KIRIM TATAR MASALLARI
Kırım Tatar Türklerine ait masalların karakteristik özelliği kahramanlık hikâyelerini konu almasıdır. Masallar edebî bir ustalıkla halkın kahramanlık anlayışını ortaya koymaktadır. Buna bağlı olarak masallarda rastlanan uydurma öğeler halkın gerçek istekleri ve hayalleri ile bağlantılıdır.
Bu sebeple halk tarafındanyaşatılan masallar kültür tarihi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Bu masallardaki kahramanlar yoksul, ırgat gençler ve emek adamlarıdır. Bu kişiler her türlü zorlukla mücadele ederek üstesinden gelmeyi başarırlar. Bu kahramanların karşısında ise yedi başlı devler, ejderhalar, padişahlar, hanlar, sultanlar ve onların vezirleri vardır.
Vezirler korkak,zayıf ve perişan kişiler olarak hikâye edilmiştir. Onlar karşısında sadece insanlar değil bazen hayvanların da direndiğini görebiliriz. Mesela “Han ve Yılan”bu türden masallara örnek oluşturur.
Masallarda tasvir edilen beceriksiz nitelikteki yönetenler sorunları kendi
kendilerine çözemeyen bir özelliğe sahiptir. En basit meseleleri bile vezirlerine sorarak akıl danışırlar. Aslında bu tür masallarda hâkim sınıfa karşı siyasi bir eleştiri söz konusudur.Yönetenler daima fakir, emek adamları karşısında yenilirler. Masal
geleneğine göre bu kahramanlar iki veya üç kardeş olup yenen kardeş daima küçük
kardeşte olur. “Korkmagan Kiçik Oglan” adlı masal bu özelliktedir. Kahramanlığın
ailenin küçüğüne ait olduğu bu masallarda büyüklerin başladığı işler daima küçükler
tarafından devam ettirilir.
Masalların birçoğu köylüler arasında doğup yaşamıştır. Bunlar daha çok
sınıf mücadelesini yansıtan masallar olup halk arasında en çok söylenen
masallardır. “Köse”, “Irgat” gibi masallar bu gruptan örnekler olup bu türden
masallarda hâkim gruba karşı keskin bir öfke duygusu vardır.
Masallarda insan unsurunun yanı sıra hayvanlar da önemli bir yer tutar.
Atlar ve kuşlar insanların yakın dostları olarak hikâye edilirken özellikle atlar
(düldüller ve cuyrük atlar)39 insanlara çözülemeyecek derecede zor olan meseleleri
çözmeye yardım eden bir yoldaş olarak gösterilir.
Masal başları ve sonları genellikle aynı tarzda olur. Mesela “bir zamanda
bar eken, bir zaman da yok eken” şeklinde başlayan bir masal mutlaka “asret
asretine kavuşa, muradlarına ireler” şeklinde biter. Diğer taraftan masallardaki
olaylar hikâye edilirken birbirine benzer tekrarlamalar karşımıza çıkar. Mesela üç
oğlanın yolda gitmeleri, yerin dibine düşüp baht için mücadele etmeleri birçok
masalda geçer. Ayrıca masallarda şiirlerle karşılaşmak da mümkündür. Masal
başlarında dinleyicilerin dikkatini konuya çekmek üzere örnekteki gibi tekerlemeler de bulunur:
“Evel, ezel ekende,
Evel zaman ekende,
Deve dellal ekende,
Sen beşikte ekende,
Men eşikte ekende,
Kazala torgay ekende,
Kunümüz bakır ekende,
Evimiz takır ekende,
Suv sıgır amamcı ekende,
Baka berberci ekende,
Kaplı–kuplı bakalar
Kanatlandı uçmaga,
Deryadaki balıklar,
Kira tuttı koçmege.
Kaynata bekmez kaynata,
Kızı kaşını oynata.
Perdakay-perdakay ekende,
Perdakay keldi cuvurıp,
Çalgı sabını suvurıp.
Ştanına baksan avı yok,
Kaltasına baksan kavı yok.
Mına sizge bir takmak.
Masalımnı dinlep bak”
Âdetlere göre Kırım Tatar Türkleri yazlık ve kışlık işler bittikten sonra
masallara zaman ayırırdı. Halk, masalcılara büyük bir hürmet ve saygı duyar
köylerde onlar için özel kaymaklı kahveler ve bazen de lezzetli yemekler
hazırlanarak ikram edilirdi. Özellikle kış mevsiminin uzun gecelerinde anlatılan
masallar bazen sabaha kadar sürer bitmemesi durumunda ertesi gece anlatılmaya
devam edilirdi. Gündüz masal anlatılması durumu “ştanın coyulır” (pantolonun
kaybolur) sözü ile karşılık bulurdu.
