Gaziantep’in Adsız Kahramanlarından Yirik Fatma
Gaziantep’in gurur kaynağı olan, bir Kurtuluş Savaşı kahramanı anamız olan Yirik Fatma…
Antep’te Fransızlarla 1 Nisan 1920 ve 8 Şubat 1921 arasında savaş sürmüş ve 25 Aralık’ta şehir düşmandan temizlenmişti.
Antep’in henüz tam olarak kuşatılmadığı sıralarda, düşman nakliye koluna karşı koymak için çeteye katılmıştı Fatma anamız.
Bu semtte böyle bir baskın hareketini işiten asil ruhlu Yirik Fatma adındaki bir Türk kadını cenk elbisesi giyerek eline geçirdiği uzun ve büyük bir et satırı ile bu adsızların arasına girmişti. Onu, bu semtte tanımayan ve bilmeyen yok gibi idi. Çetelerden birisi:
-Yorum, bakın Fatma bacı da geliy.
Diğer birisi:
-Bacı, sen niye geliysin?
Fatma’da:
Benim kanım sizinkinden daha mı şirindir?
Gadanızı alıym, demiş. Bu söz, birdenbire ruhlarda bir elektrik kudretiyle gurur şimşeklerini çakmaya başlamıştı. Onun çemrekli şalvarı üzerine inen boz abası, ayağındaki kırmızı yemenisi, ağaran saçlarını kapayan karabaş örtüsü, ruhunun asalet ve vakarını artıran heybetli duruşu, yüzünün buruşuklukları alnında üst üste sıralanan çizgileri, intikamla yanan, kor gibi parlayan gözleri bu dişi aslana bir mehabetvermişti. Güneş, yavaş yavaş yüksek dağların arkasına süzülürken Şehreküstülü Yirik Fatma da bu adsızların arasında gökyüzünü kaplayan alaca karanlığın enginliklerine dalarak Sinan gediğini tutmak için yol alıyordu.
Rum evlek, İbrahim şehir ve Arıl köylerinden gelen Çetelerle Sinan gediğinde iki gün iki gece beklenildiği halde düşman nakliyesinden bir eser görülmediğinden Antep’e avdet etmişti. 2 gün 2 gece süren düşman nakliye kolunu beklemeleri sırasında geceleri nöbet tutmuştu. Yirik Fatma geceleri nöbet bekleyen çetelerin yanına giderek: Siz uyuyun da ben nöbet bekleyeyim der ve nöbet beklerdi. Ona niçin böyle yapıyorsun dedikleri zaman:
-Ben gündüz uykumu alırım. Sizin geceniz yok, gündüzünüz yok. Gâvuru beklemek sevap değil mi? Diye hele Sinan gediğini beklerken söylediği şu söz ne kadar asildir ne kadar ilahidir : “Bu gâvurlar neden gelmiyler ?”
Antep harbinde elinde Türk bayrağı alarak, sokak sokak gezerek halkı direnişe ve savaşa çağırmıştı.
Evet, cenk isteyen, cengi seven cenkten kaçmayan bir ruh ki, Mehmetçiğin beşiğini bununla sallamış, Mehmetçiği bununla avutmuş, bununla büyütmüştü…
Mekânı cennet olsun…