KERKÜK KATLİAMI
Irak ordusunun çekilmesi ile 10 Haziran 2014 tarihinde Musul DAEŞ Terör Örgütü’nün kontrolüne resmen girdi. Bu tarihe kadar henüz adı ve sanı pek bilinmeyen; artık ister Irak’ın içinde ister uluslararası mahfil ve medyada IŞID/DAEŞ diye tanınmıştır. Bu örgüt 2014’te; insan başı keserek, diri diri insanları yakarak, kadınları dahi öldürerek ortaya çıkan bir gruptur. Ancak 61 sene öncesine dönersek yine aynı bir zihniyet ve aynı coğrafyada zuhur eden bir grubu görürüz, zira DAEŞ’in en bariz özelliği şudur ki; kendisi gibi düşünmeyen herkes yanlıştır ve onun kanı da mubahtır.
Tarih; 14 Temmuz 1958, Irak’ta bir devrim yapılır ve krallık devredilerek Irak Cumhuriyeti General Abdülkerim Kasım tarafından ilan edilmiştir.
Kerkük katliamı için planlar, 14 Temmuz 1959 tarihinden tam altı ay evvel dönemin komünistleri ve Irak’ın kuzey bölgelerinden gelen adeta bazı eşkıyalarla birlikte Türkmenlere karşı bir katliam planı çizmişlerdi. Altı ay öncesinden Türkmen evleri belli bahanelerle silâhtan boşaltılıp, Türkmen subayları ve bazı idareci ve önemli bürokratlar Kerkük’ten Irak’ın güney şehirlerine nakledilmişlerdir. Üzerinden altı ay geçmiş, planladıkları her şey tam istedikleri gibi ve bütün zemin hazır.
İşte o kara gün: 14 Temmuz 1959 (10 Muharrem/Aşure günü) cumhuriyet ilanının 1. yıl dönümü Kerkük’te kutlanıyordu ve bu bahaneyle Kerkük’e dışarıdan silahlı gruplar geldi, Türkmenler de diğer vatandaşlar gibi kutlama yapıyorlardı ve herkes sevinç içerisindeydi. Katliam gibi bir havadis kimsenin asla ve kata aklında değildi. Bahsi geçen gruplar; ilk önce şehirde tanınan Osman Hıdır’ın meşhur çayhanesine saldırıp kendisini şehit ettiler, ardından daha önce hazırladıkları listeye göre Türkmenlerin lider isimleri ve kanaat önderlerini aradılar, dönemin Türkmen Lideri Ata Hayrullah’ı evinden alıp önce infaz ettiler ve daha sonra cesedinin bir kısmını kesip “Turancı Liderin eti 5 kuruşa alan var mı” diye Kerkük sokaklarında gezdiler, ardından sırasıyla onlarca önemli isimleri şehit edip, kiminin cesedini arabaya bağlayıp sokaklarda sürüklediler, kimini caddelerde elektrik direklerine astılar, kimini parçalayıp doğradılar. Muhtar ailesine girip, 2 gencini şehit ettikten sonra on yaşında olan kız çocuğu Emel Muhtarı da öldürmeye niyetliymişler meğer, çocuğun annesi “lütfen Allah rızası için katletmeyin bunu” deyince caniler – Tövbe haşa – “Allah bugün izinlidir..” diye alay ederek cevap verip, çocuğu dahi şehit etmişlerdi. Üç gün üç gece süren katliam (14-16 Temmuz) nihayet Albay Abdullah Abdurrahman bizzat Bağdat’a gidebilmiş ve başbakana olan bitenleri anlatmış ve bunun üzerine başbakan Kerkük’e özel kuvvet göndererek çağın en acımasız katliamını sona erdirmiştir. Ancak neden sonra.
İşte DAEŞ ne ise o dönemde bu vahşi ve insanlık dışı olan bu katliamı yapanlar da odur, eylem perspektifinden hiç bir farkları yoktur ve bu yüzden de asıl DAEŞ 2014’te değil 1959’da Kerkük’te doğmuştur. Adı ne olursa olsun, insana ve insanlığa kasteden her türlü terör gruplarını lanetliyor, aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla yad ediyorum. Mekanları cennet olsun.