Gaspıralı Üniversitesi kurulmalıdır
Ankara Aydınlar Ocağı Twitter hesabından yaptığı açıklamada ”Türk birliğinin öncüsü İsmail beyin aziz hatırasına hürmeten, Turan’ın irfan merkezi olacak, Gaspıralı Üniversitesi kurulmalıdır.” denildi.
İsmail Bey Gaspıralı
Türk dünyasındaki millî uyanış hareketlerinin büyük öncülerinden olan İsmail Gaspıralı Bahçesaray yakınlarında Avcıköy’de, Mustafa Ağa’nın oğlu olarak dünyaya geldi. Mustafa Ağa okumuş ve Türksever bir insandı, teğmenlikten emekli olarak Bahçesaray’a yerleşmişti.
İsmail Gaspıralı ilk öğrenimini yaptıktan sonra, Akmescit lisesine gitmiş; iki yıl sonra da Moskova Askeri Lisesi’ne geçmiştir. Gaspıralı orada başka ülkelerden gelen Türk öğrencilerle tanıştı. Okuldaki panslavist hareketler, onu Türk milleti üzerinde düşünmeye yöneltti. 1867’de altıncı sınıfta iken, Türklerin tek hür ülkesi olan Osmanlı İmparatorluğu’na gitmeyi ve o sıralardaki Girit savaşına katılmayı kafasına koydu. Bir kayıkta kırk beş gün kürek çektikten sonra Don nehrini geçerek Odesa’ya geldi, ancak pasaportu olmadığı için Ruslar tarafından yakalanarak Bahçesaray’a gönderildi.
Bu olaydan sonra bir daha Moskova’ya dönmedi., Menli Giray’ın kurduğu medresede Rusça dersleri vermeye başladı. 1869’da Yalta Dereköy’e gelerek burada burada yeni bir usulle Türkçe dersleri vermeye başladı. Onsekiz yaşındaki bu delikanlının ülküsü bütün Türk dünyası için, İstanbul Türkçesini esas alan ortak bir Türkçe kurmak ve Türkler arasındaki birlik şuurunu uyandırmaktı.
1871 yılında Paris’e gitti. Bilgisini artırmak için çalışırken, geçimi için de Rus romancısı Turgenyef’e sekreterlik etti. Batı medeniyeti içinde yaşayarak, tanıdı ve inceledi. 1874’de İstanbul’a geldi. Ceride-i Askeriye’de tercüman olarak çalıştı. Sonra Kırım’a döndü. Burada köylülerin, beylerin, mirzaların ve ulemanın hayatını yakından tanıdı 1878’de Bahçesaray belediye reisi seçilerek dört yıl bu görevi yürüttü. 1879’da gazete çıkarmak istedi ise de çar buna izin vermedi . Genç Molla imzası ile Tavrida gazetesinde Rusça makaleler yazdı. Bu yazılarını daha sonra “Rusya Müslümanlığı” adıyla yayımadı. Temel düşüncesi “Türk toplulukları okullar ve medreselerinde çağdaş ilim ve sanatları kendi dilinde okutmalıdır” oldu.
Nihayet 1883 yılının 10 Nisan günü Bahçesaray’da Tercüman gazetesini çıkardı. Gazete bütün Türk dünyasına yayıldı ve büyük heyecan uyandırdı. Bu gazete Gaspıralı’nın sevgili eşi ve ateşli bir türkçü olan Zühre Hanım’ın mücevherleri ile çıkmıştır. Zühre Hanım 1903 yılında ölmüş ve Bahçesaray’da Menli Giray türbesine gömülmüştür.
Gaspıralı Türk lehçelerinin, yabancı diller yerine birbirlerinden kelimeler alarak zenginleşmesini ve İstanbul Türkçesini esas alınarak ortak bir yazı diline kavuşulmasını sürekli savundu. Onun “Dilde, fikirde, işte birlik” sözü bugün de bütün Türk dünyasının ülkü ve ilkesi olmak değerindedir.
Gaspıralı hem yazdı hem de yılmadan, usanmadan Türk dünyasını gezerek konferanslar verdi. Onun tesirinde yetişen gençler Türk dünyasının her yanında çeşitli gazeteler ve kitaplar yayımladılar.
İsmail Gaspıralı 11 Eylül 1914 günü vefat etti. Cenazesi büyük bir cemaatle kaldırıldı ve eşinin yanına defnedildi.
Eserleri
Rusya Müslümanları (1881), Mirât-ı Cedid (Bahçesaray, 1882), Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene (İstanbul, 1885), Hâce-i Sıbyan (Bahçesaray, 1893) , Atlaslı Cihannâme (Bahçesaray, 1894), Mekteb ve Usul-ü Cedid Nedir (Bahçesaray, 1894) Dârürrahat Müslümanları yaki Acaib-i Diyâr-ı İslâm (Bahçesaray, 1909) Halebâ Vebası ve onun Daru devası, Bahçesaray.