili 8 % (173,1 biñ adam), tatar tili – 4 % (81,9 biñ adam)” (Maruza «Yüzde 100 nüfus kapsama alanı ile «Kırım Federal bölgesinde Nüfus Sayımı» Federal istatistiksel gözlemin sonuçları hakkında».
Demek ki, Qırımda keçirilgen soñki nüfus sayımı ceryanında kendini “tatarlar” dep adlandırğanlarnıñ bastırıcı çoqluqnı qırımtatarlar teşkil ete.
Qırımda daa ekzotik etnoslar da belgilendi: “Qırım federal bölüginiñ nüfus sayımı ceryanında temsilcisi Rusiyede evel daa iç rast kelmegen üç millet belgilendi /2010 senesi yapılğan nüfus sayımına köre /. Bu aqta bugün Aqmescitte tögerek masa ceryanında devlet statistikasınıñ federal hızmetiniñ eali statistikası ve sağlıqqorçalav idaresiniñ başı Svetlana Nikitina malümat berdi.
Onıñ sözlerine köre, nüfus sayımında 9 insan /çufutlarğa mensüp/ 3 tamil/indistanlı/, qaraqalpaq/qarapaqlılarğa mensüp olğanı meydanğa çıqarıldı. “Millet sutüninde Qırımnıñ bazı sakinleri özüni rusiyeli, qırımlı, aqyarlı, slav, metis olaraq qayd etti. Birileri milleti yerine vatandaşlığını (Rusiye, Ukraina, Belarus; 8 insan ise ŞSCB olaraq belgilendi) qayd etti. Ya da ne dinni kütkenini belgiledi”,- dep bildirdi Nikitina.
Böylece, milleti olaraq rusiyeli dep 691 insan, qırım sakinleri – 551 insan, aqyarlı – 2 insan qayd etti. Slav dep özüni 104 adam, hindi – 270 adam, musulman – 22 adam, pravoslav ve hristian dep 2şer adam belli etti.
Nüfus sayımında ariy, novoross, sade insan, marslı, alem sakini kibi milletler qayd etildi. Em de milletni qayd etkenler arasında elf, hobbit, göblin, orka, tevtonlı, hunnu, qıpçaqlar, skitler, sarmatlar. “Bularnıñ episi – tek-tük olğan vaqialardır”, – dep añlattı Nikitina.
Ayırıca, Kezlevde olarnı yañıdan qaydetmek yasaq olğan bir “orman elfleri” ailesi de bulundı. Amma biraz subbet etip, ikna etkenden soñ, olarnıñ cinsi ve yaşı yazıldı” (Qırım nüfus sayımı Rusiye Federatsiyasında olmağan 3 milletni belli etti, 2015 senesi mart 19 12:14 Aqmescit, http://www.c-inform.info/news/id/20421 saytında tapmaq mümkün).
Bir dane qırımlı bile tapılmadı! Belkim, olar tekrar keçirilgen nüfus sayımında belli olacaq. Amma sarmat ya da elf etnosından büyük olacağı şübeli.
“Biz tatar degilmiz, qırımlımız!” “Biz Qırımlı!” “Biz Qırımlı!” “Biz Qırımlı!” şiarnı 10 yıl devamında israrlı telkin etilgenine ve iç biri tarafından durdurılmağanına baqmadan, böyle netice.
Keskin vaziyeti şartlarına tüşken halqmıznıñ yarısı: “Biz tatarmız! Elbette, qırım tatar olğanı köz ögünde tutula. Kendi canını saqlamaq ve kendini tasdıqlamağa ıntılğan milliy instinkti “Biz tatarmız” temel aynılığını uyandırdı”.
TARİHÇILIQ YA DA PROPAGANDA?
Körgenimiz kibi, Özenbaşnıñ hitapındaki temel derdi “tarihiy kerçekte” (ba aqta biraz soñra) degil de, “tatar” etnonimniñ qullanılmasındadır. Çünki felânçanıñ fikirine köre “İşte, bu adnıñ olmaması, cezasızlığından emin olğanlarğa sözlerniñ seçilmesinde (bu sözler arasında qul tuccarlar, aydamaqlar, tenbel kibi, em bu aytılğan sözlerniñ yımşaq tabirleri daa) iç çekinmeden, utanmadan ve elinde bir qanıtı olmadan olarnıñ itibarını tüşürmege bol imkân bermekte. Bir binanıñ qurulmasında qoyulğan temel ne qadar müim olsa, bu meseleniñ o qadar emiyeti var”. “Em de vatandaşlarımızğa, bu arada ukrainlerge de, ne qadar acınıqlı bir alda olğanımıznı aydınlatmaq içün başqa bir yolumız yoq ki. Aynıqsa olar, tek añlayışı ve itiraf etmeleri ile, bizge yardımcı ola bilir ediler».
Tatar mevzusı em inqilâptan evel olğan tarihşınaslıqta, em de sovet devrinde ilmiylikten uzaq ve igrenç añlatılğan ki, şimdilik olğan tarih edebiyatına tayansaq pek faydası olmaz. Çetel tarihçılarnı alsaq meselâ, ğarptakiler, bu mevzunı mustaqil şekilde işlemege ya imkânı, ya da istegi olmağanından, irişilir rus qaynaqlarınen sıñırlanıp, mında uydurılğan iddialarına qoşulıp, yaza ediler. Turk araştırmacılardan iç birini şimdige qadar tanımayıq. Bu sebepten, olarnıñ uyğun olğanını söylemek zordır. Nasıl olsa da, bunı qabul etmelimiz ki: “tatar” adını taşığan milletniñ ya da milletlerniñ tarihını biz qıtay. Moğol, türk ya da arap elyazmalarından degil de, Rusiyede basılğan ve rus tilinde olğan kitaplardan bilemiz. Böylece, bu ad ve bu tarih boyunca çıqarğan neticeler bizge rus müellifleri tarafından aman-aman azırlanğan, ya da eñ azından, rus ilmiy ve siyasiy tsenzuradan (sansür) yol berilgen ekilemcidir.
Aynıqsa, bu tür kitaplarnıñ yardımınen vatandaşlarımıznıñ şuurına (eñ azından bir qısmınıñ) “tatar” adına olğan menfiy muamelesi – qorqu ve sayğısızlıq – aşlanmaqta. Olar ya kendileri bu kitaplarnı (gazet maqaleleri, derslikler, lektsiyalarnı diñlevi, qılavuznıñ tarifleri, sovet devrindeki tarih filimlerniñ seyir etüvi) oqudı, ya da ucu kene de bu kitaplarğa tayanğan bilgiler ile hastalanğan tatar olmağanlar ile subetleşti. “Tatar” adınıñ qızğın duşmanları bile, balalığında qartana-qartbabaları olarğa “biz tatar degilmiz”, çünki tatarlar – Çingiz-han tarafından yoq etilgen ve tabi etilgen moğol qabilelerinden biridir degenini söyleyemez. 100 % yaqlaşıq bizim qartana-qartbabalarımızğa, aynıqsa olarnıñ ana-babalarına “tatar” adı tabiiy şeylerden biri olıp, menfiy tedaiyi olmağan “kendi” adıdır.
Rusiye ordusı küçsüz qalğan tatar devletini yıqtıqtan soñra, ealiniñ büyük qısmını doğrudan doğru yoq etti, ya da icretke mecbur etti, milliy medeniyet abidelerini (sarayları, camileri, cemaat binalarını ve inşaatlarnı) yer yüzünden sildi. Rusiye idare sınfı topraq qulları vastasınen ananeviy iqtisadnı, iqtisat balansınınıñ destegini ve tabiatnı qullanuv sistemini, neticede, yüz yıllar devamında östürilgen ösümlik ve asranğan ayvanlarnı yoq etip, rusiye tasil sistemi ve sımarışlı ilim, ruhiy saada sistemni dağıtmağa devam etip, adlarında “tatar” sözü olğan milletlerni etnik kültur, ahlâqiy ve ruhiy olaraq beñzetmege devam ete, yabaniy tilni, tabiatnı, cemaat içinde ve ailede özüni alıp baruvnı zorlap qabul ettirmege tırıştı. Mında, şunı qabul etmek kerek ki, bu areket uzun zaman başarılı olmadı, lâkin soñki on yıl içinde zemaneviy tehnik ulaşma vastalarnı, birleşik devlet mektepleri ve aliy oquv yurtları qullanılıp, zorla aşlanğan, em de ideoloji saasında kommunistik rejimniñ basqısı altında olğanı içün muvafaqiyet qazandı.
Neticede, çoq yıllar devamında tatar, tatarlıq ile bağlı er şeyni yıqıp-yıqma stratejisi, beklenilmegen sonuçlarnı berdi. Ruhiy agressivi tesiri altında qalğan vatandaşlarımıznıñ (bir qaçınıñ) şuurı (em tek vatandaşlarmıznıñ degil, çünki volj, ural ve sibirya tatarlarnıñ ziyalıları tatar olmağanını, bu ad olarğa işğalciler tarafından aşlanmış bir ad olğanını, bulğar, qıpçaq. orhon-yeniseylilermiz dep bağırğanlar az degil) işğalci ve yıqıp-yıqqanlarnıñ mantığını kendisinki kibi qabul etip başladı.
Eger de netleştirsek, bu işğalciler ve tatar devletlerni yıqqanlarnıñ şuurı degil, çünki olar ne qadar telükeli bir siyasiy, iqtisadiy ve medeniy bir raqip, yani tatarlar ile iş tutqanını yahşı añlay edi. İşte, tatarlar ile iş tutqanı sebebinden, olar o qadar agressiv, merametsiz ve kendi yıqma siyasetiniñ taqipçileridir.
Lâkin olar pek ister ki, tatarlar em maneviy, em de siyasiy şiddet qarşılığını bermesin, zorlıq ile em siyasiy ve iqtiyasadiy aqqı ve meraqlarından, em de kimliginden vaz geçip, kendileri galiplerge teslim olsun, Bu sebepten, söz seviyesinde bile, “tatar” kibi etnik kimligi olğance, ecdatlarnıñ büyük servetine aqqımız bardır. Bunıñnen beraber, bu miras Qıral Artur ya da İlya Muromets kibi mifik degil, açıq-aydın coğrafik, iqtisadiy, siyasiy ve medeniy parametrleri olğan kerçektir. Kendini “tatar” olaraq adlandırğan halqlarnıñ olması, quvma ve basqı areketleri istengen neticege ketirmegeniniñ, ve renessans ola bileceginiñ isbatıdır. Şimdi, iç kimse tatar olğanı alda, kendini tatar adlandırmasa, bu topraqlarda o vaqıt qoyulğan absolüt ve qaytarılmaz deñişüvni qurmaq maqsadına yetkenini qabul etmek mümkün.
1988-1989 senelerinde kanditat dissertatsiyamnı azırlağanımda, Moskvadaki Lenin adına kitaphanesindeki dissertatsiya zalında çalışmaq zorunda qaldım. Bu zalda sabıq Sovet Birliginde yazılıp qorçalanğan çeşit ilmiy saada olğan dissertatsiyalar buluna edi. O vaqıt zalda eki katalog bar edi – tematik – araştırma mevzusı boyunca, meselâ matematik, astronomii ve ilh., ve alfabetik, mevzuğa bağlı olmadan, dissertatsiyanıñ birinci arifinen başlanğan kartoçkalar yerleşe edi. Meraqlanğanımdan, “tatar” mevzusındaki, yani “tatar” sözünen başlanğan dissertatsiyalarnı araştırdım. Bu til ola bile, ya da tarih, etnografiya kibi. Kerçekten de, “tatarlar” bölügini buldım, nevbetteki bölükke qadar, devamında iç bir şey yoqtı. “Qırımtatar” ya da “qırım tatarları” bölükleri yoqtı, alfabe boyunca olması kerek yerde iç bir kartoçka yoq.
Tabiki de, adında bu sözleri olğan ve yaqın mevzularda yazılğan iç bir dissertatsiyanıñ olmağanı añlamına kelmemekte. Sade “tatar” mevzusına kelince, kesin bilem ki, Qazanda em tatar tili ve edebiyatı, em de povolj tatarlarnıñ tarihı boyunca dissertatsiyalar qorçalandı. Sabıq Sovet Birliginiñ iç bir diger halq ya da milliy azınlığı böyle vaziyette degil edi, aynı zamanda sürgün olunğanlar (ahıska türkleri istisna) da, çünki sovet akimiyeti hoş körmegen almanlar, çufutlar, köreli ve bir çoq diger milletlerniñ tili ve etnografiyası boyunca ayrı “siyasiz olmağan” araştırmalar dissertatsiyalar sırasında bulunmaqta.
O zaman sorun ne? Şunda ki, “tatarlar” sözü ve mevzusı Sovet imperatorlığı – Çar Rusiyeniñ halefesi içün telüke o qadar büyük edi ki, Perestroyka vaqtında bile, bu dissertatsiyalarnıñ mahsus yerlerde saqlanılıp, ve özen teşkerme yapılıp, irişmek içün mahsus izin berile. Ne yapqanını yahşı bilgen bir insannıñ fikri şovinistlerniñ fikrinen bir kelme vaziyeti, onı saqındırır. “Qırım tatarlar” adını qaldırmağa tırışqan kampaniyanıñ iştirakçileri, iç bir şey deñişmeycegini añlamamaqta.
Ne yapqanını yahşı bilgen birini onıñ noqta-i nazarı rusiyeli şovinistler ile bir olğanı saqındırmalı, degilmi?! Olar “Qırım tatarlarnıñ Vatanı – Moğolistan”, – dep bağıra. O razı ola ve: “Ebet, madem tatarlar – demek Moğolistan”. Oña beyan eteler ki : “Tatarlar varvardır”. O söz diñlep, baş sallay ve: “Siz aqlısız! Olar varvardır!”,- dey. Oña aqıl ögreteler: “Tatarlarnıñ yeri Qırımda degil, Tataristanda!” O birden devam ete: “Kim tatar olsa, Tatariyağa barsın, mında ise, Qırım!”. Onıñ yüzüne urıp: “Siz tatarlar, faşistlerniñ yardımcısısıñız, bu sebepten de, sizni sürgün ettiler”. Onıñ çırayı qaçıp: “Eee, tatar degilmiz, degilmiz, siz bizni qarıştırasız! Biz vatanpervermiz, mındakilermiz, qırımlımız…” Kendi tarihı ve milliy menligine bir taraflama baqılıp, fikir yürsetile.
Qırımtatarlarnıñ Vatanı Moğolistan olmadığında emin olmaq içün, adından saqınmaq yerine, bizden 90 % kendine küzgüge baqsın.
Qırımda Bütün dünya insan aqları kününe bağışlanğa mitingte bizim milliy areketiniñ emekdar hanımı çıqışta buluna ve qırımtatarlar aqqında “Kelip tüştüler!” demek pek doğru olmağanını qattı bir şekilde isbat etmege çalışa.
Pek doğru. Apte, siz kimge ve ne isbat etmege tırışasız? Bizni – qırımtatarlarnı? Ya biz bunı böyle de bilemiz. Bizge “kelip tüştüler” degenlerni öyle de bilemiz. Siz kerçekten, mitingte muracaat etkeniñizden soñ, bizge qarşı olğan munasebetini deñiştirip, bizge merhamet kösterip: “Aaa kerçekten de siz kelip tüşmegensiz, qaytqansız. Pek memnünmiz!”. İş olarnıñ aslında ne olğanını bilmegeni, ya da añlamağanında degilki? Öyle degilki! İşte, olarnıñ er şeyni bilgeninden ve qorqqanından, elinden kelgeni qadar avdetni tamamınen toqtatıp olmasa da, eñ azından zorlaştırmağa tırışa. İşte bu sebepten, olar bizge “Kelip tüştüñiz!” deyler ki, biz farqlı yollar tapıp, özümizni aqlamağa tırışayıq, ve eñ yahşısı avdetten vaz keçeyik.
Diyelim ki, eger Seitlerde yaşağan Seit-Asannıñ adından “Asan” qısmını kestirip atsaq, tek “Seit” qalsa, demek epsi birden seitli olğanını añlaycaq ve qabul etecek. Eger de, “Asan” qısmını alıp atmasaq, demek o Asanlı bir yerden kelgen yabancı. İnsan kerçekten buña inanırmı, ve ecdattan qalğan adını deñiştirmege tırışır? Saçmalıqtır! Eger yabancı olğan birileri oña, Asan adını taşığan er kes varvar ve ahmaqlar dese, işanırmı? Ne teren ruhiy tüşkünlikke oğramaq ve kendini önemsememek kerek ki, başqaları begenmey diye, kendi adını masqara bir şey olaraq qabul etmek?!
Bir insan örneginde añlatılğanlar, bir halq üzerinde tüşündirip añlatmaq zordır. Birileri, uydurılğan bir örnek diye bile. Öyle degil ki! Ukrain avam halq tilinde “turok” sözü tentek, ahmaq, aqılsız sözüniñ manadaşı olaraq qullanıla. Şimdi bunı ögrengen turkler, qomşuları olarğa kem köznen baqmasın diye, kendilerine başqa, daa “alicenap” bir adnı tapmalımı?
Bu arada tatar sözü ukrain tilinde bitaraf olıp, bir halqnıñ adı olaraq menfiy renkni taşımamaqta. Şimdi bu adnı ne maqsat ile qullanılğanı, onı müsbet ya da menfiy olaraq belgilemekte. Daa sovet devrinde çıqarılğan dersliklerniñ müellifleri, tatarlarnıñ yaramay olğanlarını ukrain halq ağız yaratıcılığınıñ incisi olaraq belgilemege aqqı olğanını qabul etmekte. Amma bunen birlikte, misal olaraq, ukrainalılar Jovto Aleksandrovka köyünde Geraylarnıñ tamğası, qırımtatar ordusı ve “Bu yerde Jovti vodı ve Balka yanında beylik bayraqları 1648 senesi aprel ayından mayıs ayına qadar Zaporojye ordusı Bogdan Hmelnitskiy idaresi altında ve Toğay bey başında olğan qırımtatar ordusınıñ yardımınen polonya ordusını yeñip, ukrain halqınıñ qurtulış savaşını başlattı” degen yazını tüşünip çıqardı, azırladı ve tikledi. Toğay beyge, sen “tatar” degilsiñ, “qırımlısıñ”, em de razı olmasañ, ya Moğolistanğa, ya da Qazanğa ket degenlerinde, onıñ yüzündeki ifadeni körmek ister edim.
Bu arada, em rusiye tarihçılığınıñ soñ onyıllığında tatarlar (aynıqsa qırımtatarlar) ve ruslar arasında olğan munasebet klişelerinde deñişmeler kirsetile. İlk evelâ, E.S Külpina-Gubaydullina (Külpin E.S. Zolotaya Orda (Problemı genezisa Rossiyskogo gosudarstva). Moskva, URSS, 2005. Dostupno na: http://www.kulpin.ru/?p=896, Külpin-Gubaydullin E.S. Zolotaya Orda: sudbı pokoleniy, Seriya “Sotsioyestestvennaya istoriya. Genezis krizisov prirodı i öbşçestva v Rossii”. Pod red. Külpina E.S. Vıp. XXVIII) M.: İNSAN. 2006. – s., Dostupno na: http://www.kulpin.ru/?page_id=923) i V.YE.Vozgrina (Vozgrin V.YE. İstoriya krımskih tatar: öçerki etniçesköy istorii körennogo naroda Krıma v çetıreh tomah. Tom I.-2-ye izdaniye, stereotipoye. – Simferopol: KRP “İzdatelstvo “Krımuçpedgiz”, 2013, – 872s. – na russkom yazıke. Vozgrin V.YE. İstoriya krımskih tatar: öçerki etniçesköy istorii körennogo naroda Krıma v çetıreh tomah. Tom II.- 2-ye izdaniye, stereotipoye. – Simferopol: KRP “İzdatelstvo “Krımuçpedgiz”, 2013, – 940s. – na russkom yazıke. Vozgrin V.YE. İstoriya krımskih tatar: öçerki etniçesköy istorii körennogo naroda Krıma v çetıreh tomah. Tom III.- 2-ye izdaniye, stereotipoye. – Simferopol: KRP “İzdatelstvo “Krımuçpedgiz”, 2013, – s. – na russkom yazıke.Vozgrin V.YE. İstoriya krımskih tatar: öçerki etniçesköy istorii körennogo naroda Krıma v çetıreh tomah. Tom II.- 2-ye izdaniye, stereotipoye. – Simferopol: KRP “İzdatelstvo “Krımuçpedgiz”, 2013, – s. – na russkom yazıke), k nim mojno ötnesti i dvuhtomnik O.Gayvoronskogo (Gayvoronskiy O. Poveliteli dvuh materikov. Tom. I: Krımskiye hanı XV—XVI stoletiy i börba za nasledstvo Veliköy Ordı. Kiyev – Bahçisaray: Oranta, Maysternâ knigi, 2007, 368 s. Öleksa Gayvoronskiy Poveliteli dvuh materikov. Tom II: Krımskiye hanı pervoy polovinı XVII stoletiya v börbe za samostoyatelnost i yedinovlastiye. Kiyev – Bahçisaray: Maysternâ knigi, Oranta, 2009, 272 s.) temel işlerni qayd etmek ister edim.
