GenelGüncelKültür SanatTürk Dünyası

Tarihte İlklerin Adamı: Vezir Nizamülmülk – Uğur Utkan

Tarihte İlklerin Adamı: Vezir Nizamülmülk

Tarihin gelmiş geçmiş en büyük devlet adamları deyince, dünya nizamını şekillendirmiş ünlü devlet adamları deyince aklımıza pek çok değerli şahsiyet gelecektir. Hatta bu şahsiyetlerin çoğu da genelde Batı tandanslı olup genelde Türk-İslâm dünyasından çıkan mümtaz şahsiyetleri hatırlayacak bir avuç insan herhalde zor çıkar.

Öyle çünkü maalesef yıllarca insanımıza dönük yalan yanlış bilgi kirliliğiyle beyin yıkama harekâtı ile zihinlerimiz bulandırıldı.

Türk-İslâm tarihine dönük adeta bir “Haçlı seferi” gerçekleştirildi. Tarihimizin iftihar dolu sayfaları ısrarla karanlıkta bırakılmaya çalışıldı. Üstad Cemil Meriç’in “Haçlıların en büyük zaferi tarih kitaplarımızdır” sözü bu gerçeklerin kanıtı değil midir?

İnsanımızı senelerce yanlış telkinlerle afyonlamaya, insanımıza mazimizin karanlık ve çağdışı olduğuna dair asılsız olan safsataları inandırmaya ve tarihimizi karalamaya, itibarsızlaştırmaya ve iyi olanları unutturmaya dönük bir kanaat aşılamaya çalışan bir anlayışla insanımızın içinden haliyle Türk-İslâm dünyasından çıkan mümtaz şahsiyetleri hatırlayan, bilen çok az kişi çıkacaktır. İyi olan ne varsa Batı’dan ve antik dönemlerden geldiğine dönük bir dayatma tezle halkımıza yapılan bilgi empozesinin bizi getireceği nokta ancak dipsiz uçurumdur.

Şimdi insanımıza yapılan dayatma tezlere karşı tutsak edilmeye çalışılan tarihimizi hep birlikte özgürleştirmeye çalışalım. Ama elbette bunun için de tarihimizin karanlıkta kalan sayfalarına ışık tutmamız gerekmektedir.

Bu bağlamda Türk-İslâm tarihinde müstesna bir yeri olan ve gerek eğitim alanında, gerek devlet yönetimi alanında, gerekse anayasa tarihimiz açısından çok önemli işlere imza atmış bir şahsiyeti ele alacağız.

Bu mümtaz şahsiyet; Nizamülmülk’tür.

Asıl ismi Hasan bin Ali olan bu değerli zât, 1018 yılında bugün İran’ın Türkistan hududundaki Meşhed’e yakın küçük bir şehir olan Tus’ta Fars kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Gaznelilerin Horasan valisinin maiyetinde olan babasının yanında yetişen Hasan bin Ali, zamanın büyük âlimlerinden eğitim alarak iyi bir bilim adamı oldu ve bilimle nâm saldı. Çok yönlü bir insan olan Hasan bin Ali, zamanla kendisinden iyi bir devlet adamı olarak da söz ettirecekti. Devlet adamı olarak kendinden söz ettirmesini sağlayacak süreci başlatan hadise de Dandanakan Savaşı olmuştur. Bu savaş, muzaffer Selçuklular için olduğu gibi Hasan bin Ali için de bir dönüm noktası olacaktır.

Selçukluların zaferle ayrılıp devletleşerek Türkiye Devleti’nin de kurucu iktidarı olmalarına vesile olan 23 Mayıs 1040 tarihli Dandanakan Savaşı’ndan sonra Horasan’a dönen Hasan bin Ali, savaşın kazanan tarafı olan Selçukluların hizmetine girdi. İşte bundan sonra Hasan bin Ali için ikbal basamakları ardına kadar açılacaktı. Zira Hasan bin Ali, devlet adamlığının bilim insanı olma vasfının da önüne geçmesine vesile olacak süreci imza attığı başarılı icraatlarla kendi inşa edecekti.

İlk olarak Belh valisinin maiyetinde yaptığı hizmetlerle göz dolduran Hasan bin Ali, anında öne çıkarak Selçuklu ordusunun başkumandanı Çağrı Gazi’nin maiyetine girdi. Hasan bin Ali’nin başarıları karşısında gerçekten imrenen Çağrı Gazi, istikbalin Anadolu fatihi olacak oğlu Melik Alparslan’ı Hasan bin Ali’nin himayesine verdi. Tahta çıkıncaya dek Hasan bin Ali’nin eğitiminden geçen Melik Alparslan, Selçuklu Sultanı olduğunda hocası Hasan bin Ali’yi başvezir tayin etti. Belh valisinin maiyetinde hizmetine girip başvezir olarak zirveye çıktığı Selçuklu idaresinde büyük hizmetler yapması ve kâh eğitimde, kâh toprak sisteminde, kâh mimari alanda, kâh devlet nizamında yaptığı düzenlemelerle ve tesis ettiği oluşumlarla gerçekten tarihe geçecek ilklere imza atan bir şahsiyet olan Hasan bin Ali’nin “Nizamülmülk” unvanıyla anılmasını sağlayacaktı.

