ÇUVAŞLAR
Sənan Qılıncarslan Qacar / Azerbaycan
Suvarlar, antik çağdaki Subarların ardıllarıdır. Sümer uygarlığı ortadan kalktıktan sonra yazılı kaynaklara geçmiş olan Subarlar, Mezopotamya’nın kuzeyinde, Yukarı Dicle bölgesinde yaşamışlardır. Erken bir Türk dili olan Sümercede subar, ‘gövde’ demektir. Hakkında çok az şey bilinen bu halkın, Sümer uygarlığının dağılmasından sonra tarih sahnesine çıkmış olduğu dikkate alınırsa, Sümerlilerin hayatta kalan ardılları oldukları olasılığı güçlenir. Bu halk daha sonra kuzeye göç ederek, Batı Sibirya’ya yerleşmiştir. Sibirya adı da bu halkın adından gelir.
Kaşgarlı Mahmud Divan-ı Lugat it-Türk adlı eserinde 11. yüzyıldaki Türk boylarını sayarken, onlardan Suvarlar olarak söz eder. Türk dilinde sık görülen b-v ses dönüşümünü burada da görmekteyiz (bar-var ve ber-ver gibi). Günümüzün Çuvaş Türkleri, Suvarların doğrudan ardıllarıdır. Çuvaş adı, Suvar sözüden ş-r ses dönüşümüyle evrilmiştir. Sümerceden evrilen ve bugün öbür Türk lehçelerinde kullanılmayan bir çok söz Çuvaşçada halen yaşamaktadır. Örneğin Sümerce-Çuvaşça olarak ngiri-ura (ayak), aşur-suroh (koyun), abbun-avon (tahıl), mal-mal (ön), şid-şut (san, sayı), şulalum-şiloh (ceza; günah), sar-şır (yazmak), etutum-tettem (karanlık), mamud-ömöt (düş; rüya), enaşe-inşe (uzun), minu-mön (ne), meşe-oşa (nereye) bu sözlerden kimileridir.
Arif Cengiz Erman