Kendi ilmiy saasında da, em de yüksek derecede olğan siyasiy saasında da asıl qıymetinden ziyade kösterile.
Eger de yarın halqımız kendini “qırım” ya da “qırımlı” adlandırmağa qarar alsa, bizni yer yüzünden silmege çalışqan, aqlarımıznıñ ğayrından tiklenmesine qarşı çıqqan episi ve adı-yolumız varvar bilinsin istegenler birden: “Balalar, siz kelmeşek degil ekensiz, temel temel halq olğanıñıznı añladıq, çünki adıñız “qırımlı”, siz kendiñiz öyle qarar berdiñiz” demez ve böyle tüşünmek mantıqsızdır. Böyle areketbirden bizge qarşı qullanılacaq: “Biz bilgenimiz kibi ve elimizde tarihiy belgeler olğanına köre, bu vahşiy varvarlar Qırım basqıncılarnıñ ecdatları – tatarlar, Qırım temel halqı olğanları temelsizdir, bu sebepten, olar sanki Qırımnıñ adından kelip çıqqan “qırımlı” adını qullanıp, tarihiy kerçekten qaçmaq isteyler. Amma biz pek yahşı bilemiz ki, olarnıñ kerçek ecdatları XIII asırda qırımnı basıp, çoqyıllıq medeniyetni ve temel halqnı yoq etken moğol-tatarlardır. Ve “qırımlı” adını deñiştirme ıntıluvı da, olarnıñ tarihiy günahlarını bilip, qabul etmesi ve Qırım tamır halqı olmaq içün bir temel aramaqta”.
Tarafdarlarnıñ pek büyük bir ıntıluv ile halqımızğa “qırımlı” ya da “qırım” adını yapıştırması, zor meseleni çezmek oğrunda muvafaqiyetli olamaz. Kereksiz bir areket olıp, kendimiz tarafından eklengen daa büyük bir problemge çevirilecek.
Bundan emin olmaq içün, maqaleni soñuna qadar oqumağa aceti yoq. http://www.turkasi.net malümat-saytında yayınlanğan A.Özenbaşnıñ muracatını teñeştirmek yeterli olur. Şimdi diqqatlı oluñız! 2015 senesi aprel 9, – şimdi daa diqqatlı oluñız! – oña taa 2008 senesi iyün 20sinde saat 1:21 cevaplanğan. Uydıram dep tüşünesiñizmi? Buyurıñız!
“Vkontakte” sitesinde olğan alıntı:
Aleksey Plotnikov
Çoqtan bu mevzu köterilmeliydi, çoqtan. Şimdi daa problemniñ ciddiyetini hatırlatqan yahşı qırım dostlarınen bir subet keçti.
Ebet, qırımlı(qırımtatarlar) arasında ayrılıqçı tendentsiyalar ne qadar küçlü? Tatar teşkilâtları kendi küçünen Ukrainadan Qırımnı ayırıp, kendi mustaqil devletni quruvı, ya da daa kerçek Turkiye terkibine kirüv ıntıluvı ne qadar kerçektir? Böyle vaziyette Ukraina ne yapa bile?
Bilüdirüv: Şimdilik Qırımda 260 qırımlı (qırımtatar) yaşamaqta, demek bu yarımadadaki ealiniñ 13 %. Qırımğa daa 100ge yaqın tatarnıñ qaytacağı tüşünüle, bu sebepten, olarnıñ sayısı 360 biñge yaqın köterile bile, yani ealiniñ 18 %. Qırımtatarlarnıñ demografik vaziyeti diger halqlarğa köre, daa yahşıdır” (Plotnikov A. Separatizm krımtsev. https://vk.com/topic-2311758_4951971)
Körgenimiz kibi, antitatar broşürinden daa evel, sade qullanıcı “qırımlılar”nıñ tesiri altında olmadan, “tatar” yerine “qırımlı” sözüniñ qullanılması nelerniñ oluşmasına mania olacağı aqqında, yani “qırımlılar” aqqında aynısını yazıp başladı. Bizge tatarmı demek, qırımlımı demek onıñ içün farqı yoq. Bizge olğan munasebeti deñişmez. Başqaca olmaz. Bu baqış A. Özenbaşlınıñ muracatından yedi yıl evelsi belli edi.
Eger de bunen raat etecek olsañız, eki polemist yapqanı kibi. Siz de metinden “tatar” sözüni silip, “qırımlı” sözüni yazıñız. Tınçlandıñızmı? Belki o qadar yüklenmemek kerektir?
Qırımtatar halqınıñ aqlarını tanımağa istemegen birileri içün, o halqnıñ adı ne, kendileriniñ milleti ne, devleti ne kibi meseleleri merağınıñ tışındadır, kereksizdir yani. Bundan emin olmaq içün, o vaqıt Ukraina Yuqarı Şurasınıñ başı olğan, şimdi ise, Ukraina premyer-naziri Arseniy Yatsenükniñ 2008 senesi Qırımnıñ yerli şurasınıñ ve memuriy rayonlarnıñ başları ile körüşkende yapqan çıqışı ile tanış olmağa teklif etem (Yatsenük: tatarlarnı cezalamaq kerek…https://www.youtube.com/watch?v=mLQ7rtZzmWY)
Baş yazısında ne olsa, odır! İsteseñ adıñnı, anteriñni, cinsiyetini bile, deñiştir! Seni kim duşman (tamam, duşman olmasın, aydut, varvar, tembel olsun) olaraq tanısa, adıña, milletine baqmadan, er qıyafetiñ ile tanır. Saqlanmaq aqlınıñ ucundan bile keçmesin!
Ne içün bu hastalıq alâmetleri endi Vatanğa, Qırımğa qaytmaqnen ağırlaştı? Çünki halqnıñ Vatanda yaşamaq ile bağlı temel problemlerniñ çezilmesi onyıllıqqa sozulğan soñ, maneviy yorğunlıq ve derdine derman bulma istegi peyda ola. Bazılarnıñ fikirine köre, derman “tapıldı”. 15 damlanı meşrebege damlatıp, yutqan soñ, anna saña, birden er şey tüzeldi, er kes acındı, ve belâmizni qayğırıp başladı. Bu “qırımlılıq” olmaya da bile, buyucı şapkasında tavşannı tapmaq kibi, tılsımlı çezülüvler peşinde olğanlar çoq edi. Olarnı bir tılsım ile meseleni çezme fikri birleştire. Bu fikirnen yanıp tutaşqan adam tenqitniñ keregligini bilip turıp, ondan uzaqlaşa, aynıqsa kerçeklerden uzaqlaşa. Ne vaqıt bar, ne de istek. Müimi- tezlik! Er kesge önbeşer gramm!
BİLİNGENİ QADAR TARİHTEN
Zan etem ki, esas araştırma daa yapılacaq. Qırımtatar halqınıñ çeşit saalarda çalışqan bir çoq mütehassısı ve qaynağı (resursı) olsa, er kes içün aktual ve meraqlı olğan meseleniñ çezilmesi, o vaqıt mümkün olacaq. Büyük ihtimal, bu mesele ile tek halqımıznıñ alimleri degil de, tarihçılar, atiqiyatçılar,etnologlar, tilşınaslar, programmlama mütehassısları, riyaziyatçılar, iqtisatçılar, coğrafiyacılar, beşeriyatçılar ve Allah bile daa kimler ile teşkil olunacaq halqara araştırma taqımı da oğraşacaq.
Çıqarğan neticelerim, tasdıqlanğa ve teşkerilgen qanıtlarğa ve mantıqqa tayanmaqta. Lâkin “qırımtatar” sözüniñ peyda oluv tarihını, em de ecdatlarımız ne sebepten bu adnı göñülden qabul etkenini ve tabii bir şekilde pekitkenini taqdim etilgen neticelerden bilmek yeterlidir. Em de çezilüv yollarını şimdi teklif etilgen bir idare (avtoritet bile olsa) degil de, qırımtatarları kelip çıqqan etnik taqımlarnıñ million ve milliard körüşüvleri, qonuşma ve subetleri, ortaq emegi, aqrabalıq bağı, cenk seferleri, umumiy qayğı-qaseveti neticesindeki ayat ceryanında bulunmaqta.
Devirler devamında mustaqil Qırım hanlığınıñ başında olğan Giraylar sülâlesiniñ tamırları Çingiz-han padişalığınıñ çeşit vilâyetlerini (olarnıñ arasında Altın Ordunı) idare etken cengizlerge uzana. Sibiryanıñ kiçik türk halqları olğan, Novokuznetsk yanındaki köylerde yaşağan ve mecburiy assimilâtsiyağa oğratılğan teleut ve şortlar, şimdiki resmiy adı çin tilinden kelgen hakaslar kibi, kendilerine “tatar” dey. Bu halqlarnıñ büyük qısmı Rusiye ekspansiyasından (yayılmasından) ve yoq etmesinden evel, şimdiki Krasnoyarsk bölgesinde yerleşken edi, şimdi sibirya tatarlarnıñ merkezi Tümen olğan hanlığı Qazan ve Astrahanden soñ qan ile tolıp, yoq etilgenini aytmayım bile. (Bu arada, A. Özenbaşlınıñ türk tarihını bilgemegeni er adımından belli ola, aslında, o tarih oña kerek bile degil. “Urânhaylılar” yoq oldı? Ya “tuvalı” ve olarnıñ cumhuriyeti aqqında ne aytırsıñız? “Urânháy bölgesi …1914-1921 senelerinde Tuvanıñ rus variantıdır
Ekinci qanıt – Geraylar Altın Ordusınıñ halefeleri kibi, kendilerini, tatarlarnıñ ükümdarı olaraq bile edi. Tebaasına qarşı bu adnı Geraylar Rusiyeniñ tesirinden, ya da mashara bir şey olğanından degil de, devletiniñ gürdeli inkişafı ve arbiy küç-qudreti devrine munasip bir ad olğanından qullanılğandır. Kendilerini Çingiz-han sülâlesine mensüp olğanlarını bildire edi. O devirde devletniñ ükümdarı içün etnik mensüplügi degil de, ziyalılar sülâlesinden kelgeni müim edi. Bundan da ğayrı, arbiy yeñişler ve bir çoq siyasiy evlenmeler neticesinde, ükümdar ailesiniñ etnik mensüpligi nesilden nesil siline edi. Misal olaraq, Roksolana, milleti büyük ihtimal, ukrain olsa da, siyaset tarafından, o ve onıñ balaları Osmanlı sülâlesiniñ bir qısmı edi. Aynı çingizler ve olarnıñ mırzaları endi moğol degil edi, ve moğol olmağa istemey ediler, çünki bir çoq yıl keçkeninen, sayısı azarıp, küçsiz oldı.Tuvğan yerlerinden seferlerge çıqqanlar ya elâk oldı, ya da yañı yerlerge yerleşip, başqa devlette belli vazifeni becermekte, ve bir qaç yıldan soñ yañı etnik müitte assimile olmaqta. Etnik vatanına ve yaşayış tarzına sadıq olıp, qalğanlar ise, yañı padişalığıñ medeniy, arbiy ve siyasiy tarafından pek emiyetli olmasa da qabilesi oldı.
“Qırımlı halqı qırımlar adını qayıp etse de, Edil boyu, Sibirya, em de Qırım hanlığınıñ tebaası, Qara deñiz yanı ve Kavkazda yaşağan türkiy halqları Rusiyede yayğın olğan tatarlar aqaretine alışqanına baqmadan, kimligini saqlaya bildi”, ” “tatar” lağabını halqımızğa qarşı qullanmañız” kibi bildirüvler belki ğurur duyğusını uyandırır edi, eger peşinden “Rus kinâzlarnıñ yazışmasında ve resmiy vesiqalarında, atta III ve IV İvanğa qadar halqımıznı qırımlı dep bile ediler” kibi açıqlama kelmegen olsa.
Ebet ruslardan angi lağabnı alğan ekenmiz? “Tatarlar”mı? Öyle degil eken! Halqımızğa rus qıralları “qırımlı” deyler. Diqqat, hanlarımız degil, rus qıralları! Ebet, şimdi ekisinden angi biri lağap eken?
Bu arada, Qırım ilhaqından soñ, rus qıralları, leh qıralları, çar baş velileri de degil, duşmanımız da degil, Altın Ordudan Qırımnı ayırğan ve 300 yıl ükümdar olğan bizim qırım hanları tebaanı ne dep adlandıra edi?
“Metinni yollağannıñ qısqa unvanından ve tugrı leksik qatnıñ terkip etken bildirüvinden soñ, adeti üzre, “Tengri Tabarik ve Tagalinıng rahime ve inayyete imilan” “Allahnıñ rahmeti” formulı ile başlanğan yollayıcınıñ kenişletilgen unvanı kele edi”. Soñra kendi unvanı kelmekte. Bahadır Geray (1637): “…Ulug Urda ve Ulug Yortnıng, ve Tahet Kırımnıng, ve Deşt-Kipçaknıng, ve sansız kub tatarnıng, ve sagışsız nugaynıng, ve tag ara çerkaçnıng, ve tat bila tavgaçnıng**, ve barça kup din mobayan ve islam kazinnıng ulug padişahı, ve Ulug Kırım hanı sagadatlı ve şacagatlı, ve sahavatlı, ve nasratlı Bogadır-Girey-han, dam fi hafiz rabbana, al-mostagan fi al safar ve al hazer ali yum al-mizan, hazretlaremezdin…” = “… Ulu Ordası ve Ulu Yurtnıñ, ve Qırımnıñ, Deşt-i Qıpçaqnıñ, ve sayısı bilinmegen tatarlarnıñ, noğaylarnıñ, dağ çerkeslerniñ, tat ve tavçaglarnıñ ve aydın dinni ve islâmni seçkenlerniñ, bahtiyar ve cesür, em alicenap büyük hanı Bahadır beyni, Allah qıyamet kününe qadar qorçalasın.
Deşt-i Qıpçaqnıñ, ve Qırım tahtınıñ ve sayısı bilinmegen tatarlarnıñ, noğaylarnıñ, dağ çerkeslerniñ,tat ve tavçaglarnıñ büyük padişası, Qıyamet kününe qadar, Allah onıñ yardımcısı olsun…” Diger variantlarında İslâm Geraynıñ unvanı tebaaları yanında “barça tatar” = “tatarlarnıñ episi” olaraq qayd etilmekte (Sagit Faizov. Protokol gramot krımskih hanov i printsev(http://sagitfaizov.livejournal.com/19514.html)
İslâm Geray altın ordulı degildir, o Ukrainağa Reç Pospolitaya akimiyetinden qurtulmağa yardım etken, Haci-Geray sülâlesiniñ temelcisinden eki asır soñ yaşağan biridir. Ve İslâm Geraynıñ Moskov qıralı ile mektüpleşkende ruslar bergen “lağapnı” qullanğanını tek ahmaq tahmin ete bile. Ve neticede neni köremiz? “Diger variantlarında İslâm Geraynıñ unvanı tebaaları yanında “barça tatar” = “tatarlarnıñ episi” olaraq qayd etilmekte”.
Amma da, iş kesildi başımıza! İslâm Geraynıñ bir zayıflığı bar, ğaliba, o da A.Özenbaş ve Üzbekistanlı “Eskender Amet Demerci” ile tanış olmağanı. Olar İslâm Gerayğa mektepleşkende ve diger vaziyetlerde III İvan ve IV Groznıynıñ teklif etken variantlarnı qullanmaq keregini añlatır edi.
Bu arada, fermanlanıñ tili zemaneviy qırımtatar tili ve Edil boyu tili arasında orta yerni almaqta. Qırım hanlığınıñ resmiy tili, şimdikinden, diger “tatar” tillerge pek yaqın olğan.
Em de, Geraylar tek qırım sülâlesi degildir:
Geraylar sülâlesinden “Qasim hanları.
• Nur-Devlet, Haci-Geraynıñ oğlu, Qırım hanı 1466, 1474—1475, 1476—1478, Qasimde ükümdar 1486—1490
• Satılgan, Nur-Devletniñ oğlu, Qasimde ükümdar 1491—1506
• Canay, Nur-Devletniñ oğlu, Qasimde ükümdar 1506—1512
Geraylar sülâlesinden Qazan hanları .
• Sahib-Geray (1501—1551) — Qazan hanı 1521—1524, kalga 1524—1532, soñra ise Qırım hanı 1532—1551, I Saadeta Geraynıñ oğlu.
• Safa-Geray (1510—1549) — Qazan hanı 1524—1549, Fatıh-Geraynıñ oğlu, Sahib-Geraynıñ ciyeni.
• Utâmış-Geray (1546—1566) — Qazan hanı 1549—1551, Safa-Geraynıñ oğlu.
Geraylar sülâlesinden Astrahan hanları .
• Bahadur Geray, I Mehmed Geraynıñ oğlu, Astrahan hanı 1522—1523
• İslâm Geray, I Mehmed Geraynıñ oğlu, Astrahan hanı 1531—1532
Krımnıñ kontinental hanları (Bucaq i Kuban).
• Şahbaz Geray, I Arslan Geraynıñ oğlu, 1787—1789
• Bahtı Geray , I Qırım Geraynıñ oğlu, 1789—1792″.
(https://ru.wikipedia.org/wiki/%D0%93%D0%B8%D1%80%D0%B5%D0%B8
Diqqat. Geraylar aman-aman er yerde Qırım hanlığınıñ qurulmasından (altın ordu devrinden soñ) evel, yerli hanlıqlarğa tatarlar yerleştirlgen soñ, ükümdarlıq yapa edi. Şimdi ne oldı? Kasımovda, Qazan, Astrahande, kontinentte olar tatarlarnı idare etip, kendileri de tatar ükümdarları olıp, Qırımda qırımlı edi mi? Öylemi ola!
Zemaneviy baqışan pek alışılmamış bir şey olsa da, Qadimiy ve Orta asır devirlerde feodal devlette topraq, mal-mülk, resurslar, atta eali ükümdarnıñ mülkiyeti sayılğan ve o vaqıtta pek raat qabul etilgen bir şeydir. Ğarbiy Avropada, Karl Velikiyniñ ve onıñ ecdatları – karolingniñ imperatorlığı, fransız ya da alman degil olğan, Kiyevskaya Rus şaq slavlarnıñ milliy devletçiligi olmağan, Rürikoviç varâj sülâlesiniñ devleti olğan (Bu sebepten Rus sözü bar, yani Ruotsi- İskandinaviyanıñ tarihiy ilidir, ve ondan Kiyevskaya, İskandinaviyalı degildir).
İş şarkiy slavlar, franklar ve germanlarnıñ milliy devletçiligi olmağanında degil ki, o devirde avropa halqlarında, daa çoq qabilelerinde milliy devletçilik yoq edi. Belli bir memleketniñ ealisi, idare etken sülâleden farqlı edi. Etnik sıñırları devlet sıñırlarınen bir kelmez edi, çünki er bir feodalnıñ, ya da sülâleniñ mülki devlet olıp, akimiyeti ise, etnik alâmetine degil, arbiy küçü ve coğrafiya imkânları yetkeni qadar yayıla edi. Böylece, belli bir devletniñ eyealisi etnik taraftan çeşit türlü edi, diger taraftan, farqlı devletlerde qardaş,ya da aynı etnik taqımları yaşay edi. Devlet ükümdarları tebaalarına farqlı davrana edi, olardan tek bir qaçı ealisini tüşüngendir, çoqusı ise, qullanıp, bergi toplamaq ve vazifege yollamaq içün qullanılğan edi. İşte, qabile toplumından feodal idaresine keçüviniñ esas siyasiy devrimi bundan ibarettir. Milliy devletler ise, biraz soñra şekillenmege başlay.
Avrasiya bölgesinde Çingiz-han ordusınıñ basqısı altında qalğan Deşt-i Qıpçaq türklerniñ birleşmesi yıqılğanda böyle vaziyet olğan edi.
Yañı akimiyetniñ quruluv usulı pek acımasızdı. Eski türk zadegân sınfı (qıpçaq, oğuz, peçenekler, ve aslında türk olmağan hanlar) olğan sülâleniñ ve qavimlerniñ başları qarşılıq kösterse, yoq etile edi. Çünki olar tirenüvniñ başında olıp, türklerniñ (ya da türk olmağanlarnıñ) liderleri edi. Qabile toplumları ilk fırsatta, yıqtırıla edi, qardaş olğan türk taqımları yüzlerce moğol ordusı ve etnik moğollarnıñ komutanlığı altında qarıştırıla edi. Türklerniñ öz idare şekli bütünley yıqtırılıp, onıñ yerine qanun bozğanlarnı ölüm fermanı ve qattı cezalandıruv beklegenini bildirgen ve qorqu duyğusı aşlağan qattı arbiy intizamı amelge keçirildi. Fethetilgenlerniñ arasında kettikçe azlaşqan moğollar başqa türlü areket etemezdi.
