NAVARİN KATLİAMI – SOYKIRIMI – 19-08-1821
Altın Orda’nın yıkılmasından sonra kurulan birkaç yüzyıllık Rusya’nın sıcak denizlere inme politikası, gerekse de 1. Petro’dan gelen vasiyetini devlet politikası haline getirmeleriyle birlikte güneydeki komşusu Osmanlı büyük bir tehdit görünümündeydi ki büyük Prut bozgunundan sonra…
Bu çerçevede Osmanlı’yı yıkmak için iki koldan saldırıya geçti. Birinci kol Doğu Anadolu üzerinden Ermenileri kışkırtmak, ikinci kol ise Balkan devletlerini Osmanlı’ya karşı kışkırtmak olacaktı. Rusya, Türk devletinin içindeki hazırda bekleyen gizli düşmanları ortaya çıkardı aslında. İsyanlar ardı ardına, Sırplarla başladı, Yunanlılarla devam etti. İsyan lafı yapılanlar açısından bakıldığında hafif kalır. Sistematik Türk katliamı veya planlanmış Türk soykırımı desek daha doğru olur. Ermeniler de binlerce yıllık Türk Yurdu olan Erivan’da bir tane Türk bırakmadığı gibi, Türkiye’deki yerleşim yerlerini dümdüz etmişlerdi. Soykırım öyle yapılmaz böyle yapılır diye bir adım daha ilerisine götürmüşlerdi.
Yunanlıların onlarca başlık altında sayılabilecek Türk Soykırımlarının birisi de Navarin Katliamı’dır.
Yunanlıların teslim olma önerisine kanan Türk sakinler, kale kapısının açılması sonucunda, kaçabilenler dışında sağ kimse kalmamıştır.
Tarihçi George Finlay, Phrantzes adlı Yunan bir rahibin katliama tanıklık ettiğinden hareketle insanın iliklerini donduran şu cümleleri sarfetti:
“Mermiler ve kılıçlarla yaralanmış kadınlar kaçmak umuduyla denize koştu, bu sırada kasten vuruldular. Kollarında bebekleri olan annelerin kıyafetleri çalındı ve tek gizlenme yeri olan denize koştular, suda çömelirken insan olmayan tüfekli askerler tarafından vuruldular. Yunanlar bebekleri annelerinin kollarından aldı ve kayalara vurdu. Üç ve dört yaşlarındaki çocuklar denize atılarak boğuldu. Katliam bittiğinde cesetler ya denize atıldı ya da sahile yığıldı ve bir salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya kalındı.”
50.000 Türk’ün yaşadığı yerde artık bir tane Türk kalmamıştır. Kaçabilenler kaçmış, kaçamayanlar ise Yunanlılar tarafından katledilmiştir.
İlerleyen yıllarda Ermeniler de Türk Soykırımı yaptı. Sistematik bir biçimde, kadın-erkek, çocuk, genç, ihtiyar demeden katliamlar yapıldı.
Tüm şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz.
Bugünkü; Hepimiz Ermeniyiz diyenlere, Türk-Yunan sorunu halklar arasında değil, siyasiler arasındadır diyenlere kapak olsun.
Tarih geçmişimizdir. Tarihini bilmeyen tarih olur, tarihini bilen tarih yazar.
Murat Kalyoncu (Türkolog)
Türk Ruhu Hareketi
Araştırma Sorumlusu
19.08.2017