Unutulan Türkler – Hazaraların katliamı devam ediyor
Afganistan nüfusunun yüzde 19’unu oluşturan, vatandaş haklarından ise neredeyse tamamen yoksun olan Türk kavmi – Hazaralar. Unutulan Türkler … Köklerinin Moğollara dayandığı düşünülen Hazaralar tarih boyunca daima hunharca işlenen kanlı katliamlara maruz kalmış ve kalmaktadır … 1890-93 yılında Afganistan’ın Ahtardin asıllı prensi Abdurrahman Han, Hazaraların yüzde 62’sini katlederek binlerce genç kız ve oğullarını Araplara köle olarak sattı. Sovyet işgalinde bile topraklarını korumak için savaşan ve bu yolda büyük kurbanlar veren Hazaralar, işgal sonrası da iç çatışmalarda en çok kurban veren halk oldu. Taliblerin hakimiyeti döneminde Hazaralar Kanda, Zabul, Baglan, Mezari-Şerif ve Bamiyan gibi bölgelerde toplu katliamlara maruz kalmışlardır. Uluslararası hukuk örgütlerinin raporlarına göre, Talibler sistemli biçimde Hazaraların soykırımını gerçekleştirdiler. 1998 yılının Ağustos ayında Mezari-Şerif bölgesinde 8 bin çocuk ve kadının öldürülmesine başka bir isim vermek mümkün değildir. Toplu katliamlarla birlikte Talibler Hazaralara ait tarihi eserler ve ibadet ocaklarını, yerleşim birimlerini yıktılar. Buda ve Bamiane’de Hazaralar için tarihi ve kültürel miras olarak kabul edilen iki eski heykelin de imha edilmesi bunun bir kanıtıdır. Taliblerin hakimiyetinden sonra Hazaralar yeni Afganistan hükümetinin siyasi süreçlerinde yer almaya başlasa da, onlara karşı ayrımcılık yaklaşımı değişmedi. Afganistan’a yeterince yabancı yatırımın yapılmasına rağmen, hükümet Hazaraların yaşadıkları bölgelerin gelişimine sınırlı sermaye yatırdı. Kamu dış yatırımların hesabına olsa bile, bir hastane veya tıbbi işletme inşa ettirmedi. Kötü koşuldaki okullar, iş yerlerinin olmaması, trafik sisteminin kullanılmaz halde olması yeni Afganistan hükümetinin Hazaralara olan yaklaşımını bir kez daha yansıtıyor. İnançlarına göre en ağır cezaları ödeyen Hazaralar, her Aşure Töreni’nde kanlı saldırılara maruz kalmışlardır. 2015 yılında Afganistan’ın başkenti Kabil’deki matem töreninde çocukları hedef alan patlama bile dünyanın gözünden kenarda kaldı. Hazaraların çoğunluğu halen Afganistan’da kenar-dağ bölgelerinde mağaralarda yaşıyorlar. Tabii ki, insanlar hak ve hükümetin vatandaşlara sunduğu hizmetlerden mahrum durumda … Afganistan’daki Hazaralar, ayrıca son yıllarda Taliban ve Sünni radikaller tarafından rehin alınıyor ve saldırılara maruz kalıyor. Uluslararası kuruluşların raporlarına göre, son iki yıl içinde 140 binden fazla Hazara, Afganistan’ı terk ederek sığınmak batı ülkelerine gitti. Kendi topraklarındaki zor hayatlarına devam eden Hazaraların son 14 yıl içinde kendilerine karşı işlenen tecavüz ve katliamlara olan itirazları sadece yapılan protestolarda gözlenmiştir. Bu yıl 23 Temmuz’da Hazaralara karşı sürekli olarak işlenen saldırılardan sonuncusu en vahimi oldu. Kabil’de binlerce etnik Hazara, 500 kilovolt Türkmenistan-Kabil iletim hattı merkezinin Bamiyan vilayetinden geçmesini istiyordu. Hat ilk olarak Bamiyan’dan geçecekti, fakat hükümet sonradan hattın yolunu değiştirdi ve Kabil’in kuzeyine, Salang’a yöneltti. Bu hat 10 vilayete elektrik enerjisi verecek, TUTAP projesinin bir parçasıdır. TUTAP – Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan, Afganistan ve Pakistan’ı bir araya getiriyor. Kabulün batısında Hazaraların en yoğun yaşadığı Daşt –Kabul’de sabah saatlerinde başlayan gösteriye on binlerce Hazara türkü katıldı. Protestocular özellikle kadınlardı. Gösterinin sakin ve huzurlu nitelikte olması planlandığı için meydanlara kadınlarla birlikte çocuklar da gelmişti. Protestocular sivil hakları talebinde bulunarak etnik grup olarak maruz kaldıkları sistematik ayrımcılığa karşı sloganlar seslendirirdiler: “Biz şiddet istemiyoruz. Eşitlik haklarımızı talep ediyoruz ” Aniden ateş sesleri duyuldu … Öldürülen üçüncü kişi kalabalığın içinde polis tarafından ateş açılan protestocu oldu.Sakin gösteri kanlı çatışmalarla ve patlamalarla sonuçlandı. Afganistan güvenlik hizmetinin açıklamalarına göre, eylem zamanı çatışma yaratan ve silah kullananlar Taliban üyeleriymiş. Afganistan polisi ise sırf güvenlik amacıyla ateş açtı ve silahlıları imha etti. Fakat, sosyal medyada yayımlanan bilgilerde ve uluslararası kuruluşların raporlarında, çatışma sırasında kullanılan silahın sırf askerlerin sahip olabileceği silah türüne ait olduğu belirtiliyor. Gizli tutulan ölü sayısı ve on binlerce yaralının olması ölenlerin Afganistan yetkililerinin açıkladığından defalarca fazla olduğuna işarettir. Afganistan hükümeti Kabil’de binlerce etnik Hazara’ın birkaç milyarlık elektrik enerjisi projesinin Bamiyan vilayetinden geçmesini istemesini affedilemez “suç” olarak kabul etmiş görünüyor. Yazıda Afganistan Hazarlarından olan hukuk savunucusu, yazar Beşir Ahang’ın makalesi kullanılmıştır.