Lâkin, diger taraftan, zadekânlar qarşılıq köstermek yerine, Çingiz-hanğa tabi olğan soñ, ne içün olmasın? Bir çoqu böyle vaziyetten kârlı çıqtı, olar olğan vazifesine tekrar seçile edi, lâkin endi mustakil hanı, ya da beyi, beki yerine, yañı ordunıñ (İslâmniñ qabul etilmesinen “emir” ve “mırza”/ “amir-zade” – arap-farsiy şeklinde emirniñ oğlu) yolbaşçısı olaraq. Olarğa tabi olğan qabileler ve sülâleler yañı moğollar tarafından meydanğa ketirilgen uluslarğa bölünip, yerleştirile edi. Tebaalarnıñ yaşağan yerleri yañı devletniñ planına köre, çoqusı allarda deñiştirile edi. Böylece, eksi, moğollardan evel olğan qavimler, şu sırada moğol qavimleri ve sülâleri de Avrasiyanıñ keniş territoriyasında “yañı” türkiy halqlar arasında bölüştirile edi.
Endi oluşqan ve etnik terkibine köre qarışıq olğan ordu birden kendi etnik adını alıp olamazdı.
Şimdi, Altın Ordusınıñ ealisi, soñra ise, tatarlardan ibaret olğan Qazan, Qırım, Astrahan, Sibir hanlıqlarında, Noğay ordusında oturğan tahminen moğol qavimlerden kelip çıqqan tatarlar özüne bu adnı berdimi? Elbette yoq. Şimdi de, “tatar” sözüniñ moğol ya da türkiy olğanı tartışıla. Bu mevzuda yazğan müellifler “tatar” etnonimniñ çin tilindeki “tatan” sözünden kelip çıqqanını bildire. Amma bu söz daa çoq “hungar”, “hazar”, “bulğar”, “suvar”, “avar” ve bularğa yaqın ilktürkiy etno-siyasiy qavimlerniñ sözlerine yaqın sanki.
Biñyıl ögüne olıp keçken adiseler aqqında laf yürsetkende, sıq-sıq şunı unutamız, olar bir çoq senelerge uzatılıp, imperiyanıñ çıqışı, aman-aman bütün devirni qaplap aldı (1204-1304ss.) Bu devirde daa mustaqil türkler Çingiz-hannıñ teşkil olunğan ordusına qarşılıq kösterdi. Rus tarihçıları ise, moğollarnıñ rus kinazlıqları ile savaşqanından, büyük qayıplar yaşap, Ğarp Apropağa seferge çıqmaqnı köz ögüne alıp olamadı. Öyle degil ki! Kelecek basqını ise, bulğarlarğa qarşı olğan yahşı azırlanğan bir savaş yardımınen başlatıldı, tek türk halqlarını yeñgen soñ, rus sıñırlarında peyda olıp başladı.
Aynı vaqıtta da, bu doğum vaqtı edi, bu topraqlarda 3-4 nesilniñ büyügen ve şekillengen vaqtı edi. Qırımtatarlarnıñ 100 yıl içinde ne qadar deñişkenini teñeştiriñiz. Ev vaqıt tınç ayatından olmasa da, kene de deñişti. Tek 1915 senesini tasavur et, oktâbr inqilâbı, içki cenki, 1921 senesi olğan açlıq, repressiya, sürgünlik, avdet yaşanmazdan evel, kendi qartqartbabañıznı ve onıñ ailesini hatırlañız. Tilni, kiyimni, evni, ananelerni ve alışqanlıqlarnı, tışqı qıyafetini, ve daa bir çoq şeyni? Eger körüşsek bir birimizni anır ekenmizmi?
Ya ne içün “tatarlar”, çünki yañı Ordu, daa çoq türklerden ibaret olsa, evelden olğanı kibi bir birinen ve savaşqan birilerinen ananeviy qardaşlıq münsebetinen artıq bağlı degildi. Diger taraftan, olarğa baş kötergen şimdiki Qazahistanda yaşağan şarqiy qıpçaqları birinci olaraq agressivlik ile qarşılaşanda, belli bir halq ya da qavim olmağanı, bir çoq etnik taqımlardan ibaret olğan yañı arbiy-siyasiy birleşmesi olğanı bilindi. Eñ meraqlısı şundaki, etnokultur tarafından qardaş olıp, meselâ: qıpçaqlar, ya da naymanlar; siyaset tarafından yabaniy edi. O vaqıt olarnı başqaca adlandırmaq qıyın edi, çünki qan ceyeetten qardaştır, savaş meydanında duşmandır. Çingizhannıñ ordusında olğan naymanlar tabi olmağan sülâlesinden kelip çıqqan nayman ile, qıpçaq qıpçaq ile, arğın arğın ile savaşa edi. Böylece, sülâle ara, ya da etnik ara bir savaş degil edi, yañı devlet ve eski türkiy sülâle-qavim teşkilâtı arasında olğan savaş edi. Qıpçaq: “Biz naymanlar ile savaşamız, em de biz qıpçaqlar ile savaşamız”,- deyyemezdi. O ” kendine yabancı” olğan birisi ile savaşa edi.
Qarşı taraflar içün olarnı aynı yapqan tek şey bu – olar yabancı, özlerinden olmağan: “yabancı halq” – “tat ar”, “yabancılar”, (şarqiy-qıpçaq telâfuzı ile) “tattar” ediler. Çingiz han tarafına keçken qıpçaq ya da horezmliler “tatar” olmağa başlay.
Daa bir, ğayet ayatiy-ihtimallı versiya/rivayet bardır, Çingiz hannıñ niyetlerine baqmadan, “eski” etnik tatarlar episi bir kereden yoq etilmedi. Moğol-qıpçaq savaşlarnıñ tasvirleri, arbiy elitanı taqdim etken, moğollardan alçaq, amma er kesten yüksek olğan “tatar” añılmasınen refaqat etilmektedir. “Orta alqa” komandanları. Bu arada, eski tatarlar Çingiz han tarafından bütünley yoq etilmegeni, qırğız qabileniñ Avat sağ qanatında Tatar soyu bar olğanınen isbatlanmaqtadır.
“Qırımlı” tarafdarlarınıñ quvanğanlarını tasavur etem. “Mına, ne aytayıq – yabancılar, kelmeşekler!”. Aşıqıñız – ne ecdatlarımıznıñ tarihı, ne de bu maqale daa bitmedi.
Eger birine bu, Qırımnıñ tatarlarınen munasebetine qarşı argument kibi körünse, bunnen beraber, qırğızlarnıñ aynı sağ qanatında Monğuş soyu olğanını da ögrensin.
Bir şeyni hatırlatmaymı? “Prohladnoye (1962 senesine qadar Partizanskoye, 1945 senesine qadar Manğuş) – Qırım Cumhuriyetiniñ Bağçasaray rayonındaki, Skalistovskiy köy yerleşmesiniñ terkibinde bulunğan köy”.
Qazaqlarda da “Manğışlaq” bar. Anna saña!
Ğarpqa ilerlemesine köre, boysunğan türkler arasında “tatarlar” çoqlaşa edi, bu ilerleme onyıllıqlarnı aldı, ket-kete nesiller deñişmege başladı. Özlerini eski türkiy soy-qabileriniñ birlikleri ve devletlerinden hatırlağan ve sayğanlar daa çoq azlaşa, özlerini doğma “tatar” bilip, öskenler çoqlaşa edi. Bundan ğayrı, bazı menbalarğa köre, Çingiz han özü, onıñ imperiyasına boysunğan moğollar dep adlandırılğanını istep, buna ıntılğan edi. Faqat, itibarına baqmadan bu kerçekleşmedi. İmperiyanıñ ealisi tatarlar dep adlandırılmağa başladı.
Ne içün?
O devirde tatar olmağa ya da tatar olmağa başlamaq, öz etniligini deñiştimege dep sayılmay edi. Bu – “vatandaş” ya da o devirge köre – çingizid devletiniñ tebaası dep sayılmaqta edi. Bu sebepten etnik manada, bütün bu seferlerden ve imperiyanıñ peyda olmasından soñra “tatarlar” pek qarışıq halqlı edi. Bularnıñ arasında moğollar pek az edi, olarnıñ arasında fin-uğor qabileleri, Orta Asiyanıñ oturaq ve alaca-bulaca bir halq, kavkaz halqları, qısmen, imperiya hızmetine barğan slavlar bar edi. Amma medeniy ve til gruppası olaraq, eñ balaban ealini türkler teşkil etti. Bularnıñ arasında, öz nevbetinde, bir çoq soy ve qabilege bölüngen qıpçaqlar çoqluqnı teşkil ete edi. Olar arasında oğuz, ilk başqır ve qarluq pıtaqları bile bar edi. Tamam böyle çeşit türk qabileleri, etnik-siyasiy olaraq bir çoq birlik, birleşme ve devletlerge bölündi (medeniy ve iqtisadiy saada inkişaf etken İdil, Bulğaristan da aynı sırada). Bu sebepten, Çingiz han imperiyasınıñ artıcı küçüne qarşı yeterli qadar taqatlı olmasa da, toplam olaraq çoqluq edi, ve bu topraqlarda bulunğanlarnıñ episi, moğollarnıñ Şarqiy Avropağa, aynı vaqıt Qırımğa tertip etken seferlerinde esas arbiy küveti oldılar.
Başqaca aytılsa, Qırımdan İdilge qadar yayılğan Çingiz han nesiliniñ imperiyasına kirmegen ve daa boysundırılmağan türkler, birinciden bu qıpçaqlar, özlerini eski soy isimlerini qullana ediler, faqat öz isteginen ya da mecbur imperiya idaresine tüşkenler “tatarlar” oldı. Bu, olarnıñ bir yerden bir yerge kelgeni ya da ketkeni añlamına kelmey. “Tatar” Çingiz han imperiyasınıñ qurulış devrinde etnik degil, siyasiy bir isim edi.
Çoq vaqıt keçmeden, bu eali ve eñ müimi onıñ arbiy quvet temeli – esas olaraq türklerden ibaret olğanı añlaşılğandır. Bu sebepten bir qaç onyıllıqlar içinde “tatar” sözü ecnebiy közeticiler tarafında da assotsiatsiya olmağa başladı. Ve daa pek müim olğan şey, bu imperiya ealisiniñ türk qısmında moğol ücümlerniñ kerçekleşmesinden evel, öz eski topraqlarında, amma endi bu imperiyağa ait olğan, türklerniñ “tatar” sözü Has isimi olaraq aytılmağa başlağanı körünmektedir. “Tatar” sözü bugünki “türk” sözünen bir añlamlı oldı (o devirde “türk” sözü çoqusı içün qullanılmaqta edi).
Biz içün malüm olğan söz tarihında, ilk olaraq duşmanına aqaret etmek içün qullanılğan sözler, soñradan sayğılı olmağa başlağanı çoq sıq körünmektedir. Meselâ, “sankülot” – “ştansız” sözünen fransız asılzadeler ilk inqilâpçılarğa aqaret ete ediler, amma soñradan bu söz fransız inqilâp faal iştirakçilerniñ has ismi oldı. “Göz” – “baldır-bacaq” sözü ise insan istilâsına qarşı olğan flamand otrâdnıñ has ismi oldı.
“Tatar” sözü eñ başından aqaret renkni asıl taşımadı, tez vaqıtta şerefli olmağa başladı.
Soñunda “tatarlar” dep tek ilk türk etnik gruppalar adlandırılmadı, olarnen qomşu olıp, olarnen qarışıp, türk tilini, daa doğrusı lehçeni ve medeniyetini ögrenip, olarğa tesir etkenler de adlandırıldı. Böylece, asırlar devamında yañı türk-tatar subetnoslar şekillenmege başladı: em eski tavr ve skitlernen em de avropalı got, ellin ve cenevizlerniñ qanını taşığan ve başlıca manğıt moğol qabileleri assimilâtsiya etken qırımtatarlar, yani qıpçaq ve oğuzlar; qırımtatarlarğa baqqanda fin-uğor ve bulğar qanlarını taşığan qazan tatarlar; Sibirya qabilelerniñ qanınen qoşma deyerlik tamam sibirya tatarları, astrahan tatarları (nuğay tatarları, yurt tatarları, qarağalı – Astrahan(Aş Tarhanı) hanlığında yerleşken qabileler); qıpçaqlardan evelki bölge (Hazariyanıñ Merkezi bar edi) ealisi olğan qıpçaqlar; ve qoşma olaraq moğollar.
“Tatardan evel” olğanda Avrasiyada çoq sayılı ealiniñ bir adı olmağanınen bu tendentsiya üstelik ğalebe qazandı. “Polovtsılar” – rus yılnamelerindeki toplulıq, qıpçaqlar – polovtsılarnıñ tek bir qısmı, balaban, amma çoqluğı degil. Qumanlar – aynı. Ve tek “tatarlar” bütünleşme adnıñ altında bu qabile ve soylar başqa türk ve türk olmağan komponentlernen qarışıp, az-çoq Altın Ordunıñ tek halqı olmağa başladı.
Aslında, “tatarlar” adı Altın Ordu ealisiniñ tek ola bilecek birleşuv adı edi. Lokal öz adları çeşit gruppalardan birleştirgen etnosnıñ öz adı olıp olamadı, çünki olar lokal tarih ve tarihiy afızanen bağlı ediler, umumhalq birleşmenen degil.
Farq şunda, tamam qaysı türkler substrat olaraq peyda oldılar, tatar etnoslarınıñ şekillengen etnik özegi ne edi ve tamam qaysı başqa etnik komponentleri onnen beraber qarışa edi, bular şu halqlarnıñ medeniy, ligvistik ve antropologik yüzüni belgiley edi. Tam manasınen bir-eki asır içinde daa bir – noğaylar etnosı şekillendi, bu etnik adını, olarnıñ Edige yolbaşçı tarafından, onıñ tebaaları ve onıñ ordusı olaraq qabul etilgen, unvan adından alındı. Etnik tarafından bu Tuna ve İdil arasında yaşağan ve bir qaç cenkte, Kalkada bu sayıda, moğollarnı yeñgen, moğollardan evel olğan ğarp polovtsılarnıñ qarışması edi. Noğaylarnıñ polovets-qıpçaq tilniñ taşıyıcıları olğan faktı zapt etilgen polovtsılarnıñ çoqlıqta qalıp, öz ğaliplerini bir qaç onyıllıqta assimilâtsiya etkenlerini añlatmaqtadır.
“Bin Said-Ahmed zamanında (1520-1548 seneler arasında ükümsürdi) oña boysunğan saipligi kesen-kes mustaqil hanlıqqa, yani Noğay Ordusına çevirildi.
Manğuplarnıñ başlıq unvanı uyğun terminologik donatmasını talap ete edi. Faqat, moğol-cüçid Devlet ananesi pek inkişaf olmağan unvanlıqqa saip edi. Beklâribekniñ bilgisi han zamanında resmen üyken serdar rutbeniñ işaretlemesi edi. Ve o, Edige ve daa soñra onıñ halefleri XV-XVI asırnıñ ekinci qısmında oynağan real rolni akis etmey edi. Çingiz hannıñ nesili olmadan, manğut liderleri bir-de-bir monarhiya ya da sülâle unvanlarnen (han, sultan ve başqa) sebeplenmege cesaret etip olamay ediler. Bu şartlarda başqa yol seçilgen edi: unvan deñiştirme olaraq XII asırda hanlarğa qarşı kelgen ilk cüçid Noğay beklâribek adını qullanmaqtadır. Bazı menbalarğa köre, Edige daa “Noğay” (“köpek”) adınıñ türk tercimesini qullanğan, bundan ğayrı başqa qudretli beklâribekniñ, Altın Ordu duşmanınıñ Mamay adını qullanğan.
Edigeniñ varisleri büyük akimiyet ve tesirge saip degil ediler, bu sebepten yañı uydurılğan unvan mahlâsı bir qaç vaqıtlıq aktual olmadı. Faqat, Abdulhayr Hannıñ (1468 s.) vefatından, merkez akimiyetiniñ zayıflaşqanından, köçebe özbek devletiniñ dağılmasından ve manğıt asılzadelerniñ quvetlenüvinden soñra Edigeniñ varisleri “noğay” terminniñ ğayrıdan qullanmağa başladılar. Amma endi bu termin tek biy içün degil, er bir tebaalar içün de qullanıldı. Birinciden, “noğay” qavramı iç bir vaqıt Şarqiy Deşt-i Qıpçaqta köçebelerge saip olmağan bir tarihiy noğaynı degil, “noğay”, “kıçek” unvan-mahlâsını taşığan Edige beklâribekni qast etilmektedir. Ekinciden, “noğay” sözü tek manğıtlarnı belgilemek içün qullanıldı. Yurt toprağında köçebe etken manğıtlar, kungratlar, naymanlar, turkmenler ve başqaları özlerini, menbalarğa köre, öz qabilelernen (“soynen”) qıyaslay ediler, amma aynı anda Noğay dep sayıla ediler. Böylece, o devirde (XV asırnıñ soñu — XVI asırnıñ başı) “noğay” sözü etnonim olaraq degil, “devlet adı” olaraq hızmet ete edi, yani noğay devletine mensüp olğanını belgilemekte edi.
Daa soñra (qarşılıqlı) Noğay Ordu qabilelerniñ qarşılıqlı assimilâtsiya neticesinde “noğay” sözü bu devletniñ umum etnik halq adı olmağa başladı”.
(https://ru.wikipedia.org/wiki/%D0%9C%D0%B0%D0%BD%D0%B3%D1%83%D1%82%D1%8B)
Diqqat etiñiz, Noğay Ordunı şekillendirgen çeşit türk qabileleri öz tamırları ve aralarındaki farqı aqqında bile edi, amma aynı zamanda kendilerini noğay saya ediler. Neticede, bu siyasiy termin yañı şekillengen halqnıñ öz adı oldı. Qırımtatarlarnıñ ecdatları da beñzegen bir yoldan keçti, Kaspiyada degil Qara deñizde.
Tabiy, zapt etilgen ealiden türkler bir qaç onyıllıq içinde küçlü, devlet tayama olğan, öz medeniyetini, itibarını ve öz lehçelerini saqlağan, bütün dünyağa “tatar” adınen belli olğan bir halq oldı. Polovtsılar, hazar, peçeneg, bulğarlarnıñ nesilleri içün bu ad ğayet tuvğan ve universal oldı, çünki qorqunç moğollarnıñ zapt etmesi ve qan tökmesine baqmadan, çingizidler yañı tebaa arbiy, medeniy, iqtisadiy ve maneviy potentsialnı degerlendiler. Altın Ordunıñ merkezden Qarakorumda (Harhorin) ayırılığı çingizid sülâlesini, olarğa tabiy olğan “tatarlar”nıñ keyfleri ve riayetkârlığına bağlı yaptı.
Soy-qabile yerine kelgen yañı devlet teşkilâtı, tek siyasiy ve iqtisadiy intizam, yollardan hafsızlıq, şeerlerniñ inkişafı ve ticaretniñ rağbetlendirmesi, soy-qabile zıddiyetiniñ bitmesi, devlet iyerarhiyasında beceriklerine köre imkânlarnıñ peyda olması, topraq mülkiyetinde stabillik ve resurslarnıñ üleştirmesi türk-tatarlarnıñ özüni, atta moğollardan evel soy-qabile serbestlikke baqqanda ğayet raat is etmeleri içün şartlarnı yarattılar, zaten, serbestlik ve mülkiyetine kimse endi el uzatmadı, Altın Ordudan “tatarlar” içün qulluq yoq edi. Til coyulmadı, aman-aman, devlet tili, atta halqara tili oldı (Afanasiy Nikitinniñ “Hojeniye za tri morâ”, ya da çarlarnıñ mektüpleşmeleri buna misal), medeniyet, anane ve ayat tarzı olaraq maniasız inkişaf ete edi. Altın Ordusı islâm dinini qabul etken soñ, yazı ve yazılı edebiyatı tarqalğan ve er kes qullana bilecek seviyede oldı. Eger Çingiz Handan evel, etnik soyluğına baqmadan, nayman ve qıpçaq olmağa, şartlarğa köre, öz ya da yabancı ola bile edi. Altın Orduda ise tatar olmağa, etnik hususiyetleri ve coğrafiya uzaqlığına baqmadan, bir halqqa mensüp olmaq añlamına kele edi. Ğayıplarnıñ acısı keçmişte qala edi – yañı vaziyetlerniñ üstünlikleri aşkâr olmağa başladı.
Buna beñzegen ceryan daa kiçik kölemde Qırım hanlığında tekrarlandı. İlk-evelâ Qırımnıñ dağ ve yalıboyu çeşit soylu etnik ealisi dağ aldı ve çölniñ türk ealisinen “tatlar” yani “yabancılar” olaraq belgilene edi. Añlaşılğan olar özleri belli bir zamanğa qadar öyle adlandırmay ediler. Faqat, şimdi yalıboyu ve dağ qırımtatarları bu subetnonoimni ğayet raat qarşılaylar, amma kerek olğanda özlerine “tatarlar” deyler (şarqiy-qıpçaq “tatar”nıñ ğarp-polovets ekvivalenti), meselâ, olarnıñ çevresinde de, lehçelerinde, madiy medeniyetinde, ananelerinde, antropologiyasında içki farqları açıq-aydın körünmektedir. Tatarlarnı çıqarsaq İslâm Geraynıñ (tek o degil, bütün soñraki Geraylarnıñ, tap Rusiyeniñ 1783 senesindeki anneksiyasına qadar) tebaaları arasında kim qala baqayıq. Noğaylarmı? (akimlik yapacaq qadar, söz Qırım hanlığınıñ dağılmasına qadar öz etnik hususiyetini saqlağan or qapı artındaki ve kuban noğayları aqqında yürsetile edi, amma Qırımda yaşağan ve başqa qırımtatarlarnen qarışqanlarğa baqqanda soñradan kene ayrı halq olğandır). Dağ ya da dağarası çerkeslermi? Ya da belki tabğaçlarmı? (Tartışmalıdır, amma şimdi bu mevzu degil). Ya da “islâmnı qabul etken er kesmi”? (Böyle birileri tapılır. Tarihiy olaraq bu türk olmağan, islâmni qabul etken etnik gruppaları edi. Belki de hristianlardır).
