Eski Türklerde Tarım
Sənan Qılıncarslan Qacar / Azerbaycan
Aral Gölü doğusundan Baykal gölüne kadar uzanan sahada oturan eski kavimler, hiç şüphesiz ki Türklerin ataları idiler. Zira buraları, bilinen devirlerde kesinlikle Türklerle meskundur. Taş devirlerinin çeşitli kültür katları bu sahada da görülmektedir. Fakat bu kültürleri ve devamını inceleyenler nedense bu sahada yaşayanları İranî kavimler (Aryan) olarak gösterirler. Bu fikrin sahiplerine göre Altaylardaki Pazırık kurganı bile İranîlere aittir. Bugünkü Kazakistan ortalarındaki eski kültürlerin taşıyıcıları da Türk’ten gayrı tasavvur edilmek istenir. Onlar zaten Türklere nerede ise Asya’da bir yer bile vermek istemezler ve âdetâ onlar, yani Türkler, Göktürk çağında birden gökten inmişlerdir. Prof. Togan’ın ibretle bahsettiği bu son özellik dışında kesinlikle şu söylenebilir: Bilinen çağlarda “Türk” olan halkın atalarının da, Türk ismini taşımasalar bile, Türk oldukları açıktır. Çünkü sonraki torunları Türklerle aynı dili konuşuyorlardı. M.Ö. III. yy sonlarında kudretli bir devlet olarak kendilerini Çin âlemine kabul ettiren Hunlar (Hsiung-nu) eski Türk ziraat tarihinde de önemli bir aşama olmuştur. Türk anavatanındaki kazılarda tarihî devirler olsun, çok daha eski zamanlar için olsun, ziraatin izlerine her zaman rastlanmaktadır. Bu konu, özellikle Altay yöresi için kesinlikle tespit ediliyor. Yenisey boylarında M.Ö. VII. yy.daki Tagar kültürünü yaratanlar da (bunlar muhtemelen Ting-ling, “Kao-che”, Tieh-le, Tölesler idi) arklar açarak ziraatla meşgul olurlardı. Şimdiki Kazakistan ortalarında, özellikle ırmak boylarında, çapa ile kazılıp işlenen topraklarda, bronz çağdan itibaren ziraat görülmektedir. Türkçede ziraatla ilgili en eski ve temel kök “tar” , “dar” olup. “, “ziraatle uğraşmak, toprağı sürmek, işlemek” anlamına geliyordu. Daha sonra anlam bir parça daralarak bilinen “darı” anlamında olmuştur. Bundan da Türklerin ilk önce ektiklerinin darı olduğu sonucu çıkar. Ekim yapılan yer, ekilen yer anlamındaki “tarla” da aynı kökten gelmektedir. Hattâ Necip Üçok, filolojik incelemelere dayanarak İndogermenlerin darı cinsini doğrudan doğruya Türklerden öğrendiklerini söyler. Muhakkak olan, filolojik bakımdan Türklerde ziraatin M.Ö. bin senelerine kadar çıktığıdır.
Selim Sarısoy