SEMBOLLERİN (ARMALARIN) TAKİBİYLE ULAŞABİLECEĞİMİZ TARİHİ BİLGİLER
POLONYA HANEDANLIK ARMALARI
Avrupa devletlerindeki hanedanlık ya da şehir armalarında “Ay Yıldız” ve “Tamga” gibi Türk sembollerini taşıyan şekiller kullanılmaz. İstisnai bir durum olarak Polonya’da karşımıza çıkan Avrupa’ya özgü olmayan Türk tarzı simgeler taşıyan armalar vardır. Bu tür armalar kökeni Türk kavimlerden gelen ve halen Polonya’da yaşayan hanedanlara ait olabilir. Bu konuda araştırmalar yapılırsa sonuç olarak (tıpkı Kızılderililerdeki motif ve sembollerde olduğu gibi) Türk kökenli çıkacaklardır.
Polonya’daki 260 tane günümüz hanedanlık arması içerisinde 55 adet kesinliğinden emin olduğumuz Türk-i sembol ve 70 adet Türk-i sembol olma ihtimali yüksek, toplamda 125 adet arma tespit etmiş bulunmaktayız.
Kesinliğinden emin olduğumuz 55 adet Türk-i sembol içeren arma aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Polonya’daki bazı şehir devleti armalarının Türk-i semboller içermesi ile ilgili (Yurt dışı kaynaklardan alınan) bir yazı:
Polonyalıların dedikodularında kullanılan diğer tipik özellikler arasında at kuyrukları, oklar, Malta Haçları, tezgahlar, yıldızlar ve kehaşetler bulunmaktadır. Ayrı bir müjdecilik (armacılık) teriminin icat edildiği birçok tamamen geometrik şekil vardır. Aslında bütün Polonya katlarının soyut geometrik şekiller üzerine kurulu olduğu ileri sürülmüş, ancak çoğu zaman at nallarına, oklara vb. “Rasyonalize edilmiştir”. Bu hipotez doğruysa bu durum batı Avrupa müjdeciliğinden farklı olarak Polonyalı kulübün en azından kısmen Tamgas’tan (Tamgalardan – Türk sembollerinden) türetilebileceğini önermektedir. Sarmatiler, Avarlar ve Moğollar gibi Avrasya göçebeleri tarafından mülkleri işaretlemek için kullanılan işaretlerdir.
Sistemin kökeninin kanıtı kısıtlı kabul edildi ve hipotez “Serkatizm”in bir parçası olarak eleştirildi. Bununla birlikte, Polonya Soyluluğu ile ilgili yakın tarihli DNA projeleri, Lehçe Asalet’in en azından bir kısmının Sarkalı (Türk) kökenli olduğunu ispatladı.
“Tamga” ya da “tamag” tam anlamıyla Moğolca bir damga ya da mühür anlamına gelir. Günümüzde Moğolistan’da atlar gibi evcil hayvanlarda ve diğerlerinde kendi başlarına otlayan hayvanın belirli bir ailenin kendisine ait olduğunu belirlemek için Tamgas’la damgalanmaktadır.
Polonya armalarının en az %49’u Türk kökenli semboller içermektedir. Özellikle Kırım Türklerine ait semboller çoğunluktadır. Eski Kırım Türkleri Musevi (Yahudi) inanca sahip bir topluluktur. Kırım’da “Perçemli Yahudiler” ve “Perçemsiz Yahudiler” olarak iki farklı Musevi gurup vardır. Perçemli Yahudiler İsrail kökenli, Perçemsiz Yahudiler (Museviler) ise Türk kökenlidir. Dolayısıyla Polonya’daki Türkler de büyük ihtimalle Musevi’dir. Hitler’in katlettiği Yahudilerin büyük çoğunluğu da Polonya kökenlidir. Hitler, Yahudileri mi yoksa Kırım kökenli Türkleri mi soykırıma uğramıştır araştırmak gerekir. ( KAYNAK: Veli Metin Türkoğlu – Tarihi okumanın farklı yolları kitabından/ Sayfa 56 – 60 )
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl; Hazar Türkleri hakkındaki açıklamalarında bu tezi doğrulamakta ve bu konuda ABD’li tarihçi Peter B. Golden, Sovyet tarihçi Mihail İllarionoviç Artamonov, İngiliz tarihçi Douglas Morton Dunlop ve birçok Polonyalı tarihçinin araştırmaları olduğunu belirtmektedir.
Hitler’in yapmış olduğu katliamın sonuçlarına göre bir değerlendirme yapacak olursak; Polonya’daki 260 tane hanedanlık arması içerisinde Türk-i sembol içeren armaların katliam öncesinde % 49’luk oranının üstünde olma ihtimali yüksektir.
DÜNYA ŞAVAŞLARININ AMACI TÜRKSÜZ BİR DÜNYA OLUŞTURMAK MIYDI?
I. Dünya Savaşı öncesinde, Memphis Mason Locası’na (Mısır Riti’ne) bağlı olan Alman asıllı Osmanlı vatandaşı Baron Sebottendorf, İstanbul/Teşvikiye’de “Thule Örgütü”nü kurdu. Gizli bir teşkilat olan Thule, I. Dünya Savaşı sonrasında İstanbul/Teşvikiye’den Almanya’nın Münih kentine taşındı ve burada Nazi Partisi (Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi)haline geldi.
Hitler’i yetiştiren ve Almanya’nın lideri haline getiren Thulu Örgütü’nün Stalin’le de Almanya’daki aynı mekânlarda buluşup görüştüğü bilinmektedir. Hitler “Faşist”, Stalin “Komünist” olarak yetiştirilmiştir.
Hitler, Stalin, Troçki, Tito ve Freud’un 1913 yılında Avusturya/Viyana’da aynı mahallede oturması, evlerinin yürüme mesafesinde oluşu ve bu şahısların (bazılarının… belki de hepsinin) Thulu Örgütü ile temasları tarihin garip bir tesadüfü olsa gerek…
Osmanlı’nın son döneminde, Balkan Savaşları sırasında gerçekleşen bu ilginç tesadüfün ardından başlayan I. Dünya Savaşı’nda, Avrupa ve Rusya ittifakı arasında kıskaca alınan coğrafyadaki (Balkanlar – Anadolu ve Karadeniz’in üst kısmındaki) halkların ortak özelliklerinin Türk kökenli halklar olması yine tarihin ilginç tesadüflerinden biri…
Osmanlılar, Macarlar, Bulgarlar, Polonyalıların büyük kısmı, Kırım ve Tatar halkları Türk kökenli halklardır ve dünya savaşları adeta Türkleri yok etmeyi hedeflemiştir. (KAYNAK: Veli Metin Türkoğlu – Yeni Dünya Düzeni’ne açılan kapı BOP projesi / Sayfa 189 – 190)