Şimdi unutıldı ve nege alıştıq (ya daa doğrusı nasıl ögretildi), amma qırımtatarlar Qırım yarımadasında yaşağanlar degil, bütün Qırım hanlığınıñ büyük territoriyasında yaşağanlardır; Qırım hanlığınıñ territoriyası ise adadan bir qaç kere balaban edi. Tohtamışnıñ sadıq vassalı Dmitriy Donsköy oña Qırım ayrılıqçı Mamaynı dağıtmağa yardım etti. Altın Ordunı ruslar degil, Tamerlan ğayıp etti. Tamam bu seferlerden soñra qocaman Qara deñiz yanından İdil arqasına qadar olğan territoriya boşadı. Tamam bu sebepten, Qırım hanlığınıñ Altın Ordusından ayrılması mümkün oldı, ve bu elbet! – yerli medeniyetni güzelleştirdi ve qırımtatarlarnıñ başqalardan ayırılmasına başlanğıç oldı, amma aynı zamanda, kelecek te, Qırım hanlığınıñ ve qırımtatarlarnıñ soñu suveren halqnıñ başlanğıçı oldı. Ve aslında tatarlarnıñ.
Altın Ordunıñ siyasiy dağılması ve çeşit tatarlarnıñ çeşit devletlerde ayırılması, bu subetnoslarnıñ daa çoq öz hususiy medeniyetini, edebiyat tiliniñ öz normalarını, mal-mülk ve ayatiy tarz hususiyetlerini işlep çıqarğan ayırılma mustaqil halqlarnıñ çizgilerini elde etmesi içün öz yerini aldı.
Endi Cüçi ulusı qadar balaban olmağan ayrı bir devletteki yaşayış, Geray sülâlesini öz tebaalarına daa diqqatlı davranmağa mecbur ete edi. Tek öz hırsınen degil, olarnıñ etrafında bulunğan, hanlığınıñ çoqluğını, iqtisadiy ve siyasiy küçni teşkil etken qırımtatar ealiniñ ihtiyaclarınen reberlik etti. Devlet dini olaraq ket-kete temelleşken ükümdar ve adiy adamlar arasında qarşılıqlı belli bir mesülietlikni qurğan İslâm dini de öz issesini qoştı. Etnik mensüpliginiñ belgilenmesinde İslâm dini belli bir kriteri oldı. İslâm dinini qabul etken hristian, evelde kim olğanı venedekli ya da got olsa da, tatar olmağa başlay, çünki Qırımda musulmanlarnıñ çoqluğını qırımtatarlar teşkil ete edi.
Başqaca aytqanda. Bir taraftan han sülâlesiniñ şahsiy mülkü daa az qalıp, Qırım hanlığı ket-kete sınırlı tabaqalı monarhiya tarafına evrimley edi. Ve kerçekten qırımtatar halqınıñ milliy devletçiligine avuşmağa başladı.
Başqa taraftan tek coğrafik qavramı – “qırımlı” az-çoq hanlıq ealisiniñ çoqlığınını teşkil etken qırımtatarlarnıñ öz etnik adınıñ ayırılmaz qısmı olmağa başladı. Bu etnosta türk olmağan ve türklerden evel olğan komponentlerniñ qarışma protsesslernen quvetleşken; meselâ, eskiden biñ yıllar boyunca gotlarnıñ öz etnik, din ve til hususiyetlerini qorçalağanı kibi (söz tek gotlar ve tek türklerden evelki eali aqqında degil, qırımtatarlarnıñ terkibine İslâmnı qabul etken han gvardiyasındaki hızmetli çerkezler ve yalıboyundaki cenevizler aqqında da yürsetilmekte) bu isim Qırımda yañı yekâne qurulğan millet adı ola bile edi.
Ebet, kerçekten, tarihiy ölçülerine köre qırımtatarlar daa yaş bir millettir, şekillengen anından bir qaç asır keçti ve müstemlekeciler tarafından devamlı qan tökme ve sürgün etmelerine baqmadan, bu ceryan daa bitmedi. Bu pek eski qırımlı tamırları olğan yaş millettir.
Qırımtatarlarnıñ beşeriyatı ve medeniyetine türk olmağan komponentleriniñ tesiri pek müimdir, çünki tamam o yaqın soydaş, atta adında “tatar” sözü olğan, türkiy halqlar arasında ayırğan qırımtatar etnosınıñ şu hususiyetini, özüne ait ve tekrarlamaz olaraq tayinledi. Amma başqa taraftan “tatar” adına qadar Qırımda bütün musulman tamır halqnı ifadelegen ad yoq edi. İslâmdan evel türkler özüni qaysı soy ve qabilege mensüp olğan soy adınen: qıpçaq, nayman, kongrat, manğıt ve başqaca adlandıra ediler. Böyle tek qırımtatarlarda degil edi, er yerde – qazaq, qırğız, azerbaycan, başqır ve başqa ecdatlarda da. İslâmnı qabul etkenler özüni “musulman” olaraq adlandırıp, “yavur”lardan ayıra ediler. Türk olmağanlar da özlerini tamırlarına köre, eski soy ya da ortaasırdaki isimlerine tayanıp: cenoveze, got, rumey ve başqa isimlernen adlandıra ediler.
Faqat, bizim ecdatlarımız em türkler, em türk olmağanlar da, etnik mensüpligi aqqında söz yürsetilgende özlerine iç bir vaqıt “qırım”, ya da “qırımlı” demey ediler. Bu olarnıñ bazı bir nesili, asırlarca uzaqlaşqan ve şimdi, olar iç bir vaqıt qullanmağan, tek yaşağan yerini añlatqanda añğan sözüni, bugünden alıp, olarğa bağlamaq isteyler. Qırımlı – unutılğan bir isim degildir. Qırımlı, qırımtatar milletine qarışmadan evel, ne bizim halqımız, ne de onıñ ecdatları iç bir vaqıt özüne hitap etkende qullanmağan bir sözdir.
“QIRIM” NEDİR?
“Qırım” sözü mında moğollardan evel belli degil edi. Amma bu “Qırım” sözüniñ moğollar, ya da olarnen beraber kelgenler ile peyda oldı añlamına kelmez. Çeşit versiyalar bar ve olarnı yahşı etip, talil etmek kerek, belki de yañılarnı qıdırmaq kerektir. Amma fakt, fakttır.
XIII asırğa qadar iç bir atta ecnebiy menbalarda bu isimnen Vatanımız adlandırılmadı. Kerçek tarih fonunda bu yaramay bir şaqa kibi körünir, amma kimse özüni “qırımlı” adlandırıp, moğol antropologik çizgilerinden qurtarılacaq dep bellese, böyle areketnen bu zannı tek quvetleştirir. Bundan ğayrı, ilk olaraq “Qırım” sözü ada adı degil, hanlıqnıñ ilk, şimdi Eski Qırım olaraq belli olğan paytaht adı edi. Mında “Qırım” Hanlığı o devirde şekillengen paytaht adından, daa doğrusı, ulusnı idare etken hannıñ adından, tamam bu paytahttan, Qazan ya da Astrahandeki degil, ve aynı zamanda, taa Çingiz hannıñ nesiline uzanğan soyları oturğan tahtta. Daa soñra, territoriya ve sınırlarnıñ ükümi kimde olğanını, Qırım hanlığınıñ (meselâ, Qazan hanlığınıñ degil) tebaası kim olğanını belgilemek maqsadınen, “Qırım” devlet adı olaraq qullanılıp başlandı.
Men sizge, tarih edebiyatında daa pekitilmegen, “Qırım” sözüniñ peyda olğan versiyasını añlatmağa isteyim. Müellifi men degil, istifağa çıqqan polkovnik, tarihçı, ülkeşınas Refat Kürtiyevdir. O bunı daa 1990-ci seneleri bir qaç Milliy Meclis azalarına beyan etti. Teessuf ki, o bunı bastırıp yetiştiremedi, amma menimce, sayğı-deger bir fikirdir.
Onıñ noqta-i nazarına köre “Qrım”, “Qırım” qıpçaq telâffuzınen bozulğan arapça “haram” – “qapalı, yasaqlanğan” sözüdir.
Qırıpçaqlar araplar kibi bu söznü telâffuz etip olamay. Ve şimdiki qırımtatar tilinde “ı” sesniñ rus tilinde añlamı yoq. Yazıda bu kösterilmez. Bu “ı”, “a” ve “e” arasında bir şeydir.
Aynı bir yerleşme, aynı devirde başqa eski moğolcada “serbest yerleşme” manasını ifadelegen “Solhat” adını taşıy edi.
Ne içün böyle oldı? Çünki bu zamanda Qırım hanlığınıñ taa Altın Ordu zamanında başlap faal devam etken, islâmnı qabul etüv ceryanı kerçekleşe edi. Han soy adı ve onıñ çevresiniñ bir qısmı endi musulman oldı, ealiniñ büyük qısmı daa yoq. Hannıñ esas maqsadı “haram” – musulmanlar yaşağan qapalı yerleşmede edi, anda qıpçaqlaşqan eali “Qerem” – “Qırım” dep telâffuz ete edi, qalğanları yañlarında, serbest “Solhat” yerleşmesinde yaşay ediler. Hanlarnıñ nevbetteki maqsadı Cuut-qale qaraim tsitadel yanında ve onıñ imayesi altında olğan yer, tesaduf degil edi. Qaraimler, avraami tamırı olğan ve tek bir İlâhige inanğanları içün, musulmanlarğa Qırımda bar olğan dinlerden daa yaqın ediler. Ve soñ maqsad, er alda, ilk olaraq islâmnıñ ruhuna yaraşır, taraftarları Geraylar olğan ve qıpçaq fonetikasına köre Baqşı Saray dep adlandırılğan yer edi. “H” sesi qıpçaq lehçelerinde yoq. Bugünge qadar qıpçaq şivesinde laf etken qırımtatarlar qattı “q” sesini qullanalar.
Aynı “ç” sesi de yoq. Çöl şivesinde “ş” ve “şç” arasındaki bir ses qullanıla. Sözniñ oğuzlaşması daa soñra kerçekleşti, hanlar Osmanlı imperiyasında yetişkeni ve “osmanlıca” yahşı laf etkeni vaqıt oldı.
“Baqşı” sözniñ deñişmesi daa soñra Bahça/Bahçi-Sarayğa “turistik” şeklini meydanğa ketirdi.
Tamam bu sebepten, Eski Qırım adı hannıñ maqsadnı yañı yerge avuştırğanı sebebinden qaldı, yañısı öyle de peyda olmadı. Yañı “Haram”ğa ihtiyac yoq edi endi, zaman deñişti, han ealisiniñ çoqusı islâmni qabul etti. Bunıñ içün yañı Qırım Baqşı-Saray oldı.
Faqat, çeşit etnik komponentlerden yañı türkiy milletniñ birleşmesi “qırımtatar” adını taşıy edi. Tatar olma aqlarnıñ episine saip olğan cemiyet azası, devlet şekillengen milletniñ terkibine kirmek demektir, çünki bu devlet Qırım hanlığı edi. Qırım içün bu öz Vatanına, devletine Edil boyu ya da Sibiryada degil, mında saip olğan asıl qırımtatarlar olmağa demek edi. Böylece, “tatar” – bu imperiya tebaalarnıñ siyasiy adı edi. Başta o ealiniñ çoqluq ve itibarlı qısmı etno-siyasiy adına çevirildi, soñra asıl türk, eñ çoq polovets-qıpçaqlardan peyda olğan superetnosnıñ etnik adı oldı. İmperiya yıqılğan soñ, yerli türk olmağan komponentlerniñ tesiri daa ziyade olğanı neticesinde, tatar devletlerniñ siyasiy ve territorial ayırıluvı olğan soñ, regional belgilevleri bu ceryada tekrar peyda olğan türk halqlarnıñ kendini adlandırmasında esas tanımlağan qısmı olğandır.
Aslında Altın Ordunıñ, daa soñra Qırım hanlığınıñ islâmni qabul etmesi, bir çoq şey olğan kibi tarihta da, zıt neticelerni taşıy edi. Bir taraftan, yüce musulman alemine qoşulması, alimlik ve yazınıñ darqalması, tasil alma müimligi ve ilâhre. Şarqiy Avropadaki ilk universitet, 1500 senesi qurulñan Zıncırlı-medrese degil, Qırımnıñ 1332-1333 seneleri Altın Ordunıñ imayesinde bulunğanda, Eski Qırımda temelleşken İnci-Hatun medresesidir.
Faqat, asılzadeler içün devlet, mecburiy olaraq islâmnıñ qabul etilmesi tatarlarnıñ tatarlarğa qarşı çoq yıllıq vatandandaş cenkni peyda ettirdi. Çıqış (doğru manada) bir çoq tatar asılzadelerniñ hristian Moskoviyağa ketişinde tapıldı. Olarnıñ deyerlik başqa çareleri yoq edi. Altın Ordudan cenüb tarafına ketsek, er yerde İslâm üküm süre edi, ketmek isteseñ, tek şimal ya da şimal-ğarpqa mümkün edi.
Mırzalarnıñ ketişi sınırnı cebindeki pasportnen keçmek añlamına kelmey. Mırza ketse demek yüzlerce, belki de biñlerce insan, bütün mal-mülkinen, ayvanlarınen, silâlarınen ve eñ müimi arbiy beceriklerinen kete ediler. Bu Moskoviyanıñ arbiy quvetleşmesini berdi ve zamannen tatar hanlıqlarğa qarşı yapılğan seferlerde mavafaqiyetli olmasını temin etti. Bu hanlıqlarnı bir arağa toplasañ bile, Altın Orduğa baqqanda zayıf edi, Timurdan soñ bir şey aytmaqta kerekmey.
BİRAZ TERMİNLER VE ETNOLOGİYA AQQINDA
Tatarlarğa ve başqa türklerge doğru qullanğan qavramlarnıñ qarıştırma sebeplerden biri tarih metininden tış qullanılğan etnonimlerdir. Yani bir-de-bir termin, baqılmadan ya da faktnı añlamadan qullanılsa, bir-de-bir söznen belgilengen adise deñişe,em de belli bir söz farqlı zamanlarda çeşit manalarda ola bile.
Meselâ, “qırımtatar” adınıñ açıq-aydın duşmanları, bizler türk olğanımıznı er alda inkâr etmezler, qazaqlar, turkmenler, hakaslar ve başqaları kibi. “Türkler” termini bütün halqlarnıñ tek adı olaraq belgilenmesi yaqında, XIX asırda peyda oldı. eñ eski soy-qabile birlikniñ adı olğan “Hunna” zemaneviy türk halqlarınıñ til ve medeniyet baqımından ataları oldı. Kene de bu bir öz isim mi, ya da çin sözü mi, belki de yañlış aytılğan bir sözdir, belli degildir. Daa soñra aytılışına beñzegen, Qırımda peyda olğan “gunnlar” qayd etilmekte. “Türkler” daa doğrusı “kök-türkler” etnonimı daa soñra, VI asırda peyda oldı. Bu adnen endi bütün “Hunnu” nesilleri adlandırılmay, başqalarından ayırılğan ve belli türk qağanatını qurğan, tek eki asır yaşağan birlikniñ adıdır. “Hunnu” halqınıñ diger soy-qabile adını taşığan ve yıqqan devletniñ etnik olaraq aqrabası olğan nesili iştiraq etken Türk qağanatınıñ dağılmasından soñ, “türkler” etnonimi tek bir qaç etnik taqımlarnıñ öz adı ola.Şimdi biz “türkler” dep adlandırğan o qabilelerniñ büyük qısmı, özüni türkler dep bilmey edi.
Turkiye imperiyasında bile “türkler” etnonimi üstün degil edi: çeşit qabilelerniñ, daa çoq oğuz tamırlıları olğan, toplaşuvı özlerini başqa türlü, daa sıq eski soy, ya da öz akimleriniñ ismi ile adlandıra ediler. Bir zamanları eñ tarqalğan “selcuk” ismi edi. Osman-bey sülâlesiniñ sultan tahtında tasdıqlanğannından ve episini bir devlette birleşkeninden soñ, olar içün bir resmiy umum adı “Osmanlı” oldı. Çoqusı, amma episi degil, kerçekten özlerini “türkler” dep adlandıra edi.
O vaqıt “türkler” ya da turkler dep olarnı avropalılar adlandıra edi. Şimdi ne içün öyle edi aytmaq qıyındır, belki birinci kontaktlar tamam türklernen edi. Bu sebepten avropa menbalarında eski osmanlı tili türk tili dep añıla, bugünge qadar türkler osmanlıcanı zemaneviy türk tilini ayırmaqta.
Tamam mından XIX asırda rus şarqşınaslığı oğuz ağızları türk lehçeleri olaraq, polovets-qıpçaq lehçeleri ise tatar şiveleri olaraq belgilemek içün terminni menimsedi. O devir içün bu az-çoq doğru edi, çünki başqa türk halqları ve olarnıñ tilleri rus oriyentalistikası içün pek belli degil edi. Rusiye tarafından zapt etilgen Kavkaz ve Orta Asiya halqlarnıñ medeniyet ve tillernen tanışması neticesinde, olardan çoqusı bir çoq lehçe, ağız ve şivege bölüngen umum bir til qorantasına mensüp olğan fikiri ortağa keldi. “Türk” terminniñ saylanması, XX asırnıñ başında bu til qorantasınıñ eñ çoq nufusı olğan halq yaşağan tek Osmanlı imperiyası mustaqil devlet olaraq qalğanı şu faktnı aks etmekte. Qırımtatarlar, Povoljye tatarları, Azerbaycan ve Orta Asiyanıñ maarifçilik devrindeki ziyalılarnıñ noqtai nazarları da tesir etti. O vaqıtta tamam osmanlı tili, qırımtatarca, tatarca, üzbekçe, azerbaycanca aytılğanı kibi “türk” tili eñ büyük teraqqiatqa irişken dep sayılmaqta edi.
“Türkler” ifadesinde til umumiyliginiñ belgilenmesinden etnokultur umumiyliginiñ belgilenmesine keçti, bugün ise er kes tarafından, em qırımtatarlar tarafından da, menimsene, biñlerce kilometr bir-birinden uzaq, farqlı tillerde laf etken, yaqın ve tercimansız bir-birine añlaşılğan olsa da, amma çeşit, aman-aman, bütün Avrasiyanıñ qadimiy etnos ve ırqlarnıñ tesiri ile qannı içine alğan halqlar qorantasınıñ episi menimsey edi. Böylece, qarşılaştırma lingvistikadan kelip çıqqan qavram,asırlar boyunca çoqusı özlerini böyle adlandırılğanına baqmadan türkler içün sıradan ve keçerli oldı. Tamam böyle köntekstte türk-tatar ifadesini menimsemek kerek. Tatar devletleriniñ, bugün kongratlar, qıpçaqlar, naymanlar ve başqaları kibi bilgenleriniñ şekillenme zamanında özlerini iç türk dep saymay ediler, çünki türkler – bu qararnen statusına köre aynı degerge saip qabilelerdir.
Daa bir müim fikir. Rus menbalarında türk qağanatı avarlarnıñ ğayıp etilgeninden soñra peyda olğanlarını, soñra bulğarlar türklerni urıp öldürgenleri ve Azovda Ulu Bulğaristan peyda oldı, daa soñra bulğarlar hazarlar tarafından darma-dağın etilgeni, angileri, öz nevbetinde, peçeneglerni sıqıştırğanları, olarnıñ yerine polovtsılar kelgeni, Qırımda da, XIII asırda tatarlar sürip kirgeni, er kesni toptan öldürgenleri aqqında aytqanda bu içten ne türk tarihını, ne medeniyetini, ne antropologiyasını, ne ömür tarzını, ne de adetlerini bilgen insanlar içün yapılğan teşviqatlı bir marifettir. Çünki birinciden, türklerniñ episini (tatarlardan daa çoq evel) tecavuzcı ve varvar olaraq taqdim ete, ekinciden, olar bir-birini ruslar kelmeden evel urup öldürgen ve böylece, tamır halqlar meselesi yersiz, üçünciden, tatarlar kendileri, er alda, bu topraqta kelmeşeklerdir, em de bayağa keç kelgen.
