Rüyalarımın deniz feneri Bir dünya var adı Manas
Her şeyin güzel tarafı varmış.. Şu an karantinada okurken geçen sene ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum. Manas Kırgızistan -Türkiye Üniversitesinde Hazırlık sınıfIndayken birçok milletten insanlar gördüm, farklı dilleri duydum ve kültürleri tanıdım. Bu muhteşem dünyaya hayalimin peşinden koşarak geldim. Sizce hayal peşinden koşmak sadece 18-20 yaştakiler için mi uygun? Ben böyle düşünmüyorum. Gelin nedeninden bahsedeyim.
Unutulmaz soru
Benim memleketim Kazakistan dünyadaki 193 ülke arasında yüzölçümü olarak dokuzuncu sıradaki ülke.Büyük bir cografyaya sahip. Ben 2000 yıllık tarihi olan ve Asyada ki Kültürel tarihi eserler açısından en eski ve en zengin merkezi Taraz şehiriden 25 kilometre uzaktaki Asa köyünde doğdum ve büyüdüm. Şu an onbirbin fazla nüfusu olan bir köy . Ama biz okuldan mezun oldugumuzda (2000lerde ) küçük köydü ve sınıftaki 24 kişinin 3-4 tanesi ünüversite kazanmayı başarabilmişti. Sebebi ise bu yıllarda köydeki ekonomik durumun kötülüğü, o yüzden o yıllarda halk sehire çoğunlukla okul için degil iş bulmak için gidiyordu.
Benim Almaty şehrindeki T.Jurgenov’un adını taşıyan Sanat Akademisi’ne kayıt yaptırmayı hayalım sadece hayal olarak gözüküyordu. Belkide boşu boşuna hayal etmek yerine çalışmaya başlamalıyım diye düşünmeye başlamıştım bile. Diplomamı alıp, meslek edinip para kazanmam gerekiyordu. Aileme bu şekilde yardım etmeliyim diye düşünüyordum. Çünkü ben ailemizin büyüğüyüm.Sonraki dönemlerde filoloji fakültesi kazak dili ve edebiyatı bölümün kırmızı diplomayla mezun oldum. Iş yerine kayıt yaptırdıktan kısa bir zaman içinde hasta babam vefat etti. 52 yaşındaki annem ve 4 tane kardeşim ile deniz kenarına savrulan bir balık gibi hissettim. Ama zaman yerinde durmuyor ve böylece yıllar geçti çünkü hayat herşeye ragmen devam ediyordu. Bende yaşıtlarım gibi geçe gündüz calışıyordum . Sadece tek farklı birşey vardı “hayallerim gerçek olabilir mi” gibi unutulmaz bir soru. Hobi olarak yazdıgım hikayelerim bazıları gerçek olayları anlatıyordu bazıları ise hayal dünyamın eserleriydi. Onları film ceksem izleycilere ekrandan ulaştırabilsem diye hayal kuruyordum ve sonra da.Bu bir hayal…gerçekleşmesi mümkün olmayan bir olmayan bir hayal miydi? İnanmıyordum ve kimseye de söylemiyordum böyle bir çocuklugumdan beri süregelen bir hayalim var diye . Çocukluktaki hayaller çocuklukta kaldı. Artık tren kaçtı diye düşünüp ah diyordum.
Hayallerin gerceşlemesinin basamakları
Günün birisinde işten eve giderken masa üstünde yabancı bir gazete gözüme çarptı. Herhalde birisi yanlışlıkla koymuştu, bu benim gazetem değil diye elime aldım ve şu yazıyı gördüm. “ Taraz’da ilk defa sinema okulu açılacak ve video çekim yarışmasından kazananlar burs alacak” diye bir haber. Haberi bir kaç kere okuduktan sonra anlayabildim. AAAAA diye sasırdım , gerçekten Allah hayallerini unutmayanlara bir fırsat verir dedim mutluluktan havalara uçtum.
