Türk Dünyası

Ürkün Katliamı, Rusların Kırgızistan‘da yaşayan Türklere yaptığı katliamdır

Ürkün Katliamı- 7-8 Kasım 1916

Kırgız Türkleri1876 yılında Hokand Hanlığı‘nın yıkılmasıyla Ruslar’ın hakimiyeti altına girdiler. Ruslar, bu yeni hakimiyet alanlarında kontrol sağlamak için sömürgeci politikaları doğrultusunda bölgeye zamanla Rusya’dan getirdikleri Rus aileleri yerleştirmeye başladılar. Rus aileler yerleştirilirken burada yaşayan halkın topraklarına el konuldu. Çok sayıda Rus köyü oluşturuldu ve bölgenin isimleri Rus isimleriyle değiştirildi.

Zamanla bölgedeki nüfusun %6‘sını oluşturan Ruslar’ın eline verimli toprakların %58‘i verilmişti. %94‘lük dilimi oluşturan Kırgız Türkleri ellerinden bu toprakların alınması ve sulama kanallarına el konulması ile zor duruma düşürüldü.

1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı‘nda Rus Çarlığı‘nın da yer alması Kırgız Türkleri için büsbütün felaketti. O güne dek toprakları ellerinden alınan Türkler, çoktan geçim sıkıntısına düşmüştü. Bir de bunun üzerine Rus yöneticiler tarafından savaş bahanesiyle vergiler ağırlaştırıldı, halkın hayvanlarının bir kısmına el konuldu.

Ürkün Türk Köylüleri
Ürkün Türk Köylüleri

İkinci sınıf vatandaş olarak görülen ve o güne kadar askere alınmayan 19-43 yaş aralığındaki bütün Orta Asya erkeklerinin, 1916 yılında Çar II. Nicolas tarafından askere alınması emredildi. Bu emir, Haziran ayında çıkarılmıştı ve zaten geçim sıkıntısı çeken insanlar hasat zamanında erkek gücünden yoksun kaldığı için iyice müşkül duruma düştü.

Bunun üzerine Türkler, Temmuz 1916‘da amelelik emrine karşı gelmeye ve ayaklanmaya başladı. Polisle yaşanan çatışma bütün Türkistan‘da duyuldu ve ayaklanmalar bütün coğrafyaya yayıldı. Rus ordusunun önemli bir kısmı isyanı bastırmak için görevlendirildi, bu da isyancıları silahlanmaya itti. Yerli halka karşı Rus köylülere de silahlar dağıtıldı ve bunların hepsi birliklere katıldı.

Rus generallere verilen emir doğrultusunda köyler yakılıp yıkıldı. Silahsız durumdaki çocuk, kadın ve yaşlılar da isyancılar gibi acımasızca öldürüldü. Kaçmaya çalışan insanların önü kesildi, direnip direnmemelerine bakılmaksızın hepsi öldürüldü. Bazı bölgelerde isyana katılmayan Uygur ve Kazak Türkleri de kurşuna dizildi.

Böylece bölgede etnik temizlik yapıldı. İsyanın başarısız olmasındaki en büyük etken, çok iyi silahlanmış Ruslar‘a karşı ayaklanmaların bölgesel oluşu ve tek merkezden düzenli yönetilmemesiydi.

Çarlık Rusya'sının 1916 yılında Kırgız Türklerine yaptığı Ürkün Katliamının anısına dikilen anıt mezarı.
Çarlık Rusya’sının 1916 yılında Kırgız Türklerine yaptığı Ürkün Katliamının anısına dikilen anıt mezarı.

Rus devlet yetkilisi A. F. Kerenskiy, isyanın bastırılışını bir toplantıda şöyle dile getirir;

“Cezalandırıcılar bölüklerden, piyadelerden, süvari ve topçulardan meydana gelmekteydi. Bölük komutanları köylerde karşılarına çıkan bütün insanların yaş ve cinsiyetine bakılmaksızın, kundaktaki bebekler, yaşlı dede ve nineler dahil zalimce yok etmişlerdir.”

Öldürülen Türklerin sayısı kesin olmamakla birlikte, en az 100.000 kişi olduğu bilinmektedir.

Bundan tam yüz yıl önce yapılan bu soykırım, Kırgız Türkleri‘nin sömürgeci Ruslar’a karşı verdikleri milli mücadelenin ağır bir sonucudur.

TRT AVAZ’da yayınlanan Kırgız Yazar Baktybek Maksutov ve Doç. Dr. Kudret Artıkbaev’in konuk olduğu; Ürkün Olayı – 100. Yılında 1916 Ayaklanması ve Katliamı – Türkistan Gündemi programını izleyebilirsiniz.

Kaynakça;
BAYSUN A.R., Türkistan Milli Hareketleri, İstanbul,1945
HAYİT B., Türkistan Milli Mücadeleleri Tarihi, Ankara,1995
Kara, Füsun, “1916 Kırgız Büyük İsyanı: Ürkün”, Turkish Studies – International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 6/2 Spring 2011, Turkey
Adil Hikmet Bey, Asya’da Beş Türk, İstanbul, Ötüken Yayınları, 1999

Kırım'ın Sesi Gazetesi

27 Şubat 2015 Tarihinde hizmet bermege başlağan www.kiriminsesigazetesi.com maqsadı akkında açıklama yapqan Mustafa Sarıkamış İsmail Bey Gaspıralı’nıñ bu büyük mirasına sahip çıqmaq ve onun emellerini yaşatmaqtır. Qırımtatar Türkleriniñ ananevî, körenek, ürf, adet kibi yaşamlarında ne bar ise objektif şekilde Dünya cemiyetine taqdim etilmektir.

Pin It on Pinterest