Türkler keçmişte iç bir vaqıt ğayıp etme cenkini sürdürmediler, atta duşmanları olardan peyda olma, medeniyet, dinge köre bütünley farqlanğan olsa da. Qırım ve Qazan hanlarnıñ seferlerini talil etmek yeterlidir. Bundan ğayrı, türklerniñ cenklerinden zapt etilgen territoriyalarda yaşağanlarnı sürgün etmek ya da basqın yapmaq maqsadını qoymay ediler. Yeterli misal olaraq, Çingiz-han ve Batıy ordularınıñ tarafından ketirilgen tolu arbiy-siyasiy yeñilmelerge baqmadan öz adamlığını, iqtisadiy ve medeniyet potentsialını saqlağan rus kinâzlıqlar ve Moskoviyanıñ taqdirleri kösterile. Añlaşılğan, cenk cenk edi. Qadimiy ve ortaasır devirde o varvar sıfatnı taşıy edi, çünki er bir cenk suvuq silânen olıp, tek on biñlerce insanlarnıñ eki taraflı kütleviy öldürmesinen kerçekleşe edi.
Faqat türklerniñ iştirak etken bütün belli cenklerniñ neticesinde arbiy çıqarmanıñ aluvı edi, soñra ise – bir-de-bir boysunğan ealiniñ bergilerden, alım, harac, mecburiyetlerinden alma vastası olğan territoriya üzerine nezaret tayin etip, türkler, öz nevbetinde,olarnıñ imayesi altında bulunğan halqlarnıñ territoriyasını idare etmesini, telükesizligini, nizamını saqlama mesülietini öz boynuna aldılar. Altın Ordu ükümdarlığı devrinde rus kinâzlığınıñ öz içki idare etüvini ve içtimaiy-siyasiy strukturasını saqlağan, poçta hızmeti müessisesiniñ tiklengeni , hristian ibadethanelerniñ arekette olmasını ve Rusiyede pravoslav din adamlarnıñ imtiyazlarnıñ saqlanmasını, (neniñ sayesinde Rusiyeniñ Altın yüzügi saqlandı, Qırım hanlığınıñ anneksiyasından soñra 1500 caminiñ viran etilgeni, ya da rus Qazandan evelki şeerniñ yerle bir olması) teñeştirmek içün bir örnek olaraq ketirem.
Zemaneviy ahlâq qaidelerin köre, bu çoq büyük mazeret degil. Amma, meselâ, roma zaptlarınıñ neticelerine baqqanda, Avropanıñ qadimiy ealisi ket-kete qullar olaraq qullanılması, Avropanıñ özü ise boşadı, ve böyle aqibet roma qudretiniñ soñunı ketirdi – Roma içün çalışacaq iç kimse yoq edi, – tatarlarnıñ slav topraqlarındaki siyasiy ükümdarlığı ise, bağlılıqqa baqmadan, bazan bu bağlılıq sayesinde, iqtisadiy yükselmesi körünmektedir. Ne içün sayesinde? Çünki, meselâ, dayanılmaz iqtisadiy zorbalıqnıñ delili aqqında, seve-seve aytılğan, tillerde destan olğan “desâtina”, mence, er bir zemaneviy iş adamına elverişli olur edi – bugünki rus (ya da ukrain) devleti er keske umumiy kelirden sabitleştirilgen 10℅ tolemege teklif etsin, baqayım. Misallerni devam etmege mümkün.
Bunı daa çoq türkler arasındaki cenk ve munasebetine alıp barmaq mümkündir. Şimal Qara deñiz yanı tap Altay ve Cenüp Sibirya arasında qağanat ve devletleriniñ deñişmesi, daa çoq ealiniñ degil, liderlerniñ deñişmesi añlamına kelmektedir. Öz adlarını ve öz soy şuurını qadimiy vaqqıttan saqlağan aynı türk soy ve qabileleri nevbetnen öz türkler arasındaki raqip küreşte birleşken bir ya da bir qaçınıñ ükümdarlığı altına kire edi. Yeñilgenlerniñ qaçmaları ya da icretleri de yer ala edi. Meselâ, bulğarlarnıñ bir qısmı ğarpqa ketti ve Bizans sınırları yanıda dağınıq slav qabileleriniñ başına keçip, yañı bolğar etnosınıñ başlanğıcını qoydı. Başqa bir qısmı yuqarı İdilge qaça ve neticede qıpçaq ve o yerdeki qabilelernen qarışıp, Edil boyu ya da Ural yanı tatarları oldılar. Daa bir qısmı qalıp, hazarlarnıñ daa soñra, qırımtatarlarnıñ bir qısmı oldı. (Ğarp Avropa, ceneviz menbalarında, Qırım XV-XVI asırlarğa qadar “Hazariya/Gazariya” dep adlandırıla edi). Kiçik bir qısım Kavkaz dağlarında qalıp, öz “balqar” qabile adını saqladı. Qalğanlar, çoqluq, o zamanda ğalip olğan qabile ya da qabile birliginiñ akimiyet ve adını qabul etmege kerek edi. Bu sebepten, türk birliklerinde etnik adlarnıñ deñişmesi bütün eali ya da territoriyanıñ deñişmesi añlamına kelmey. Üç asır evel özlerini hazar dep sayğanlar, daa soñra özlerini quman dep saya bile ediler.
Uzun vaqıt içinde, eñ dayanaqlı birlem soy qala edi, amma bu soy qaysı birlik ya da devletke kirecegini şartlarnen belgilene edi. Tamam bu sebepten zemaneviy bir-birinden ğayet uzun mesafede yaşağan çeşit türk halqlarınıñ qaydandır beñzer antropologik tipler ve soy adları ortağa çıqa. Meselâ, nayman em qırımtatarlarda, em qazanlarda, em de üzbeklerde bardır. Daa soñraki etno-siyasiy adlar daa evelkilerge qatlana ediler, böyle bir şey 5 asır boyunca mustaqil türk halqı olaraq yaşağan noğaylarnen oldı, daa soñra büyük qısmı qırım, qazan ve astrahan tatarlarnen, qazaqlarnen, qaraqalpaqlılarnen qarıştı ve ilk sıfatta pek az nufusta Kavkazda ve diaspora olaraq Romaniya ve Turkiyede qaldı.
Bütün bular, o zamanğa qadar ya da daa doğrusı özüni tatarlar dep adlandırğanına qadar Qırım ve Şimal Qara deñiz yanında yaşağan etnik birlemlerniñ tanımlamasında qoşma qıyınlıqlarnı yarata.
Belli “Qırımğa tatarlar kirdi” ifadesi kerçekten bunı añlatmaqta: evelden moğollar tarafından zapt etilgen türklerden teşkil olunğan ordu, daa mustaqil polovets ve başqa ğarp-türk uluslarnı basıp, tek şimaldeki Don ve Dneprge (Özü) degil, cenüpteki adağa qadar barıp çıqtılar. Çingiz-han tarafından teşkil olunğan ordu kene ğalip çıqtı. Qırım ve Şimal Qara deñiz yanında yaşağan türkler (ve tek türkler degil) mustaqillik ve soy asılzadelerden keri qaldılar ve Çingiz hannıñ nesili devam etken imperiyanıñ akimiyetini qabul etmege mecbur ediler. Er bir cenkte olğanı kibi qurbanlar ve qaçaqlar bar edi, amma ealiniñ büyük qısmı öz Vatanında qaldı, endi “tatarlar” olaraq, evelden aytqanımız añlamda. Qararnen daa yavel hazarlardan ayırılğan bir qısmı özüni bulğar dep adlandırmağa başladı, bu arealdaki bulğarlarnıñ büyük qısmı ketkeninden soñra qalğanlar kene özüni hazarlar olaraq qabul ettiler. Öz nevbetinde zayıflaşqan hazarlar medeniyet ve til baqımından yaqın olğan peçeneglernen qarıştılar. Balqanlarğa qaçmağanlar, daa soñra özlerini polovets birliginiñ qısmı olaraq qabul ettiler. Faqat, bu ordunıñ kelmesine qadar ne Qırımnıñ türk ealisi, ne de başqa etnik taqımları özüni “qırımlı” ya da “qırım” dep adlandırdı.
Bazı tarihçılar polovtsılarnıñ Maceristanğa qaçıp, anda bir yerde coyılğanını aytmağa bayılalar. Añlaşılğan, yeñilgenlerini qabul etmegenen qumanlar ve qalmalar kettiler. “Tatarlardan” evel polovtsı ve hazarlarnıñ büyük qısmı yerinde qalmalarını eñ yahşı delili polovets-qıpçaq ve oğuz-bulğar elementlerniñ original sintezi olğan qırımtatar tilidir. Daa soñra talil etkenimiz protsess devam ete edi: soy sınıflarınen evelden ayırılğan türkler ve Qırımda yerleşken türk olmağanlar, başta siyasiy, daa soñra etnik olaraq “tatarlar” oldılar.
Ğaliba, Qırımda sabitleşken eñ qadimiy ealisi tavrlar aqqında bir qaç söz aytmağa kerektir. Bu halqnıñ daa doğrusı, bu qabile ya da qabileler taqımınıñ zemaneviy ilmiy usulletni qullanaraq etnik mensüpligini belgileme ihtimalı yoq sayılır. Er alda, Qırımnıñ ne yerde olğanını köz ögüne alsaq, bu insanlar antropologiya ve medeniyetke köre avtohton Kavkaz halqlarnına, daklarğa (romalılar tarafından ğayıp etilgen romenlerniñ bir ecdatları) ve arnavutlarğa yaqın ediler. “Türk” versiyalarını da baqa bilemiz, çünki “tuvar” bir çoq türk tillerinde alâ da yırı boynuzlı ayvannıñ adıdır, bundan yunan müstemlekecileri sanki “tavr” adını çıqardılar. Başqa bir variant: “tav ır”, “tau ır” – dağ halqı, dağlı, kene de eski yunan “tavr” sözü ile aynıdır.
Bir şeyni eminliknen ayta bilemiz – bu çoq nufuslı bir halq degil edi, dağlarda yaşağanı içün o zaman ormandan boş qalğan yerlerde az semereli topraqçılıqnen ve ayvan baqımcılıqnen oğraşa ediler. Bir çoq on biñlerce yunan aqqında ayta bilecegimizni tüşünmeyim. Onıñ tanımlaması ğayet zor yapılğan, (meydanğa kelmesi bonca eki esas versiyası olğan: iran ve türk) skit ve sarmatlar tarafından bütünley assimilâtsiya olğanı tesadüf degildir ve .
Qırımda qarşılıqlı assimilâtsiya ve ilk etnik gruppalarınıñ qarışma masştablarını degerlendirmek içün qolay arifmetik esaplarnı almaq kerek. Çeşit etnoslardan kelgen ana-babalarnıñ balaları 50/50 olarnıñ genetika taşıyıcıları olalar. Yañı qarışmada torunlar – endi 25%, torunçeler – 12%, beşinci nesil – 6%, altıncı – 3%, yedinci – 1,5%, daa soñra 1%-den az genetik taşıyıcısı ola. Qararnen, eger bir nesil – 30 yaşında, 30*7=210 – eki asır içinde çeşit etnoslarnıñ faal qarışmasında ilklerniñ birisiniñ genetikası 1%-ge bara. Bundan soñra nasıl tavrlar olur? Ya da skitler? Kimmeriytsler? Atta ellinler?! Añlaşılğan, protsess o qadar tegiz degil edi, ayırılğan belli gruppalar (cografik olması şart olmağan, medeniy ve diniy olaraq başqalarnen qarışmağa “izin bermegenler”) daa uzun vaqıt yaşaya bile ediler. Amma zaman 200 yıl degil, 10 kere 200 yıl keçti.
İç bir menbada tavr-skitlerniñ soñraki üstün Qırım etnosları tarafından bütünley urıp öldürilmesi sabitleşkeni içün, büyük ihtimal qırımtatarlarnıñ bir qısmında tavr ve skitlerniñ qanı aqmağa devam ete. İlk evelâ, bu bazı dağ rayonlarında çıqqanlarğa aittir, amma qırımtatar çevresinde regionalara qarışım ceryanı faal keçti ve keçmekte, demek, tek olarda degil. Faqat, özümizge esap bermelimiz, Qırım esasen tavr-skitlernen tolu olğandan biñlerce yıl keçti. Şimdi iç bir qırımtatar özüni tek tavr ya da skitlerniñ neslinden olğanını, başqası ise – moğol, hazar, yunan-urum, got, polovets, ceneviz, çerkezlerniñ ya da ukrain kazaklarnıñ nesilinden olğanını aytıp olamaz (çünki Qırımda hannıñ izini ile olarnıñ bir qaç yerleşmesi bar edi, Ukrain ve Rusiye vaziyetlerinden ğayrı). Qırım hanlığında yalıboyu, dağ, çöl ve Or qapınıñ o bir taraftaki tatarlar arasındaki iç etnik farqlılıqlar olmasına baqmadan, yaqlaşma ve qarışmalar devamlı edi. Şimdi de devam ete.
Bu çeşit etnik, medeniyet ve til komponentlerniñ qarışımı, tamam Qırımda qarşılaşqan ve Qırım tarihınıñ biñlerce yıllar eveline qaytqan şu tekrarlanmaz, ecdatları, şübesiz, yaqın keçmişte olarnı tatar – qırımtatar yapqan vaqialarnı keçken halq aynılıqnı yarata. Türk ve tatar dünyanıñ qısmı, amma özgün ve mustaqil qısmı olıp, bizge soy başqa halqlarğa baqqanda, uzulmez bağınen Vatanı ve ecdat Vatanına – yeşil adasına bağlana.
COĞRAFİK VE ETNİK
“Qırımlı” adınıñ qoyulması oğrunda Qırımnen bağlı deliller ketirile. Böylece ne ola, bu yerniñ tamır halqı “krım” olğanı sebebinden yarımada da “Qırım” ya da “Krımskiy” olacaq. Sankim Finlândiya memleketiniñ adı anda finler yaşağanı sebebinden qoyuldı. Men endi böyle alâqanı, yani bir tamır halqınıñ adını onıñ cografik adınen tıpqı etmekni muvafaqiyetsiz degenim kibi, o tek ısqıl çaluvnıñ ve mısqılnıñ sebebi olur.
Eger de biz ayrılıp turğan misallernen sıñırlanmayıp, umumen milletlerniñ ve olar yaşağan memleketlerniñ adlarını nisbetleştirsek, meraqlı farqlarnen yüzleşe bilirmiz. Norvegiya, İsveçiya, Finlândiya, Daniya kibi skandinav ülkelerinde bu mekânlarnıñ adlarını bergen halqlar degil de, saam ve innuitler (eskimoslar) tamır halq olaraq sayılalar. Dört avtohron zümreden ibaret olğan İsviçre nemse, fransız, italyan ve retoromanlar (romanç) tarafından qurulğan, adı ise nemse qısımlarnıñ biri – Şvits köyüniñ adından kelip çıqa.
Umumen alğanda flamand halqı mında yaşağanına baqmadan Niderlandlar asıl etnik ad degil, ”ast topraqlar”dır.
Belçika sakinleriniñ çoqluğını fransızlar ve vallonlar teşkil ete, adı ise qadimnemse belg qabilesinden kelip çıqa.
Er keske Almaniya olaraq belli olğan devlet, öz halqı tilinde devletine Deyçland dep, halqnıñ kendisine ise deyç dep ayta.
Devletniñ tamır halqı gall ve keltler romalılar tarafından öldürilgeninden soñ, Frenkistannıñ özü frenk alman qabilesiniñ adını aldı. Amma oña baqmadan şimdiki frenkler frank degil de, üç qabileniñ qarışmasından teşkil olğan halqır. Tilleri de latınca ve alman ağızlarından meydanğa kelgen.
Nevbetimizde meraqnı celp etken İngiltere ve Büyük Britaniyadır.
İngiltereni alsaq, onıñ adı alman qabilelerniñ (angl ve sakslarnıñ) ismidir. Büyük Britaniya ise qadim zamandlarda şu topraqlarda yaşap kelgen brittlerniñ adından peyda oldı (brittler Qırımdaki tavrlarğa teñdir). Uels ve İrlandiyadan ğayrı başqa topraqlarda yaşağan brittler angl-saks qabileleri tarafından assimilâtsiyağa oğratılıp yoq etilgen halqtır. Bundan soñra ise angl-saks qırallığı da Şimaliy Frenkistandan kelgen normandlarnıñ tecavuzına oğradı.
Rusiye adınıñ kelip çıqma tarihi de diqqatnı tarta. Bu adnı öz vaqıtında Kiyevskaya Rus Skandinaviya tarafından aldı. Söz sırası bu topraqlarda kinâz nesilinden ve onıñ askerlerinden ğayrı skandinavlar yoq edi.
Amma em etnik, em de coğrafik adlar bir kelgen misaller de bar: Çehiya, Slovakiya. Aksine, iç te bir kelmegen soyları da rastkele – Albaniya (alp – indavropa tillerinde dağlar manasına kele), öz-özlerine ise bu halq şkiptaröt deyler.
Cografik adınen til ve milletniñ adları farqlanğan misaller de bar. “Saraylar memlekiti” Kastiliya olsa, yerli halq başta kastiller edi,
soñra ispanlar oldı. Olar da, öz tamırlarınen başqa qavmı olğan romınler kibi roman gruppağa kirgen tilleriniñ birinde laf ete. Bugünde İspaniya – memleket ve devletniñ adı ise, evel ezelden bu topraqlarda başqa milletler yaşap kelgen, mında katalonlar ve baskalar yaşap kelgen. Kastiliya, Kataloniya, Basklar memleketini, Andalusiya ve Galitsiyani qayd etmesek, İspaniyanı korstermek qıyın olur.
Şimaliy Afrikanıñ tamır halqı amazirler, Liviya, Marokko, Tunis, Aljir, Ğarbiy Sahrada ve Malide yaşaylar. Ve er yerde amazirler kibi belliler, amma ayrı adlar da bar, – tauregler, kabili, berberler. Bunıñ episini umumiyleştirsek, neticede liviimarokanitunisialjırisahrimaliyler olacaqmı? Ya daa, doğruca olsun dep, “libyamaroktuniscezairsahrmalili”mi? Ya da aksinemi? Añlaşılmamazlıqlar olmasın diye, bu bir sıra devletlerge “Amazir” adını almağa teklif eteyikmi?
Söz sırası, iş bu devlet yolbaşçılarınıñ daimiy baş ağrısı Aljırde yaşağanlar “aljırler”, Libiyada “livanlar” olmasını isteyler, faqat amazirler buña razı olmay. Çünki olardan başqa, anda daa diger halq ve qavimlerniñ vekilleri yaşamaqta, olar arasında arap fetihçilerniñ nesili, olarnen qarışqan melezler, doğma Qara Afrikalılar ve ilâhre. Bir memlekette, bir devlette, lâkin amazir degil, başqaları. İşte, amazirler milliy kimligi adına em bu devletlerde, em de Birleşik Milletler Teşkilâtında (bu arada, vekilleri onyıllar devamında anda çalışmaqta) da çıqışta buluna.
Türk dünyasında: Uyğurlarnıñ vatanı – Qıtaynıñ 1940ci seneleri olğan Stalin ve Maonıñ kelişmesi neticesinde esir alğan Şarqiy Tükistandır. Türkmenniñ memleketi (türkoman) İraqta- Kirkuk. Ada türklerniñ – Qıbrız, soñki on yıl içinde – Küzey Qıbrız. Biraz evel – qarışıq türk ve türk olmağan sakinleri yaşağan (olarda, öz ara sarmat, qarluq, qıpçaq ve digerlerine ayırılğan) Buhara emirligidir. Aynı Kökand ve Hiva hanlığında olğanı kibi. “Kökandlı” ya da “hivalı” halqı yoq edi.
Bu arada, sakinlerniñ terkip yaqınlığı közetilgen, lâkin farqlı sülâle tarafından idare etilgen Kökand ve Hiva, soñra ise, Qırımda, Qazanda, Acitarhanda ve diger türkiy devletlerde olğanı kibi, paytahtlarnıñ adlandırılmasınen farqlana edi.
Dağıstan – kendi etnik asılı ve adı olğan farqlı halqlar yaşağan hususiy coğrafik regionnı birleştirgen tarihiy bir addır. Dağıstan türkleri “qumıqlar”nıñ devleti – Tarki Şamhallığıdır. “Dağıstanlı” etnik tamırı olmağan cografik ibaresidir.
Şimal Amerika qıtanıñ şimal-ğarbında yaşağan tamır halqları, bular em innuitler ve aleutlar, nisbeten “Amerika yerlisi” (çünki böyle halq yoq, Şimal ve Cenüp Amerikada yaşağan, olar arasında türk tamırı olğan, ne ırq, ne de til, ne de medeniy munasebetinen bağlı olğan halqlar bar) memleketniñ adı olaraq er kes içün etnik adını deñiştirmey, Alâska sözüni seçti (amma kendileriniñ aytqanına köre, ilk-evelâ bu söz “balıq aşamaq” aleut ibaresinden kelmekte). Bu arada, Birleşik Milletlerniñ Teşkilâtında, men özüm şaat oldım, öz muqadderatını tayin etmege tırışqan bu halqlarnıñ vekillerinden daa çoq, “alâskalı” olaraq kendini, beyaz müstemlekecilerden biri adlandırır.
Böylece, halqnıñ etnik adınen, bu sırada tamır halqnıñ adınen, em yaşağan yerinen bağlı umudunya qanunlılıq yoq. İstisna, tek bir qanunlılıq bar, o ise, öz nevbetinde, bir çoq tarihiy sebeplerge bağlı olıp, bu qanunlılıq ola ya da olmaya bile.
QIRIMLI VE PEK DEGİL
Bunı, biz bir “qırım” adı misalinde baqa bilemiz: “Baydarlar”.
Bu nenen meraqlı? Birinciden, Qırımdakiler ve yarımadanıñ tışında olğanlarnıñ çoqusı bu adnı “tatarlar”, ya da “qıpçaq” sözlerine baqqanda Qırımnen bağlay edi.
Ekinciden, Baydar uvası zemaneviy Aqyarğa ve antik Hersonneske dayanğan, ve büyük ihtimal ile, Qırımnıñ şimalinde degilde, cenübinde yerleşmekte. İşte, şu yer ellinler, romalılar, rumlar ve cenevizliler, gotlar, Feodor kinazlığınıñ qısmı ile doğrudan-doğru bağlıdır.
Üçünciden, “baydarlılar” bugünki künde de kendine has beşeriyat, medeniy ve til hususiyetleri bar, em de yerli vatanperverligi mevcut (hatırlayım ki, 1990nci seneleri Baydarda olıp keçken toplaşuvıda biri): “Nadir! Anla! Biz Baydar halqmız şu! Baydarlımız!”
Er şey öyle de. Şimdi ise, baqayıq, “Baydarlar”, daa doğru “Baydar” sözünen bağlı bu dünyada ne bar.
Kendimi yormadan: guglda Baydar. Mına:
“Baydar (biln. XIII asırnıñ ortaları) – moğol şahzadesi, Çağataynıñ oğlu, Çingis-hannıñ torunı.
(1236-1242ss.) umumimperator ğarp seferinde iştiraq etti. Yılnamelerde qayd etilgenine köre. Batu ile birlikte Kiyevniñ basuvında iştiraq etti. Soñra Polonyada ayrı ordunıñ bölüginde savaşıp, Hmelnitskiyde (1241 senesi mart 18), Legnitste (aprel 9) ğalebe qazandı, em de Krakovnı (mart 28) aldı.
Guyuka kaan olaraq ilân etilgen Qurultayda (1246) iştiraq etti. 1260nci senelerniñ birinci bölüginde Baydarnıñ oğlu Algu Çağatay ulusını idare etti”.
(https://ru.wikipedia.org/wiki/%D0%91%D0%B0%D0%B9%D0%B4%D0%B0%D1%80)
Guglda Baydar. Lütfen:
“Baydar
Ücretsiz entsiklopediya — Vikipediyadaki maddelerinden
Baydar — toponim:
1. Gürcistan
2. Rusiye
3. Rusiye/ Ukraina
Gürcistan
• Baydar — Gürcistandaki Borçalı tarihiy vilâyetiniñ köyü, 100 % azerbaycan ealesi ile.
• Baydar— Qurgan vilâyetindeki Polovinskiy rayonınıñ köyü.
• Baydar — Permsk kenarındaki Küyedinskoye rayonınıñ köyü.
• Baydar — Permsk kenarındaki Çerdınskiy rayonınıñ köyü.
Rusiye/Ukraina Baydarlar — Qırımdaki Örlinoye köyüniñ evelki adıdır.
Örlinoye – (1945 s. qadar Baydarlar; ukr. Örline, qırımtatat. Baydar, Baydar) — federal emiyetini taşığan Aqyarnıñ Balıqlava rayonındaki köydir, Örlinovskoye belediye bölgesiniñ merkezi (Ukraina idariy-territorial bölünmesine köre — Aqyar şeer şurası Örlinovskoye köy şurası) . Köyniñ meydanı — 216 gektarı, 627 azbarı, köy şurasınıñ malümatına köre 2012 senesi eali – 2386 adamdır)..
Tarihı
Baydar – peyda oluv tarihı belli olmağan qadimiy köydir. Menbalardan belli ola ki, orta asırlarda o köyde Feodor kinâzlığına kirgen ve yerli halqnen qarışqan got ve alanlarnıñ nesili olğan hristanlar yaşadı. 1475 senesi Osmanlı devleti kinâzlıqnı alğan soñ, köy Kefe vilâyetiniñ Mangup qadılığına kire edi. 1520 senesi köy Kefe sancağınıñ malümat sayuvında añıla. Anda ise, Baydarda 18 musulman olmağan qoranta bar, olardan ailesini baqqan aqayı vefat etken bir qoranda bulunmaqta. 1542 senesi ise, 25 aileden ibaret olğan (4 “tul qalğan”) ve 5 büyük bekâr erkegi yaşağan hristian köyüdir.
Qırım hanlığınıñ terkibine nominal olaraq tek 9 yıl kirdi: 1774 senesi hanlıq mustaqillikni elde etkeninden 1783 senesi Rusiyege qoşulğanına qadar. Bu vaqıtqa qadar, belliki, hristianlar köyde qalmağan, çünki ne A. V. Suvorovnıñ “Hristianlarnı Qırımdan Azov yaqınlarına çıqaruvı qadnamesinde”, ne de Qoca Sala, İgnatiy mitropolitniñ qaydnamesinde añılmamaqta. Hanlıqnıñ üküm sürmesiniñ soñki yıllarında köy Mangup qadılığınıñ Bağçasaray qaymaqamlığına ait eti. Böyle malümat 1784 senesi Qırımnıñ kameral tasvirinde qayd etilgen.
1774 senesi fevral 8 Qırım Rusiyege qoşulğan soñ, köy Tavriya vilâyetiniñ Aqmescit qazasına kirsetilgen edi. Pavel isleatlarından soñ, 1792 senesinden 1802 senesine qadar, Novorossiya güberniyasınıñ Aqmeçet qazasına kirgen. Yañı belediye bölünüvine köre, 1802 senesi oktâbr 8(20) Tavriya güberniyasınıñ quruluvından soñ, Baydar Aqmescit qazasınıñ Çorgun volostine kirdi.
Aqmescitniñ qazasında olğan köylerniñ episi aqqında olğan qaydetüvge (1805 senesi otkâbr 9dan volostte can ve azbar sayısını köstergen ) köre, Baydar köyünde 49 azbar ve 244 sakin yaşay edi. General-mayor Mühinniñ arbiy-topografik haritasına köre, 1817 senesi Baydar köyünde 80 azbar olğanı qayd etilgen. 1829 senesi Volostnıñ bölünüvi islâatından soñ, Baydar “1829 senesi Tavriya güberniyasınıñ qazna volostları aqqında qaydname”sine binayen Baydar volostiniñ merkezi olaraq tayin etildi.
Ebet, şimdilik er şey edep talabına uyğundır: gotlar, alanlar, “yerli halq”(olardan başqa, kim aceba?). Pek çoq vaqıt musulman yoq, “qırımtatarlar” ,tabiki de, rusiye nüfus sayuv hadimleri taarafından uydurılğan bir addır. Em de , “baydarlar” kim eken, alâ daa belli degil.
Devam etemiz. Rusiyede ne vaziyet? “Baydar — Kurgan vilâyetniñ Polovin rayonındaki köydir, vilâyetniñ merkezinden 70 km uzaqlığında yerleşmekte… Rus ealiniñ yerleşmesinden evelki tarihı. Birinci eali bu yerde köçebelik etken qırğız qabileleri edi. Lâkin, XIX asırnıñ başında bu topraqlarda birinci rus adamları yerleşti”
“Qırğız(qazah, çünki XX asırnıñ abşlarına qadar ruslar qazalarğa öyle dey edi.) Öyle! Şaşılacaq iç bir şey yoq, çünki bu region qazahlarnıñ Kiçik Juza topraqlarınen qomşu ola. İşte, bu yerde “Noğay-qazah” (kaz. Kіşі jүz) — qazah halqınıñ körümli sülâlesi bar. Bu soy Kiçik Juza topraqlarında yaşasa da, kendini diger ealiden ayıra edi. Bu soynıñ dos-doğru peyda oluv tarihı yoq. Meselâ, Aleksey Haruzin, bu topraqlarda noğay-qazahlarnıñ kendilerinde ve diger qazah soylarnıñ vekillerinde noğay-qazahlarnıñ peyda oluvı boyunca bir qaç rivayet olğanını belgiley. Böylece, bir rivayetke köre, bu soynıñ vekilleri Qırım köçmenlerniñ nesilinden kelip çıqa”.
Amma Qırımnıñ özünde bu qaydan kelip çıqa? Nası olsa da, cevap Gürcistan memleketinen bağlı. “Bir rivayetke köre, Baydar köyüni XIV asırda Qırımdan qaçqan noğay türk qabilesi qurğan. 1360 senesi Altın Ordada “Velikaya zamâtnâ” adisesi yüz berdi, yani Orduda 21 yıl içinde 25 ziyade han deñişti, uluslarnıñ çoqusı mustaqillikke ıntıla edi. Özara savaşma ceryanında onlarca hantaht içün bir birini öldüre edi. O vaqıt yükselgen qırım baş valisi Mamay Manğıt noğay qabilesinen savaşa edi. Rivayetlerge köre, o qırım manğıt soyundan Baydar qabilesini yeñip, Kavkazğa sürgün etti. Endi Kavkazda yerleşken Baydarlarnı başqa büyük istilâcisi Tamerlan. Basqınlardan qurtulmaq içün, olar bir çoq yıl Kavkazda köçebelik etti. soñra adım-adım yerli ayatqa alışıp, yerleşti. Böyle bir yerlerden biri Gürcistannıñ cenübinde yerleşken Baydar köyü oldı. Tarihiy Borçalı vilâyetiniñ topraqlarında “.
Tamam, mangıt, ya da mangut kim eken? “Mangutlar (moğol. Mangud – “moğollar”) – Çingizhannıñ seferlerinde iştiraq etken moğol soyudir. Bu qabileniñ vekilleri 1756-1920 seneleri Buharada (1785 senesinden “Emir” unvanını taşımaqta) kendi ükümdar sülâlesini teşkil etti. Mangut sözü menbalarda farqlı şekilde rast kele: mankgut, manghit, mangkit. Belki de, mangut sözü “moğollar” sözüniñ qadimiy şeklinden kelip çıqa.
(https://ru.wikipedia.org/wiki/%D0%9C%D0%B0%D0%BD%D0%B3%D1%83%D1%82%D1%8B).
İşte bu “qırımlılar” içün büyük felâkettir. Böyle qırım adı! Feodoronıñ merkezi, ellinler, gotlar, tavrlar, skitler ve… moğollarnıñ merkezidir?! …
Birileri Vikipediyağa (belli bir sebeplerden) işana bile, birileri yoq, Amma mına sizge birici şahıstan tasvir etilgen ikâye. Qaraçay-Çerkesiya cumhuriyeti Noğay rayonınıñ İkon-Halq aulında yaşağan Renat Aksiyev añlata ki, anna tarafından Baydarov: “Baydar soyı – Mansur mırzalarnıñ süt qardaşlarıdır. Em olardan birlikte Qırımdan Qubanğa kelip Yuqarı mansurda yerleşken (Şahbaz Mansur aulı, ya da noğaylar Şabaz-aulı dep aytalar). İşte bu, olar şimdi yaşağan auldır.
Baydarlar zadekân edi, aynıqsa, mollalar, efendi ve qadılar. Hocalıqnı pek yahşı idare etkenlerden ediler, ticaretni yahşı bilgenler. İnqilâptan evel bir qaç şeerde öz tükânları olğan.
İnqilâp vaqtında ve inqilâptan soñ, Baydar soyını akimiyet basqınğa oğrattı. Çoqusı atıldı, qalğanlarnı Sibirya, Solovets adasına yollanıldı. Kimsi dağğa, kimsi ise, Qaraçay (menimkileri kibi), Dağıstanğa qaçtı.
Qaraçay-Çerkesiya cumhuriyetinde qoranta pek çoq degil, belki 10-15 bardır, amma mesele şunda!
Bizni, Baydarov olğan epimizni, anam tarafından, atta qartanam tarafında, Baydar toqumı çoq diye, Baydar soyuna qoşa ediler. Meni bile, Baydarğa qoşa ediler. Meselâ bugün bir esli-başlı aul hanımını ketirdim, er vaqıt olğanı kibi, men kim, soyadım ne olğanını sorıp başladı, men ise şaqalaşayım dedim. Amma o ise, peşini bıraqmay, sayramağa başladı: “seniñ yüzüñ Baydarlı, olardansıñmı?” Açıq soyleyim, bizim Baydar tuqumı eñ dülberdir. Qızlarnıñ episi gül, erkekler ise, qartaldır(menden ğayrı, men Aksiyev olamda – bu başqa mesele)”
Baqıñız, tarih ne şekilde: bir tamırdan üç yolaq, Altın Ordusınıñ üç farqlı regionı, episide Qırımdan:
• moğollar/manğıtlar – baydarlar – noğaylar – Kiçik Juzanıñ qazahları.
• moğollar/manğıtlar – baydarlar – noğaylılar – Gürcistandaki azerbaycanlılar.
• moğollar/manğıtlar – baydarlar – mansurlar – quban noğaylar/Baydarov soy adını taşığan noğaylı(soy/tuqum) .
• moğollar/manğıtlar – baydarlar – mansurlar – qırım tatarlar (baydarlı).
Halqlarnıñ tarihında böyle dolandaçlar tek olmayıp, alimlerniñ diqqatını celp etmeli. Amma şimdi şunı qayd etmek isterim ki, coğrafik ve etnik bir birinen bağlı olsa da, er vaqıt bir kelmemekte.
Menimce, şimdiki baydarlı qırım tatarları temiz manğıt, noğay bile, degildir. Genetika, til ve medeniyetniñ qarışması bugünki künümizde, qırımtatar halqında “baydarlılarnı” meydanğa ketirdi (ya şimdi bu ayrı halq mı ola?)
Bu arada, mında “Mangup” (Mangut degilmi) Qalenen bağlı bazı sualler bar.
“Qırım tatarlar” meselesinde, “tatar” qabile etnoniminen bağlı asılımızğa yaqın olğan Şarq Avropa ve Ğarp Sibiryanıñ türkiy halqları ile bağlağan ve ilk coğrafik tariften “qırımlı” etnik tarifine keçken ve bizni halqlarnıñ cemisinden ayrı bir etnos etken, beşeriyat, til ve medeniyette tekrarlanmaz qırım hususiyetleri olğan pek yahşı bir uzlaşuv bar. Ana tilinde daa yahşı yañğıray: “qırım tatarlar”.
Şimdi de, biz qırımtatar degilmiz, tavr ya da qıpçaqlarnıñ nesili demek, men ana-babamnıñ degil, qartana-qartababamnıñ evlâdi demeknen bir manadadır.
QIRIMLI VE QIRIMTATAR DEGİL
Halqımızğa zorla qabul ettirmege yollanılğan munaqaşa ne qadar saf olmağanını, “qırımlı” tarafdarlarnıñ çıqışındaki ton ve münderecesinden añlaymız. Anda olar qırımtatarlarnıñ degil, birinciden, Edil boyu tatarlarnıñ yarasına basmağa tırışa.
Bu işte Özenbaşlınıñ yanaşması unikaldir. O Qırımda yaşağan ve halqımızğa aqraba olğan Edil boyu tatarlarnı qırımtatarlar dep adlandırmağa teklif ete. Şimdi oña belli bir sebepleden tarihiy vatanından uzaq olğan qırımtatarlarnı “qırımlı üzbekistanlı”, “qırımlı kiyevli” ya da “qırımlı ukraynalı”, “qırımlı romaniyalı”, “qırımlı amerika birleşken devletlerli”, “qırımlı türkiyeli”, “qırımlı tatarstanlı” (ya da “qırımlı tatarlı”?) kibi variantlarnı teklif etmek mümkün, Acayip!
Men – qırımtatarım, yani türkim. Em qanımnen, em de dünyabaqışımnen. Men içün türk halqlarnıñ er biri pek yaqın ve meraqlıdır. Elbet de, em tarihtan, em de zemaneviy vaqıtta türkiy halqlarnıñ özara munasebetleri qolay olmağanını köremiz.
Cenkler de, yazıq ki, istisna olmadı. Bundan nasıl neticeni çıqara bilemiz? Eki yolnı körem. Birincisi, öyle de tartışabermek, ve ekincisi – aksine, oturıp tüşünmek kerek, ne içün türkler, aynıqsa tatarlar Avrasiyada öz evelki küçüni coyğan? Men aqiqatten de bizim adımız sebebinden sürgün etilgenimizni tüşüngenlernen tartışmaycam. Tek aynı plan em idil tatarlarına, em de ukrainlerge qarşı olğanını aytarım, bu ise tarihçılar tarafından tasdıqlarnğan delildir. Amma bu ne içün yapılmağanı endi başqa meseledir. Añlaşıla ki, böyle çoq sayılı milletlerge qarşı yapılğan aqsızlıq SSCŞ-da (SSSR) yañı bir grajdan cenkiniñ başlanması olur edi. Yaqında “dağıstanlılar”ğa da qarşı böyle bir deşet azırlanğanı aqqında malümat ortağa çıqtı.
(http://yoldash.ru/articles/health/kto_spas_dagestantsev_ot_vyseleniya_v_sibir_v_1944_godu/)
Amma menim aqlıma sığmağan bir şey şudır, bizim soyluğımıznıñ ne yamanlığı bar?
Qazan hanlarınıñ soñkilerinden biri – Safa-Geray, qırım sülâlesinden olğan. Onıñ facialı ölgen, qazan tatarları tarafından pek ürmet etilgen Süyümbike ömür arqadaşı Noğay ordularındandır. Bular episi bizim soyluğımıznı köstermeymi? Bu bizim qardaşlığımıznı temsil etmeymi?
Rus, tatarlarğa qarşı olğan tarihçılar, Qırım hanı sibirya tatarlarına yardım köstermek içün silâlı kervanlarnı rus basqıncılarınen küreşmek içün cibergenini aytalar. Ukrainağa yardım etken soñ İslam-Geraynıñ nevbetteki adımı Qazan seferi olacaq edi. Bu ise olmadı, o da Qırım hanlığıñıñ yüz yıldan soñraki taliyine tesir etti.
Çar cezalayıcıları Pugaçev tirenmesiniñ iştirakçilerini büyük sayıda idam etti, olarnıñ yarısı tatar ve başqırlar edi. Qırımda ise, rusiye qarşılığını bildirgenler ve bizim mollalarımız beden cezasına oğratıla edi. Ya da bu qan endi biz içün aziz degilmi?
Atta perestroyka vaqıtları bile Qırımtatar areketi aqqında yazılğan iç bir maqale Venera Yakupovanıñ maqalesi qadar samimiy ve açıq olmadı. Venera qırımtatarlarnıñ vaqtınca qurulğan evlerini yıqmaq emirini bergen qırım akimiyetiniñ vahşiy areketlerini köstergen qazan jurnalistidir. O zamannıñ ne “Dostluk”ı, ne de “Lenin bayrağı” Venera Yakupova qullanğan cesür, açıq sözlerni yazmay edi. Onıñ “Rodina ili smert”, “Pokuşeniye na internatsionalizm” maqaleleri sesli şiarlar kibi insanlarnı Qırımda, em de Tataristanda ayaqqa kötere.
Aynı Venera Yakupovanıñ yazılarından soñ, Qırımğa tatarlarnıñ studentler qurucılıq taqımları kelip Sudaq, Kezlev, Qapsihor, Hacı-Sala ve Molodöjnoyede yañı qasabalarnı qurmağa yardım berdiler. Studentler öz paralarına kelip, bedava çalışıp şu qurulayatqan evçiklerde, ya da çadırlarda yaşap, birinci dalğa repatriantlarnen bir parça ötmekni bölüşe ediler.
Olar içün tek bir şey emiyetli edi, o da qırımtatar qardaşlarına yardım etkenleridir.
1980-ninci senelerniñ soñu, 1990-nıncınıñ başlarındaki Tataristan müiti aqlımda canlana. “Men – qırımtatarım” sözleri er bir müessise ve evniñ qapularını aça edi.
Sürgünlikten soñ yazılğan birinci dissertatsiyanı Refik Muzafarov yazdı, onı da anda-mında degil de, Qazanda 1961 senesi qorçaladı. Musa Mamutnıñ balları Qazan finans-iqtisat fakultetinde oquğan. Em o vaqıtları nice-nice qırımtatarlar Tataristannıñ çeşit aliy oquv faqultetlerinde tasil aldı. Orta Asiyada ise bunı qabarsız yapalmaz ediler. O qapular biz içün açılmadı. 1989 seneniñ fevralinde Qazanda keçirilgen Tatar Cemiyet Merkeziniñ toplaşuvında Finlândiyadan başlap Tomskqa qadar toplaşuvğa kelgelerniñ episi bir sesnen “Qırımtatarlar aqqında” rezolütsiyanı qabul ettiler. Rezolütsiya qırımtatarlarnı Vatanına qaytarmaqnı, milletniñ devletçiligini tiklemek talap etile edi. Böyle rezotsiyalarnı biz çoq kördikmi? TCMniñ ekinci toplaşuvında 1991 senesi bundan evel körmegen ve tanımağan delegatnı Mustafa Cemilevni ayaqta turıp alğışladılar.