Masalları açık ve sade bir dille genellikle kartlar anlatır. Kırım Tatar
kültüründe yer alan masalcı ve kedaylar zengin olan Kırım Tatar folklorunu
yaşatmışlarsa da onlar hakkında yeterli bilgilere sahip değiliz. XIX. yüzyılda
Radlov’un Türk Boyları Halk Edebiyatı Derlemelerinin 7. cildi masallar açısından
ilmî bir değere sahiptir. Ancak masalların ne zaman ve kimden alındığı
kaydedilmemiştir. 1937 yılında Alupka Müzesi tarafından “Kırım Tatar Masalları“
adlı bir derleme çıkarılmıştır. Bu derlemeye giren masalcılar profesyonel değildir. Bu
konu tam anlamıyla çalışılması gereken bir saha olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sürgünden önce sağ olan, Kırım Tatar masallarını bilmesi ve onları halk arasında
anlatması yönünden büyük öneme sahip bir kişi bilinmektedir. Bu kişi “Bek mambet
Kul mambet” adlı bir karttır. Bu kart kendisi hakkında şu bilgileri vermektedir:
“Men, Bekmambet Kulmambet, 1860 senesi, Kerç Rayonu, Salın köyünde
fukara bir korantada doğdum. Menim babam baylarda ırgat, anam da baylara ırgat
bike cure edi. Men özüm ise 12 yaşındaolganda, baylarda buzav bakıp başladım.
Menim ırgatlıgım ta 1922 senesine kadar devam etti. 15 yaşıma kelgencek buzav
baktım. 15 ten 20 yaşıma kelgencek Kaçık köyünde Halil Acide üç yıl ırgat curdım.
22 senesinden başlap, Sovet devrinde özümnın bilgen halk edebiyatını ayttım,
yırladım ve çıñladım. Men bundan da başka 1895 senelerine kadar baylarga,
mirzalarga ve çarizmge karşı yırlar çıkargan halk kedayı ‘Eşmirza Kart’ degen
Mayak-Salınlı kart bir akaynı köy köyden alıp curdım. Men bu yırlagan ve çıñlagan
şeylerim içün kelgen yardımnen keçine başladım.”
Kırım Tatar masallarında en çok tasvir edilen kadın tiplerinden ilki zekâsını
ustalıkla kullanabilen “akıllı kadın” tipidir. Bir diğeri de namusunu koruyan,
yardımsever, sabırlı, hünerli ve fedakâr “ana-kartana” tipidir. Masalların çoğunda
kadınların başkahraman olarak yer aldığını görebiliriz. Hatta bazı alanlarda akıl ve
kâmillikte erkeklerden daha üstün olarak tasvir edilmişlerdir. Mesela “Elâl Süt” adlı
masalda ideal bir ailenin temelinde anne baba ocağında helal bir yaşam tarzı geçiren
genç gelinin evlendiği ailede de ideal bir kadın olarak akıllı, hünerli, sabırlı, fedakâr
bir kadın tipi olarak yaşaması anlatılmaktadır. Ayrıca masalda kocasının zor
durumda olduğunu gören gelinin:
“Canım, kocam, bir danem! Ecdatlarımdan qartbabama, qartbabamdan
babama, ondan da maña beş altın miras qalğan. Mına olar. Bazarğa çıq da, bu
altınlarğa bare bir ögüz al. Ögüz çalışır, biz de çalışırmız, öyle etip qısmetimiz kelir”
şeklindeki ifadesinde adı geçen miras aslında kızın çeyizini ifade etmektedir. Bunu
yeni kurduğu ailenin kalkınması için kullanmayı istemektedir. Kırım Tatar kadınının
tasvir edildiği masallar arasında “Aqıllı Qız”, “Üç Qıznıñ Qurnazlığı”, “Tuvarçınıñ
Aqıllı Qızı”,“Altın Başnen Hıyarbaş” gibi örnekleri de verebiliriz. Tüm bu
masallarda Kırım Tatar kadını akıllı, iffetli, fedakâr, yardımcı kadın tipinde
karşımıza çıkmaktadır. Masallardaki bu karakterler gerçek yaşamdaKırımTatar
kadınının sosyalseviyesi hakkında bizlere önemli ipuçları vermektedir.
Kamelya Keskin