Ve hemen aklımda bir ton soru işareti oluştu… bu yarışma lise ve üniversite öğrencileri içinse, ya yaş sınırı olursa o zaman ne olacaktı,darken…Hayır ya! Bu bir fırsat ve bu yüzden karşıma çıktı diye kendi kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
Sabah olunca evden koşa koşa yola koyuldum. Köyden şehre ulaşmak o kadar uzum bir gibi gelmişti ki… Hayallerimin gerçekleşmesi çok az kaldıgını hissediyordum, sabırım kalmamıştı. Hala endişe içindeydim beni nasıl sorular bekliyodu. Yaşımı ve eskiden kamerayla bir deneyimimin olup olamadıgını soracaklarmıydı acaba diye içim içimi yiyordu.Video çekimi ve montaj temel kuralları hakkında bir bilginiz var mı diye sorarlarsa bir bilgim olmadığını nasıl söyleyebilirdim? Bu durumda yarışmaya katılmaya fırsatın kaçırsam ne olur diye korkuyordum. Zaten hayallerime ulaşabilirim diye umudum bile yoktu derken “Katilabilirsiniz yaş sınırı 16-45 yaş aradır. Kamera ve kurgu hakkinda temel bilimleri kursa öğreneceksiniz eğer yarışma taleplerine uygun bir video getirseniz Yarışma adayları için 1 ay vakit süre verdik. Merak etmeyin . Başarılar “ derken moralim yükseldi. Ve yeniden aklıma yüzlerce soru işareti oluştu . 1 ay süreç…Kamerayı nerden bulabilirim montaj öğrenmem için bilgisayar gerekliydi. Yarışma konusu var… ama senaryo nasıl yazacağım aktör kim olacak” gibi…
O zamanda ben çalışırken gönüllü olarak yüksek okul öğrencileri ile yardım konserleri düzenliyorduk. Mevcut durumu sinemayla ilgilen arkadaslarımada söyledim. Nasıl hazırlanabiliriz bana kim yardım edebilir dedim.Gönüllü arkadaşlar sayesinde 1 ay içerisinde 6 video çekimi hazırladık. Basit montaj kuralların da öğrendim mekan da oyuncuları da bulduk. Burada bir gerçeği anladım takım olarak çalışsan her şey kolayca gidiyor. Ve diğer insanlar için sorumluluk alan kişi güçleniyormuş .
Yeni de sorular
Yarışmadan 5 kışı kazansak bile köyden şehirde ekspres kursa okumayı şansını sadece ben ve oyuncu olmak isteyen lise öğrencileri kullandı. Altı ay okuduk ve bu süreçte hayalllerin için çalışıyorsan imkansız bir şeyin olmadıgını anladım. O yıl, yani 2018 in ağustos ayında internet üzerinde ilk defa Manas hakkında bilgiler okudum. Sonrasında merak edip aradım fakat üniversiteye kayıt süreci bitmiş. Sonra bir yıl bekledim. Her gün kafama binbir soru takılıyordu. Burda yaşlı annem var. Küçük kardeşlerim var.Onlara kim bakacak, onlara kim yardım eder ? Burda oluşmuş bir çevrem var. Işim var ve para kazanıyorum. Okula gitsem nasıl çalışırım. Okurken is yapmaya vaktım olmasa yemek kıyafet parası için ailemi rahatsız edemem çünkü artık yetişkin bir bireydim. Gelecek beni ne bekliyordu, doğru mu yapıyorum ya da her şey eskisi gibi kalmalıydı. Hayalimin peşinden koşmayı bırakıp trenin kaşısını mı izlemeliydim…yok ben böyle yaparsam kendime saygı duyamam aynaya baktığımda doğru bakmam için kendi sınırlarımı denemeliyim tam bir
filmdeki gibi dedim.Filmde;
babası oğluna kızıyordu: Beceremedim diyorsun. Öyle demeye hakkın yok. Çünkü sen en azından bir kere de denemedin sadece bahaneler yapıyorsun demiş…
Bir dünya var adı Manas