Şimdi bunıñnen iç kimseni airette qaldırmazsıñ, amma o vaqıt “Haytarma” nıñ birinci kontsert yayınlavını baqqanda birev onıñ Moskvada degil de, Qazanda yazılğanını bilmey.
Qazan tatarlarnıñ tili, tış körünişi, muzıka ve adetleri begenilmeymi? Bellesem, bizimkilerni kibi olarnı da begenmegenler bardır. Ya da biz de begenmegenlerdenmizmi?
Yekâne, azmı-çoqmı aqılğa kelgen mantıqıy cevap sürgünlikte halqnıñ mahsus yerleştirilgen yerlerinde qazan tatarlar komendantlıq ete edi, soñundan ise bizim areketimizni tohtatqan KGB hadimder kene de, qazan tatarlar olğan.
Şimdi de menim sualim böyledir, nasıl etip de bu tesadüf oldı? O vaqıttaki SSSR akimiyeti repressiyalar, siyasiy sürgünler, provokatsiyalar ustası olaraq, bularnıñ episi tesadüf ola bilirmi? Elbet de yoq.
Olân, cemaat, ya da siz de qırımtatarlarnı sürgün etkenlerni aqıldan çıqarıp, tatarlarnı duşman belleysizmi?.. Qardaş milletlerni bir birine qarşı qoymaqnen aramızğa nefret beslegenlerine siziñ aqlıñız yetmeymi? Em de o yüzlerce, daa doğrusı onlarca bizge qarşı qoyulğan manqurtlar büyük halqnıñ temsilcileri olamaz, büyük milletniñ asıl duyğu ve sevgisini köstermey.
Astrahan ve Sibirya tatarlarnıñ vaziyeti daa muşkuldir, olarnıñ hanlıqları yoq olğanından soñ devletçiligi iç de tiklenmedi. Şimdi ise endi-endi medeniy muhtariyeti peyda olmaqta. Oña baqmadan aynı idil tatarları bizge ağır vaziyetlerde yardım qolunı uzatalar. Bu aytqanlarımnıñ isbatı olması içün nevbettekilerni oqumalı: “Bağçasarayda, şeer rayon memuriyetiniñ odasında büyük ekranlı televizor bar.”
Bu Tataristannen videobağ, men dos-doğru Minnihanovğa telefon ete bilem, Qırım başı Aksönovğa ise etalmayım” – dep, oda saibi İlmi Ümerov ayta. Belli ki, “keçiş zamanı” nda” Qırımnıñ şeer ve rayonlarını Rusiye Cumhuriyetiniñ çeşit subyektleri diqqatı altında oldı. Bağçasaray da Tataristannıñ diqqatında edi. Krım. Realii portalı rayon başınıñ böyle bir şeflıqnıñ effektivligi, ilerilev planlarını ve yañı akimiyetnen til tapqan-tapmağanları aqqında soray.
– Tataristan ile birleşme nelerni ketirdi?
– Cerrahiy ameliyat keçkenini tasavvur etiñiz. Netice bir olacaq, amma Tataristannıñ tesiri anesteziya kibidir. Yañı aq-uquqqa alışmaq pek ağır. Er taraflama işbirlik toqtaldı. Olarnıñ eñ esas yardımı – metodik destektir. Bağçasarayğa Tataristannıñ em prezidenti, em premyer-ministri, em de aman-aman nazirliklerniñ episi kelip ketti. Doğrusı, büyük iş ceryanını keçirdik. Şimdi de episi körüşüvlerniñ neticesi olaraq, er afta videobağ vastasınen konferentsiyalar keçiremiz. Biz meraqlandırğan suallerni toplap, Tataristan nazirler şurasına ciberemiz, bir aşada olıp da bu suallerni çezemiz.
– Ya Tataristandan para yardımı kelemi?
İlmi Ümerov Tataristandan kelgen deligatsiya ile 2014 senesi mayıs 6
– Dos-doğru para yardımı da kösterile. Meselâ, köylerniñ suvnen temin etilmesine 12 million ruble yollanılğan edi, suv teminlegen börülerge 15 million masraf etildi, 10 million ise qıyamağan köy hocalığına ayırıldı. Mektep ve bala bağçalarınıñ abadanlaştırma işlerine 10 million ruble sarf etildi. Bundan başqa Bahçasaray tarihiy-medeniy qoruq işçileriniñ aylıq meselesi Tataristannıñ maddiy yardımınen çezildi. Tataristan yollanğan hastarnı bedava tedaviyledi. İşbirlikten pek memnünmiz. Regionlar seçiminde biz qısmetli çıqtıq”.
İlmi Ümerov: “Rusiye antını ketirme zamanı kelgende, men keterim”
http://ru.krymr.com/content/article/25473036.html
Buña daa bir şeyni qoşmağa mümkün. Tataristannıñ Bavlin rayonında Bahçasaray köyü bar. Tesadüfiy bir almı? Ya Qırım-saray köyü? O da tesadüfmi? Tataristannıñ bir qaç rayonında (Arsk, Atnin be başqa Zakazanye adlı rayonlarında) yaşı büyük olğan hanımlarğa “apçı”/”apçe” deyler, amma idil tatarlarınıñ umumqullanğan “apa” sözü bar. Buin rayonında, Çuvaşistan sıñırında, Çuvaşistannıñ özünde ve Atabay, Ankaba, İsayek, Aksu tatar köylerinde (umumen 30 köyde) “aptiy” sözü qullana.
Qırımtatarlarda ise umumqullanğan “apte” sözü bar (apçe de bazı ağızlarda aytıla). Aysâ diñleñiz, “apa” dep Aluştada, yalı boyunda, yunan-got-cneviz merkezinde (orta asır tilinde “Got kapitaniyası”dır). Tamam şu taraflarda, Bağçasaray rayonnıñ bazı qısmı sakinleri özbekler (olarnıñ da bir qısmı Altın Ordudan kelip çıqa) ve bazı noğaylar “aka” dey. Belkim er şey daa qolaydır? Ve aramızda iç bir yıqılmağan divar, belkim, qalmaz. Bu divar iç olmağandır. Onı tamam şimdi, bizim közlerimiz ögünde qurmağa tırışalar! Ne içün? Bizni yamanlağan duşmanlarımız qırımtatarları/tatarları aqqında “qırımlar” dep deñiştirip yazmağa başladılır. Büyük ğalebedir! Amma başqaca olamaz.
İTİBAR QAZANĞANLAR AQQINDA DAA BİR SÖZ
Qırım halqı qırımlar adını coyıp, Rusiyede türkiy halqlarğa İdil, Sibirya, sabıq Qırım hanlığınıñ tebaaları, Kavkaz ve Qara deñiz yanı musulmanlarğa qarşı qullanğan aqaretli “tatar” sözüne alışsa da, öz menligini saqlay bildi. Tamam bu sebepten qırım alimleri, içtimaiy erbaplarınen beraber büyük mütefekkir İsmail-bey Gaspralı, Müftiy – Noman Çelebicihan, körümli şair ve filolog Bekir Çoban-zade bu adnı atta 1921 senesiniñ oktâbr 18-ne qadar qullana ediler. 1783 seneniñ anneksiyasından soñ Tavriçeskaya dep adlandırılğan diyarımız, ondan evel ne adı, ne Qırım vilâyeti ya da güberniyası bar edi? Söz sırası, o vaqıtları “qırımlı” sıfatını qullanmay ediler bile. Sade “tatarlar” lağaba, başqasına yol yoq. Ondan da başqa, 1944 senesiniñ sürgünligine qadar bu milletniñ avtohtonlığı şübe altına qoyulmay edi”.
Qısaca, türk alemniñ ocası İsmail Gaspralı dep, stalin işkencesini çekken türkşınaslıqnıñ yıldızı Bekir Çoban-zade de, Aqyarda bolşevikler tarafından parça-parça yırtılğan birinci Qurultanıñ lideri, Tavriya Müftisi Noman Çelebicihan da 1921 senesine qadar tatar sözüni qullanmağa “borclu” edile. “Qırımlı” sıfatı ise, yoq edi, olsa da, olar bilmey edi, ya da aytmağa cesaret etmey edi. Güberniya Tavriya olaraq adlandırılğanından, ne til aylana edi, ne de qalem yaza edi. A.Özenbaş olar aqqında ne içün o qadar menfiy tüşüne? Olardan iç biri “qırım tatarlar” ibaresini bilmegeninden, yoqsa qorqqanından qullanmağanını tüşenemi?
Amma tatar masqara adını taşığanlar, 1944 senesine qadar halqınıñ avtohtonlığı (yerli olğanını) tanıla, qabul etile edi. Stalin rejiminde bile. Stalinniñ ahmaqlığından er alda. (Bu arada: “Malaya sovetskaya entsiklopediyası, 1937, t.5 QIRIM MC maqalesi bulunmaqta”)
QIRIM MC — RSFSC terkibinde 1921 senesi oktâbr 10nda teşkil olunıp, Qırım adasında yerleşmekte. Meydan – 25.980 km2, 832,3 (1934). Tamır halqları — tatarlar, qırımçaq ve qaraylar; ruslar – 48,8%, tatarlar – 25,3%, ukrainlılar – 10, 2 %, qalğan 15,7% nemseler, yeudiler, urumlar, bulğarlar, ermeniler, çehler, estler, qaraimler ve digerleri.
Cumhuriyet 20 rayonğa, olardan 6 tatar rayonına: Foti-Sala, Bağçasaray, Yalta, Aluşta ve Sudaq; 2 nemse: Biyuk Onlar ve Telmen; 2 çufut: Fraydorf ve Larindorf; 1 ukrain: İçki. Büyük şeerler: cumhuriyetniñ merkezi – Aqmescit (1935 s. 104,0 biñ sakin), Keriç (91 biñ sakin), Aqyar (82 biñ sakin), Kezlev (28,7 biñ sakin), Kefe (28,4 biñ sakin), Yalta (25, 5 biñge yaqın sakin)” (http://ayder-bektash.livejournal.com/51546.html).
Ya ne içün eken? Ya mantıq qayda? Ne kerek bir arada mashara adnı berip, tamır halq aqlarını qabul etmege?
Keliñiz, A. Özenbaşnıñ uydurğanlarına degilde, doğru bu adamlarğa muracat eteyik!
halqımızğa sadıq olğanımızğa İsmail Gaspralı adına ant etken adamnıñ, hanımı qazan mırzalardan kelgen Zahra Akçurinadır. İsmail Gaspralı tek qırımtatar olmağan maarif faaliyetine hanımınıñ babası Yusuftan em maneviy, em de madiy destekni ala. Ve bizni, öz halqını, tatarlar (qırımlı degil) olaraq tanıy edi.
“… biz te bir şeyni qayd etmek steymiz ki, artıq Rusiyeniñ terkibine bir dinni kütken, bir tilniñ farqlı lehçelerinde qonuşqan, ortaq içtimaiy turmuşı ve ananesi olğan 10 millionğa yaqın türk-tatar qabilesi bulunmaqta.
Qabile Rusiyeniñ Avropa ve Asiya taraflarına yayılğan ve çoq yerlerde rus ya da başqa halqlar ile qarışqandır. Lâkin, hususiy ve qaviy diniy-turmuş ayatiy şartları olmaqnen, bizim keñ vatanımıznıñ halqları arasında belli miqdarda olması, ve olarnıñ taqdiri, menimce, devlet ve cemaat taraftan büyük diqqatqa lâyıqtır…
Hucur degilmi, Konstantinopol, Smirna, Kair, Damask, Tunis ve diger asiya merkezleriniñ musulman cemaatları, rus musulmanlarnı er bir saada bir çoq adım ögünde olıp, olar arasında iken siz Avropanı, aqliy ve ahlâqiy ayatnıñ canlanğanını, ve asiya fikirlerine beñzemegen yañı fikirlerni eşitesiñiz ıntıluvnı köresiñiz; bu arada bağçasaraylınıñ, qazanlı, qasım ve olarğa beñzer vekillerniñ alı İoan Groznıy, Yermak ve Çoban-Girey vaqıtlarındaki madiy ve aqliy manzaranı, turğunlıq devirni añdıra?
Tek bir istisna bar, Litvaniyada dağınıq yaşağan litvan musulmanları diniy ananelerini saqlap qoruğanda avropa medeniyetini ve yaşayış tarzını menimsedi, ve aqıldan rus musulmanlarnıñ başındalar…
Eger de bu manada bir şekilde Ruske faydalı olsaq, demek yardımğa yardımnen cevap bermek kerektir…
Misal olaraq, qırım tatarlarnıñ icereti, de akimet, yerli şura tarafından desteklenip yol berile edi, de yasaqlanıp yol qapana edi…
Meselâ, askeriy mecburiyeti kirsetile. Qırımlılar birinci olaraq çağırıla, amma birleri olğan vazifeni doğru-duzgün añlatamadı, ve mına tatarlarğa qırq yaşına qadar er kes asker olacaq ve Ruseniñ er bir köşesine yollanılacağı aqqında kirli, alçaq qanaqlardan bir haber keldi. Tatarlar abdırağanı belli, ve ealini tınçlandırmaq içün, belli bir iflâs ve belâlardan qurtulmaq içün çoq sabır, vaqıt, emek ve tecribe kere edi…
Qırımda rus köyleri kilse olğanından, tatar köylerinde cami olğanından bir birinen farqlana. Erkekni tış qıyafetinen tatrdan ayıramazsıñ, ve tek hususiy tatar lehçesi onıñ rus olğanını añlatır. Meraqlısı şunda ki, tatarlanıñ tesiri tirengen, içte tesir altında qalmaq istemegen nemselege de yayıla edi. Qırımnıñ nemse müstemlekecilerniñ büyük qısmı da tatarca laf ete, tatarnıñ sade urba tarzını da özüne alıp, rusça zornen laf ete edi.
Bilgenimiz litvan tatarları tatar tamırı olğan soyadınen rus-polon adlarnı taşımaqta, meselâ Ahmatoviç, Asanoviç, Selimoviç ve digerleri. Bunı qayd etmeli ki, litvan tatarları Rusiyeniñ eñ yahşı taatrlarıdır, em de medeniyet ve tasil boyunca musulmanlıqnıñ başındalar…”
Men tatar tiliniñ mektplerde ögrenilmeme sebebini añlamayım… (İsmail Gasprinskiy. RUSSKOYE MUSULMANSTVO. MISLİ,ZAMETKİ,NABLÜDENİYA. http://kh-davron.uz/yangiliklar/muborak-kin/ismail-gasprinskij-russkoe-musulmanstvo-mysli-zametki-nablyudeniya.html).
Şunı qayd etmeliyim ki, İsmail Gaspralı o vaqıt Rusiyede aynı dinni kütken, bir tiliniñ lehçelerinde laf etken, bir anane ve içtimaiy turmuşnıñ saibi olğan 10 millionğa yaqın türk-tatar qabileniñ mevcutlığı aqqında yaza. O ne qadar qırımtatarlarnı / qırımlılarnı saydımı? Zan etem, o Rusiyede yaşağan türklerniñ episi aqqında laf yürsetmekte, kesinlikle, musulman tatarları, şu arada qırım tatarları aqqında da.
“Belli bir bağçasaraylı, qazanlı, qasımlı ve digerlerniñ zemaneviy alı” ibaresi meraqlı bir fakt olaraq belgileyim. Qırımlı aqqında o qadar eminligim yoq, amma A. Özenbaşnıñ fikirine köre, İsmail Gaspralı da üç milletni belgiledi. Olar arasında “bağçasaraylı” öyle degilmi? Bu arada qırımlı sözüni o tek bir yerde qullandı: “Qırımlılarnı birinci kere askerlik mecburiyetine çağıralar… Añlaşıldı taatrlar abdıradı”. Meraqlı bir şey: Özenbaşqa köre, “qırımlılarnı”, demek ayrı bir milletni, sadece Qırım sakinlerini degil, abdırağan “tatarlarnı”. İ. Gasprinskiy qırımtatarlar aqqında “haberi bile yoq edi”, amma akimiyetniñ haberi bar edi: “qırımtatarlarnıñ icretine akimetniñ, soñra yerli memuriyetniñ oluşqan belli bir qararı yoq edi”.
Büyük ocanıñ sözleri ve fikirlerini böyle açıq şekilde deñiştirmege olmaz ki!
Bekir Çoban-zade Budapeşt ve Baku universitetlerniñ professorı (başqa unvanlarını şimdi almaymız bile),
o qadar “şuursız” edi ki, ve bu sebepten, 1919 senesi şiirlerinde böyle yaza:
“TATAR TÜGÜLMEN!..” DEGENLERGE
Süñlün cılınıñ dördünci ayında,
Macarlar eliniñ bir qızğın cayında…
Cetişti Batı han qart Dunay boyuna…
Haberler ciberdi yavurlar soyuna…
“Habersiz keldiler, deme soñ duşman,
Atıñnı egerle, yayıñnı quşan!..”
Yavurlar, dinleri tatardan ayrı:
Farangı, germanı, o mürted macarı…
Bekletmiy cetişti, külüşip, oynap,
Collarda tosnaqlar, ilçiler qaynap…
Haçların taqtılar öpip moyunğa,
Kör, topal erenler ep keldi cıyınğa…
“Barbarlar, bularnıñ soğuşı oyun…
Din, bilgi qolıman qırayıq soyun…”
Diy edi Yavropa, bu yavur oppa…
Tatardan körmegen bir yahşı sopa…
Tatarlar turdılar çınların cırlap,
Yayların, atların altunman sırlap…
Bir soğuş boldı şay… Ah, Acem körse!..
Firdevsiy bulardan bir destan örse!..
On kere saldırdı cavur şay gürlep,
On kere qanıman cerlerni kirlep…
Oy, tatar balları bar edi cenkte,
Bularnıñ torunı Cengiz de, Leng de…
Tütme-tüt boldı ay, bayraqlar qolda,
Qoraylar toz boldı, sel aqtı colda…
Ay, urdı cigitler narasız, sessiz…
Bir künde cığıldı Yavropa essiz…
Yetmiş bir milleti boynunı egdi…?-
“Amenna!” dediler, Batı han ceñdi…
Batı han qolunda kemigi, eti…
Yavropa o vaqıt “Tatarman!” diy edi…
O aqşam bir dügün yasadı tatar,
O aqşam kerekmiy cıldızlar, aylar…
Çın tatar bulardır, qaytarma bilgen,
Tatarca cırlağan, ölümge külgen…
Bar tatar tek bu gün caşağan bolsa,
Bu günçün tuvğan da aşagan bolsa…
* * *
“Biz tatar tügülmiz!”, — diy bugün dönme,
Elbette, tügülsiñ, ay, bayguş köle…
Sen bugün oytalıq, ırğatsıñ, çoban!
“Tatarman!” — deseñ de, tabılmaz inanğan…
Senin bu inkârıñ qorqudan kele…
“Men tatar tügülmen!” — Yavropa küle…
Azğana yüregiñ bolsa tek seniñ,
Añlasañ cigitlik ne demek ekenin…
Tanısañ Batını, Cengizni yahşı,
Aqar da közleriñ ökürli yaşı.3
“Tatarman!” — der ediñ, kökregiñ tüyip,
“Tatarman!” — der ediñ öz tiliñ süyip…
Sen tatar tügülsiñ, soguşta bolmay,
Bir Batı çığıp da, qamçısın almay…
Tatarsıñ toy bolsa, tac, taht tursa,
Bir Cengiz qopıp da, ayağın ursa…
Soğuştan burunda er sözü inkâr,
Soguşlar bitken soñ alayı tatar…
* * *
Qabışqan betiñde bolmasa eski
Batırlar soyunıñ al qanı, süyegi…
Bazı bir sözüñde bolmasa izi,
Burunğı cigitler duyğusı, sesi…
Oşasañ bütünley duşmanğa, cavğa,
İç tüşkün körmesem qılıçqa, atqa…
Seniñmen der edim men de: “Coq tatar!
Batıman, Cengizmen kömüldi barabar…”
31 kanun-ı evvel (dekabr), 1919, Budapeşt
(Çoban-zade B. V.Menim yazılarım – Simferopol: Tarpan, 2009. – 256 s. – s.s.93-95)
Menim içün eñ deşetlisi, bu saçmalıqqa Noman Çelebicihannı qarıştırmaqtır. O şait bir qaramandır. Bunen birlikte bu qısqa ömüri içinde yapqanlarnıñ temelinde qırım milliy areketi, umumen, halq qurulğan ikmetli ve universal bir adamdır. Rusiyege anarhiya ve qardaşlıq cenki dalğası yürü gen şartlarda öve onıñ yardımcıları qırımtatar devletçiligini tiklemege tırıştı.
O elinden kelgenini yaptı, Qırımnı, qırımtatarlarnı ve milletine bağlı olmadan Qırım sakinleriniñ epsini, buña bulaşmaması içün pek oğraştı.
O ve onıñ yardımcıları er kes bir birini ürmet etecek ve er bir milletniñ aqqları temin etilecek, qırımlılarnıñ devleti olacaq Qırım mustakil cumhuriyetniñ qurulışını ilân etti. Aynı zamanda, qırımtatarlarnıñ aqları da aynı temin etilecek edi. (çarlıq vaqtında, ve 1944 senesi sürgünden soñ, 70 yıl ve bugünki künge qadar devam etkeni kibi olmaycaqtı).