Şimdi Hasan bin Ali’nin “Nizamülmülk” olarak tarihe mâl olmasına sebep olan icraatlarına ve ilklerine bir göz atalım:

Nizamiye Medreseleri

Selçuklu Başveziri Nizamülmülk tarafından 1067 yılında Bağdat’ta kurulan Nizamiye Medreseleri, İslâm dünyasında yükseköğretimi kurumsallaştıran ilk büyük medrese ağı ve câmi, mescid bünyesinden ayrı olarak tesis edilen ilk maarif müessesesi olarak kabul edilir ki İslâm yeryüzüne indiği Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberlik döneminden bu medreseler kurulana dek tedrisat faaliyetleri câmilerin, mescidlerin bünyesinde yapılıyordu. Bağdat’tan sonra Nişabur, İsfahan, Herat, Belh, Basra, Musul ve Amul şehirlerinde de hizmet vermeye başlayan bu medreseler,

Modern üniversite sisteminin öncüsü sayılan bu kurumlarda din, felsefe, matematik, astronomi, tıp, edebiyat ve hukuk gibi pek çok alanda eğitim verildi. Buradan; İmam Gazali, Ömer Hayyam, Fahreddin Razi gibi büyük alimler yetişti. Hatta Şirazi, Cüveyni gibi meşhur alimler bu kurumlarda ders vermiştir.

Nizamiye Medreseleri, hem Selçuklu sultanlarının devlet düzenini sağlamlaştırmasına katkı sundu, hem uzun yıllar boyunca parçalanmış ve bozuk itikatlıların hakimiyetine girmiş olan İslâm dünyasındaki fikriyatın temizlenmesini sağladı, hem de sonraki yüzyıllarda Anadolu, Mısır ve Endülüs’teki eğitim kurumlarına, hatta Avrupa’nın modern üniversitelerine de örnek oldu. Hatta Osmanlı medreseleri, 1924’te kapatılana dek Nizamiye Medreseleri’nin devamı olarak faaliyet göstermiştir.

Siyasetname

Nizamülmülk’ün kaleme aldığı Siyasetname adlı eser, Kutadgu Bilig ananesinin devamı olarak iyi bir devlet idaresinin nasıl olacağı hususunda nice hükümdarlara, nice devlet adamlarına tâbir-i câizse bir kılavuz olmuştur. Ayrıca Selçuklular için de bir nevi anayasa hüviyetini taşıyan Siyasetname, Türk tarihinin Bilge Kağan ve kardeşi Kültigin adına dikilen yazıtlara kazılan ve “Töre” olarak geçen, ilk maddesi “Tengri tektir” olan Bilge Kağan Yasaları’ndan sonraki ikinci anayasası olup, Selçuklular tarafından 1040 Dandanakan Savaşı vesilesiyle kurulduğunu varsayabileceğimiz Türkiye Devleti’nin de ilk anayasasıdır.

Dindarlığıyla, iyi bir kültür, sanat ve halk adamı olmasıyla çağının çok ilerisinde olan çok yönlü bir şahsiyet olan Nizamülmülk, son yıllarını Selçuklular adına uzun yıllar baş ağrısı haline gelen ve İslâm dünyasına en az Moğollar ve Haçlılar kadar zarar vermişliği olan Bâtınîlerle mücadele için çaba harcamakla geçirdi. Dünya tarihinin ilk terör örgütü olan Bâtınîler, Nizamülmülk’ün çabaları sayesinde âdeta kıskaca alınmışlardı. Ama ne var ki mücadele ettiği terör örgütünün bir fedaisi tarafından gerçekleştirilen bir suikastle 1092’de şehid düşen Nizamülmülk, dünya tarihinin ilk terör eylemine karşı hayatını kaybeden devlet adamı olarak da dünya tarihine mâl oldu. Mekânı cennet, makâmı âli olsun…

Ezcümle 933 yıl önce yaşamasına rağmen yaptıklarıyla bugünleri de şekillendiren Nizamülmülk’ü mutlaka yeni nesillere okutmalı, anlatılmalıyız.

Şimdilik bu kadar…

Selâm ve duâ ile…

uğur utkan
uğur utkan

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest