DÜNYANIN EN BÜYÜK EN GÜÇLÜ TERÖRİST DEVLETİ AMERİKA’DIR
Amerika’nın öncülüğünde, Batı dünyasının sürekli büyüttüğü terör korkusu, bütün dünyaya dalga dalga yayılan, İslam korkusuna dönüşmüğtür. Avrupa ülkelerinin bilinç altında önemli bir yer tutan İslam korkusu, Amerika’nın Irak, Afganistan ve Suriye başta olmak üzere, bütün İslam dünyasını Filistinleştirmesiyle, dünyanın her yanında, yeni boyutlar kazanmıştır. Batı dünyasında İslam terörle özdeşleştirilmiştir.
*
Avrupa ve Amerika, iki milyarı bulan İslam dünyasının göz ardı ederek, dünyayı Batı dünyasından oluşuyor sanıyor. Dünya deyince, onların aklına yalnızca Batı dünyası geliyor. Afrika’yı, Hindistan’ı ve Çin’i arka bahçeleri olarak görülüyorlar. Bu yüzden, durmadan körükledikleri İslam korkusunun, Batı dünyasında, çok daha büyük yıkımlara yol açacağının farkında değiller. Anadolu’da denildiği gibi: “Korkunun ecele faydası yoktur.” Batı dünyası istemese de, İslam’ın güneşi Avrupa’da yeniden doğacaktır.İslam Avrupa’ya Araplarla gelmiştir,Türklerle de kalıcı olmuştur, 711 yılından beri Avrupa’dadır.
*
Büyük iki Dünya Savaşıyla yakılıp yıkılan Yalta Avrupa’sı, Amerika’nın peşine takılarak, İslam dünyasını büyük bir yangın alanına çevirmiştir. Onlar ellerindeki silahlara güvenerek, İslam dünyasındaki demokratik yönetimleri, hiçbir zaman desteklememişlerdir. Bütün yönetim sorunlarını, Cezayir başta olmak üzere, hep silahla çözmeye kalkışmışlardır. Batılılar elli yılı aşkın bir süredir, Filistin’deki savaşı durduramadıkları gibi, İslam ülkelerinde yeni savaşların başlatıcıları olmuşlardır.Batı dünyası barış dünyası değil, savaş dünyasıdır.
*
İslam dünyası, coğrafya olarak Hristiyan Batı ile Budist ve Konfüçyanist Doğu’nun ortasında, büyük bir denge gücüdür. İslam düşünce dünyasının en büyüklerinden biri olan Sezai Karakoç’un vurguladığı gibi: “İslam geçmişte imtihan vermiş bir medeniyettir. Yüz akıyla vermiştir imtihanını. Güçlü olduğu zaman insanlığı ezmemiş, ihya etmiştir. “ Dünya barışının güvencesi, Batı ile Doğu arasında uyum ve düzeni sağlayacak medeniyet, İslam medeniyetidir.İslam medeniyeti “Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürür” diyen medeniyettir.
*
Dünyanın sabırsızlık ve özlemle beklediği barışı, dünya bütün insanlığı kucaklayan, İslam medeniyeti getirecektir. İslam medeniyeti olmasaydı, Avrupa Amerika’ya ulaşamayacak ve Ortaçağ’ın savaş çığlıkları arasında yok olup gidecekti. İslam Ortaçağ’da nasıl yeni bir doğuşun ateşleyicisi olmuşsa, Modern çağda da, yeni bir yenilenmenin öncüsü olacaktır. İslam dünyasında yaşanan krizler, yeni bir dünya barışının habercileridir .Dünyaya barışı Yunus gibi tüketenler, Sinan gibi üretenler getirecektir.
*
İslam medeniyeti, Doğusu ve Batısıyla, bütün dünyayı, savaş çağından barış çağrına geçmeye çağırıyor. İslam dünyasının bilgelerinin hep tekrarladıkları gibi: “Hiçbir savaş yoktur ki, onda barış olmasın. Hiçbir barış yoktur ki, onda bir savaş olmasın.” Bütün insanlığın başta gelen görevi: Barışları desteklemek ve savaşları önlemektir.Tarihin hiçbir döneminde güzel savaş, çirkin barış olmamıştır.
*
Yeni yüzyılda İslam Avrupa’nın parlayan yıldızı olacaktır. “Dünyada işgal edenler işgal edilirler” yasası, yeniden işlerlik kazanacak. Avrupa, Afrika ve Asya tarafından bütünüyle işgal edilecektir. Bu işgal savaşla değil, barışla yapılan bir işgal olacaktır.Avrupalılar kendilerine yeni bir Amerka aramak zorunda kalacaklardır.
*
İslamda büyük cihat barış, küçük cihat savaştır.
*
Savaşın yapamadığı dönüşümü barış yapar.
*
Barış dünyada her kapıyı açan anahtardır
*
Savaşın isteyeni barışın istemeyeni olmaz.
*
Barış devletlerin en büyük hazinesidir.
*
Ülkelerin en etkili güç kaynağı barıştır.
*
En zor barış kesintisiz barıştır.
Nazif Gürdoğan