Kırım Tatarcası
Kırım Tatarcası, Kırım Türkçesi ya da Kırımca (Qırımtatarca, Qırımca), Türk dillerinin Kıpçak koluna ait bir dildir. Ancak bazı Oğuz grubuna ait özelliklere de sahiptir.
Romanya’nın Dobruca yöresinde konuşulan şekline Romanya Tatarcası adı verilir.
Ana unsurlarını Kıpçakçadan almış, ama başka Türk lehçeleriyle de etkileşimde bulunmuştur. Osmanlı Devleti ile olan sıkı ilişkileri olan Kırım Hanlarının ve ileri gelenlerinin genellikle İstanbul’da eğitim almaları Oğuz lehçelerinin etkilerini getirmiştir. Gaspıralı’nın çalışmaları ile bu etkiler iyice yerleşmiştir. Rus idaresine girilmesi ile de Rusça’dan etkilenmiştir. Ayrıca sürgün zamanından dolayı Özbekçeden alınmış etkileri de görülmüştür.
Ağızları
Kırım Tatarcanın başlıca şu ağızları vardır:
Yalıboyu
Ortayolaq (Bahçesaray)
Çöl (Kuzey)
Yalıboyu ağzı: Yalıboyu ibaresi Kırım’ın güneyinde Karadeniz kıyısında kalan ve dağlardan dolayı da iç kesimlerle irtibatı daha az olan bölgeyi ifade etmektedir. Bu bölgede yer alan Sudak ve başka bazı kaleler Kırım Hanlığı topraklarında olmasına rağmen doğrudan İstanbul (Osmanlı) tarafından yönetilmekteydi. Bu nedenle Anadolu’da yaşayan pek çok insan memuriyet, askerlik ve çeşitli geçim vasıtaları temini amacıyla bu bölgeye yerleşmişlerdir. Ayrıca deniz yoluyla doğrudan Osmanlı limanlarıyla bağlantılı olmaları nedeni ile de önemli bir etkileşim olmuştur. Tüm bunların sonucunda ortaya çıkan Yalıboyu ağzı, Türkiye Türkçesine oldukça yakın özellikler göstermiştir. Bir anlamda Türkiye Türkçesinin bir ağzıdır denilebilir.
Bahçesaray ağzı; bir yandan Kıpçak özellikleri taşırken bir yandan da gerek gramer gerekse kelime hazinesi bakımından Oğuz grubunun özelliklerini de oldukça fazla barındıran bir geçiş ağzıdır. Türkiye Türkçesi konuşan insanlar tarafından küçük bir çabayla anlaşılabilir. Kabul edilen edebi dil Bahçesaray ağzıdır ve mahalli dilde yazılmayan eserlerin çoğu bu ağızda kaleme alınmaktadır.
Çöl ağzı; Kırım’ın kuzeyinde kalan bozkır bölgesinde yaşayan halkın konuştuğu dildir. Tamamen kıpçak özellikler taşır. Nogayca ve Kazakçaya yakındır ve Türkiye Türkçesi konuşan insanlar tarafından anlaşılması daha zordur.