GenelGüncelKültür Sanat

Tanışma (yaşam öyküsü) Tofig Amrah

Tanışma (yaşam öyküsü)
Yaşlı adam karısına dönüp, “Aman yaşlı kadın, şu horozu getir, bir de kaç tane yumurta var, onları da ayrı ayrı sat, ben de pazara gidip birkaç tane kırık alıp getiririm.” dedi.
“Bu fikir nereden geldi birden aklına, dostum?” Bu soğukta acı ve ızdırap çekiyorsanız, Tanrı sakinleşmenize yardımcı olacaktır. Pazara gitmek ister misiniz?
-Hayır, karımla gideceğim. Dün gece rüyamda oğlumuzu gördüm. Hadi gidelim diyorum, belki boyunu görürüm, yandan da olsa. – Aman be adam, yıllardır bizi aramayan, ölü müyüz diri miyiz bilmeyen bir oğulla ne işin var? Onu görsen ne anlamı var, görmesen ne anlamı var?
-Evet öyleydi ama dünya ölüm ve kayıp dünyasıydı. Yüreğim çok buruk, hadi gidelim, belki yine görüşürüz.
-Nasılsın be adam?
-Komşular araba kiraladı, ben de onlarla gideceğim. -Gideceksen git, ama kalın giyin, hastalanırsın.


Pazara ulaştılar. Zengin adam getirdiği her şeyi neredeyse bedavaya sattı. Soğuk kemiklerine kadar işlemişti. Hemen yakındaki bir lokantaya koştu. Garsona dönüp, “Hey, evlat, bana bir kase sıcak çorba verebilir misin?” dedi. “Tamam, baba, hemen getiriyorum.”
Yemek geldi. Adamın vücudu ısındı. Ancak bir gözü kapıdaydı. Oğlunun gelip kapıdan girmesi için Tanrı’ya dua ediyordu. Dışarıdan bile boyunu ve kilosunu görebiliyordu. Zaten oğlunu yıllardır görmemişti. Daha doğrusu oğul, anne ve babasının perukunu kaybetmişti.
-Ah, ateşle gelenin oğlu da gelenlerdenmiş meğer, o da öndeymiş. -Bu ihtiyar sana kurban olsun oğlum. Aliş isimli adam, “Çocuğum kurban olsun” diye haykırdı. Gidip bebeğini kucaklamak, kucağına almak istiyordu. Ama yapmadı, yapamadı, adamın bedeni titriyordu. Canım oğlum, zavallı annenle ben bir şekilde hayatta kalacağız, yeter ki sen iyi ol ve iyi yaşa. Ama sana yaşattığımız acıları hatırla. Yemedik, doyurduk, giydirmedik, giydirdik. Okuduk, adam olacaksın dedik… Peki, ne yaptın oğlum? – Bizi yabancı bir kıza sattın, kendine uygun kılmadın. Belki pasaportunuzda babanızın adı boş değildir, Aliş, Aliş diye yazılmıştır!
-Oğlum dışarıda arkadaşlarıyla oturmuş, lezzetli yemekler sipariş ediyor ve eğleniyordu. Baba kenardan oğluna baktı. Bu sırada oğlunun gözleri babasını tahrik ediyordu. O, onun babasıydı. Bir an kendini kaybetti. Bir bahaneyle buradan çıkmak istiyordu. Babasının kıyafetleri de ona benziyor. Bu moda kıyafetler içinde. Kendini toparla ve garsona söyle, bir tabak pirzola ve bir fıçı kebap getirsin, bunları köşede oturan yaşlı adama versin, o fakir bir adam.
Arkadaşlardan biri sordu: “Hocam, şu adamı tanıyor musunuz?”-Tam olarak değil ama sanırım köydeki komşumuzdu. Zaten ihtiyar bir adam. – Hocam, bunun bir oğlu yok mu? – Var, neden olmasın, var. – Varsa o ihtiyarlar babalarına neden bakıyorlardı? – Bilemiyorum.
Garson siparişleri olduğu gibi aldı ve adamın masasına koydu. “Bu ne evlat? Bunları istemedim.” Bunları ödeyecek param yok.
-Endişelenme baba, bak, şu masadaki öğretmen gönderdi, parasını da kendisi ödedi.
-Evet, demek ki erkekmiş!!!
-Geri dön yavrum, geri dön. Zehir yerim, onun gönderdiğini yemem. -Neden baba?! -Kim o? -Ben de tanımıyorum. Tanımadığım kimseye ilgim yok yavrum, geri ver, geri ver!

Tofig Amrah
Tofig Amrah


Azerbaycan Yazarlar Birliği üyesi, Azerbaycan Milli Kahramanı Tofig Amrah

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Pin It on Pinterest