Böylece hayalimin peşinden koşarak ben 2019 da ilk defa Kırgızistan’a geldim . Ilk defa Bişkegi ve Manas Ünüversitesini gördüm. Manas cevresine girerken büyük binalara baktıgımda bu kasaba için de Manas hangisi dedim. 1 yıl içinde kırgız ve türk dilini öğreneceğimi ve bu arada bazen komik bazen garip olaylara karşılaşacagımı henüz bilmiyordum. Dil öğrenmek derken bir olayı hatırlıyorum. Bişkek’e ilk geldiğimde “Батир” (Batir) diye büyük afişleri fark ettim de “Oo kardeş millet bahadiriz kahramanız diye birbirine motivasyona vermeyi çalışıyormuş. Çok arıka” diye anladım çünkü bizdeki “батыр ( bahadur) kelimesine benzettim. Türkiye’ den gelen öğrenciler de ilk günlerde kirilce “Манас” kelimesin latınca okuyormuş. Kırgıs dili hazırlık sinifinda çoğunlukla
Türkiye’den Tajikistan Kazakistan ve Mogolistandan gelenler vardı. Ilk tanışmaya dersinde “Ben Kazagım” derken gruptaki türk arkadaşlar birileri güldü. Sonra onların dilinde kıyafet adınla benzeyen kelime ile eşses oldgunu öğrendim. Sonrada türk gençleri ile birlikte program hazırladık ve üniversitedeki “Ak niet” klübü ile engelli insanlara yardım konser düzenledik. Sunucu olarak bir Kırgız bir Türk ögrencisin seçtim. Program kırgız dilinde düzenledik ve “Kutu kutu pense” gibi türkçe oyunları oynatıldı. Sonradan bir şey gördüm. Programa katılan türk öğrencileri Kırgız dili hazırlık sinifindaki bu yardım konserinden sonra kırgızcayı daha rahat konuşmaya başladılar.
Bence böyle sosyal etkinlikler dil engelini aşmalarına yardımcı oldu. O günler gerçekten güzelmiş.
Kırgızca, kazakçaya benziyor. Size kırgızca öğrenmek kolay diye söylüyor arkadaşlar . Tabi ki benziyordu ama bazı benzetmeler dolayısıyla çorba oluyor olaylar da vardı. Mesela “Жоктоп коесузбу ?” kelimesine hala alışamıyorum. Çünkü biz bunu insan vefat ettiginde söylüyoruz. Yeni dil öğrenmek için sıkı çalışma ve sabır gerekiyor.Bazen aynı kelimlerin farklı anlamları oldugunu gördüm . Dil öğrenirken bu gibi faktörler bireyin zihniyetinin zenginleşmesini sagkadıgını öğrendim. Manas dünyası genel olarak dünya görüşümü etkiledi diyebilebilirim.
…Benim okumak isteyen dostlarım çok. Ama 18-20 yasındaki gençlerle birlikte üniversiteye gitmek garip bir şey değil mi? Yaşlandık artık ya diye utanıyorlar . Bence okumak için bir sınır yok. Yeniden sıfırdan başlamak yanında akranların olmasada okumak güzel şey. Manas’a kayıt yaptirmaya geldigimde büyük oldugum için şaşırak bakıyorlardı. Ama çoğunlukla muallimler de öğrenciler de bu durumu normal karşıladılar ve yardım etmeye çalıştırlar.
Lisedeyken hayal ettiğim mesleği okumak isterdim ama hayat hep bir olumsuzluk çıkardı diyen arkadaslarım çoktu . Hayata bir kere geliyoruz azim edersek yapamayacagımız hiçbir şey kalmaz. Tabi ki hayatta hep kolay yolu bulmak mümkün değil. Amaçlar için sıfırdan başlayıp cesur olmalıyız diye düşünüyorum. Bu konuda ben akranlarıma örnek olmayı çalışıyorum.
Arkadaşlar! Manas’a geliniz burda her kesimden kültür, dili tarihle karşılaşırken dünya bakışınız daha zenginleşmesine katkıda bulunun demek istiyorum
Kunzipa Rahimkyzy,
Kırgızistan- Türkiye Manas Üniversitesi, Iletişim fakültesi, Radyo-tv ve sinema bölümü, 1.sınıf.