KAPANMAYAN YARA SREBRENİTSA
Bu insanlarda ne güzel duruyordu, Nevruz’un çiy tanesi. Gönülleri ışıtan çocukların güzel yüzleri ile Ney sesinin güzelliğindeki sesler..!
Gönül kafeslerindeki canları 11 Temmuz 1995 tarihinde binlerce sessiz bir kan ırmağına dönüşen, yağmurların bile gözyaşı döktüğü katliamda 8 binin üzerinden fazla Müslüman Bosnalı kadın, çocuk, yaşlı, gencin ölümü, kendilerince eğlenceye dönüştüren vahşilikleri, insanlıkları yalnızca olannefes caniler tarafından hunharca, Avrupa’nın göbeğinde sözde medeniyet ve uygarlık temsilcilerinin gözleri önünde Srebrenitsa’ da bu katliam uygulandı…!
Günümüzde halen bu mazlum insanlarının gül kokuları ile donattığı kefensiz bedenleri kelebeklerin kanatlarındaki ruhları, bedenlerinin toprağa verilecek günü bekleyen yeni mezarlar her gün ışığına çıkması ile insanların bomboş bakışları ile baş başa bırakırken bu insanlık dışı katliamın ne kadar büyük olduğu ortaya çıkmaktadır…!
Göstermelik Birleşmiş Milletlerin sözde güvenlik bölge ilan etmeleri, kukla olarak Srebrenitsa’ da buluna Hollanda barış gücün önünde yapılan bu evrenin en alçak soykırımı 11. Dünya savaşımdan yapılan en büyük etnik katliam olarak insan olarak yaşamaya çalışanların hafızalarına kazınmıştır…!
Hiçbir sözün, hiçbir kalemin anlatamayacağı bu vahşice katledilen mazlum insanlar, sema’ da meleklere arkadaşlık ettikleri kesindir..!
Anlamak isteyenlere yeryüzü her zaman gerçeği haykırmaktadır. Yüce yaratıcı her zaman mazlumların hakkını, bilinmektedir ki; bir başkasında bırakılmayacağını, duyabilene, görebilene ve okuyabilene….!
Sadık kara toprakta yatmakta olan 8372 mazlumun mekanları cennet olsun..!
Suyun akışı, ayın parlayışı, koyunların meleyişleri, rüzgarların sesi bu şehitlerde yaşamaktadır…!
Münir Balıca