Noman Çelebicihannıñ siyasiy kredosı “Qırım – qırımlılar içün!”
Şimdi ise, diqqatlı baqayıq.
2019 senesi noyabr 26sında Bağçasaraynıñ er bir köşesinde inqilâp saatleri keçirilgen tantanalı müit sezile edi. Noyabrniñ suvuqlığına baqmadan, Qırım hanlar iqametgâhınıñ qapıları açıq edi. Ve qırımtatar halqınıñ Birinci Qurultayına kelgen bir çoq insannı qabul etmege azır edi.
Qurultay murahhasları Han-Camide üyle namazını qıldı.Bundan soñ üyle saat ekide Qurultay qırımtatar halqınıñ lideri, Qırım musulmanlarınıñ yerine ketirici merkeziy komitetiniñ reisi, Qırımnıñ baş müftisi Noman Çelebicihannıñ nefes tutturıcı qonuşması ile açıldı.
” Sayğılı murahhaslar! Bugün bir buçuq asır ögüne qopqan siyasiy ayatımız ğayrıdan tiklene. “Divani Ali” salonında toplanğan Qurultay rus zulmü altında yoq etilgen milliy tatar areketni ğayrıdan başlata. Basqı ve müstebitlik neticesinde açılğan yaradan qan bizim içtimaiy ayatımızda bugün de aqa.
1917 senesi fevral 28zinde köklerde dalğalandırılğan inqilâpnıñ qan rengindeki bayrağı halqmızğa serbestlikni bağışladı.
Qırım adasında yaşağan sayğılı murahasslar, tatar milleti öz siyasiy ayatında bu qutlu aqqnı sizge berdi.
Tatar milleti, bütün insanlarnıñ aqqını tanıp, Qurultayda diger milletlerniñ bayraqları ile bir öz milliy bayrağını köterdi, ve bugünki künden başlap, ayatını Konstitutsiyadan kelip çıqqan qanunlar temelinde quracaq…”.
Soñra Noman Çelebicihan öz qonuşmasından Petrogradta yüz bergen Oktâbr devrimini mahküm etti, “Qırım qırımlılar içün” (milleti ne olsa olsun) şiarı ile yarımadada çoqmilletli serbest cumhuriyetniñ qurulmasınıñ qurulmasına çağıra edi.
Çelebicihannıñ nutqu büyük bir eyecan ile qabul etildi. Bu künü qırımtatarlarnı Qırımda yaşağan diger millet vekilleri hayırlap çıqış yapmağa keldi” Gülnara Abdullayeva, Krım dlâ krımtsev, 27.11.06 / 18:20, Nomer vıpuska: 44, http://www.avdet.org/node/132).
Ebet, Noman Çelebicihan aynı qırımtatar akimiyetiniñ başında edi.
O qırımtatar öz-idare akimeti qabul etilgen milliy Konstitutsiya ile uyğun edi. Lâkin onıñ “Qırım qırımlılar içün” şiarı Qırımda yaşağan sakinler ile bağlıdır. Nevbette yapılacaq şeylerden, Qırımdaki tesis toplaşuvınıñ teşkil olunmasıdır. Kelecek cumhuriyeti bütün qırımlılarnıñ aqqını saqlap, yan-yanaşa yaşav ve tesirleşüv şekilleri qurulacaq edi. Bolşevik cenki bu ceryannı bozdı.
Bu arada A.Özenbaş bilgeninden añlamlarnı deñiştire. Qırımtatar, eger de isteseñiz, tatar vatanperveri Çelebicihan, “qırımlılar” sırasına yazıla! Em onıñ “Qırım qırımlılar içün” şiarını añlamsız deñiştireler. E soñunda ne kelsin!?.. Aslında qırımtatar (qırımlı degil) halqınıñ medeniyetini ve menligini külden yañıden yaratmağa tırışqan, genç yaşında özüni qırımtatar halqınıñ aqları ve ğayrıdan yaratıluvğa özüni feda etkenlerniñ hatırı, orta yerde meydanğa kelgen mühtekirlikni ya da insafı olğan insannı toqtatmaq kerek edi:
“MEN DE ANT ETTİM”
Men de ant ettim, bu tatarnıñ yökunı var etmege,
Azırlandım men de senday aq yoluna ketmege,
Senday etken bir büyükniñ antına ant qatmaga,
Bunıñ içün men de azırman apislerde catmağa.
– “Tatar içün” — ses çıqarma, öltirirmiz, – deseler,
Bastırıqta tenim çürütip, qolum, tenim kesseler,
Ayagıma qırşav salıp, üstüme taş tizseler,
İçimden kene senden beter, “Ant etkenmen” cırlarman”.
ANT ETKENMEN AYTAMAN
Catsam, tursam, cölga çıqsam, ant etkenmen, aytaman,
Qayta-kayta, ayta-ayta men artıma kaytaman.
Qanım qaynay, canım caynay, ant etkenmen, cırlasam
Savluqman qal tatarlıqnı “bastırıq”man sırlasam
“Ant etkenmen tatarlarnıñ yarasını sarmaga,”
-Dep bagırsam bu keñ dünya, boşluqlar da tar maga
Aytkan sayın aytacagım kele, qalbimqaltıray;
Emellerim töpesinde bir altın ay caltıray.
“Ant etkenmen” aytılğanda men bir şayr bolaman,
Tamarlarım torlana da kirli kinge tolaman,
“Ant etkenmen” cırladımmı, ille şiir yazaman,
Eskirmegen taze dertniñ çöpnen tübün qazaman.
Maga ilham bergen, meni “cigitmen” dep yaşatqan
Ğaflet kalıp yuqsırasam “yuqlama” dep taş atqa
Yaş babaynıñ qaleminden tökken ötkür sözleri,
Menden quva muñ-qaygını o sözlerniñ özleri
Ey bizlerni quçagında aybetlegen, anaylar!
Bahtımıznıñ yaraları tazerdi de, qanaylar
– Beşikteki sabiylerge “Ant etkenmen” aytıñız,
Caş miyleri qatmaz burun vicdanların
Baytıñız!”
(Amdi Geraybay, Şiirler, Simferopol, – “Tavriya” neşriyatı, 1997 s.-14-16 s.s.)
Bu insan 1930 senesi stalin rejiminden öldürilgen edi, 29 yaşında şeit oldı. Qırım MSSCumhuritiniñ qurılğanından tam 9 yıl soñ ve büyük umumittivaq terrorına tam bir qaç yıl qalğanda. Onıñ şiirlerinden ve seçken ayat yolunından bir gramm bile şübe yoq. O yazğanı kibi yaptı.
A.Özenbaşnıñ fikiren köre, o ve onıñ kibileri bu mashara ad içün elâ kola edi.
Allah bağışlasın!
LİNGVİSTİK AÑLAŞMAMAZLIQNIÑ AMELİY AQİBETİ
Basqı altında bulunğan devirlerden qalğan ruhiy tabiligi “qırımlı” sualiniñ tizilüvine meraqlı bir şekilde tesir ete. Sanki, rusça “krımets” olsa, er şey yerlerine oturacaq.
“Krımtsı” ve “krımçane” – manadaş sözlerdir. “Krımçane” şekli sonet devride peyda oldı, “Komsomolçane – na –Amure” kibi. XIX asırnıñ rus tilinde “krımçane” şekli yoqtı. “Qırımlı” bardı. Lâkin qırımtatarlarğa qarşu qullanılmayıp, yarım adanıñ ealisine qarşı qullanılğan bir söz olaraq. Qardaşlıq İçki cenkiniñ başlarında da Cafer Seydamet ve Noman Çelebicihan teklif etken “Qırım qırımlılar içün” şiarı da, tatar olmağan Qırım firqaları ve teşkilâtları ile ortaq noqtağa kelme ıntıluvı edi. Böyle areket bolşeviklerge qarşılıq bermek ve Rusiyeden kelme farqlı taqımlarnıñ qarışmaması maqsadınen yapılmaqta. Ve qısmen oldı diye bilemiz. Qırım ordusı ştabınıñ komutanlığı altında bizim eskadron degil de, rus öfitserleri de ketti. Amma vaziyet qurtarılmadı, çünki küç musaviy degil edi.
Söz ekvilibristikası o qadar zararsız degildir.
Lâkin, menimce, bizim içün bu adnıñ nasıl telâffuz etilgeni, qabul etilgeni ve ana tilimizde, ve diger tillerde ne manada olğanı müim olmalı.
Qırımtatarlar arasında rusçada “Siz qayerdensiñiz?” kibi şekli olğan “Neredensiñiz?”, “Qaydansız?”, “Qayerdensiz?” sualleri pek yayılğandır. Ve “Sudaqtan”, “Qarasuvbazardan”, “Bağçasaraydan” cevaplarnı alamız. Amma bu bilgenimiz, rusçadan yapılğan dos-doğru tercimedir. Qırımtatar tilinde, diger türkiy tillerinde olğanı kibi, böyle sual ve cevap şimdi, bu anda, insan ne yerden kelgenin bilmek içün berilir.
Onıñ daimiy yerinde yaşağanını ögrenmek istesek, biraz farqlı olur: “Nerelisiñiz?”, “Qayerlisiñiz?” (şimdi şiveler aqqınla laf yürsetmeymiz, til mantığını qonuşamız). Cevap: “sudaqlıyım”, “qarasuvbazarlıyım”, “bağçasaraylıyım”, “qırımlıyım”(eger de insan devamlı Qırımda yaşap, suallerge Qırımnıñ tışında cevap bergende).
Qırımdan olğan rus, çufut, nemse, ermeni, ukrainlı ya da diger biri, bir de bir türk tilini bilse, meselâ turkçe, ve til taşıyıcısınen laf etkende, ne yerden kelgenini qayd etkende, “qırımlıyım” demesinde aqlıdır.
Ve onı doğru añlarlar. Samarqandta degil, Qırımda yaşağan qırımtatar da “qırımlı” ola bile. Amma bu söz türkiy tillerniñ mantığı, ya da milletke olğan mensüpligini bildirmez. Ve iç farq etmez “krımçane” ya da “krımtsı”. Qırımda yaşasa “qırımlı”, Brazilde – “brazilli”, Amerikadaki (anda yaşağan temel milletler “amerikalı” degil) – “amerikalı”, İraq – “iraqlı” (yani o topraqlarda da arap, türkmen, ya da kurd yaşaya bile).
Turkiyede bir çoq kere oldım, ve turkçe laf etkenimde, olğan aktsentimi sezip:
– Nerelisiñiz?
– “Qırımlıyım”, – dep cevam berdim.
– Memleketiñiz ne?
– Ukraynalıyım.
– Turkmusıñız?
– Degil. Qırımtatarım.
Ve sıq-sıq böyle şeyler kelmekte:
– A benim dedem de tatarlardan!
Ya da:
Öylemişmi? Dostum da tatardır!
Ve ilâhre.
Eger de biz tilni yaşamasını, kendi ve yaqın türk milletler dairesinde yaşatmasını istesek, böyle deñişmelerden soñ, nege kelecegimizni bilmek kerek. Edil boyu yaşağan tatarlar da, “qazanlıyım”, “urallıyım” dey, lâkin bu olarnıñ etnik mensüpligini belgilememekte. Meselâ, em tatar, em başqırt, em de çuvaş “qazanlı” ola bile.
Eger qırımtatar halqınıñ özgünligini saqlamaq niyetinen, onı Qırımda yaşağan diger etnik grupplar arasında qarışıp ketmesi ise, kerçekten faydalı bir tekliftir!
Yañı qoyulğan adımıznı halqara tili olğan ingliz tilinde taqdim etme adımları da meraqlı körüne. İngliz tilinde bizim aqıqıy adımız “Crimean Tatars” olmaqta. Halqımıznıñ doğru adı çoqtan dünyağa bellidir, çoqyılıq tarihından, Sovetler Birliginiñ aqlarnı qoruvı areketinde faal iştiraqından, soñki areketimizniñ muvafaqiyetinden, halqara teşkilâtlarda ve umumen cumhuriyetniñ tışında, qırımtatar halqınıñ Meclisi bularnıñ arasında.
Yigirmi yıl evelsi meni Amerika Qoşma Ştatlarından kelme guron halqınıñ vekili (bu halq er keske Fenimor Küperniñ romanlarından bellidir) aytqan sözleri ayrette qaldırdı. O menim qırımtatar olğanımı ögrengende, böyle bir şeyni ayttı: “A hunnularnıñ nesili. Doğru tarihımız büyüktir. Qabile başı Atilla Roma imperializmge qarşı temel halqlarnıñ aqları oğrunda cenkleşkendir!”. Elbet, “temel halqlarnıñ aqları oğrunda cenkleşken”, – demek biraz abartıcıdır, amma ecdatlarımıznıñ ve halqımıznıñ namı ne qadar keniş yayılğanı aqqında tüşünmek ve belli bir neticelerge kelmek müimdir. Temel halqları areketiniñ faal iştiraqçısı, ihtisaslı halqara uquqçısı, tamırları Havayi qıral sülâlesine uzanğan Mililani Trask böyle fikirin bildirdi: “Nadir, seniñ qırımtatar olğanıñı ögrengende, pek şaştım. Mektebimizde Qırımnıñ işğali ve Qırım savaşı aqqında bir çoq şeyni añlattılar. Rus ordusı sizni yoq etmege tırışqanı aqqında er kes bile. Ve bugünki künge qadar, Qırımnıñ temel halqı olmağanından emindim. Demek, siz ayatta qalğansıñız, em Birleşik Milletler teşkilâtında bile çalışasız! İnanılmaz!”.
Şimdi, “qırımlı”. Ne yapsañ yap, “qırımlı” inglizce “Crimean” olacaqtır, çoqlıq şekli ise, “Crimeans”. “Krımtsı” ve “krımçane” sözleri aynı “Crimeans” olaraq tercime etilmekte. Em ingliz tilinde olğan resmiy vesiqalarda ve matbuatta bu ibare Qırımda yaşağan ealige (rus milletiniñ sayısı üstün olmasınen) qarşı qullanıla. Teorik olaraq, biz bir taqım meydanğa ketirip, bu sözni qullanğan er kesken: “bizni “krımçani” sözünen qarıştırmañız. Biz Qırımnıñ temel halqıyız, olar yoq. Bu arada, biz siz bilgen o qırımtatarlar da degilmiz, aslında qırımtatarlarmız, amma evelden adımız yañlış bilinmiş. Lâkin er şey yerine oturdı, şimdi adımız doğru. Siz şunı añlamañız kerek ki, biz aqqında ne yerde ve ne vaqıt yahşı bir şey söylense, demek o bizmiz “qırımlı”, eger de, yaramay bir şey söylenilse, demek biz o degilmiz, Moğolistandan kelgen varvarlardır”, – dep farqnı añlata bilemiz.
Şimdi “qırımlar” variantı da bar. İnglizçece o söz “Crimea” olaraq belgilenmekte, çoqlıqta ise, “Crimeas”, yani Qırım, Qırım adası (Qırımlar, Qırım adaları). “Qırım” milleti “People of Crimea”, ya da “Crimea people”. “Qırımlı” milleti – “Srimean People”, yani Qırımnıñ milleti, qırım milleti. Demek, birileri ingliz qaynaqlarından Qırım aqqında ögrenmek istegenlerge, “Srimean” – qırımlı ve “Srimean” – krımçanami sözleri arasında olğan farqnı añlatmaq mesülietini öz boynuna alacaq. Bunı bilmek isteyim, bu biriniñ yaman şaqasımı , ya da cailligimi, ya da iç te tüşünmek bile istemegen başqa bir şeymi?
Halqımıznıñ az sayılı olmasına rağmen, onıñ siyasiy ve intellektual potansiyeli, insanlarnıñ aqqı oğrunda, tek kendi halqını degil, zulüm altında qalğan halqlarnıñ oğrunda sert küreşkeni halqara toplulıqta ürmetni qazandırdı. A. Özenbaşnıñ “Alem bizni tatarlar olaraq tanımaqta: sibirya, gürey ve başqa tatarlar” iddiası, kerçek olamaz, ve A.Özenbaş kibi, iç bir şey oqumağan birilerine yollanılğan.
Tek soñki yıl içinde, Birleşik Milletler Teşkilâtınıñ bölükleri ve vazifedar şahısları qırımtatarlarnıñ vaziyetini añlatqan onlarca esabat yapıldı, audio-, video- ve gazeta maqalelerni saymayım bile.
(Azlıq olğanlarnıñ sualleri boyunca mahsus maruzacısı Rita İjaknıñ esabatı. İnsanlar aqları boyunca şura. – İnsan aqlarnıñ episi, grajdan, siyasiy, iqtisadiy, içtimaiy ve inkişaf aqqını içine alğan medeniy aqlarınıñ qoruvı ve rağbetlendirüvi Kün terkibiniñ yigirmi sekizinci sessiyası Madde 3. – Madde BMT A/HRC/28/64/Add.1. Distr.: General 27 January 2015 Russian Original: English.
http://www.un.org/ga/search/view_doc.asp?symbol=A/HRC/28/64/Add.1&referer=http://www.un.org/en/ga/documents/symbol.shtml&Lang=R. Report of the Special Rapporteur on minority issues, Rita Izsák.- Human Rights Council Twenty-eighth session Agenda item 3 Promotion and protection of all human rights, civil, political, economic, social and cultural rights, including the right to development. – UN Doc. -A/HRC/28/64/Add.1. Available on: http://www.un.org/ga/search/view_doc.asp?symbol=A%2FHRC%2F28%2F64%2FAdd.1&Submit=Search&Lang=E) i zakançivaya Minority Rights Group International (http://minorityvoices.org/news.php?action=search&country=205&lang=en) ili Amnesty International (https://www.amnesty.org/en/documents/eur50/023/2014/en/, https://www.amnesty.org/en/documents/eur50/1129/2015/en/)
Qırımtatar meselelerine bağışlanğan tek saytlarnıñ sayısı bir qaç onluq bardır, em bir çoq tillerde. Başqa taraftan, “Crimean” sözüni internete araştırmam 0.33 saniyede 7 270 000 neticesini berdi.
Olardan qırımlı, krımçan, qırımtatarlarnı bile, ayırmaq zor iştir. Aynı zamanda, Crimean Tatars ibaresini araştırmam 0.28 saniyede 441 000 neticesini berdi. Ebet, ne qadar azmı? Alem bizni az mı tanıdı? Oqu oqu, soñuna çıqmaq zordır.
Sibirya, güryev, qasım ve başqalar daa az bulunmaqta.
“Qırımtatarlar” adı ise, tek yayğın degil, amma yarımadanıñ tışında büyük ürmet qazanmaqta. “Qırımtatar” olaraq adlandırılmam menim içün ğururdır. Eger biri içün bu masharalıq olsa, kendi tüşünsin!
Qırımlılar yıllarca halqımıznı sancamaqta. Çünki olar ilmiy munaqaşadaki muvafaqiyetni aqlınıñ köşesinden bile keçirmezler, halqnıñ özü ise, olarğa “yoq!” cevabını çoqtan berdi. Demek, oluşqan qanıtlardan ilerlemege tırışalar. İşte mında biz, Qurultaynıñ alğan qararına qarşı, qırımtatarlarnı degil, “qırımlılarnı” sürgün etkenlerini düñyağa bildireyik. İşte o vaqıt, biz Gasprinskiy ve Çelebicihannı toqtatırmız. Ve mında özüni qırımtatar dep sayğan birilerini, lağap taşığanlar dep belgileyik.
Afsuski, qırımtatarlarnıñ ket-kete çoqlaşqan problemleri bar. Birilerine bu problemler az dep körüne, onıñ içün halqnı “qırımtatarlar” ve “qırımlılarğa” ayırmağa istey. Plannıñ kerçekleşmesinden, Allah saqlasın! Çünki ne bu “qırımlılarnı”, ne de ceryannı toqtatmaq mümkün olacaq. Sırada bu saçmalıq üzerinde oluşqanlar bar: tevtonlar, hunnular, qıpçaqlar, skitler, sarmatlar, ve soñra ise, cenevizler, rumlar, tavrlar, ellinler ve ilh. Aslında tatlar ve noğaylar qarşı olması yeterli olur – qırımtatar halqınıñ bölünüvi. Böyle bir annı, qaç yıllar devamında duşmanlarımız beklemekte.
Biz duşmanlarnı quvandıracaqmız, bunı yapqanlar ise, mukâfat alacaq. Eger biri adını “qırımlı” ğa deñiştirip, bahtlı bir ömürni yaşaycağını tüşünse, onı Allahqa bıraqtım. Amma kendiniñ qırımtatar olğanını bilgenler biriniñ kârlı çıqması adına, kendi isminden vazgeçmezler. Çünki bu adnıñ tarihında ecdatlarımıznıñ tökken qanı ve teri, aqqan yaşları bar.
Ya biz parçalanuv ve yoq oluv yolunda yürüyecekmiz, ya da aqlarımıznı, qırımtatar halqınıñ aqlarını qorumaq içün ğalip olmağance küreşecekmiz.